Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian: Avrupalı dışişleri bakanları Lübnanlı bazı siyasetçilere yaptırım uygulanması konusunda anlaştılar

Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian: Avrupalı dışişleri bakanları Lübnanlı bazı siyasetçilere yaptırım uygulanması konusunda anlaştılar
TT

Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian: Avrupalı dışişleri bakanları Lübnanlı bazı siyasetçilere yaptırım uygulanması konusunda anlaştılar

Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian: Avrupalı dışişleri bakanları Lübnanlı bazı siyasetçilere yaptırım uygulanması konusunda anlaştılar

Avrupalı dışişleri bakanları aralarındaki anlaşmazlıkları bir kenara bırakarak Lübnanlı politikacılara yaptırım uygulanmasına konusunda fikir birliğine vardılar. Bu karar Lübnan siyasi sınıfının ekonomik ve sosyal koşulların tamamen çökmesini önleyecek bir hükümet kurma konusunda anlaşacağına dair umutların yitirilmesinin ardından geldi.
Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian, geçen nisan ayından bu yana Avrupalı mevkidaşlarını anlaşmazlıkları bir kenara bırakarak Lübnan'ın harap durumuna odaklanmaya ve Lübnanlı politikacılar üzerinde güçlü bir baskı kurmaya çağırıyordu. Fransız Bakan, Lübnanlı politikacılara baskının yaptırım olarak uygulanmasını istiyordu.
Le Drian, AB dışişleri bakanlarının Brüksel'deki çalışmalarının sona ermesinin ardından yaptığı açıklamada, Avrupalı bakanların bu ay sonundan önce Lübnanlı bazı siyasetçilere yaptırım uygulamak üzere yasal bir çerçeve oluşturduklarını ve siyasi bir uzlaşmaya vardıklarını duyurdu. Söz konusu uzlaşı, geçen yıl 4 Ağustos'ta gerçekleşen Beyrut Limanı patlamasından bir yıl sonra geldi. Le Drian açıklamasında şunları söyledi:
“Yasal çerçeve, ister acil bir gereklilik olan hükümetin kurulmasında, isterse ülkenin beklediği gerekli reformların gerçekleştirilmesinde olsun, Lübnanlı yetkililere ilerlemeleri yönünde baskı yapmak için bir araç görevi görecektir.”
Le Drian, Lübnan’da durumun şu anki gibi devam etmesinin "Lübnan'ın ölümü” yani devletin mekanizmalarının durması anlamına geleceği düşüncesiyle Avrupalı bakanları yaşananların ciddiyetine odaklanmaya çağırdı. Yaptırımlar konusunda uzlaşıya varılmasında ön ayak oldu. Fransız Bakan dün yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Lübnan birkaç aydır kendi kendini yok etme sancısı içinde. Ancak bugün sefalet içinde yaşayan vatandaşlar için acil meseleler olduğunu görüyoruz.”
Avrupa düzeyindeki bu önemli gelişme, Lübnan için yoğun bir uluslararası faaliyet haftasının başında geldi. Paris, Cumhurbaşkanı Macron'un geçen yıl ağustos ve eylül aylarında Lübnan'ın başkentine yaptığı ziyaretler vesilesiyle Beyrut'tan başlattığı kurtarma girişimini başarısızlığa uğratmalarının ardından Lübnanlı politikacıları doğru yönde hareket etmeye zorlamanın tek yolunun olduğu kanaatine vardı: Hükümetin kurulmasına engel olduğu düşünülenlere ve yolsuzluğa karışanlara yaptırım uygulamak.
Fransa, baskılarının sonuç vermemesinden dolayı Avrupa Birliği'ni (AB) Lübnanlı politikacılara baskı yapmak için kendisine katılmaya zorlama yoluna gitti. Paris, AB’yi ikna için ABD ile bir anlaşma yapmayı önceledi. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken geçtiğimiz ayın 25'inde Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian ile Paris'te bir görüşme gerçekleştirdi. Taraflar Lübnanlı bazı siyasetçilere yönelik gerekli baskının uygulanması konusunda anlaştılar. Fransa ve ABD dışişleri bakanlarının 29 Haziran'da İtalya'da, G20 Zirvesi’nin oturum aralarında gerçekleştirdikleri toplantıya mevkidaşları Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan bin Abdullah da katıldı. Bu görüşmeyi Fransa ve ABD büyükelçilerinin geçen hafta Riyad'a gerçekleştirdikleri ziyaret takip etti.
Fransızların çabaları baskı araçları sağlamakla sınırlı değil. Paralel başka çabalar da gösteriyorlar. Elysee Sarayı, Cumhurbaşkanı Macron'un danışmanı Patrick Durrell'i ve Fransa'nın Dış Ticaretten Sorumlu Devlet Bakanı Frank Riester'ı hükümet kurma çabalarının sonuçlarını değerlendirmek üzere tekrar Beyrut'a gönderdi. Tüm bunlar, Macron'un Lübnan'a insani yardım sağlanması için baskı yapma çağrısında bulunacağı 20 Temmuz'daki konferanstan birkaç gün önce geldi.
Bu, Fransa Savunma Bakanlığı'nın geçen ayın ortasında Lübnan ordusunu desteklemek için düzenlediği konferansın ardından atılan türünün üçüncü adımı olacak. Paris, Lübnan’daki ekonomik ve sosyal koşulların bozulması, güvenlik olaylarının çoğalması, siyasi söylemin sertleşmesi, mezhepçilik, özellikle ulusal para biriminin değer kaybetmesi ve artan yoksulluk karşısında endişeli. Macron, haftalar önce bu koşulların daha da kötüleşip çökmesi halinde Paris’in Lübnan'daki mali ve ekonomik koşulları yönetmek için uluslararası bir mekanizma kurmaya çalışacağını açıkladı.
Le Drian'ın sözleri pratikte Avrupa Birliği'nin Fransa'nın çok hızlı bir şekilde istediği yaptırımları uygulamaya yönelik ilk adımı attığı anlamına geliyor. Paris, daha önce isimleri gizli tutulan bir grup Lübnanlı politikacıya yaptırım uyguladı. Söz konusu politikacıların mal varlıkları donduruldu ve Fransa topraklarına girmeleri yasaklandı. Avrupalı bakanlar gerekli yasal zemini oluşturmakta başarı sağlarlarsa yaptırımlar, Fransa'nın daha önceki yaptırımlarına benzer olacak. Yani Lübnanlı bazı siyasetçilerin mal varlıkları dondurulacak ve Avrupa’ya girişleri engellenecek.
Le Drian'ın açıklamaları, Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi ve Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Josep Borrell’in sabah saatlerinde yaptığı ve bakanların yaptırımlar üzerinde anlaşmaya varmaları konusunda şüpheler bulunan sözlerinin ardından biraz şaşırtıcı oldu. Borrell, Zira "Bugün Lübnan'a yönelik yaptırımlar konusunda siyasi bir anlaşma beklemiyorum" dedi. Lüksemburg Dışişleri Bakanı Jean Asselborn da benzer bir açıklamada bulundu. Asselborn, "Lübnan'da durum karmaşık. Avrupa'nın yaptırımlarla ilgili görüşmeleri henüz bitmedi.” dedi. Ancak görünen o ki Lübnanlı bazı siyasetçilere yönelik baskı yapılmasını savunanlar, bu yönde bir tutum izlemekte gönülsüz olan bakanlara üstünlük sağlamayı başardılar.



Ben-Gvir, itfaiye aracı bağışı ve 17 gencin eğitimiyle Suveyda sakinlerinin gönlünü kazanmaya çalışıyor

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, çarşamba günü üst düzey savunma, dışişleri ve güvenlik yetkilileri eşliğinde Suriye sınırındaki tampon bölgeyi gezdi. (İsrail Hükümeti Basın Ofisi)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, çarşamba günü üst düzey savunma, dışişleri ve güvenlik yetkilileri eşliğinde Suriye sınırındaki tampon bölgeyi gezdi. (İsrail Hükümeti Basın Ofisi)
TT

Ben-Gvir, itfaiye aracı bağışı ve 17 gencin eğitimiyle Suveyda sakinlerinin gönlünü kazanmaya çalışıyor

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, çarşamba günü üst düzey savunma, dışişleri ve güvenlik yetkilileri eşliğinde Suriye sınırındaki tampon bölgeyi gezdi. (İsrail Hükümeti Basın Ofisi)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, çarşamba günü üst düzey savunma, dışişleri ve güvenlik yetkilileri eşliğinde Suriye sınırındaki tampon bölgeyi gezdi. (İsrail Hükümeti Basın Ofisi)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun yaklaşık bir yıldır İsrail’in işgali altında bulunan Suriye’nin güney bölgelerine yaptığı provokatif turdan ve aynı anda Suriye’den yürütülen silah kaçakçılığı ağının ortaya çıkarılmasından bir gün sonra, İsrail makamları dikkat çeken bir açıklama yaptı. Açıklamaya göre İsrail, Suveyda’dan 17 Dürzi gencine profesyonel yangın söndürme eğitimi vermeyi ve vilayete bir itfaiye aracı hediye etmeyi planlıyor.

Bu açıklama, sosyal medyada geniş yankı uyandırdı. Paylaşımların çoğunda, İsrail’in niyetlerine yönelik eleştiriler ve uyarılar öne çıktı. Sosyal medya kullanıcıları, Beşşar Esed rejiminin devrilmesinden bu yana İsrail’in 450 kilometrekareyi aşan Suriye toprağını işgal ettiğine (1967’den beri işgal altında tuttuğu Golan Tepeleri’ne ek olarak) ve Şam’dan ülkenin güney ve güneybatı sınırlarına uzanan bölgede güvenlik kontrolünü dayattığına dikkat çekti.

İsrail güçlerinin Suriye topraklarına ilk adım attığı günden bu yana bölgede gerilim yarattığı, toplumsal çatışmaları körüklemeye çalıştığı, hava saldırıları ve topçu bombardımanları düzenlediği, hatta Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nı hedef aldığı belirtildi. Bu adımların, Şam yönetimine baskı kurmak ve onu güvenlik anlaşmalarına zorlamak amacı taşıdığı ifade edildi.

Gelen son bilgilere göre, Arap karşıtı söylemleri, aşırı sağcı tutumu ve ırkçı görüşleriyle bilinen İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir bakanlığına bağlı İtfaiye Kurumu’na Suveyda’ya bir itfaiye aracı gönderilmesi yönünde talimat verdi. Ben-Gvir bu adımı ‘üst düzey insani bir girişim’ olarak tanımladı. Ancak bölge kamuoyu, özellikle Araplarla ilgili politikaları göz önüne alındığında, Ben-Gvir’in bu girişiminin insani amaçlar taşıdığına pek ihtimal vermiyor. Bu nedenle söz konusu adımın gerçekten Suveyda’da çıkabilecek yangınlara destek olmayı mı hedeflediği, yoksa bölgede yeni fitneler ve çatışma alanları yaratmayı mı amaçladığı yönünde soru işaretleri doğmuş durumda.

cdft
İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, 28 Ocak 2024 tarihinde Gazze Şeridi ve Batı Şeria'nın kuzeyinde yerleşim yerlerinin yeniden inşası için çağrıda bulunan bir konferansta konuşuyor. (Reuters)

Gelen bilgiler, söz konusu girişimin İsrail’in güney Suriye’deki nüfuzunu ‘insani yardım’ görünümü altında genişletmeyi hedefleyen daha kapsamlı bir planın parçası olabileceği yönünde. Bu çerçevede İsrail’in, Suriye toplumunda ayrışma yaratmak amacıyla Dürzi topluluğu ile ‘özel bağlara’ sahip olduğu iddiasını öne çıkardığı değerlendiriliyor.

Şarku’l Avsat’ın Yediot Aharonot’tan aktardığına göre Dürzi topluluğundan 17 genç, üç hafta sürecek yoğun bir itfaiyeci eğitimine tabi tutulacak. Programın ardından her bir katılımcı, tam teçhizatlı şekilde Suriye’ye dönecek. Ayrıca Suveyda’da yeni bir itfaiye istasyonu kurulacağı ve bölgeye bir itfaiye aracı gönderileceği bildirildi.

Haberde, Ben-Gvir’in “Suriye’deki itfaiye istasyonu acil durumlarda kurtarma kapasitesi sağlayacak” dediği aktarıldı. Haberin devamında, İsrail’in, güney Suriye’deki Dürzilerle ilişkisini ‘derin bir stratejik bağ’ olarak nitelendirdiği ve sınırın ötesinde yaşayan Dürzi aileleri de bu çerçevede değerlendirdiği ifade edildi.

Ben-Gvir’in ayrıca şu sözlerine yer verildi: “İsrail’deki Dürzi topluluğuyla ilişkileri güçlendirmeyi sürdüreceğiz. Bunu hem ulusal güvenlik kurumlarında Dürzi subayların üst görevlere getirilmesiyle hem de ihtiyaç duyulan her alanda destek ve yardım sağlayarak yapacağız.”

xsd
İşgal altındaki Golan Tepeleri'nden İsrail ile Suriye sınırında kaçakçılık faaliyetlerinin artması, bu bölgeyi ‘Ekim 2023'ten bu yana silah ve uyuşturucu kaçakçılığının aktif bir merkezi’ haline getirdi. (İsrail Ordusu)

Söz konusu haber, çarşamba günü ortaya çıkarılan Suriye kaynaklı silah kaçakçılığı ağına ilişkin polis tarafından yayımlanan yeni detaylarla aynı dönemde gündeme geldi. Tel Aviv tarafından ‘Dürzi ağı’ olarak adlandırılan yapılanmanın tüm üyelerinin (18 kişi) Dürzi kökenli olduğu açıklandı.

Ağda yer aldığı belirtilen bazı isimler kamuoyuyla paylaşıldı. Buna göre Şefa Amr kentinde yaşayan 49 yaşındaki Rami Ebu Şah, yapılanmanın lideri olarak gösteriliyor. Diğer üyeler arasında Suriye’nin Hadr köyünden Yaser Burcas (29), Revad el-Bassar (25) ve Selman Ebu Kays (51) bulunuyor.

İsrail tarafında gözaltına alınanlar arasında ise Rami Ebu Şah’ın yanı sıra Yarka köyünden Emir Selman (25) ve Munir Ebu Davud (26) yer alıyor. Ayrıca İsrail ordusuna mensup askerler arasında İyad Halebi (45), Emel Selim (26), Suheyl Meadi (21) ve Şefa Amr’dan Salih Hanayfis’in (23) tutuklandığı bildirildi. Kimliklerinin açıklanmasına izin verilmeyen sekiz kişinin daha gözaltında olduğu ifade edildi.

xsdf
Suriye'den İsrail'e silah kaçakçılığı… Tel Aviv, düzenli ve yedek askerler dahil olmak üzere beş kişinin olayla ilgisi olduğunu açıkladı. (Polis Sözcüsü)

İsrail basınında yer alan sızıntılara göre, silah kaçakçılığında kullanılan araçların orduya ait kamyon ve askeri taşıtlar olduğu iddia edildi. Silahları ülkeye getirenlerin ise Bedevi aşiretlerin saldırısı sırasında Suveyda’yı savunmak için Suriye’ye geçtiklerini öne süren İsrailli Dürziler olduğu belirtildi. Bu kişilerin bölgede çok büyük miktarda silah buldukları ve bunları son derece düşük fiyatlara satın aldıkları ifade edildi. Aktarılan bilgilere göre bir tabanca bin şekel (yaklaşık 300 dolar), bir makineli tüfek 3 bin şekel, bir RPG roketatar ise 4 bin şekele alınmış; bu silahların İsrail’de beş ila on katı fiyatlarla satıldığı kaydedildi. Ayrıca, Suveyda’ya gönderileceği duyurulan itfaiye aracına ilişkin haberin, silah ticareti skandalının üzerini örtmeye yönelik bir girişim olabileceği ihtimali de gündeme geldi.


Putin, askeri liderlerle bir araya gelerek Ukrayna'da savaş hedeflerine tam anlamıyla ulaşılması çağrısında bulundu

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AP)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AP)
TT

Putin, askeri liderlerle bir araya gelerek Ukrayna'da savaş hedeflerine tam anlamıyla ulaşılması çağrısında bulundu

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AP)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AP)

Kremlin, dün yaptığı açıklamada, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Genelkurmay Başkanı, Harekât Dairesi Başkanı ve Batı ve Güney askeri gruplarının komutanlarıyla bir araya geldiğini duyurdu.

Kremlin açıklamasına göre Putin, Rus askeri liderlerine Ukrayna'daki özel askeri harekâtın hedeflerine tam olarak ulaşılması gerektiğini vurgulayarak, Kupyansk -Oskol civarında yaklaşık 15 Ukrayna silahlı kuvvetleri taburunun kuşatıldığını kaydetti.

Kremlin, Putin'in Ukraynalı askerlerin silahlarını bırakıp teslim olma yetkisine sahip olması gerektiğini ve Ukrayna'daki siyasi liderliğin "iktidarı gasp eden bir suç örgütünden ibaret" olduğunu söylediğini belirtti.

fgth
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kremlin'de Rusya Güvenlik Konseyi toplantısına başkanlık ediyor (AFP)

Putin, "Kiev rejiminin temsilcileri altın saraylarda oturuyor ve Ukrayna ve askerlerinin kaderini düşünmüyorlar" ifadesini kullandı.

Rusya Genelkurmay Başkanı Valeriy Gerasimov ise Rus güçlerinin Ukrayna'nın kuzeydoğusundaki Kobani şehrinin tam kontrolünü ele geçirdiğini ve Rus silahlı kuvvetlerinin operasyonlarını sürdürdüğünü, neredeyse her yöne doğru ilerlediğini vurguladı. Ayrıca, Harkov bölgesindeki Volçansk şehrinin topraklarının yüzde 80'inden fazlasının kurtarıldığını da kaydetti.

Putin'in askeri liderlerle görüşmesi, ABD Başkanı Donald Trump'ın Ukrayna'daki savaşı sona erdirmek için hazırladığı 28 maddelik planın onaylandığına dair medya haberlerinin ardından geldi. Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ise "bu ABD planının taslağı üzerinde çalışmayı" kabul ettiğini doğruladı.


İsrail, Gazze'deki kontrolünü sağlamlaştırmak için suikastları yoğunlaştırıyor

İki Filistinli kadın, İsrail'in Ams kentine düzenlediği hava saldırısında yakınlarını kaybetmelerinin acısını paylaşıyor (EPA).
İki Filistinli kadın, İsrail'in Ams kentine düzenlediği hava saldırısında yakınlarını kaybetmelerinin acısını paylaşıyor (EPA).
TT

İsrail, Gazze'deki kontrolünü sağlamlaştırmak için suikastları yoğunlaştırıyor

İki Filistinli kadın, İsrail'in Ams kentine düzenlediği hava saldırısında yakınlarını kaybetmelerinin acısını paylaşıyor (EPA).
İki Filistinli kadın, İsrail'in Ams kentine düzenlediği hava saldırısında yakınlarını kaybetmelerinin acısını paylaşıyor (EPA).

İsrail, Gazze Şeridi'ndeki ateşkesten bu yana düzenli aralıklarla gerçekleştirdiği hedefli suikastlar aracılığıyla bölge üzerinde güvenlik kontrolünü sağlamaya çalışıyor. Bu operasyonlar son zamanlarda yoğunlaşarak, sözde geri çekildiği "sarı hattı" bile aştı ve böylece ateşkes anlaşmasının "ikinci aşamasına" geçişi engelledi.

İsrail, iddia edilen güvenlik olaylarını saldırı düzenlemek için defalarca istismar ederken, diğer durumlarda, özel kuvvetlerinin silahlı mensuplarını veya Filistinli işbirlikçilerini kullanarak aktivistlere suikastlar düzenledi.

İsrail, çarşamba akşamı düzenlediği bir dizi hava saldırısında onlarca kişiyi ve en az iki Hamas saha komutanını öldürdü.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Ordu Radyosu'ndan aktardığına göre Şin Bet güvenlik servisi, Gazze Şehri'nin Zeytun semtinde Kassam Tugayları komutanlarının bir toplantısı hakkında kesin istihbarat aldı. Toplantıya saldırı düzenlendi ve komutanlardan en az ikisi öldürüldü.