Delta varyantı, Avrupa’da gelecek salgın dalgası ile mücadele için önlemler alınmasını zorunlu kılıyor

Amsterdam’da maske takan insanlar (AFP)
Amsterdam’da maske takan insanlar (AFP)
TT

Delta varyantı, Avrupa’da gelecek salgın dalgası ile mücadele için önlemler alınmasını zorunlu kılıyor

Amsterdam’da maske takan insanlar (AFP)
Amsterdam’da maske takan insanlar (AFP)

Koronavirüsün mutasyona uğramış varyantı Delta, Avrupa’nın Kovid-19’a karşı mücadelesinde bir sonraki aşamaya yönelik şartları zorunlu kılıyor. Ülkelerin kısıtlamasız bir yaz tatilini beklediği bir zamanda salgına karşı yeni önlemler almak zorunda kalmaya başladı.
Portekiz, Yunanistan ve Malta’nın seyahat ve eğlence etkinliklerine uyguladıkları katı önlemlerden sonra, Fransa pazartesi günü akşam saatlerinde bir tedbirler paketini açıkladı. Söz konusu paket, sağlık personelinin mesleklerini yapabilmeleri aşı yaptırmalarını zorunlu kılarken, tiyatro, sinema, restoran ve kafe gibi halka açık yerlere girilebilmesi, tren veya uçaklarla seyahat edilebilmesi için aşı sertifikası veya negatif test sonucu sunmalarını gerekli hale getiriyor.
Bir hafta sonra yürürlüğe girecek bu önlemleri Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron tarafından açıklandı. Macron epidemiyolojik sahnedeki gelişmelerin, genel kapanmaya geri dönüşü gerektirecek ve bir buçuk yıllık kısıtlamaların ardından ekonomik kalkınma çabalarını baltalayacak yeni bir salgın dalgasının ortaya çıkmasını önlemek için böyle bir adımın atılmasını gerekli kıldığını belirti. Cumhurbaşkanı, “Aşı çemberini ne kadar genişletirsek, virüsün yayılma alanını o kadar daraltır, hastanelerin kalabalık bir hale gelmesine engel olur ve virüsün mutasyona uğramasını engelleyerek, yeni daha tehlikeli varyantların ortaya çıkmasına mani oluruz” ifadelerini kullandı.
Mayıs ayında, Fransa Cumhurbaşkanı Macron, üçüncü kapatmanın sona erdiğini, kafe, restoran ve eğlence mekanlarının açıldığını duyurmuş ve vatandaşlarına hükümet ekonomiyi canlandırmaya çalışırken, yaz tatilinin kısıtlamalar olmadan geçirileceği sözünü vermişti.
Macron’a yakın olan kaynaklara göre, geçen haftanın başlarına kadar, pazartesi akşamı yapılan televizyon konuşmasının önümüzdeki yıl cumhurbaşkanlığı seçim kampanyasına hazırlık olarak, görev süresinin son aylarında hayata geçirmeyi planladığı reform planlarının açıklanmasına ayrılması kararlaştırılmıştı. Ancak Delta varyantının ortaya çıkması ve hızla yayılmasının yanı sıra çoğu kişinin aşı olmaya yönelik isteksizliği nedeniyle aşı kampanyalarındaki yavaşlama, Macron’u programda değişiklik yapmaya ve pandemi ile mücadeleye odaklanmaya yönlendirdi. Zira Avrupa Bulaşıcı Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi (ECDC) Avrupa’da yaz sonunda veya daha öncesinde yeni bir salgın dalgasının ortaya çıkacağına yönelik uyarıda bulundu.
Yeni önlemlerin, aşı olmayı reddeden sağlık personeline yönelik cezaları içermesi göz önüne alındığında, parlamentonun aşı olmayan kişilerin mesleklerini yapmalarını yasaklama veya maaşlarında kesinti yapma gibi yaptırımlara yönelik kararı onaylaması gerekiyor.

Üçüncü doz aşı tartışması
Diğer yandan Avrupa İlaç Ajansı'nın (EMA) Pfizer şirketinin ikinci dozdan 6 veya 9 ay sonra üçüncü dozunu uygulama önerisini hala incelerken, ABD Sağlık Bakanlığı, Pfizer tarafından şimdiye kadar sağlanan bilimsel veri ve kanıtların üçüncü dozun uygulanmasını haklı çıkarmak için yeterli olmadığını, aşılarını tam yaptıranların buna ihtiyacı olmadığını açıkladı. Bununla birlikte bilim çevreleri ve ABD düzenleyici kurumları, üçüncü dozun uygulanabilirliğini tamamen reddetmeyerek, şirkete daha fazla kanıt sunma çağrısında bulundu.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ise, yeterli kanıt ve veri olmaması ve önceliğin aşıların mümkün olduğunca geniş çapta yaygınlaştırılması olduğu için üçüncü dozun uygulanmasına yönelik karar verilmesi için erken olduğunu belirtti. Öte yandan, Fransa’nın aylar önce ihtiyatlı davranarak organ nakli olan kişilere veya bağışıklık sisteminde sıkıntı veya zayıflık olan kişilere üçüncü bir doz uygulama karar aldığını hatırlatmak gerekiyor. Aynı şekilde İsrail de bu haftanın başlarında benzer bir karar aldı.

Janssen ve nörolojik bir hastalık
ABD Gıda ve İlaç İdaresi (FDA) Johnson & Johnson şirketinin Janssen aşısı ile, bağışıklık sistemindeki bir düzensizlik sebebiyle oluşan nörolojik bir hastalık arasında nedensel bir ilişki olabileceği konusunda uyarıda bulundu.
FDA, aşının faydalarının olası olumsuz ikincil semptomlarına çok daha ağır bastığını ve tehlike oranının çok küçük olduğunu vurgulamış olsa da Johnson&Johnson söz konusu ilişkiyi doğrulamak, nedenlerini ve tedavisini belirlemek için araştırmaya devam etmeye tamamen hazır olduğunu ifade etti.
WHO uzmanları, bu hastalığın bağışıklık sistemini etkilediğini, sinirleri korumak yerine onlara saldırdığını, kas güçsüzlüğüne neden olduğunu ve bazı durumlarda felce yol açtığını söylüyor. Söz konusu hastalığa genellikle akut bakteriyel veya viral bir enfeksiyon neden oluyor. ABD Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi (CDC) Janssen aşısı olan 12,5 milyon insandan 100 vakanın bildirildiğini, yani bu aşı ile aşılananların 0,007’sine denk geldiğini açıkladı. Söz konusu vakalar, çoğu 50 yaşın üzerinde olan kişilerde, aşının uygulanmasından yaklaşık iki hafta sonra ortaya çıktı. Bu hastaların yüzde 95’inin durumu kritikti ve hastanede tedavilerini gerektiriyordu ve vakalardan biri hayatını kaybetti. CDC, Pfizer veya Moderna aşıları olan kişilerde bu hastalıkla ilgili hiçbir vakanın kaydedilmediğini açıkladı.
ABD’nin her yıl, influenza virüsü de dahil olmak üzere bakteriyel veya viral enfeksiyonların sonucunda oluşan bu hastalığa yakalanan yaklaşık 5 bin vaka kaydettiğini ve çoğunun tamamen iyileştiğini, ancak küçük bir kısmının yıllarca kas zayıflığı yaşadığını belirtmek gerekiyor.



ABD seçim günü saldırı planlamak suçundan bir Afgan’a 15 yıl hapis cezası verildi

Oklahoma'daki federal adliye binası (AP)
Oklahoma'daki federal adliye binası (AP)
TT

ABD seçim günü saldırı planlamak suçundan bir Afgan’a 15 yıl hapis cezası verildi

Oklahoma'daki federal adliye binası (AP)
Oklahoma'daki federal adliye binası (AP)

ABD Seçim Günü'nde DEAŞ adına saldırı planlayan bir Afgan dün 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

19 yaşındaki Abdullah Hacızade, nisan ayında federal bir terör eylemi gerçekleştirmek amacıyla silah ve mühimmat satın almaya teşebbüs ettiği suçlamasını kabul etti.

Hacızade ve 28 yaşındaki arkadaşı Nasır Ahmed Tevhidi, aynı yılın 5 Kasım'ında yapılan başkanlık seçimlerinden haftalar önce, Ekim 2024'te ABD'nin orta kesimindeki Oklahoma'da tutuklandı.

Tevhidi de suçunu kabul etti. Henüz bir cezası belirlenmedi.

Mahkeme belgelerine göre, Tevhidi ve Hacızade, seçim günü "büyük bir saldırı" düzenlemek için iki Kalaşnikof tüfek ve 500 mermi satın almaya çalıştı. Satıcının gizlice FBI için çalıştığı ortaya çıktı.

FBI Özel Ajanı Dug Goodwater yaptığı açıklamada, "DEAŞ adına ABD'ye karşı şiddet içeren bir komplo kurarak (Hacızade) ve ortağı, kendilerine güvenlik ve sığınma sağlayan ülkeye utanç verici bir şekilde sırt çevirdiler" dedi.

ABD Adalet Bakanlığı, Hacızade ve Tevhidi'nin ABD'de aldıkları hapis cezalarının ardından Afganistan'a gönderilmeyi kabul ettiklerini bildirdi.


Patlayıcı silahlar 2024'te rekor sayıda çocuğun ölümüne yol açtı

Filistinli çocuklar, Gazze Şehri'nin Rimal semtinde yerinden edilmiş kişiler için barınağa dönüştürülen bir okulun duvarındaki delikten bakıyorlar (AFP)
Filistinli çocuklar, Gazze Şehri'nin Rimal semtinde yerinden edilmiş kişiler için barınağa dönüştürülen bir okulun duvarındaki delikten bakıyorlar (AFP)
TT

Patlayıcı silahlar 2024'te rekor sayıda çocuğun ölümüne yol açtı

Filistinli çocuklar, Gazze Şehri'nin Rimal semtinde yerinden edilmiş kişiler için barınağa dönüştürülen bir okulun duvarındaki delikten bakıyorlar (AFP)
Filistinli çocuklar, Gazze Şehri'nin Rimal semtinde yerinden edilmiş kişiler için barınağa dönüştürülen bir okulun duvarındaki delikten bakıyorlar (AFP)

Save The Children (Çocukları Kurtarın), bugün yayınladığı bir raporda, savaşların giderek kentsel alanlara yayılmasıyla birlikte geçen yıl patlayıcı silahların rekor sayıda çocuğu öldürdüğünü veya yaraladığını belirtti.

BM istatistiklerine atıfta bulunan İngiliz yardım kuruluşu, geçen yıl dünya genelindeki çatışmalarda yaklaşık 12 bin çocuğun öldüğünü veya yaralandığını ifade etti. Bu, kayıtların tutulmaya başlandığı 2006 yılından bu yana en yüksek rakam ve 2020'deki toplam sayıdan %42 daha fazla.

Kuruluşa göre, savaş bölgelerindeki çocukların yetersiz beslenme, hastalık veya sağlık sistemlerinin çökmesi nedeniyle ölme olasılığı daha yüksekti. Ancak Gazze, Sudan ve Ukrayna'daki savaşlar gibi kentsel çatışmaların artmasıyla birlikte, çocuklar artık hastaneleri, okulları ve yerleşim alanlarını vuran bomba ve insansız hava araçlarının (İHA) çapraz ateşine tutuluyor.

Raporda, 2024 yılında savaş bölgelerinde öldürülen çocukların %70'inden fazlasının füze ve el bombası gibi patlayıcı silahlardan öldüğü belirtilirken, 2020-2024 yılları arasında bu oran ortalama %59 idi.

Kurum yetkilisi Narmina Streshinić, "Dünya, çocukluğun kasıtlı olarak yok edilmesine tanık oluyor ve kanıtlar inkar edilemez," dedi. "Günümüz savaşlarında en ağır bedeli çocuklar ödüyor... Füzeler çocukların uyuduğu, oynadığı ve öğrendiği yerlere düşüyor ve evleri ve okulları gibi en güvenli olması gereken yerleri ölüm tuzağına dönüştürüyor."

Çocuk acil tıp uzmanı Paul Rifle, "çocukların daha zayıf bünyeleri nedeniyle yetişkinlere göre patlayıcı silahlara karşı daha savunmasız" olduklarını söyledi. 2024 yılında en fazla çocuk ölümüne neden olan çatışmalar Gazze, işgal altındaki Batı Şeria, Sudan, Myanmar, Ukrayna ve Suriye'de yaşandı.

Şarku’l Avsat’ın rapordan aktardığına göre son yıllarda en çok çocuğun ölümüne yol açan çatışma Gazze'de yaşandı. İsrail'in Ekim 2023'te Hamas'ın saldırısına yanıt olarak Gazze Şeridi'ne savaş açmasından bu yana 20 bin çocuk öldürüldü.


Askeri uçak kazalarındaki artış Pentagon'da endişe yaratıyor

Bir V-22 Osprey uçağı (AP)
Bir V-22 Osprey uçağı (AP)
TT

Askeri uçak kazalarındaki artış Pentagon'da endişe yaratıyor

Bir V-22 Osprey uçağı (AP)
Bir V-22 Osprey uçağı (AP)

Pentagon'un iç verileri, 2024 yılında büyük askeri uçak kazalarının sayısında önemli bir artış olduğunu gösteriyor. 2025 yılında ölümlere ve uçak kayıplarına yol açan bir dizi yüksek profilli hava kazası, bu endişe verici eğilimin devam edebileceğini gösteriyor.

Tüm askeri birimlerde, 100 bin uçuş saati başına ciddi kaza oranı, 2024 mali yılında önceki dört yıla kıyasla %55 arttı. Deniz Piyadeleri, aynı dönemde oranını neredeyse üç katına çıkararak en büyük artışı kaydetti.

Pentagon tarafından Kongre'ye açıklanan ve yalnızca Associated Press'ın (AP) elde ettiği veriler, en ciddi ölüm veya kalıcı sakatlıkla sonuçlanan A Kategorisi kazaları da içeriyor. Bir havacılık uzmanı, bu eğilimlerin kötüleşmesinin tek bir faktörün sonucu olmadığını, artan operasyonel talepler, V-22 Osprey gibi daha tehlikeli uçakların kullanımı ve ordu genelinde uçuş saatlerinde önemli bir azalmaya yol açan COVID-19 pandemisi gibi aksaklıklar da dahil olmak üzere, güvensiz bir kültür yaratan bir dizi küçük sorunun birikimini yansıttığını belirtti.

Ancak ciddi kazaların sayısının artması, bazı Kongre üyelerini çözüm aramaya yöneltti. Veriler, V-22 Osprey'in karıştığı bir dizi ölümcül kazanın ardından Senatör Elizabeth Warren'ın ofisinin verileri talep etmesinin ardından ocak ayında Senatör Elizabeth Warren'a sunuldu. Warren'ın ofisi, verileri bağımsız olarak inceleyen AP’ye verdi.

İstatistikler 2020/2023 mali yılının tamamını ve ardından 2024 mali yılının ilk 10 ayını, 31 Temmuz'a kadar kapsıyor. Şarku’l Avsat’ın AP’den aktardığına göre geçtiğimiz yılın bu 10 ayında, 25 asker ve sivil Savunma Bakanlığı çalışanı hayatını kaybetti ve 14 uçak düştü.