MI5 Genel Direktörü’nden ‘Rus ve Çinli casuslara karşı ihtiyatlı olma’ uyarısı

İngiltere İç İstihbarat Teşkilatı MI5’ın Genel Direktörü Ken McCallum (EPA)
İngiltere İç İstihbarat Teşkilatı MI5’ın Genel Direktörü Ken McCallum (EPA)
TT

MI5 Genel Direktörü’nden ‘Rus ve Çinli casuslara karşı ihtiyatlı olma’ uyarısı

İngiltere İç İstihbarat Teşkilatı MI5’ın Genel Direktörü Ken McCallum (EPA)
İngiltere İç İstihbarat Teşkilatı MI5’ın Genel Direktörü Ken McCallum (EPA)

İngiltere İç İstihbarat Teşkilatı MI5’ın Genel Direktörü Ken McCallum, halkı Rusya ve Çin’den gelen tehditler konusuna terörle mücadelede olduğu gibi ihtiyatla yaklaşmaya çağırarak, yabancı casusların yıkıcı siber saldırılar, manipülasyon, casusluk ve siyasete müdahale etmeye çalıştığını söyledi.
Batılı istihbarat servisleri, yaklaşık 20 yıl önce ABD’ye yapılan 11 Eylül saldırılarından sonra terörle mücadeleyi birinci öncelik haline getirerek, yerli ve yabancı militanların oluşturduğu tehdide yoğunlaştırdı.
Ancak Sovyet sonrası Rusya’nın davranışı ve Çin’in yükselişi, Batı’nın en güçlü istihbarat servislerini, eski casusluk taktikleri veya diğer casuslarla etkileşime giren casuslara karşı yeniden odaklanmaya zorladı.
MI5 Genel Direktörü Ken McCallum, beş yıllık bir döneme atıfta bulunarak, “Yabancı casuslardan İngiltere’deki sıradan insanları manipüle etmeye çalışan 10 binden fazla gizli yaklaşım gördük” dedi.
İngiliz istihbarat yetkilileri, Çin ve Rusya’nın önemli ticari ve fikri mülkiyet verilerini çalmaya, siyasete müdahale etmeye ve dezenformasyon yaymaya çalıştıklarını öne sürüyor.
Pekin ve Moskova ise, Batı’nın komplolar konusunda paranoyak olduğunu savunarak, teknolojiyi çalmak, siber saldırılar düzenlemek veya anlaşmazlık çıkarmak gibi kendilerine yöneltilen her türlü ithamı reddediyor.
Tecrübeli bir istihbaratçı olan McCallum, tüm ülkenin yabancı casusluk tehdidine karşı ihtiyatlı olması gerektiğini vurguladı.



Danimarka sularını insansız tekneler koruyacak

Güneş ve rüzgar enerjisiyle çalışabilen yelkenli drone’lar ortalama 100 gün kesintisiz faaliyet gösteriyor (AP)
Güneş ve rüzgar enerjisiyle çalışabilen yelkenli drone’lar ortalama 100 gün kesintisiz faaliyet gösteriyor (AP)
TT

Danimarka sularını insansız tekneler koruyacak

Güneş ve rüzgar enerjisiyle çalışabilen yelkenli drone’lar ortalama 100 gün kesintisiz faaliyet gösteriyor (AP)
Güneş ve rüzgar enerjisiyle çalışabilen yelkenli drone’lar ortalama 100 gün kesintisiz faaliyet gösteriyor (AP)

Danimarka, denizaltı kablolarını Rusya'ya karşı korumak için ABD yapımı yelkenli drone'lar kullanmaya başladı.

Danimarka, Rusya'nın hibrit saldırı tehdidine karşı denizaltı altyapısını korumak ve denetimi güçlendirmek için Baltık Denizi'ne özel drone’lar yerleştirdi. 

Kaliforniya merkezli Saildrone merkezinin ürettiği yelkenli drone’lar, 10 metre uzunluğa sahip. Yapay zeka destekli yazılımlar, sensörler, kameralar ve radarlarla donatılmış bu insansız tekneler, denizcilik faaliyetleriyle ilgili veri topluyor. 

Önceden ABD donanmasıyla da ortak çalışmış olan şirket, Danimarka’yla yapılan sözleşmeyle ilk kez Avrupa sularında faaliyet gösteriyor. 

Şirketin CEO’su Richard Jenkins, “Saildrone'un amacı, daha önce gözümüzün ve kulağımızın ulaşamadığı yerlere erişim sağlamak” diyor.

Baltık ülkeleri, Rusya'nın “gölge filosuyla” denizaltı kablolarına yönelik sabotajlar düzenlediğini öne sürüyor. Sözkonusu gemiler, Çin ve Hindistan'a ham petrol taşıyarak yaptırımları atlatmak için kullanılan eski tankerlerden oluşuyor. Yelkenli drone’ların özellikle bu gemilerin hareketlerini takip edeceği belirtiliyor. 

Guardian’ın aktardığına göre Danimarka ordusu, deniz gözetleme ve istihbarat toplama kapasitesini geliştirmek için Baltık Denizi'nde 4 adet insansız tekneyi test etmeye başladı. 

Diğer yandan Danimarka’yla ABD’li şirket arasındaki drone anlaşması ülkede tepki çekti. ABD Başkanı Donald Trump’ın Grönland’ı topraklarına katma tehditleri nedeniyle Washington ve Kopenhag arasında gerginlik yaşanmıştı.

Danimarkalı yazılım mühendisi David Heinemeier Hansson, ABD’nin veri kaçırabileceğini savunarak şunları söylüyor: 

Amerikan şirketlerinin sorunu, Amerikan yasalarına, Amerikan kararnamelerine ve Amerikan Başkanı’na uymak zorunda olmalarıdır. Başkan istediği zaman veri talep edebilir ve istediği zaman bir hesabı kapatabilir.

Danimarka Siber Güvenlik Konseyi Başkanı Jacob Herbst de “Karşı karşıya olduğumuz uluslararası durum göz önüne alındığında, bu alanda Amerikan tedarikçileri seçerken çok dikkatli düşünmek gerekiyor” ifadelerini kullanıyor. 

Firmanın CEO’su Jenkins ise veri toplanmayacağını ve dataların güvenli şifreleme sistemleriyle korunacağını savunuyor.

Independent Türkçe, Guardian, AP