Suudi Arabistan'dan tiyatro ve sahne sanatları sektörünü geliştirmek için yeni bir yol haritası

Strateji eğitim ve akademik projeleri ve farklı kesimlerle ortaklaşa tiyatrolar kurulmasını kapsıyor

Kültür Bakan Yardımcısı Hamid Fayez törende konuşuyor (SPA)
Kültür Bakan Yardımcısı Hamid Fayez törende konuşuyor (SPA)
TT

Suudi Arabistan'dan tiyatro ve sahne sanatları sektörünü geliştirmek için yeni bir yol haritası

Kültür Bakan Yardımcısı Hamid Fayez törende konuşuyor (SPA)
Kültür Bakan Yardımcısı Hamid Fayez törende konuşuyor (SPA)

Tiyatro ve Gösteri Sanatları Kurumu, Suudi Arabistan’ın sanatsal yetenekleri güçlendirmek, tiyatro salonlarını etkinleştirmek ve gösteri kültürünü ulusal kültürün bir parçası haline getirecek şekilde sektörü geliştirmek amacıyla yeni bir stratejisini başlattı.
Bu yeni stratejinin tanıtımı Kültür Bakanı Prens Bedr bin Abdullah bin Ferhan'ın himayesiyle Kral Fahd Kültür Merkezi'nde düzenlenen bir törende Suudi Vizyon 2030 hedefleri çerçevesinde yapıldı.
Sunum, her aşamada olağanüstü yeteneklere sahip ilham verici performanslar ile temsil edilen iddialı bir vizyonun formüle ettiği ve kurumun stratejisini oluşturan adımların bir incelemesini içeriyordu. Stratejinin misyonu ise, Suudi Arabistan’ın oyunculara başarılı kariyerler inşa etmeleri ve izleyicilere ilham veren içerikler yaratmaları için güç vererek tiyatro ve sahne sanatları sektörünün gelişimini ve büyümesini teşvik etmek şeklinde açıklandı.
Kültür Bakanı Yardımcısı Hamid Fayez, Prens Bedr bin Abdullah adına yaptığı konuşmada, stratejinin bakanlığın vizyon, misyon ve hedeflerinden kaynaklandığını ve İki Kutsal Caminin Koruyucusu Kral Selman bin Abdulaziz ve Veliaht Prens'in kültürel alana verdiği sınırsız destekle ortaya çıktığını söyledi. Fayez, “Öncelikle ülkedeki yeteneklerin geliştirilmesi ve kalkındırılması olmak üzere sektörün tüm bileşenleri ile kapsamlı bir şekilde geliştirilmesinin yanı sıra, çeşitli modellerde destek sağlanması, altyapı yatırımları, sanatsal faaliyetlere her şehirde erişim sağlanması öncelikli amaçlar arasında belirlemiştir” dedi.
Ayrıca “Kültürümüzü yaşatan, hikayelerimizi anlatan, üzüntülermizi, sanatımızı ve hırslarımızı ifade eden büyük bir tiyatro endüstrisinin kurulmasına ulaşmak ve zorlukların üstesinden gelmek için yapılacak çok işimiz var. Herkesin beklediği ve ulaşmak istediği bu amaca ve hedeflere ulaşmak için tiyatro ve gösteri sanatlarının kapsamına giren tüm alanlarda güçlenmek için çabalamalıyız” açıklamasını yaptı.
Kurumun  CEO'su Sultan el-Bezai, sektördeki tüm aktörlerle işbirliğinin önemine olan inancını belirterek, sektörün tüm çalışanlarını, onu geliştirmeye ve ilerletmeye yönelik pratik adımlar hakkında bilgilendirmeye istekli olduğunu doğruladı. Vizyon 2030 ve Kültür Bakanlığı hedeflerine ulaşan gelişmiş bir Suudi Arabistan tiyatro endüstrisi yaratmak için sektördeki tüm aktörlerle işbirliğinin önemine olan inancına değinerek, Kültür Bakanı'na sektöre ve genel olarak Suudi kültürüne verdiği sürekli desteği için teşekkürlerini sundu.
Kurum, eğitim ve akademik projelerden oluşan stratejik projeleri ve bir dizi diğer kuruluşla işbirliği içinde tiyatroların kurulması amacını gözden geçirdi. Yüksek öğrenim seviyesinde tiyatro uzmanlıkları sağlamanın yanı sıra, Eğitim Bakanlığı işbirliğiyle 3 yıl içinde 25 bin erkek ve kadın öğretmenin halk eğitim okullarında tiyatro etkinliğinin denetçisi olarak yetiştirilmesini hedefleyen Okul Tiyatro Girişimi ile tiyatro eğitiminin verilmesi ve eğitim kurumlarında tiyatro etkinliklerinin yer alması bu projelerden bazıları.
Tanıtım sunumunda, tiyatro kurumunun, Diriyah Kapısı Geliştirme Kurumu (Diriyah Gate Development Authority) ile işbirliği içinde, ilk uygulamalı tiyatro ve sahne sanatları akademisi için mimari tasarımlar geliştirmeye yönelik şu anda yaptığı çalışmaların altını çizildi. Bu yılın sonunda kuruluşuna hazırlanılan tiyatro ve sahne sanatları disiplinlerinin öğretiminde seçkin bir uluslararası ortaklarla işbirliği içinde olacak.
Altyapıya gelince, kurum, Kütüphane Başkanlığı tarafından kabul edilen Kültür Evleri projesi kapsamında Suudi Arabistan'ın tüm vilayetlerinde küçük tiyatrolar kurulması ele alındı. Tiyatroların sürekli bakımı, tiyatro aktivasyon programları ve gösterilerin belirli mevsimlerle sınırlı olmamak üzere bütün yıla yayılmasıyla fikirler, küçük gösteriler ve tiyatro topluluklarının etkinliği için bir kuluçka ortamı sağlayacak. Ülkede performansın daha etkili olmasını sağlayan tiyatro sektörü için entegre bir çevre sistemi elde etmek için çalışan kurumun bunu gerçekleştirmedeki en belirgin unsurları Ulusal tiyatro, profesyonel tiyatro, bölge tiyatrosu ve topluluk tiyatrosu kurulmasıdır.



New York’taki konferans “iki devletli çözümü” yeniden canlandırmak için siyasi bir hareket başlattı

Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan ve Fransız Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian, iki devletli çözüm konferansının açılış oturumunda (AFP)
Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan ve Fransız Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian, iki devletli çözüm konferansının açılış oturumunda (AFP)
TT

New York’taki konferans “iki devletli çözümü” yeniden canlandırmak için siyasi bir hareket başlattı

Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan ve Fransız Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian, iki devletli çözüm konferansının açılış oturumunda (AFP)
Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan ve Fransız Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian, iki devletli çözüm konferansının açılış oturumunda (AFP)

Suudi Arabistan'ın himayesinde ve Fransa'nın katılımıyla Birleşmiş Milletler’in (BM) New York’taki genel merkezinde düzenlenen konferans, ‘iki devletli çözüm’ yönünde bir siyasi hareket başlattı. Paris'in Filistin’i tanıma kararını açıklamasının ardından, başka ülkeler de art arda Filistin devletini tanıyacaklarını açıkladılar.

İngiltere Başbakanı Keir Starmer'ın Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un izinden giderek yaz tatilinde olan kabinesini Gazze'deki durumu ele almak üzere bu hafta acil toplantıya çağıracağı açıklandı. Starmer, İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki durumu iyileştirmek ve barışı sağlamak için adımlar atmaması halinde, İngiltere’nin Eylül ayında Filistin Devleti'ni tanıyacağını açıkladı. İngiltere Dışişleri Bakanı David Lammy de New York'taki konferansta aynı açıklamayı tekrarladı.

Başbakan Starmer, çç baskıların artmasıyla İsrail'in Gazze'ye yönelik savaşını durdurmaması, insani yardımların engelsiz bir şekilde ulaşması için sınır kapılarını açmaması ve Filistin-İsrail çatışmasına son vermek için ciddi barış görüşmelerine başlamaması halinde bu adımı atacağını açıkladı.

ddefrv
İngiltere Başbakanı Keir Starmer, salı günü Londra'da yaptığı açıklamada, Gazze'deki durumu görüşmek üzere acil kabine toplantısı çağrısında bulundu (Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve hükümetindeki bakanların tutumları göz önüne alındığında İsrail'in bu şartlara uyum sağlaması imkansız görünüyor. Bu da 1917 yılında ilan edilen Balfour Deklarasyonu’ndan bu yana İsrail'in kurulmasında tarihi bir sorumluluk taşıyan Londra'nın bu adımı atacağı anlamına geliyor.

Bu adımın özel bir önemi var, çünkü İngiltere, Fransa'dan sonra G7 üyeleri içinde Filistin devletini tanıyan ikinci ülke ve BM Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) beş daimi üyesi arasında dördüncü ülke olacak. Ayrıca, Batı'nın bu hamlesini ‘toplu bir hareket’ haline getirmesi açısından da özel bir öneme sahip. Ki Paris de bunu bekliyor.

Aralarında Avustralya, Kanada, Finlandiya, Fransa, Norveç, İspanya, Portekiz, İrlanda, Slovenya, Lüksemburg, Malta, Yeni Zelanda, İzlanda, San Marino ve Andorra’nın bulunduğu 15 batılı ülke tarafından yayınlanan ve Filistin devletinin tanınmasını talep eden ‘New York Konferansı Çağrısı’, Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noël Barrot'un ifadesiyle ‘deprem’ etkisi yarattı. Zira Batılı ülkeler ilk kez ‘toplu olarak’ böyle bir adım attılar.

Söz konusu ülkelerden biri olan Malta, Filistin’i tanıyacağını resmi olarak açıklarken Kanada ve Finlandiya, bu yönde hazırlıklarını sürdürüyor. Fransız kaynaklar, Portekiz'in de Filitin’i tanıma kararını açıklamaya hazır olduğunu belirttiler.

‘Çağrı’nın bir paragrafında şöyle deniyor:

“Bizler Filistin Devleti'ni tanımaya hazır olduğumuzu veya olumlu baktığımızı kabul ettik, ifade ettik veya ifade ediyoruz. Bu, iki devletli çözüme doğru atılmış temel bir adımdır. Henüz bunu yapmamış olan tüm ülkeleri bu çağrıya katılmaya davet ediyoruz.”

Ayrıca şu ifadeler de yer alıyor:

“Gazze’de yeniden yapılanma, Hamas'ın silahsızlandırılması ve Filistin yönetiminden çıkarılmasını sağlayacak bir yapı oluşturmak için çalışmaya kararlıyız.”

Diplomatik bulaşma

Söz konusu paragrafın ifadeleri, harekete geçme ve başkalarını da harekete geçmeye teşvik etme yönündeki toplu bir arzuyu yansıtmaktadır. Bugüne kadar 149 ülke Filistin’i tanıdı.

Fransız kaynaklar, Cumhurbaşkanı Macron'un birkaç gün önce Filistin’i tanıma kararını açıklamasının, birincisi tereddüt eden Avrupa ülkelerine baskı yapmak, ikincisi 21 Eylül'e kadar onlara yeterli zaman tanımak olmak üzere iki amacı olduğunu söylediler. 21 Eylül, New York'ta BM Genel Kurulu toplantılarının başlayacağı tarih ve zirvede kararın kesinleşmesi bekleniyor.

dfgthyuı
BM Genel Sekreteri, New York'ta düzenlenen İki Devletli Çözüm Konferansı sırasında Fransa Dışişleri Bakanı ile tokalaşırken (AFP)

Yol haritasının son paragrafı, konferansın en önemli hedefini özetliyor:

“Bu tarihi bir fırsat. Savaşı sona erdirmek, Filistin devletini kurmak ve her iki halk için barış ve onuru sağlamak için kararlı ve toplu bir şekilde harekete geçme zamanı geldi.”

Baskılara ve uyarılara rağmen

Konferansa 125 ülke, Avrupa Birliği (AB) ve Arap Birliği (AL) gibi birçok uluslararası ve bölgesel kuruluş ve en az 40 dışişleri bakanı katıldı. İsrail ve ABD'nin baskılarına rağmen konferansa geniş bir katılım vardı.

Tüm bu baskıların yanında Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un BM Genel Kurulu’nda düzenlenen ‘Başkanlar ve Liderler Haftası’nda Eylül ayında Filistin devletini resmen tanımayacağını açıklamasının ardından, Macron'u hedef alan bir iç kampanya başlarken bu girişimin Ortadoğu'daki olayların gidişatına ‘hiçbir etkisi olmayacağı’ empoze ediliyor. Ayrıca, hiçbir Avrupa veya Batı ülkesinin ona katılmayacağı için ‘diplomatik olarak dışlanacağı’ uyarısı yapılıyor.

dert
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (AFP)

‘Şüpheciler’, iki devletli çözümü destekleyen ‘diplomatik-siyasi dinamizmin’ yeniden canlanmasını imkansız gördüler. Onlara göre bu çözüm, sadece siyasi ve sahadaki değişiklikler nedeniyle değil, aynı zamanda İsrail'in Filistin devletinin kurulmasını kökten reddetmesi nedeniyle de ‘geçmişte kalmış’ bir seçenek haline gelmişti.

İsrail parlamentosu Knesset geçtiğimiz yıl Filistin devletinin kurulmasını reddeden bir kararı oyladı. Geçtiğimiz hafta da 71 oyla hükümeti Batı Şeria'yı ilhak etmeye çağıran bir kararı kabul etti. Kısacası, şüpheciler iki devletli çözümü ‘bir hayal’ olarak gördüler.

İsrail, Filistin devletinin tanınmasını kınamaya devam etti. Bunu ‘Hamas ve terörizme ödül’ olarak değerlendiren İsrail, bunun Gazze'deki ‘barışçıl çözüm çabalarını’ ve ‘savaşı sona erdirme çabalarını’ baltalayacağını iddia etti.

Ancak bunların hiçbiri gerçekleşmediği gibi bir de tam tersi oldu.

Riyad ve Paris, uzun süredir ortada olmayan ‘iki devletli çözümü’ yeniden canlandırma çabalarında başarılı oldular.

Sadece iki gün içinde, dünya ülkelerinin üçte ikisi, sekiz adet Arap ve uluslararası çift başkanlı çalışma grubunun haftalarca süren çabalarıyla hazırlanan ‘yol haritasına’ odaklandı. Bu gruplar, çatışmaya son verilmesi ve güvenlik, ekonomi ve insani açıdan entegre bir Ortadoğu'ya doğru ilerlenmesi konusunda genel, kapsamlı ve pratik öneriler hazırlamak için yoğun bir şekilde çalıştı.

Bu durum, konferansın sona ermesiyle birlikte salı günü yayınlanan 7 sayfalık sonuç bildirgesinde de öne çıktı.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, belgenin siyasi, güvenlik, ekonomik, insani, hukuki ve stratejik anlatı eksenlerini kapsayan kapsamlı öneriler içerdiğini ve iki devletli çözümü uygulamak ve herkes için barış ve güvenliği sağlamak için entegre ve uygulanabilir bir çerçeve oluşturduğunu söyledi.

Bakan Prens Ferhan, BM 79. Genel Kurulu oturumu sona ermeden önce sonuç bildirgesinin desteklenmesi ve bunun New York'taki Suudi Arabistan ve Fransa misyonlarına bildirilmesi çağrısında bulundu.