Tel Aviv'deki diplomatik kaynaklar: İsrail-Filistin zirvesi düzenlenmesi için çaba yürütülüyor

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, 2015 yılında, İsrail İşçi Partisi'nin o zamanki genel başkanı Yitzak Hertzog ile Ramallah'ta yaptığı görüşmede (Getty Images)
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, 2015 yılında, İsrail İşçi Partisi'nin o zamanki genel başkanı Yitzak Hertzog ile Ramallah'ta yaptığı görüşmede (Getty Images)
TT

Tel Aviv'deki diplomatik kaynaklar: İsrail-Filistin zirvesi düzenlenmesi için çaba yürütülüyor

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, 2015 yılında, İsrail İşçi Partisi'nin o zamanki genel başkanı Yitzak Hertzog ile Ramallah'ta yaptığı görüşmede (Getty Images)
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, 2015 yılında, İsrail İşçi Partisi'nin o zamanki genel başkanı Yitzak Hertzog ile Ramallah'ta yaptığı görüşmede (Getty Images)

Tel Aviv'deki diplomatik kaynaklar, dün, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile yeni İsrail Cumhurbaşkanı Yitzak Hertzog arasında yakında bir zirve düzenlenmesi için çaba sarf edildiğini bildirdi.
Kaynaklar, geçmişte birkaç görüşme gerçekleştiren Abbas ve Hertzog'un yakın arkadaş olduklarını ifade ediyor. Abbas ve Hertzog 2013-2015 yılları arasında (Hetrzog İşçi Partisi'nin Genel Başkanı olduğu sırada) gerçekleştirdikleri çok sayıda görüşme sonucunda İsrail-Filistin çatışmasını sona erdirmek için bir barış anlaşması taslağı hazırladılar. Bu, Abbas'ın eski İsrail Başbakanı Ehud Olmert ile vardığı mutabakata çok yakın bir anlaşma taslağıydı. Bu nedenle, Başbakan Naftali Bennett ve Dışişleri Bakanı Yair Lapid tarafından onaylanması halinde, Abbas ve Hertzog arasında yeni bir görüşmenin gerçekleşmesi oldukça olası.
İsrail televizyonu Kan 11'in aktardığına göre Abbas, geçen Pazar, Hertzog'u cumhurbaşkanı seçilmesinden dolayı tebrik etti ve aralarında dostça bir konuşma gerçekleşti. İki lider gerçekleştirdikleri telefon görüşmesinde barış için çalışma arzusunu vurguladılar. Filistin resmi haber ajansı WAFA'nın bildirdiğine göre, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Hertzog ile yaptığı görüşmede Gazze, Batı Şeria ve Kudüs'te kapsamlı bir ateşkese varılması ve adil ve kapsamlı bir barışa ulaşmak için gerekli koşulları yaratacak pratik adımların sahada atılması gerektiğini vurguladı. İsrail Cumhurbaşkanı Yitzak Hertzog ise Twitter hesabından yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi: "Bu gece Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile görüştüm, beni tebrik etmek için aradı. Daha önceki İsrail cumhurbaşkanlarının yaptığı gibi, komşu iki halk arasındaki ilişkileri güçlendirmek ve barış umuduna yardımcı olmak için onunla sürekli temas halinde olma niyetimi kendisine ilettim.”
Söz konusu kanal, Hertzog ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasında geçen Pazartesi günü gerçekleşen ve 40 dakika süren görüşmeye Abbas'ın aracılık ettiğini söyledi. İsrail televizyonu Kan 11'in siyasi yorumcusu Amichai Stein’in İsrailli bir siyasi yetkiliden aktardığına göre iki lider, İsrail ile Türkiye arasında çeşitli alanlarda işbirliğine geri dönme arzusundan ve ilişkilerde yeni bir sayfa açılabileceklerinden bahsettiler. Erdoğan görüşme sırasında İsrail-Filistin meselesinde ilerleme kaydetme yollarının bulunması gerektiğini, bu tür bir ilerlemenin Tel Aviv ile Ankara arasındaki ilişkilerin iyileştirilmesine büyük katkı sağlayacağını söyledi.
Tel Aviv merkezli Walla haber sitesi, Hertzog'un adımlarını hükümetle koordineli bir şekilde attığını ve İsrail tarafının Ramallah'ta İsrail ve Filistinli liderler arasındaki ilişkilerde uzun süredir devam eden yabancılaşma ve açmazın yakında kırılacağına dair gerçekçi tahminlerinin olduğunu bildirdi. Bu yolda ilk adım, Hertzog'un, Abbas ile görüşmesi olacak.
İsrail Cumhurbaşkanı Yitzak Hertzog’un, Benjamin Netanyahu döneminin ilk yıllarında, İşçi Partisi Genel Başkanı olarak görev yaptığı dönemde, Ramallah'ta Abbas ile birkaç görüşme yaptığı ve aralarındaki ilişkinin samimi olduğu biliniyor. Bu ikili 2015 yılının başlarında, İsrail seçimlerinin arifesinde, bir barış anlaşması taslağında uzlaşıya vardı. Hertzog, bu taslağı seçim çalışmalarının bir parçası olarak öne sürmeyi amaçlamıştı. Ancak danışmanlarının, böyle bir adımın kendisini güçlendireceğini, ancak müttefiklerini zayıflatacağını, yani partisinin büyüyeceğini, ancak bloğunun zayıflayacağını söyleyince son anda bu adımı atmaktan vazgeçti. Hertzog, "iki halk için iki devlet" ilkesine dayalı bir çözümden yana kaldı. Hertzog o sırada Netanyahu hükümetine bir "güvenlik ağı" sağlamaya hazır olduğunu belirtti ve iki devletli çözüm ilkesine uygun olarak barışı sağlamak için Filistin tarafıyla devam eden görüşmelerde ilerlemeyi kabul etmesi halinde kendisi lehine oy vereceği ve onu devirmeye çalışmaktan kaçınacağını bildirdi.
Bennett-Lapid hükümetinin İsrail-Filistin ihtilafında kader niteliğinde kararlar almaktan kaçınacağı ifade ediliyor. Çünkü bu konuda liderler arasında temel farklılıklar var. İsrail iktidar koalisyonunda İşçi Partisi, Meretz ve İslami Hareket gibi 1967 sınırlarına dayalı iki devletli çözümü destekleyen partiler olduğu gibi, Filistin devletinin kurulmasını reddeden ve Batı Şeria'nın İsrail'e ilhakını destekleyen partiler de var. Bu haftanın başlarında Dışişleri Bakanı Lapid, Avrupa Birliği'ndeki mevkidaşlarıyla yaptığı görüşmede şu anda iki devletli bir çözüm olasılığının olmadığını söyledi. İsrail Dışişleri Bakanı Yair Lapid, “Partim, birçok bakan ve ben iki devletli çözümü destekliyoruz. Ancak, hükümetin yapısı ve iki taraf arasındaki güven kaybı, kapsamlı bir çözüm yönünde pratik kararlar alınmasını engellemektedir. Bu nedenle Filistinlileri de dahil etmek kaydıyla bölgesel barışı genişletmek, Filistinlilerle aramızdaki yükü hafifletmek ve ortamı iyileştirmek için çalışıyoruz.” dedi.



‘Yeşil Refah’ ve ‘Yeni Gazze’... Gazze Şeridi'ni neler bekliyor?

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan çadırlar (AP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan çadırlar (AP)
TT

‘Yeşil Refah’ ve ‘Yeni Gazze’... Gazze Şeridi'ni neler bekliyor?

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan çadırlar (AP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan çadırlar (AP)

Son iki gündür Gazze Şeridi'ne ilişkin dosyada ‘Yeşil Refah’ ve ‘Yeni Gazze’ gibi yeni isimler öne çıkmaya başladı. Bu gelişme, ABD’nin arabuluculuğu ile Arap ve uluslararası desteğe rağmen İsrail ile Hamas arasındaki ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasına geçişin sekteye uğradığı bir dönemde yaşanıyor.

İsrail basınındaki haberlere göre hükümet, ABD’nin kararına boyun eğerek orduya Refah’ın doğusunda ‘Yeşil Refah’ adıyla yeni bir kent kurulmasına yönelik saha çalışmalarına başlaması için izin verdi. İlk hazırlıklar kapsamında ağır iş makinelerinin bölgeye sokularak molozların temizlenmesi ve arazinin düzenlenmesi planlanıyor.

İsrail’in geciktirme girişimleri

İsrail medyasında yer alan bilgilere göre Tel Aviv yönetimi, bu çalışmaların henüz geçiş yapılmamış olan anlaşmanın ikinci aşamasına dahil olduğu gerekçesiyle haftalarca süren bir geciktirme çabasına girişti. Ancak Washington’un artan baskıları sonucunda İsrail, planın bir sonraki etabına yönelik hazırlıkları başlatmak zorunda kaldı.

Bu çalışmalar; işgal altındaki topraklarda Refah’ın doğusunda bir insani bölge ve yeni bir kent inşasını içeriyor. Washington yönetimi, söz konusu adımla Filistinlilere ‘umut şehri’ modelini sunmayı ve ‘Hamas’ın kontrolündeki eski, yıkılmış ve karanlık Gazze’nin’ karşısına ‘yeni, modern ve gelişen bir Gazze’ örneği koymayı hedefliyor.

İsrail, planın ikinci aşamasında atılacak bu tür adımların Refah Sınır Kapısı’nın açılmasına yol açacağı, ayrıca Gazze Şeridi’nin başka bölgelerinden çekilmeyi ve yerlerine uluslararası güçlerin konuşlanmasını gerektireceği gerekçesiyle itiraz etti. Söz konusu ülkeler, İsrail’in taleplerini karşılamanın zorluğu ve bölgedeki işgal koşulları nedeniyle kuvvet göndermeyi reddetti.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Kanal 12 televizyonundan aktardığına göre, İsrail’in bu tutumu üzerine Washington yönetimi Tel Aviv’i süreci oyalamakla suçladı ve çok uluslu güce katılmaktan çekilen ülkelerin sorumluluğunu İsrail’e yükledi. Bu baskının ardından İsrail geri adım atarak yeni kentin inşasına başlanmasını kabul etti.

İsrail Kamu Yayın Kuruluşu KAN, İsrail’in ‘gelecek hafta bölgede geniş çaplı moloz temizliği başlatmak üzere ağır iş makinelerini Refah’a sokmaya hazırlandığını’ ve bunun ‘Hamas unsurlarından arındırılmış yeni insani bölgenin oluşturulması’ amacıyla yapıldığını bildirdi.

Silahlı milislerden destek

Habere göre İsrail ordusu, ‘İsrail’le koordineli çalışan silahlı milislere’ atılacak adımlar konusunda bilgi verdi. ABD planına göre bir sonraki aşama, ‘İsrail’in kısmen kontrol ettiği bölgelerde yabancı bir askeri gücün faaliyete geçmesini’ öngörüyor.

i24NEWS ise İsrail ordusunun Refah’ın doğusunda Filistinliler için ‘Yeşil Refah’ adıyla yeni bir kent kurulmasına yönelik geliştirme çalışmalarına fiilen başladığını bildirdi. Kanal, bölgede gelecek hafta kapsamı genişletilecek hazırlıkların sürdüğünü, bunların ‘moloz ve patlayıcı kalıntılarının temizlenmesini’ içerdiğini aktardı.

sdfrt
Gazze Şeridi'nin Refah kentindeki İsrail askerleri (Arşiv – Reuters)

Maariv gazetesinin haberine göre, Refah’ta faaliyet gösteren Yaser Ebu Şebab milisleri, söz konusu yeni kentin bulunduğu bölgede İsrail güçlerinin temsilcileriyle ve ayrıca İsrail’in güneyindeki Kiryat Gat’ta bulunan ABD komuta merkezi adına bölgede bulunan sivil temsilcilerle birlikte görülmeye başladı.

Kabinede itirazlar

Siyasi kaynaklar, İsrail’in bu adımına kabinenin büyük bölümündeki bakanların karşı çıktığını, hatta tepkinin öfkeye dönüştüğünü aktardı. Bakanların, İsrail’in ‘sarı hat üzerinde inşaat yaparak Gazze çevresindeki yerleşimleri tehlikeye atmaması gerektiğini’ savunduğu belirtildi. Bazı sağ görüşlü medya organları haberi ‘utanç’ başlığıyla duyurdu.

Başbakan Netanyahu ise kararını savunarak hazırlık çalışmalarının ‘tünellere büyük miktarda beton dökme ve geniş bölgeleri izole etme’ işlemlerini içerdiğini söyledi. Netanyahu, söz konusu adımların ‘Hamas’ın askeri altyapısını yok etme yönündeki İsrail çıkarlarına hizmet ettiğini’ ifade etti.

gthy
Başbakan Binyamin Netanyahu, Ocak 2025'te İsrail kabine toplantısına başkanlık ediyor. (DPA)

Netanyahu, uluslararası güce katılmaktan vazgeçen Arap ve İslam ülkelerinin tutumunun Katar ve Türkiye’nin çıkarlarına hizmet ettiğini savundu. Bu nedenle İsrail’in ABD yönetiminin taleplerine yanıt vermesi ve Washington’la çatışmaya girmemesi gerektiğini kaydetti.

Filistin Yönetimi ve Hamas’ın itirazları

Filistin Yönetimi, İsrail’in ‘Gazze’yi yeniden inşa’ başlığı altında yürüttüğü çalışmalara karşı çıkıyor. Yönetim, farklı düzeylerde yaptığı açıklamalarda bu dosyadaki rolünü korumakta kararlı olduğunu ve Arap planına desteğini sürdürdüğünü vurguluyor.

Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa, perşembe günü bir İtalyan heyetini kabul ederken yaptığı açıklamada, “Gazze Şeridi için bir yeniden imar ve toparlanma planımız var. Bu planın bir icra programı bulunuyor ve Arap ile İslam ülkeleri tarafından benimsendi. Uluslararası toplum da New York Bildirgesi aracılığıyla destek veriyor. Kardeş Mısır’la birlikte Kahire’de bir yeniden imar ve toparlanma konferansı düzenlemek için çalışıyoruz” dedi.

Hamas, söz konusu projeyi ‘İsrail’in ateşkes anlaşmasını açık biçimde ihlal etmesini gerekçelendirmeye yönelik yeni bir aldatmaca’ olarak nitelendirdi. Hareket, yayımladığı açıklamada, “İsrail’in anlaşmayı çiğnediğini ve günlük ihlallerle daha ilk aşamayı ortadan kaldırdığını” belirtti.

Geçtiğimiz salı günü konuya ilişkin bilgi veren Mısırlı bir kaynak, Gazze’nin erken toparlanması ve yeniden inşasına yönelik Kahire Konferansı’nın kasım ayı sonunda yapılmasının planlandığını ancak toplantının erteleneceğini söyledi. Kaynak, “Konferans ay sonunda düzenlenmeyecek; biraz gecikmesi muhtemel. Özellikle şu anda paralel bir çaba yürütülüyor. Görünen o ki ABD, Refah’la ilgili kendi özel girişimini planlıyor” değerlendirmesinde bulundu. Bu açıklama, İsrail’in kontrolündeki bölgelerde oluşturulması öngörülen ‘yeşil bölgeye’ işaret olarak yorumlandı.

Gazze İnsan Hakları Merkezi, ateşkesin başlamasından bu yana geçen 47 günde İsrail tarafından işlenen ihlallerde 350 Filistinlinin öldürüldüğünü açıkladı. Ölenler arasında 130 çocuk ve 54 kadın bulunuyor.

Merkez, aynı dönemde günlük ortalama 11’i aşan 535 ihlal kaydettiğini bildirerek ateşkesin yürürlüğe girdiği ilk andan itibaren ihlallerin sürdüğünü vurguladı.

Açıklamada, İsrail’in insani yardım girişlerini kısıtladığı, günde yalnızca 211 kamyonun geçişine izin verdiği, oysa 600 kamyona izin verildiği yönünde iddialarda bulunduğu aktarıldı. Ayrıca İsrail’in üzerinde mutabık kalınan çekilme haritasına uymadığı ve sivil bölgelere yönelik ateş kontrolünü sürdürerek zaman zaman bölgeye girdiği belirtildi.


İsrail’den Suriye'nin Beyt Cin kasabasına baskın: En az kişi 9 öldü

Golan Tepeleri'nde iki İsrail askeri (Arşiv fotoğrafı - Reuters)
Golan Tepeleri'nde iki İsrail askeri (Arşiv fotoğrafı - Reuters)
TT

İsrail’den Suriye'nin Beyt Cin kasabasına baskın: En az kişi 9 öldü

Golan Tepeleri'nde iki İsrail askeri (Arşiv fotoğrafı - Reuters)
Golan Tepeleri'nde iki İsrail askeri (Arşiv fotoğrafı - Reuters)

Suriye kaynakları, İsrail devriyesinin bölgeye girmesi sonrası çatışma çıktığını; hava saldırılarının ardından yoğun sivil göç yaşandığını bildirdi.

Suriye medyası, Şam’ın güneyindeki Beyt Cin kasabasına düzenlenen İsrail baskının  ve hava saldırısının ayrıntılarını açıkladı. Suriye kaynakları, saldırılarda en az 9 kişinin öldüğünü aktardı.

Suriye’nin “El-İhbariyye” kanalı, kasabanın İsrail savaş uçaklarının yoğun bombardımanına hedef olduğunu, çok sayıda ölü ve yaralı bulunduğunu bildirdi.

Açıklamalara göre olay, İsrail’e ait bir askeri devriyenin bölgeye kara yoluyla girmesi, sakinlerle çatışma yaşanması ve devriyenin geri çekilmesi sonrası hava saldırılarının başlamasıyla tırmandı. Bölge üzerinde İsrail uçaklarının yoğun şekilde uçtuğu belirtildi.

Saldırıların ardından Beyt Cin’de büyük bir sivil göç hareketi yaşandı; çok sayıda kişi çevre kasabalara yöneldi.


Washington milislere: Irak'ta yeriniz yok

Süleymaniye ilindeki Çamçemal yakınlarında füze saldırısının ardından Kormor gaz sahası (Reuters)
Süleymaniye ilindeki Çamçemal yakınlarında füze saldırısının ardından Kormor gaz sahası (Reuters)
TT

Washington milislere: Irak'ta yeriniz yok

Süleymaniye ilindeki Çamçemal yakınlarında füze saldırısının ardından Kormor gaz sahası (Reuters)
Süleymaniye ilindeki Çamçemal yakınlarında füze saldırısının ardından Kormor gaz sahası (Reuters)

aIrak'ın kuzeyindeki Süleymaniye'de bir doğalgaz sahasının insansız hava aracıyla (İHA) bombalanması öfkeli tepkilere yol açtı ve ABD'nin silahlı gruplara uyarıda bulunması ve hükümetin faillerin yakalanması için harekete geçmesiyle sonuçlandı.

Kürdistan Bölgesel Yönetimi'ne göre çarşamba akşamı Dana Gas tarafından işletilen Khor Mor gaz sahasını hedef alan bir İHA saldırısı, elektrik santrallerine gaz arzının tamamen kesilmesine neden oldu. ABD'nin Irak Özel Temsilcisi Mark Savaya, saldırıyı "düşmanca dış amaçlarla hareket eden yasadışı grupları" gerçekleştirmekle suçladı.

Savaya, Bağdat'ı "bu saldırının sorumlularını tespit etmeye ve adalete teslim etmeye" çağırdı ve "tam egemen bir Irak'ta bu tür silahlı gruplara yer olmadığını" vurguladı.

Kürdistan Bölgesi Başbakanı Mesrur ​​Barzani ise Washington'a "sivil altyapıyı korumak için gerekli savunma ekipmanını sağlama" çağrısında bulundu. Barzani, "Bu tür saldırıların faillerinin geçmişte olduğu gibi cezadan kaçmaması gerektiğini" vurguladı.

Saldırıyı henüz üstlenen olmadı ancak Irak yetkilileri dün saldırıyı araştırmak üzere bir komite kurulduğunu duyurdu ve askeri bir sözcü de saldırıda yer alanların "cezalandırılacağına" söz verdi.