Tigray'da Etiyopya'nın en büyük iki etnik grubu arasında çatışmalar yeniden başladı

Tigray'ın batısındaki savaş cephesine giden gönüllü Amharalı milisler  (AFP)
Tigray'ın batısındaki savaş cephesine giden gönüllü Amharalı milisler (AFP)
TT

Tigray'da Etiyopya'nın en büyük iki etnik grubu arasında çatışmalar yeniden başladı

Tigray'ın batısındaki savaş cephesine giden gönüllü Amharalı milisler  (AFP)
Tigray'ın batısındaki savaş cephesine giden gönüllü Amharalı milisler (AFP)

Amharalıların anavatanlarının kazanılmış bir parçası olarak gördükleri ve kontrolleri altında tutmaya söz verdikleri Tigray’ın batısında daha şiddetli bir savaş bekleniyor. Tigray bölgesinde patlak veren Etiyopya çatışmasında savaşan güçler tarafından dün yapılan tüm açıklamalar, Addis Ababa'daki merkezi hükümetin daha önce ateşkes ilan etmesine rağmen silahlı ve etnik çatışmanın tırmanışına işaret ediyor. 
Tigray Halk Kurtuluş Cephesi (TPLF), son üç hafta içinde Tigray topraklarının çoğunu geri aldıktan sonra 8 aydır süren savaşın aniden tersine dönmesiyle birlikte, Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed bölgede ilan edilen ateşkesin sona erdiğini duyururken, komşu Amhara bölgesi Tigray'a saldıracağını açıkladı. TPLF ise, Amhara güçlerinin çatışma sırasında ele geçirip kontrol ettikleri verimli topraklardan oluşan batı bölgesini geri alma taahhüdünde bulundu.
Abiy Ahmed yaptığı açıklamada, "Ateşkes istenilen sonuçları getirmedi. TPLF ülkenin egemenliği için büyük tehlike oluşturuyor. Federal hükümet Etiyopya halkını harekete geçirerek bu tehlikeyi azaltmaya kararlı” dedi. Amhara Eyalet Sözcüsü de bölgedeki yetkililerin güçlerini Tigray güçlerine karşı bir karşı saldırı başlatmak için seferber ettiğini belirtti. Reuters haber ajansının haberine göre, hükümete bağlı Amhara Mass Medya Ajansı’na (AMMA) konuşan Amhara Sözcüsü Gizachew Muluneh, "Bölgesel hükümet şu anda savunmadan saldırıya geçti. Amhara milisleri ve özel kuvvetler sistematik olarak bölgeyi savunmaya çalışıyordu ama artık sabrımız tükendi ve bugünden itibaren bir saldırı başlattık” dedi.
Büyük bir bölgesel siyasi grup olan Amhara Ulusal Hareketi (NAMA), Fano olarak bilinen gönüllü milisleri harekete geçmeye çağırdı. Tigray’ın batısı her zaman büyük bir Tigray ve Amhara nüfusuna ev sahipliği yapıyor. Etiyopya'nın en büyük iki etnik grubu arasında yeniden başlayan kara savaşının, halihazırda yaklaşık iki milyon insanı yerinden etmiş bir çatışmanın ardından yeni bir mülteci dalgasına neden olması bekleniyor.
Abiy Ahmed, geçen yıl TPLF ile savaşmak için asker gönderdiğinde, Amhara milisleri merkezi hükümetin yanında savaştı ve Tigraylıların on yıllardır yönettiği geniş alanları ele geçirme fırsatını yakaladı. Abiy Ahmed’in 28 Haziran'daki ani geri çekilmesinden bu yana Tigray kuvvetleri, bölgenin büyük bir kısmının kontrolünü yeniden ele geçirdi.
Başbakan, yardımların girmesine izin vermek ve ateşkese uymak yerine savaşın devam etmesinden TPLF’yi sorumlu tuttu ve çocukları askere almak ve  uyuşturucu vererek çatışma bölgelerine göndermekle suçladı.
TPLF Sözcüsü Getachew Reda, bu iddiayı reddetti. Reda, Reuters'e verdiği demeçte, "Yetişkin asker sıkıntısı olduğu halde çocukları askere almıyoruz" dedi. TPLF’nin yardımları memnuniyetle karşıladığını yineleyen Reda, Tigray'ın bazı kısımları hala merkezi hükümetin veya müttefiklerinin kontrolü altındayken ateşkese uymayacaklarını vurguladı. İki kampın yıkılmasının ardından bölgede kalan birçok mülteci eyaletteki savaştan kaçtı. Etiyopya Mülteciler ve Yurda Dönenler Ajansı (ARRA) Başkanı Tesfahun Gobezay, ajansın mültecileri savaş alanlarından mümkün olan en kısa sürede uzaklaştırmak istediğini belirterek, “Sığınma evleri inşa etmeye çalışırken mültecileri okullara taşıyacağız” dedi.
Öte yandan Etiyopya polisi, federal hükümet güçlerinin 28 Haziran'da Tigray başkentinin kontrolünü kaybetmesinden bu yana Addis Ababa'da yüzlerce Tigraylı’yı gözaltına aldı. Ancak bazı kaynaklar tutuklananların serbest bırakıldığını bildirdi. Bu, insan hakları grupları ve avukatların, Tigraylılara ülke çapında bir baskı olarak nitelendirdiği, Etiyopya başkentindeki üçüncü tutuklama dalgası oldu. Addis Ababa'daki yetkililer, hükümetin Mayıs ayında terör örgütü olarak sınıflandırdığı TPLF ile bağlantıları olduğu iddiasıyla Tigraylılara ait birçok şirketi yakın zamanda kapattıklarını duyurdu. Etiyopya Federal Polisi Sözcüsü Gilan Abdi, konuya ilişkin açıklamasında, "İnsanlar bir suç işlediğinde şüphelenilip tutuklanabilir. Ancak hiç kimse ırkları nedeniyle hedef alınmadı" dedi.
Etiyopya Başsavcısı, önceki açıklamalarında, Tigray bölge yetkililerini "temizleyecek" bir hükümet politikası olmadığını söylemişti. Bazı masum insanların tutuklanabileceğini ima eden Başsavcı, “TPLF Addis Ababa'da geniş bir ağa sahip ve Etiyopya'nın dikkatli olması gerekir" dedi. Tigray'daki bir muhalefet partisine mensup olan Avukat Tesvalim Barhi, Reuters'e yaptığı açıklamada, son iki hafta içinde bölgeden en az 104 kişinin Addis Ababa'da ve 5 kişinin ise ülkenin doğusundaki Dire Dawa kentinde tutuklandığını öğrendiğini bildirdi. Avukat Barhi, tutuklananların isimlerini meslektaşları, arkadaşları ve akrabalarından öğrendiğini, tutukluların çoğunun otel sahipleri, tüccarlar, yardım görevlileri, günlük işçiler, dükkân sahipleri veya garsonlar olduğunu ifade etti.



Almanya, Baltık Denizi'nde sürüklenen tankeri kurtarmaya çalışıyor

Panama bandıralı petrol tankeri Eventen, manevra yapamadığı için Baltık Denizi'ndeki Alman adası Rügen'in kuzeyine doğru sürükleniyor. (AFP)
Panama bandıralı petrol tankeri Eventen, manevra yapamadığı için Baltık Denizi'ndeki Alman adası Rügen'in kuzeyine doğru sürükleniyor. (AFP)
TT

Almanya, Baltık Denizi'nde sürüklenen tankeri kurtarmaya çalışıyor

Panama bandıralı petrol tankeri Eventen, manevra yapamadığı için Baltık Denizi'ndeki Alman adası Rügen'in kuzeyine doğru sürükleniyor. (AFP)
Panama bandıralı petrol tankeri Eventen, manevra yapamadığı için Baltık Denizi'ndeki Alman adası Rügen'in kuzeyine doğru sürükleniyor. (AFP)

Almanya, Rusya'nın yaptırımlara rağmen petrol ihraç ettiği ‘hayalet filosunun’ bir parçası olduğundan şüphelenilen ve Baltık Denizi'nde sürüklenen bir petrol tankerini kurtarmaya ve petrol sızıntısını önlemeye çalışıyor.

Almanya'nın Denizcilik Acil Durum Komuta Merkezi'ne göre 99 bin ton petrol taşıyan Eventen, ‘tehlike altında’. Perşembe gecesi yaşanan bir elektrik kesintisinin ardından tankerin motorları arızalandı.

Komuta merkezi, 274 metre uzunluğundaki Panama bandıralı geminin Almanya'nın doğu kıyısındaki ‘Rügen'in kuzeyindeki Baltık Denizi kıyı sularında manevra yapamayarak düşük hızda’ sürüklendiğini bildirdi.

Alman denizcilik otoritesi cuma gecesi yaptığı açıklamada, olay yerine sevk edilen üç römorkörün gemiyle temas kurmayı başardığını ve tankeri kuzeydoğuya doğru itmeye çalıştığını duyurdu.

Komuta merkezi, ‘Beaufort ölçeğinde 5 ila 6 derecelik rüzgarların kuzeye kayması ve gemiyi 2,5 metre yüksekliğe kadar dalgalarla kıyıya doğru itme tehdidi’ nedeniyle bu güvenlik önlemini aldığını belirtti.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığı habere göre çekme operasyonuna yardımcı olmak üzere bir Alman polis helikopteri Eventen'e dört uzman gönderdi ve bu uzmanlar 24 mürettebata ‘gemide halen elektrik olmadığı için’ telsiz ve meşale sağladı.

Dört uzman kıyıya geri getirilmeden önce gemide yaklaşık üç saat geçirdi. Diğer yandan bir Alman deniz uçağının gemi üzerinde birkaç kez uçtuktan sonra ‘herhangi bir petrol sızıntısı’ tespit etmediği kaydedildi.

Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock yaptığı açıklamada, Rusya'yı ‘sadece Ukrayna'ya karşı saldırgan savaşıyla değil (...) aynı zamanda çürük petrol tankerleriyle de Avrupa güvenliğini tehlikeye atmakla’ suçladı.

Greenpeace'de deniz biyoloğu olan Thilo Mack ise ‘Rus filosunun hayalet gemilerinin Baltık Denizi kıyılarını her gün tehdit ettiğini’ ifade etti.