Cezayir, Fas'ı bir terör grubunu desteklemekle suçladı

Cezayir Fas'tan olaya ilişkin tutumuyla alakalı resmi açıklama bekliyor. (Şark’ul Avsat)
Cezayir Fas'tan olaya ilişkin tutumuyla alakalı resmi açıklama bekliyor. (Şark’ul Avsat)
TT

Cezayir, Fas'ı bir terör grubunu desteklemekle suçladı

Cezayir Fas'tan olaya ilişkin tutumuyla alakalı resmi açıklama bekliyor. (Şark’ul Avsat)
Cezayir Fas'tan olaya ilişkin tutumuyla alakalı resmi açıklama bekliyor. (Şark’ul Avsat)

Cezayir Dışişleri Bakanlığı dün (Cuma) yaptığı açıklamada, Fas'ın New York'taki diplomatik temsilciliğinin Bağlantısızlar Hareketi'nin tüm üye ülkelerine resmi bir belge dağıttığını ve belgenin Fas’ın Cezayir karşıtı bir kampanyada yer aldığını içerdiğini belirtti.
Açıklamada, söz konusu belgede, en uzun yabancı işgaline maruz kalan Kabylie halkının kendi kaderini tayin hakkı olduğunu iddia ettiği duruma açıkça destek verildiği belirtildi. Cezayir Dışişleri Bakanlığı, “Bu çifte iddia, şu anda tanınmış bir terör grubuna sağlanan çok yönlü Fas desteğinin kabulü anlamına geliyor. Fas, Cezayir İç Savaşı’nda (Kara 10 yıl) Cezayirlilerin kanının dökülmesine neden olan terör gruplarına desteğinde olduğu gibi, şu anda  bilinen bir terör örgütüne destek veriyor” dedi. Cezayir hükümeti bu sözleriyle, geçtiğimiz Mayıs ayında terör örgütü olarak sınıflandırdığı ayrılıkçı El-Kabail Bağımsızlık Hareketi’ne atıfta bulunuyor. Hükümet söz konusu hareketi, Hirak (Halk) Hareketi gösterileri sırasında bomba yüklü bir aracı infilak etmekle suçlamıştı. 
Cezayir’in eski Cumhurbaşkanı Abdulaziz Buteflika, 1999'da Rabat'ı 1994'ten beri kapalı olan ortak kara sınırının yakınında bulunan Beşar'da askerlere saldırı düzenleyen ‘terörist bir grubu barındırmakla’ suçlamıştı.
Açıklamada ayrıca şu ifadeler yer aldı:
“Fas’ın bu tehlikeli, sorumsuz ve manipülatif diplomatik beyanı, uluslararası toplum tarafından bu şekilde kabul edilen dekolonizasyon (Batı Sahra meselesi) sorunu ve Cezayir ulusunun birliğine karşı düzenlenen komplolar ile alçakça bir karışıklık yaratmayı amaçlayan dar görüşlü ve beyhude bir girişimin parçası. Bu açıklama, Cezayir-Fas ilişkilerini oluşturan ve ilham veren ilke ve anlaşmalarla doğrudan çelişirken, aynı zamanda uluslararası hukuk ve Afrika Birliği'nin (AfB) kurucu hukuku ile bariz bir şekilde tutarsız.”
Açıklama şu ifadelerle devam etti:
“Bir büyükelçi tarafından hazırlanan şüpheli bir diplomatik eylemden kaynaklanan bu durum karşısında egemen ve bölünmez Cezayir, bu son derece tehlikeli olayla ilgili olarak Fas’tan resmi ve nihai tutumuna ilişkin bir açıklama bekleme hakkına sahip.”

 


İsrail, Gazze’deki kafeyi 230 kiloluk bombalarla vurdu

İsrail ordusu, Filistinlilerin sıkça kullandığı deniz kenarındaki kafeyi harabeye çevirdi (AFP)
İsrail ordusu, Filistinlilerin sıkça kullandığı deniz kenarındaki kafeyi harabeye çevirdi (AFP)
TT

İsrail, Gazze’deki kafeyi 230 kiloluk bombalarla vurdu

İsrail ordusu, Filistinlilerin sıkça kullandığı deniz kenarındaki kafeyi harabeye çevirdi (AFP)
İsrail ordusu, Filistinlilerin sıkça kullandığı deniz kenarındaki kafeyi harabeye çevirdi (AFP)

İsrail, Gazze’de internete erişim sağlayan kafeye düzenlediği saldırıda 230 kilogramlık bombalar kullandı.

Guardian’ın haberinde, İsrail ordusunun pazartesi günü düzenlediği saldırıda Amerikan yapımı MK-82 bombalarından kullandığı yazılıyor. Bu bombalar büyük bir krater oluşturuyor ve şarapnelin geniş bir alana yayılmasına yol açıyor.

El Beka adlı kafeye yapılan saldırıda en az 41 Filistinli öldürülmüş, 75 kişi yaralanmıştı. Hayatını kaybedenler arasında 4, 12 ve 14 yaşlarındaki çocuklar da vardı.

Gazetenin bombanın parçalarına dair elde ettiği fotoğrafları inceleyen uzmanlar, sivillerin böyle bir mühimmatla kasten vurulmasının savaş suçu teşkil edebileceğine dikkat çekiyor.

Kopenhag Üniversitesi'nde uluslararası hukuk alanında çalışan Marc Schack şunları söylüyor:

Bu tür bir mühimmatın kullanımını gerekçelendirmek neredeyse imkansız. Eğer 20, 30, 40 ya da daha fazla sivil kayıptan bahsediyorsanız, bu genellikle çok büyük öneme sahip bir hedef olmalıdır. Afganistan ve Irak'taki koalisyon güçleri açısından çok üst düzey bir hedef için kabul edilen rakam 30'dan az sivilin öldürülmesiydi, o zaman da istisnai koşullar söz konusuydu.

Diğer yandan saldırının ardından İsrail Savunma Kuvvetleri’nden (IDF) yapılan açıklamada “asla sivillerin hedef alınmadığı” ileri sürüldü. Ayrıca saldırıdan önce sivil kaybın azaltılması için adımlar atıldığı savunuldu. Analistler, İsrail ordusunun drone’larla kafe etrafındaki sivilleri görmesine rağmen saldırı düzenlediğini söylüyor.

Filistinli bir aile tarafından 40 yıl önce kurulan kafe, hızlı internet bağlantısıyla öğrenciler, gazeteciler ve uzaktan çalışanların sık uğradığı bir mekandı.

İsrail ordusu Gazze’yi her gün bombalarken bölgede ateşkes sağlanması için yürütülen çalışmalar da hızlandı.

İsrail medyasındaki haberlerde, Başbakan Binyamin Netanyahu’nun 7 Temmuz’da yapacağı ABD ziyareti öncesinde ateşkes anlaşmasının imzalanmasının hedeflendiği yazılıyor.

Ayrıca ABD Başkanı Donald Trump’ın İsrail tarafından kabul edildiğini savunduğu 60 günlük ateşkes teklifine Hamas’ın da sıcak baktığı ileri sürülüyor. Anlaşmaya dair detaylar resmi kanallardan paylaşılmadı. Ancak haberlerde Hamas’tan kalan 50 rehinenin tamamını serbest bırakmasının isteneceği aktarılıyor.

Hamas’ın buna yanıtını cuma akşamına kadar arabuluculara sunması bekleniyor. Filistinli örgütün, Gazze’ye yardım girişine izin verilmesi ve İsrail ordusunun bölgedeki işgalini sonlandırması taleplerinden geri adım atmayacağı belirtiliyor. Anlaşma kapsamında IDF’nin Gazze’deki bazı bölgelerden çekilebileceği savunuluyor.

Independent Türkçe, Guardian, Times of Israel, Haaretz