ABD’li temsilci İsrail’i Filistin Yönetimi’ndeki kötü koşullar konusunda uyardı

Temsilci, Filistin Yönetimi’ni ateşe verilmeyi bekleyen kurumuş bir orman olarak tanımladı.

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas geçtiğimiz mayıs mayında ABD Dışişleri Bakanlığı bünyesindeki İsrail ve Filistin İşlerinden Sorumlu Bakan Yardımcısı Hadi Amr ile bir araya geldi. (AFP)
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas geçtiğimiz mayıs mayında ABD Dışişleri Bakanlığı bünyesindeki İsrail ve Filistin İşlerinden Sorumlu Bakan Yardımcısı Hadi Amr ile bir araya geldi. (AFP)
TT

ABD’li temsilci İsrail’i Filistin Yönetimi’ndeki kötü koşullar konusunda uyardı

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas geçtiğimiz mayıs mayında ABD Dışişleri Bakanlığı bünyesindeki İsrail ve Filistin İşlerinden Sorumlu Bakan Yardımcısı Hadi Amr ile bir araya geldi. (AFP)
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas geçtiğimiz mayıs mayında ABD Dışişleri Bakanlığı bünyesindeki İsrail ve Filistin İşlerinden Sorumlu Bakan Yardımcısı Hadi Amr ile bir araya geldi. (AFP)

ABD’nin İsrail ve Filistin İşlerinden Sorumlu Temsilcisi Hadi Amr bu hafta İsrailli yetkililerle yaptığı görüşmede Filistin Yönetimi’nin zor ve tehlikeli bir ekonomik ve siyasi durumda olduğu konusunda uyarıda bulundu. Tel Aviv’den siyasi kaynaklar tarafından dün aktarılan bilgilere göre Amr daha önce yaptığı açıklamalarda İsrail’den Filistin hükümetini güçlendirme noktasında herhangi bir adım atmasını istemediğini söylemişti.
Kaynaklar Amr’ın hafta sonu Ramallah’ta gerçekleşen görüşmelerden oldukça endişeli bir halde döndüğünü ve “Filistin yönetimini hiç bu kadar kötü bir durumda görmemiştim” dediğini bildirdiler.
Amr geçtiğimiz pazar günü Ramallah’ı ziyaret ederek Filistin yönetimindeki yetkililerle görüşmelerde bulunmuştu. Ardından İsrail’e geçerek İsrail Maliye Bakanı Hamad Ammar, bakanlıktaki diğer yetkililer ve Bölgesel İşbirliği Bakanı İsavi Feric ile görüştü.
Amr’ın ayrıca İsrail hükümetinin Batı Şeria ve Gazze topraklarındaki faaliyetleri koordine eden Gassan Alyan ve İsrail Dışişleri Bakanlığı’ndan bazı yetkililerle bir araya geldiği belirtildi.
Temsilci, İsrailli yetkililerle yaptığı görüşmede, Filistin Yönetimi’ndeki ekonomik krizin, iç siyasi krizin ve Filistin kamuoyu nezdinde otoritenin meşruiyet kazanmamasının, tehlikeli ve istikrarsız bir durumun ortaya çıkmasına neden olduğunu vurguladı.
Filistin Yönetimi’nin durumunu ateşe verilmeyi bekleyen kurumuş bir orman olarak değerlendiren Amr “Yetkililerin maaşları ödeyecek paraları yok. Bu durum başka bozulmalara ve sonunda da bir çöküşe yol açabilir” ifadesini kullandı. Amr İsrail hükümetinden Filistin Yönetimi’ndeki ekonomik durumu hızlı bir şekilde iyileştirme noktasında bir takım ekonomik adımlar atmasını istedi. Bu kapsamda Filistinlilerle de görüştüğü bazı özel teklifler sundu. Kaynaklar, İsrailli yetkililerin, Kovid-19 salgınının yayılması ve ardından gelen kapanmalar sonucu Filistin Yönetimi’nin yaşadığı zor koşulları açıklamaya çalıştığını ve ardından Amr’ın taleplerine olumlu yaklaştıklarını aktardı.
Diğer yandan kaynaklar, Amr’ın İsrailli ve Filistinli liderlere ABD yönetiminden bir mesaj ilettiğini bildirdi. Söz konusu mesajda, Washington’ın her iki tarafa da baskı yapmak veya durumu iyileştirmek için adım atılması noktasında ısrarcı olmadığı belirtildi. Ancak kötüleşen durumun sonunda Filistinlileri ve İsraillileri etkileyeceği vurgulandı. Mesajda, “Söz konusu durumu kendi başınıza çözmelisiniz. İsterseniz seve seve yardım ederiz” ifadeleri yer aldı.

 


Irak'ın "Koordinasyon Çerçevesi" "bir lider değil, bir cumhurbaşkanı" istiyor

Iraklılar, 17 Kasım 2025'te Bağdat'taki bir kafede seçim sonuçlarını izlemek için toplandılar (AFP)
Iraklılar, 17 Kasım 2025'te Bağdat'taki bir kafede seçim sonuçlarını izlemek için toplandılar (AFP)
TT

Irak'ın "Koordinasyon Çerçevesi" "bir lider değil, bir cumhurbaşkanı" istiyor

Iraklılar, 17 Kasım 2025'te Bağdat'taki bir kafede seçim sonuçlarını izlemek için toplandılar (AFP)
Iraklılar, 17 Kasım 2025'te Bağdat'taki bir kafede seçim sonuçlarını izlemek için toplandılar (AFP)

11 Kasım 2025'te yapılan Irak parlamento seçimlerinden bir hafta sonra, "Koordinasyon Çerçevesi"ndeki 12 Şii parti lideri, başbakan adayı gösterme yetkisine sahip "en büyük blok" olduklarını belirten bildiriyi imzaladı. Görevden ayrılan Başbakan Muhammed es-Sudani'nin, ikinci bir dönem için göreve devam etme niyeti konusunda yaşanan anlaşmazlığın ardından imza töreninde hazır bulunması dikkat çekiciydi.

Şarku'l Avsat'ın kaynaklardan edindiği bilgiye göre, "koordinasyon çerçevesindeki üç önemli Şii lider, güçlü yetkilere ve tam desteğe sahip bir icra direktörü gibi birini bulma konusunda anlaştı, ancak bu pozisyonda siyasi bir lider istemiyorlar."

Kaynaklar, "Koordinasyon Çerçevesi"ndeki kilit liderlerin, bir sonraki aşamada pozisyonu yönetecek siyasi denklemi değerlendirmek üzere pozisyon için aday listelerinin incelenmesini geçici olarak durdurduğunu bildirdi ve "Es-Sudani'nin kısa listeye girdiğini, ancak farklı bir durumda olduğunu" vurguladı.

Eski Başbakan Nuri el-Maliki, Sudani'nin göreve dönmesine şiddetle karşı çıkıyor, ancak koalisyon içindeki sınırlı sayıda parti, "mevki için yeni kriterler kabul edilirse" itiraz etmeyecek. Şii bir lider, "koalisyon içindeki liderlerin son zamanlarda masada oturan ve önemli kararlar hakkında lider olarak oy kullanma hakkına sahip olan kişilerin sayısının artmasından duydukları hoşnutsuzluğu ve kızgınlığı dile getirdiklerini" belirtti.


Suriye "Sezar yaptırımlarından" kurtulmaya hazırlanıyor

ABD Başkanı Donald Trump ve Ahmed eş-Şara Beyaz Saray'da, (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump ve Ahmed eş-Şara Beyaz Saray'da, (AFP)
TT

Suriye "Sezar yaptırımlarından" kurtulmaya hazırlanıyor

ABD Başkanı Donald Trump ve Ahmed eş-Şara Beyaz Saray'da, (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump ve Ahmed eş-Şara Beyaz Saray'da, (AFP)

Suriye, şahinlerden Cumhuriyetçi bir kongre üyesinin, devrik Devlet Başkanı Beşşar Esed döneminde uygulanan "Sezar Yasası" yaptırımlarının ekonomisi üzerindeki etkilerini ortadan kaldırma yönünde yeni bir adım attı. Bu yasayı yürürlükten kaldırmayı reddeden şahin partili bir kongre üyesinin, bu kararı şartlı olarak geri çektiğini açıklamasının ardından, yaptırımların ülke ekonomisi üzerindeki etkilerini ortadan kaldırma yönünde yeni bir durum ortaya çıktı.

Temsilciler Meclisi Dışişleri Komitesi Başkanı Cumhuriyetçi Temsilci Brian Mast'ın, Washington'da Suriye Geçici Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara ile görüşmesine rağmen "Sezar Yasası"nı yürürlükten kaldırmayı reddetme tutumundan vazgeçmemesinin yol açtığı bir beklenti ve hayal kırıklığı döneminin ardından, Mast pazartesi akşamı tutumunda köklü bir değişiklik duyurdu. Şam'a yönelik kapsamlı yaptırımların kaldırılmasına desteğini teyit etti, ancak Suriye Geçici Hükümeti'nin Mast'ın "bölgenin istikrarı için elzem" olarak gördüğü taahhütleri yerine getirmemesi halinde yaptırımların yeniden uygulanmasına olanak tanıyan "belirli koşullar" dahilinde.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Kongre perde arkasında, aralık ayı başında yaptırımların tamamen kaldırılmasına yönelik oylamanın hazırlıkları kapsamında, Ulusal Savunma Yetkilendirme Yasası'nı sonuçlandırmak için Temsilciler Meclisi ve Senato arasında yoğun görüşmeler yürütülüyor.


Lübnan Cumhurbaşkanı, İsrail ile gerginliği sona erdirme girişimini duyurdu

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn (DPA)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn (DPA)
TT

Lübnan Cumhurbaşkanı, İsrail ile gerginliği sona erdirme girişimini duyurdu

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn (DPA)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn (DPA)

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, İsrail ile yaşanan güvenlik gerginliğini çözmek için "kapsamlı bir girişim" sundu. Girişim, Lübnan ordusunun Litani Nehri'nin güneyindeki bölgeye tam olarak konuşlandırılması ve sınır bölgesinde istikrarın tam olarak sağlanması için müzakerelerin başlatılmasına dayanıyor.

Avn, Bağımsızlık Günü konuşmasında, Lübnan ordusunun İsrail tarafından işgal edilen noktaların kontrolünü "tüm ihlal ve saldırıların durdurulması ve İsrail ordusunun tüm noktalardan çekilmesinin hemen ardından" ele geçireceği beş maddelik bir girişim duyurdu. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre ayrıca beş üyeli bir komiteye, "Litani Nehri'nin güneyindeki bölgenin Lübnan silahlı kuvvetlerinin tek kontrolü altında olmasını ve kendi kuvvetleri aracılığıyla yetkilerini genişletmelerini" sağlama görevini verdi.

Dördüncü maddesinde, Lübnan devletinin "BM, ABD veya (İsrail ile) ortak uluslararası himaye altında, sınır ötesi saldırıların kalıcı olarak durdurulması formülünü içeren herhangi bir anlaşmayı müzakere etmeye hazır olduğunu" belirtirken, "Lübnan'ın kardeş ve dost ülkeleri, Lübnan ordusunu destekleyecek ve yeniden yapılanmaya yardımcı olacak uluslararası bir mekanizma için net ve kesin tarihler belirleyerek bu süreci denetleyeceğini" belirtti. "Bu girişime hazırız ve kararlıyız" diye vurguladı.