Arap kamyon şoförlerinin grevi İsrail'in Hamas'a yönelik operasyonlarını engelledi

Reuters
Reuters
TT

Arap kamyon şoförlerinin grevi İsrail'in Hamas'a yönelik operasyonlarını engelledi

Reuters
Reuters

İsrail ordusu komutanlığı, Gazze Şeridi'ndeki son savaş sırasında meydana gelen bir olayla ilgili yürüttüğü soruşturmada 48 Araplarından oluşan kamyon şoförlerinin düzenlemiş olduğu  grevin, İsrail ordusunun Hamas’a yönelik operasyonu engellediğini ortaya çıkardı. Konuyla ilgili yapılan ileri düzey araştırmalar, ordunun bunun gelecekteki savaşlarda tekrarlanmasından endişe ettiğini ve bu nedenle Arap sürücülerden grevden vazgeçilmesini sağlamanın bir yolunu aradığını doğruluyor.
18 Mayıs’a kadar uzanan olayda 48 Arapları, Mescid-i Aksa ve Şeyh Cerrah Mahallesi'ndeki saldırıların yanı sıra Gazze'deki savaşa ve yerleşimcilerin saldırılarına yönelik gösterileri polisin bastırmasını protesto etmek amacıyla grev ilan etti. Yedioth Ahronoth gazetesinin haberine Golan Tepeleri'nden Gazze Şeridi sınırına tank, personel taşıyıcıları ve askerleri taşımak, ayrıca otobüs gibi ağır teçhizat ve makinelerin nakliye hizmetleri sağlamak için orduyla sözleşme yapan 500 şoförden 460’ı  işe gelmedi. Genelkurmay Lojistik Bölüm Başkanı Itzik Turman tarafından yürütülen ve sonuçlarını iki hafta sonra Genelkurmay Başkanı Aviv Kochavi'ye iletileceği soruşturmada, transferin Hamas'ı aldatmaya yönelik ayrıntılı bir askeri plan çerçevesinde gerçekleştiği bildirilecek.
Transferde 500 kamyonluk bir konvoyu Gazze Şeridi sınırına doğru yöneltmek amaçlanıyordu. Böylece bölgedeki direniş gruplarının liderleri İsrail’in bir kara işgali gerçekleştirmeye hazırlandığını düşünecekti. Amaç, yüzlerce Hamas savaşçısını tünellere sokmak ve ardından tünellere yıkıcı bir hava saldırısı düzenleyerek onları yok etmekti. Arap sürücülerin olmaması nedeniyle  İsrail ordusunun planı sekteye uğradı. Tank ve askerleri taşımak adına diğer birliklerden sürücülerin gelebilmesi için bir acil durum planı gerekti. Ancak bu kısmen uygulanabildi ve yeterli olmadı.
Söz konusu soruşturma komisyonu, Arap sürücülerin grevinin gelecekte ciddi sorunlara yol açabilecek bir duruma yol açtığı sonucuna vardı. Açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
“Burada sadece gizli bir stratejik silahla ilgili, askeri bir operasyonu iptal etmekten bahsetmiyoruz. Aynı zamanda kuzey cephesinde bir savaş patlak vermesi ve ordunun acil bir durumda yüzlerce sürücüye ihtiyaç duyması durumunda neler olacağını düşünüyoruz.”
Gazete, Ulaştırma Derneği Başkanı Gabi Ben Haroche’nin iki yıl önce İsrail ordusu Şikayet Komiseri Yitzhak Brik’e orduda insan gücünün eksikliğinin yanı sıra ağır araç sürücülülerinin de ciddi sıkıntısından yakındığı bir mektup gönderdiğini iddia etti. Mektupta sivil sektörün, olası bir acil durumda İsrail ordusunun tüm taleplerini karşılama kapasitesine sahip olmadığı bildirildi. Tahminlere göre hâlihazırda sivil sektöre hizmet edebilecek iki bin ağır araç sürücüsü sıkıntısı var. Bu durum, ordu üzerinde büyük etki yaratabilir. Çünkü askeri ve acil durum faaliyetleri sırasında sürücü sıkıntı yaşanabilir. Haroche, özellikle Yahudi sürücülerin olmadığını belirterek bunun bedelini askeri operasyonlarda ödediklerini vurguladı. Bu durumun tehlike yarattığını söyledi.
Yedioth Ahronoth gazetesi İsrail ordusundan üst düzey bir subaydan alıntı yaptığı haberinde şu ifadelere yer verdi:
“Gazze savaşı, daha sonra patlak verebilecek tehlikeli birçok cepheli çatışma senaryosuna hazırlanmak için ordunun, polisin ve siyasi kademenin uyanmasına yönelik bir katalizör görevi gördü.”



Gazze’de bir kuvözde 4 bebek: Ölüm kalım mücadelesi veriliyor

Gazze'de yakıt kıtlığı nedeniyle bebekler tek kuvöze konuyor (@fnaim65/Twitter)
Gazze'de yakıt kıtlığı nedeniyle bebekler tek kuvöze konuyor (@fnaim65/Twitter)
TT

Gazze’de bir kuvözde 4 bebek: Ölüm kalım mücadelesi veriliyor

Gazze'de yakıt kıtlığı nedeniyle bebekler tek kuvöze konuyor (@fnaim65/Twitter)
Gazze'de yakıt kıtlığı nedeniyle bebekler tek kuvöze konuyor (@fnaim65/Twitter)

Gazze'deki doktorlar, yakıt kıtlığı nedeniyle tek kuvöze birden fazla bebek yerleştirmek zorunda kalıyor.

Gazze’deki El Ehli Hastanesi’nin direktörü Fadel Naim, X hesabından yaptığı paylaşımda, El Helou Hastanesi’nde çekilen ve aynı kuvöze birden fazla bebeğin yerleştirildiği bir fotoğrafa yer verdi.  

Naim, “Bu trajik durum, Gazze’deki acımasız savaşın ve sağlık sistemini felç eden kuşatmanın doğrudan bir sonucudur” ifadelerini kullandı. 

İsrail ablukasının prematüre bebekler için “rutin bakımı ölüm kalım mücadelesine çevirdiğini” söyleyen doktor, “Hiçbir çocuk, yaşamını bombalar ve ambargoların belirlediği bir dünyaya doğmamalı” dedi.

Gazze’nin kuzeyindeki El Şifa Hastanesi’nin direktörü Muhammed Ebu Silmiya da CNN’e açıklamasında, yakıt sağlanmazsa hastanenin birkaç saat içinde hizmet dışı kalacağını belirtti. 

Dr. Silmiya, aralarında 22’si kuvözde olan bebeklerin de bulunduğu yüzlerce hastanın ölüm riskiyle karşı karşıya olduğunu ifade etti.

Nasser Tıp Merkezi de sadece 24 saatlik yakıt kaldığını belirterek, elektriği doğum ve yoğun bakım gibi kritik bölümlere yönlendirdiklerini duyurdu.

Gazze Sağlık Bakanlığı’nın medya kuruluşuyla paylaştığı bilgilere göre yakıtın yanı sıra jeneratörleri çalıştıracak yedek parçalar da bulunulamıyor. 

Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF), Gazze’de “eşi benzeri görülmemiş bir insani krizin” yaşandığını bildirerek, ateşkes çağrısı yaptı ve insani yardımın derhal artırılması gerektiğini söyledi.

New York Times’ın irtibata geçtiği Britanyalı cerrah Victoria Rose da Gazze’de gördüklerini şöyle anlatıyor: 

Hastaneye diz kapakları, ayakları ya da elleri kopmuş çocuklar getiriliyordu.

Gazze’de 21 gün gönüllü görev yaptığını belirten Dr. Rose, daha önce iki kez bölgede çalıştığını fakat bu sefer durumun daha da kötü olduğunu söylüyor. 

Rose, 1 Temmuz’da tedavi ettiği tüm hastaların, ABD-İsrail destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı’na (GHF) ait erzak dağıtım bölgelerinde vurulduğunu söylediğini aktarıyor:

İnsanlar o kadar yoksulluğa düşmüş durumda ki, bir çuval pirinç ve biraz makarna için ölmeye hazırlar.

Gazze Sağlık Bakanlığı’nın paylaştığı verilere göre, GHF’nin faaliyetlerini başlattığı 27 Mayıs’tan 2 Temmuz’a kadar en az 640 kişi erzak dağıtım merkezlerine giderken öldürüldü. 4 bin 500’den fazla kişinin de yaralandığı aktarılıyor. 

Filistinli yetkililer, Netzarim ve Refah bölgelerindeki GHF'ye ait erzak dağıtım noktalarının "insani yardım" kisvesi altındaki ölüm tuzaklarına dönüştüğünü ve İsrail'in sivilleri kasıtlı olarak hedef aldığını savunuyor. İsrail ordusuysa iddiaları reddederek kurallara uymayan kişilere "uyarı ateşi" açıldığını öne sürüyor.

Independent Türkçe, CNN, New York Times