Fransa, Kovid-19 vaka sayılarını azaltmak için yeni önlemler alıyor

Paris'te bir sokakta maske takta genç bir kadın (Reuters)
Paris'te bir sokakta maske takta genç bir kadın (Reuters)
TT

Fransa, Kovid-19 vaka sayılarını azaltmak için yeni önlemler alıyor

Paris'te bir sokakta maske takta genç bir kadın (Reuters)
Paris'te bir sokakta maske takta genç bir kadın (Reuters)

Fransa’dan bugün yapılan açıklamada, bazı Avrupa ülkelerinden gelen kişilerin varışlarından önce yapılan koronavirüs (Kovid-19) test sonucu sunmalarının zorunlu olacağı bildirildi. Başbakan Jan Castex yaptığı açıklamada, İngiltere, İspanya, Portekiz, Kıbrıs, Yunanistan ve Hollanda'dan gelenlerin bu gece yarısı yürürlüğe girecek yeni kurala tabi olacağını söyledi.
Şimdiye kadar İngiltere'den gelenler son 48 saat içinde yapılan negatif bir test sonucu göstermek zorundalardı. İspanya, Portekiz, Kıbrıs, Hollanda ve Yunanistan'dan gelenlere en fazla 72 saat önceden yapılan testlerle girme zorunluluğu getirilmişti. Tunus, Mozambik, Küba ve Endonezya gibi ülkeler ise Fransa’nın ‘Kırmızı Listesine’ dahil edildi.
Kırmızı Liste ülkelerinden seyahate yalnızca acil nedenlerle izin veriliyor. Ayrıca aşılı yolcuların ise Fransa’ya geldiklerinde kendilerini yedi gün boyunca izole etmesi gerekiyor.
Yeni önlemler, pek çok Avrupa ülkesinin, kısmen kıtaya yayılan ‘delta’ mutantının yayılmasının neden olduğu yüksek sayıda Kovid-19 vakalarıı kontrol atına almaya çalıştığı bir zamanda geldi.
Fransa'daki yeni vakalar son birkaç hafta içinde bir artış kaydetti. Hükümetin nüfusu aşılama konusunda aralıksız çabalarına rağmen dün yaklaşık 11 bin vaka tespit edildi.
Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron bu hafta, halka açık çoğu yere girmek için virüs konusunda bir sağlık izninin zorunlu olacağını ve tüm sağlık çalışanlarının tam olarak aşılanması gerektiğini açıkladı. Bu da aşı randevusunda aşırı yığılma sonucu aksamalara neden oldu.
Fransa’da yaklaşık 35,5 milyon insan şu ana kadar en az bir doz aşı vuruldu.
Avrupa Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi bu hafta, önümüzdeki haftalarda yeni Kovid-19 vakalarının sayısında önemli bir artış beklediğini söyledi. 1 Ağustos itibariyle, geçen hafta kaydedilen sayının neredeyse beş katına çıkacağı tahmin ediliyor.



Küba'dan ABD'ye yaptırım tepkisi: "Soykırım savunucusu"

Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
TT

Küba'dan ABD'ye yaptırım tepkisi: "Soykırım savunucusu"

Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)

Temmuz 2021'de Havana yönetimine karşı düzenlenen büyük protesto eylemlerinin yankıları sürüyor.

ABD, Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel'in de aralarında bulunduğu Kübalı yetkilileri insan haklarını ihlal ettikleri gerekçesiyle yaptırım listesine aldı. 

Karayipler'deki ada ülkesinin üst düzey yöneticilerine vize kısıtlamaları uygulanacağı da duyuruldu.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, X hesabından yaptığı açıklamada "Temmuz 2021'deki protestolara katılanların haksız bir şekilde gözaltına alınıp işkenceye tabi tutulmasından sorumlu olan ya da bu olaylarda suç ortaklığı yapan" yargı ve cezaevi çalışanlarının da vize kısıtlamalarıyla karşı karşıya kalacağını söyledi. 

54 yaşındaki siyasetçi şu ifadeleri kullandı:

ABD, Küba halkının insan hakları ve temel özgürlüklerini desteklemeyi ve gayri meşru, dikta rejimlerinin yarıküremizde hoş karşılanmadığını net bir şekilde ortaya koymayı sürdürecek.

Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel'le birlikte Küba Savunma Bakanı Álvaro López Miera ve İçişleri Bakanı Lázaro Álvarez Casas'ın da yaptırım listesine alınmasına Havana'dan tepki geldi. 

Dışişleri Bakanı Bruno Rodriguez de X'te açıklama yaparak ABD'nin Küba halkının ya da liderlerinin iradesini ipotek altına alamayacağını vurguladı. 

Küba Dışişleri Bakanlığı'nın ABD'den sorumlu yetkililerinden Johana Tablada ise Rubio'yu "soykırım ve toplu sınırdışı savunucusu" diye niteledi. 

Elektrik kesintileri yüzünden Havana'nın defalarca karanlığa gömülmesinin ardından 11-12 Temmuz 2021'de patlak veren protestolar, tüm dünyanın dikkatini çekmişti. 

Bir kişinin öldüğü eylemlerin bazılarında protestocular devlet binalarına ve kamu malına zarar vermiş, güvenlik görevlilerine ve mağazalara taş atarak saldırmıştı.

Batı medyası, eylemlerin herhangi bir muhalif örgüt tarafından organize edilmediğini bildirirken Küba yönetimi, onlarca yıldır süren ABD yaptırımları ve propagandasını sorumlu tutmuştu.

Yönetim destekçileri, yetkililerle birlikte tepki göstererek muhalif eylemleri bastırmaya çalışmıştı. 

Ekonomik kriz, gıda ve ilaç kıtlığına karşı başlayan gösterilerin ardından ABD merkezli İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün aktardığına göre en az 1400 kişi gözaltına alınırken, yaklaşık 700 kişi hapse atılmıştı. 

2022'de Kübalı savcılar, 790 civarında kişinin bu eylemlerle ilgili olarak soruşturulduğunu açıklamıştı.

Davaları takip eden 11J adlı hak örgütü, 554 kişinin protesto gösterileriyle ilgili olarak aldıkları cezayı çektiği bilgisini 2024 sonunda vermişti. Bunlardan bazıları Papa Francis'in talebiyle şartlı tahliyeden faydalandı. Halihazırda hapiste kalan eylemci sayısının 360'la 420 arasında olduğu tahmin ediliyor.  

Independent Türkçe, France 24, AFP, AP