Biden, Trump'ın ABD'deki duş başlığı standartları konusundaki kararını iptal etti

Sıcakla mücadele için banyo yapan bir adam. (AP)
Sıcakla mücadele için banyo yapan bir adam. (AP)
TT

Biden, Trump'ın ABD'deki duş başlığı standartları konusundaki kararını iptal etti

Sıcakla mücadele için banyo yapan bir adam. (AP)
Sıcakla mücadele için banyo yapan bir adam. (AP)

ABD Başkanı Joe Biden, Donald Trump'ın duşlardan su akışı üzerindeki kısıtlamaların kaldırılmasıyla ilgili olarak imzaladığı tuhaf bir kararnameyi iptal etti. Eski Başkan duş alırken suyun yetersizliğinden şikayeti üzerine duş başlıklarıyla ilgili federal standartları değiştirmişti.
Bugün piyasadaki duş başlıklarının çoğu, Trump'ın politikasıyla baltalamaya çalıştığı 2013 yılındaki karara uyuyor. The Independent gazetesinin haberine göre, suyun daha geniş bir alana akmasına izin veren bazı sprinkler sistemleri var, ancak bunlar nispeten nadirdir.
Biden'ın kararı, ülkeyi resmi olarak 2013 yılında alınan karara uygun hale getirecek.
ABD’nin duş başlıkları konusunda kendi standartları var. Kongre'nin 1992 yılında aldığı karar uyarınca bir duş başlığından dakikada akmasına izin verilen su miktarı 2,5 galon yani 9,4 litre.
Sprinklerin geliştirilmesi ve çeşitliliği ile bazı üreticiler, her bir sprinkleri birden fazla sprinkler arasında tasarlayarak dakikada 2,5 galon su sağlayacak şekilde sınırı aştılar. 2013 yılında, Eski Başkan Barack Obama, birden fazla sprinkler ile ilişkili akış toplam çıktısının dakikada 9,5 litre suyu aşamayacağını belirterek kuralları sıkılaştırdı.
Trump'ın bununla bir sorunu vardı. Bu nedenle Aralık ayında kararı tersine çeviren yani bir karar aldı. 2020 yılında verilen karar aynı zamanda ‘vücut spreyi’ ifadesini de beraberinde getirdi. Yani duş başlıkları suyu dikey konumda yapmak yerine yatay olarak püskürtüyor.
Enerji Bakanlığı yetkilileri, Obama dönemi kuralının ailelere yılda yaklaşık 38 dolar tasarruf sağladığını tahmin ediyor.



İsrail-İran çatışmaları: Tahran siyasi mahkumlara baskıyı artırdı

İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
TT

İsrail-İran çatışmaları: Tahran siyasi mahkumlara baskıyı artırdı

İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)

İsrail'le 12 günlük çatışmanın ardından İran ülke içindeki baskıyı artırıyor.

Guardian'ın haberinde, 13 Haziran'da İsrail'in saldırısıyla başlayan ve İran'ın misillemesinin ardından 24 Haziran'da ABD'nin arabuluculuğunda ateşkes ilan edilen çatışmaların, İran'da "geniş çaplı bir iç baskı dalgasını" tetiklediği belirtiliyor.

İsrail'in 23 Haziran'da Evin Hapishanesi'ne düzenlediği saldırıda 71 kişinin hayatını kaybettiği anımsatılıyor. Hayatta kalan bazı mahkumların da daha kötü koşullardaki cezaevlerine nakledildiği yazılıyor.

Mahsa Emini protestolarına katıldığı gerekçesiyle hapse atılan aktivist Rıza Handan'ın, bombalamadan sonra daha kötü şartlardaki bir hapishaneye gönderildiği belirtiliyor. 60 yaşındaki aktivistin kızı şunları söylüyor:

Ne babamın ne de diğer mahkumların yatağı var, yerde uyumak zorunda kalıyorlar. Bir keresinde uyandığında battaniyesinin içinde 6 ya da 7 tahtakurusu bulmuştu.

Kadın mahkumların da yanlarına kişisel eşyalarını bile alamadan Karçak Hapishanesi'ne gönderildiği belirtiliyor. İdam cezasına çarptırılan Kürt yardım çalışanı Pakşan Azizi'den en az iki gündür haber alınamadığı aktarılıyor. Af Örgütü'ne göre Azizi, "barışçıl insani yardım ve insan hakları faaliyetleri" nedeniyle cezalandırıldı. Tahran yönetimiyse kendisini "devlete karşı silahlı isyanla" suçluyor.

Savaş sonrası İran genelinde bir güvenlik baskısı dalgası başlatıldığı da ifade ediliyor. Kolluk kuvvetlerinin kontrol noktaları oluşturduğu ve sosyal medya paylaşımları nedeniyle birçok kişinin tutuklandığı aktarılıyor.

İsrail-İran çatışmalarında Mossad'ın Tahran'da gizli bir drone üssü kurduğu ortaya çıkmıştı. Ayrıca istihbarat teşkilatına bağlı komandoların saldırıdan aylar önce başkente sızarak operasyon sırasında İran'ın hava savunma sistemlerini imha ettiği belirlenmişti. Mossad da casusların saldırılarda yer aldığını doğrulamıştı.

İran devlet medyasında geçen ay çıkan haberlerde, İsrail istihbaratı adına çalıştığı iddia edilen 700 kişinin yakalandığını duyurulmuştu. ABD merkezli İran İnsan Hakları Merkezi'nin (CHRI) verilerine göre 6 kişi casusluk iddiasıyla idam edildi. CHRI'dan Hadi Gayemi şu iddiaları paylaşıyor:

İranlı yetkililer, insanları hiçbir gerekçe göstermeden ve avukatlarına erişim hakkı vermeden gözaltına alıyor, ardından ‘ulusal güvenlik' suçlamalarıyla idam ederek halkı sindirmeye ve kontrolü yeniden kurmaya çalışıyor.

New York Times'ın analizinde de Evin Hapishanesi'nin "insan hakları ihlalleriyle" gündem olduğu hatırlatılıyor. Haberde, 12 günlük çatışmaların ardından Tahran yönetiminin tarihsel bir kavşakta olduğu yazılıyor. İran'ın ileride içerideki baskıyı artırmakla ülkenin dönüşümüne yönelik politikaları uygulamak arasında bocalayabileceği ifade ediliyor.

Independent Türkçe, Guardian, New York Times