WHO: Üçüncü doz aşının gerekliliği şüpheli

Gelişmekte olan ülkelerdeki yüz milyonlarca insanın aşılanması önceliği vurgulandı

Cezayir’de yaşlı bir kişi aşılanırken (AFP)
Cezayir’de yaşlı bir kişi aşılanırken (AFP)
TT

WHO: Üçüncü doz aşının gerekliliği şüpheli

Cezayir’de yaşlı bir kişi aşılanırken (AFP)
Cezayir’de yaşlı bir kişi aşılanırken (AFP)

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) yeni tip koronavirüs (Kovid-19) aşılarının üçüncü dozlarının verilmesi zorunluluğu konusunda şüphe duyduğunu belirtti ve gelişmekte olan ülkelerde yüz milyonlarca insan hala ilk doz aşıyı olmamışken, bu konudaki tartışmayı şiddetle eleştirdi.
Pandeminin başlangıcından bu yana gündeme getirilen üçüncü dozun kullanılması ihtimali, özellikle bu alanda lider olan Pfizer başta olmak üzere ilaç şirketleri için büyük bir kazanç kaynağı olacak. Ancak bu şirketlerin üçüncü dozların uygulanması için şimdiye kadar sunduğu gerekçeler, üçüncü dozun uygulanmasına yönelik onay talebini reddeden ve üretici şirketten kendilerine daha fazla veri sağlamasını isteyen ABD ve Avrupa ajansları gibi bağımsız bilimsel çevreler ve ilaç düzenleme kurumlarına göre belirsiz, muğlak ve eksik verilere dayanıyor.
Geçen yılın sonbaharında bilim çevreleri, ilaç şirketlerinin  genelde bir aşının geliştirilmesi için gereken 5 yıllık ortalama bir süreye kıyasla, 10 aydan kısa bir süre içinde Kovid-19’a karşı aşılar geliştirmeleri ile tarihi bir  başarı elde etmelerini kutlarken, söz konusu başarı hükümetlerin yaptığı büyük yatırımların yanı sıra şirketlerin karlarını minimuma indirerek, aşıların bir miktarını yoksul ülkelere bağışlamaları sayesinde gerçekleşti. Bazı taraflar aşıların öngörülebilir gelecekte salgına karşı küresel savaşta tek silah olacağının anlaşılması ile çok büyük bir finansal ve ekonomik etkiye sahip bu şirketlerin önünde açılan tarihi fırsatın sonuçları konusunda uyardı.
Delta varyantının kontrol dışı bir şekilde ilerlemesi sonucunda varyantın aşılar ile kazanılan bağışıklığa direnebileceğine ilişkin hipotez, mRNA teknolojili aşılar üreten şirketler için bir bahaneye dönüştü. Şirketler bağışıklık korumasını artırmak için üçüncü bir dozun uygulanmasının onaylanması için günlerdir baskı uyguluyorlar.
Bir WHO uzmanı Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Pfizer’in aşı yarışındaki liderliği, ona kaybetmek istemediği ayrıcalıklı bir konum sağladı Delta varyantına karşı aşıların etkinliğinin belirsiz olması, bunun için büyük ticari bir fırsat teşkil ediyor. Ancak şu anda önemli olan, gelişmekte olan ülkelere mümkün olan en fazla miktarda aşı dağıtılması ve ardından ilk dozu olanlara ikinci dozu verilmesidir” dedi. İsminin açıklanmasını istemeyen uzman “Gelişmekte olan ülkeler için uygun aşılar Pfizer değil, Janssen, AstraZeneca, Novavax’ın yanı sıra depolama ve fiyatları nedeniyle bu ülkelerin koşullarına uygun diğer aşılardır” değerlendirmesinde bulundu.
Pfizer’in üçüncü dozu pazarlama kampanyasını dayandırdığı ana kanıt, ikinci dozun uygulanmasından 9 ay sonra antikor seviyesinde bir düşüş olduğunu, üçüncü bir doz almanın virüsü nötralize edebilen antibiyotiklerin 5 veya 10 katına çıkarmasıydı. Şirket ayrıca bu verilerin araştırmacılar tarafından laboratuvarlarında gerçekleştirdikleri bir çalışmada elde edildiğini belirtiyor. Ancak sonuçları hala kısmi bir değer taşıyor, araştırma henüz bağımsız değerlendirmeye tabi tutulmadı ve bilimsel dergilerde yayınlanmadı.
Pfizer, aşısının test edilmesi için büyük bir laboratuvar olması sebebiyle anlaşma imzaladığı İsrail’deki bir araştırmaya da dayandığını belirtiyor. Söz konusu araştırma aşının etkinliğinin, ikinci dozu aldıktan altı ay sonra azaldığını, bu durumun da yeni varyant ile tekrar enfekte olunmasına yol açıldığını gösteriyor. İsrail’in organ nakli olanlara veya ciddi kronik hastalıklara sahip kişilere üçüncü dozu uygulamaya karar verdiğini hatırlatmak gerekiyor. Bununla birlikte İsrail Sağlık Bakanlığı tarafından sağlanan veriler, Delta varyantı ile enfekte olunması durumunda aşının hastaneye yatış ve tehlikeli semptomlara karşı oluşturduğu koruma düzeyinin, diğer varyantlara karşı oluşturduğundan az olmadığını gösterdi.
Sağlık yetkililerinin bu konuda karşılaştıkları ikilemin kanıtı olarak, ünlü İtalyan epidemiyolog Massimo Galli :
“Hala aşıların olası zayıf noktalarına yönelik daha kesin veriler öğrenmeyi bekliyoruz ve sağlık yetkilileri zorlu bir ikilemle karşı karşıya kalıyorlar. Yeni varyantlar karşısında aşıların zayıf noktalarına ilişkin nihai verileri öğrenmek için uzun bir süre beklersek, enfekte olmaya aday olan kişilerin sayısı artar. Antikor düzeyi gibi değişken ve dolaylı verilere dayanarak üçüncü dozu vermek için acele edersek, ihtiyacı olmayan kişilere üçüncü doz aşı vermiş oluruz” değerlendirmesinde bulundu.
Bilim camiası üçüncü doz hakkında karar vermek için tek başına antikor düzeyinin yeterli olmadığını düşünüyor ve bu düşüncesini virüsün bulaşmasını önlemek için hangi düzeyde antikor gerektiğinin henüz bilinmemesine dayandırıyor.
Üçüncü dozun verilmesini savunanların bu düşüncelerini dayandırdığı bir başka kanıt ise yakın zamanda ABD’de gerçekleştirilen bir çalışmadan kaynaklanıyor. Araştırma tek doz aşı alan kişilerde antikorların Delta varyantını tamamen ortadan kaldırmadığını, ikinci dozun ise virüsü ortadan kaldırmak için yeterli antikor sağladığını gösterdi. Ancak bu klinik bir çalışma değil, virüsün aşılanmış veya Kovid-19 enfeksiyonundan iyileşmiş kişilerin kan örneklerine ekleyerek antikorların enfeksiyonu önleme yeteneğinin ölçüldüğü laboratuvar deneylerinin bir sonucuydu.
Bu deneylerin zayıf noktası, başta ‘hızlı müdahale kuvvetleri’ olan lenfositler olmak üzere doğal bağışıklık sisteminin hücrelerinin test dışı kalmasıdır. Lenfositlerin özelliklerinden biri, kanda antikor bulunmasından yıllar sonra, vücutta yeni bir virüs ortaya çıktığında savunmalarını yenileyebilmeleri ve virüse karşı mücadele etmek için antikorlar üretebilmeleridir. Çeşitli çalışmalar bu hücrelerin ayrıca, virüsün çeşitli mutasyonlar yoluyla biriktirdiği varyantlardan etkilenmediğini göstermişti.



Brezilya polisi, eski Devlet Başkanı Bolsonaro'nun gerekçesiz yere 5 milyon dolar aldığını iddia ediyor

Brezilya Eski Devlet Başkanı Jair Bolsonaro, 16 Ağustos 2025'te Brezilya'nın Brasilia kentindeki bir hastaneden ayrılıyor (EPA)
Brezilya Eski Devlet Başkanı Jair Bolsonaro, 16 Ağustos 2025'te Brezilya'nın Brasilia kentindeki bir hastaneden ayrılıyor (EPA)
TT

Brezilya polisi, eski Devlet Başkanı Bolsonaro'nun gerekçesiz yere 5 milyon dolar aldığını iddia ediyor

Brezilya Eski Devlet Başkanı Jair Bolsonaro, 16 Ağustos 2025'te Brezilya'nın Brasilia kentindeki bir hastaneden ayrılıyor (EPA)
Brezilya Eski Devlet Başkanı Jair Bolsonaro, 16 Ağustos 2025'te Brezilya'nın Brasilia kentindeki bir hastaneden ayrılıyor (EPA)

Brezilya federal polisi, eski Başkan Jair Bolsonaro'yu Mart 2023 ile Şubat 2024 arasında açık bir gerekçe olmaksızın büyük miktarda para almakla suçluyor. Bu suçlama, eski liderin karşı karşıya olduğu yasal sorunlara yenilerini ekleyebilir.

Soruşturmacılar, Brezilya Mali Denetim Kurumu'nun Bolsonaro ile ilgili bir kara para aklama davası olduğundan şüphelendiğini belirtiyor. Bolsonaro, eylül ayı başında, darbe komplosu suçlamasıyla yargılanacak. Eski cumhurbaşkanı, savcının adaleti engelleme suçlamasıyla dava açması halinde bir başka yargılama daha ile karşı karşıya kalabilir.

Bolsonaro, son suçlamaya henüz yorum yapmadı, ancak geçmişte, Cumhurbaşkanı Luiz Inácio Lula da Silva hükümeti tarafından siyasi baskı gördüğünü iddia etmişti.

Yeni belgeler, adaletin engellenmesine ilişkin 170 sayfalık uzun soruşturmaya eklenecek. Belgelerde, Bolsonaro'nun çoğu açık bir gerekçe olmaksızın 30 milyon Brezilya reali (5 milyon dolar) aldığı ve aynı dönemde yaklaşık aynı miktarda borçlandığı iddia ediliyor. Bolsonaro, 1 Ocak 2019 ila 31 Aralık 2022 tarihleri ​​arasında cumhurbaşkanlığı görevini yürüttü.

Associated Press (AP), ülkenin Yüksek Mahkemesi'ne gönderilen belgeleri elde etti.

Şarku’l Avsat’ın AP’den aktardığına göre bilgilerin çoğu, mali denetim kuruluşu olan devlete ait Banco do Brasil'den geliyor.

Yaklaşık 20 milyon real (3,48 milyon dolar) tutarındaki meblağın, “BIX” adı verilen 1,2 milyondan fazla doğrudan işlemden geldiği ve Bolsonaro'nun bu dönemde yatırımlara benzer bir meblağı harcadığı iddia ediliyor. Belgeler ayrıca eski cumhurbaşkanının banka havaleleri, mevduat makbuzları, çekler ve döviz işlemleri için para harcadığını da ortaya koydu.

Brezilya polisi, yeni belgelerde Bolsonaro ve oğlu Eduardo'nun, "yurt dışında yaşayan milletvekilinin (Eduardo Bolsonaro) yasadışı faaliyetlerini finanse etmek ve desteklemek amacıyla, mali kaynakların kaynağını ve varış noktasını gizlemek için çeşitli manevralar" yaptığını belirtiyor.