Fransız Julia Ducournau Altın Palmiye ödülünü kazanan ikinci kadın yönetmen oldu

74. Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye’nin sahibi, Titane filmi oldu.

Altın Palmiye ödülünü kazanan Fransız Julia Ducournau (Reuters)
Altın Palmiye ödülünü kazanan Fransız Julia Ducournau (Reuters)
TT

Fransız Julia Ducournau Altın Palmiye ödülünü kazanan ikinci kadın yönetmen oldu

Altın Palmiye ödülünü kazanan Fransız Julia Ducournau (Reuters)
Altın Palmiye ödülünü kazanan Fransız Julia Ducournau (Reuters)

74. Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye’yi, "Titane" adlı filmin yönetmenliğini yapan Fransız Julia Ducournau kazandı.
Fransız yönetmen Ducournau, 1993’te “The Piano” adlı filmiyle Altın Palmiye kazanan Jane Campion’dan sonra Cannes tarihinde bu ödülü kazanan ikinci kadın oldu.
Jüri başkanının ödül töreninin ilk dakikalarında en son açıklaması gereken kazananın adını yanlışlıkla ilk başta açıklayarak izleyenleri şaşkına çevirmesinin ardından genç Fransız yönetmenin zaferini duyurmasına bir anlık kafa karışıklığı eşlik etti.
Garance Marlier, Vincent Lindon ve Agatha Russell'ın başrollerini paylaştığı "Titane", "korku sineması" olarak tanımlanan ve gizemli cinayetleri konu alan film.
Cannes Film Festivali ödülleri arasında Büyük Ödül, İranlı yönetmen Asghar Farhadi’nin Ghahreman (A Hero) ve Juho Kuosmanen’in Hytti Nro 6 (Compartment Number 6) filmlerine verildi.
Festivalin açılışını yapan, başrollerini Adam Driver ve Marion Cotillard'ın paylaştığı “Annette” filmiyle Fransız yönetmen Leos Carax en iyi yönetmen ödülünü kazandı.
Ayrıca En İyi Erkek Oyuncu ödülü “Nitram”daki performansıyla Amerikalı aktör Caleb Landry Jones’a verilirken, Norveçli Renate Rainsby "The Worst Person in the World" filmindeki rolüyle en iyi kadın oyuncu ödülünü kazandı.
 



Usta yönetmen Oscarlı başyapıtını 11 yıl düşünmüş

Dünya sinemasının klasiklerinden Cennet Sineması, eski kasabasına dönen Salvatore'nin canlanan anılarını ve sinemada projeksiyoncu olarak çalışan Alfredo'yla ilişkisini anlatıyor (Titanus)
Dünya sinemasının klasiklerinden Cennet Sineması, eski kasabasına dönen Salvatore'nin canlanan anılarını ve sinemada projeksiyoncu olarak çalışan Alfredo'yla ilişkisini anlatıyor (Titanus)
TT

Usta yönetmen Oscarlı başyapıtını 11 yıl düşünmüş

Dünya sinemasının klasiklerinden Cennet Sineması, eski kasabasına dönen Salvatore'nin canlanan anılarını ve sinemada projeksiyoncu olarak çalışan Alfredo'yla ilişkisini anlatıyor (Titanus)
Dünya sinemasının klasiklerinden Cennet Sineması, eski kasabasına dönen Salvatore'nin canlanan anılarını ve sinemada projeksiyoncu olarak çalışan Alfredo'yla ilişkisini anlatıyor (Titanus)

Oscar ödüllü unutulmaz film Cennet Sineması'yla (Nuovo Cinema Paradiso) sinema tarihine geçen Giuseppe Tornatore, Şanghay Uluslararası Film Festivali'nde verdiği ustalık sınıfında, başyapıtının ardındaki uzun ve sabırlı yaratım sürecini anlattı.

"İlk filmim Il Camorrista'yı, yani mafya üzerine yaptığım yapımı çekerken bile Cennet Sineması'nın senaryosu zihnimde demleniyordu" diyen Tornatore, senaryoyu kaleme almadan önce tam 11 yıl boyunca "sadece düşündüğünü" açıkladı.

2,5 ayda bitirmiş

69 yaşındaki İtalyan yönetmen, yıllar süren bu içsel hazırlığın ardından kaleme aldığı senaryonun ise yalnızca 2,5 ayda tamamlandığını söyledi:

Bu hikayeyi 11 yıl boyunca düşündüm. Yazmaya başladığımda zaten kafamda bitmiş gibiydi.

Festivalde 1988 yapımı Cennet Sineması gösteriminin ardından düzenlenen söyleşide Tornatore, kendi çocukluk anılarından yola çıkarak sinema ve hikaye anlatımına dair düşüncelerini paylaştı. Sicilya'da geçen çocukluğuna dair şu sözleri söyledi:

6-7 yaşlarındaydım, devasa yakın planları ilk kez perdede gördüğümde hep 'Bu insanlar nereden geliyor?' diye düşünürdüm. Ara olup da ışıklar açıldığında hepsi bir anda kaybolurdu. 'Nereden geliyorlar, nereye gidiyorlar?' diye kendime sorup dururdum.

"Kurgu çok önemli bir iş"

Bu merak onu yerel sinema salonundaki makinistle arkadaş olmaya götürmüş. O makinistten hem teknik bilgileri hem de fotoğrafçılığı öğrenmiş.

14 yaşına geldiğinde ise hem okula devam etmiş hem de sinema salonunda projeksiyon görevlisi olarak çalışmaya başlamış.

"Film şeritlerine bakarak kurgu yapmayı öğrendim. Kurgu çok önemli bir iştir" diyen Tornatore, genç sinemacılara da şu tavsiyede bulundu:

Sadece bir alanda uzmanlaşmayın. Özellikle kurguyu öğrenin. Çünkü sinemada kurgu çok ama çok önemlidir.

Halen çoğu filminin kurgusunu kendisi yapmaya devam eden Tornatore, bu süreci yaratıcılığının vazgeçilmez bir parçası olarak görüyor.

27. Şanghay Uluslararası Film Festivali'nin Altın Kadeh Ödülleri'nde jüri başkanlığı görevini üstlenen Tornatore, Çinli genç yönetmenleri ve onların anlatı biçimlerini keşfetmek için sabırsızlandığını söylemişti.

Xinhua'ya verdiği röportajda, 1900 Efsanesi'nin (La Leggenda del Pianista Sull'Oceano) Çince afişini göstererek, filmin Çin'de iki kez vizyona girdiğini ve büyük ilgi gördüğünü hatırlatmıştı:

Çinli izleyicilerin filmlerimi sevmesinden büyük mutluluk duyuyorum.

Tornatore, Şüpheli (Una pura formalità), En İyi Teklif (La migliore offerta) ve Malena gibi filmlerle de tanınıyor.

Independent Türkçe, Variety, Xinhua