Fransız Julia Ducournau Altın Palmiye ödülünü kazanan ikinci kadın yönetmen oldu

74. Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye’nin sahibi, Titane filmi oldu.

Altın Palmiye ödülünü kazanan Fransız Julia Ducournau (Reuters)
Altın Palmiye ödülünü kazanan Fransız Julia Ducournau (Reuters)
TT

Fransız Julia Ducournau Altın Palmiye ödülünü kazanan ikinci kadın yönetmen oldu

Altın Palmiye ödülünü kazanan Fransız Julia Ducournau (Reuters)
Altın Palmiye ödülünü kazanan Fransız Julia Ducournau (Reuters)

74. Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye’yi, "Titane" adlı filmin yönetmenliğini yapan Fransız Julia Ducournau kazandı.
Fransız yönetmen Ducournau, 1993’te “The Piano” adlı filmiyle Altın Palmiye kazanan Jane Campion’dan sonra Cannes tarihinde bu ödülü kazanan ikinci kadın oldu.
Jüri başkanının ödül töreninin ilk dakikalarında en son açıklaması gereken kazananın adını yanlışlıkla ilk başta açıklayarak izleyenleri şaşkına çevirmesinin ardından genç Fransız yönetmenin zaferini duyurmasına bir anlık kafa karışıklığı eşlik etti.
Garance Marlier, Vincent Lindon ve Agatha Russell'ın başrollerini paylaştığı "Titane", "korku sineması" olarak tanımlanan ve gizemli cinayetleri konu alan film.
Cannes Film Festivali ödülleri arasında Büyük Ödül, İranlı yönetmen Asghar Farhadi’nin Ghahreman (A Hero) ve Juho Kuosmanen’in Hytti Nro 6 (Compartment Number 6) filmlerine verildi.
Festivalin açılışını yapan, başrollerini Adam Driver ve Marion Cotillard'ın paylaştığı “Annette” filmiyle Fransız yönetmen Leos Carax en iyi yönetmen ödülünü kazandı.
Ayrıca En İyi Erkek Oyuncu ödülü “Nitram”daki performansıyla Amerikalı aktör Caleb Landry Jones’a verilirken, Norveçli Renate Rainsby "The Worst Person in the World" filmindeki rolüyle en iyi kadın oyuncu ödülünü kazandı.
 



Bu beslenme düzeni, aralıklı oruçtan daha etkili

Özel kilo verme programı sırasında tartılan bir kişi (AFP)
Özel kilo verme programı sırasında tartılan bir kişi (AFP)
TT

Bu beslenme düzeni, aralıklı oruçtan daha etkili

Özel kilo verme programı sırasında tartılan bir kişi (AFP)
Özel kilo verme programı sırasında tartılan bir kişi (AFP)

Yeni bir araştırmaya göre gün aşırı oruç tutmak, kalori kısıtlaması ve aralıklı oruç tutmaya kıyasla metabolizmayı hızlandırmada daha etkili.

Dünya Sağlık Örgütü'ne göre yaklaşık 2,5 milyar yetişkin, yani küresel yetişkin nüfusunun yaklaşık yüzde 43'ü aşırı kilolu ve yaklaşık 890 milyonu obeziteyle yaşıyor.

Doktorlar nüfusun bu kesiminin diyabet ve kalp hastalığına yol açan yüksek tansiyon, yüksek kolesterol ve yüksek kan şekeri gibi metabolik risk faktörlerini azaltmak için kilo vermesini öneriyor.

Düzenli program dahilinde yemek yeme ve oruç tutma dönemleri arasında geçiş yapmayı içeren aralıklı oruç, bazen kilo vermek için geleneksel kalori kısıtlamalı diyetlere alternatif olarak öneriliyor.

Bu genellikle 16 saatlik bir oruç dönemini ve ardından 8 saatlik bir yemek yeme döneminden oluşan, zaman kısıtlamalı beslenmeyi içeriyor. 

Bir başka oruç şekli de iki günde bir 24 saat oruç tutmayı içeren gün aşırı oruç.

Ancak çeşitli oruç tutma şekillerinin, sürekli kalori kısıtlaması ve kısıtlamasız beslenmeye kıyasla sağlık açısından faydaları, büyük ölçüde belirsizliğini koruyor.

Yeni bir çalışmada araştırmacılar 6 bin 582 yetişkin erkek ve kadının katıldığı rastgele örneklemle yapılmış klinik araştırmaların sonuçlarını analiz etti. Aralıklı oruç diyetlerinin sürekli kalori kısıtlaması veya kısıtlamasız diyetlere kıyasla vücut ağırlığı ve metabolik risk faktörleri üzerindeki etkilerini karşılaştırdılar.

Çalışma katılımcılarının ortalama vücut kitle indeksi 31'di ve yaklaşık yüzde 90'ında önceden gelen sağlık sorunları vardı.

Araştırmacılar gün aşırı oruç tutmanın, sürekli kalori kısıtlamasına kıyasla vücut ağırlığını azaltmada mütevazı bir fayda sağlayan tek diyet stratejisi olduğunu buldu.

Bu oruç şekli, zaman kısıtlamalı beslenmeye kıyasla toplam ve LDL veya "kötü" kolesterol seviyelerinin düşmesiyle de ilişkiliydi.

Ancak araştırmacılar, gün aşırı oruç tutmanın bile obez bireyler için en az 2 kg kilo kaybı olan klinik açıdan önemli eşiği karşılamadığını söyledi.

Araştırmacılar, "bulguları daha da doğrulamak için daha uzun süreli denemeler yapılması gerektiğini" ifade etti.

Araştırmada şu ifadelere yer verildi:

Bu beslenme planlarının uzun vadeli etkilerini aydınlatmak için 52 haftadan uzun süreli, rastgele örneklemle yapılmış yüksek kaliteli klinik araştırmalar yapılması gerekiyor" dediler ve "aralıklı oruç tutmakla çeşitli popülasyonlarda kardiyometabolik sağlık üzerindeki etkisine daha fazla vurgu yapılması gerekiyor.

An itibarıyla gün aşırı oruç tutmanın kilo ve metabolik sağlığı yönetmeye dair tedavi araçlarına eklenebileceğini kaydederek şöyle dediler:

Aralıklı oruç tutma, diğer beslenme planlarının yerini almayı değil, bunları kapsamlı, hasta merkezli bir beslenme modeline entegre etmeyi ve tamamlamayı amaçlıyor.

Independent Türkçe