Lübnan Trablusşam’daki gerginliğin mezhep çatışmasına dönüşmesinden korkuluyor

Trablusşam milletvekili Ali Derviş kışkırtıcıları yaşanan protestoları orduya karşı saldırmak için kullanmakla suçluyor.

Lübnan askerleri Trablusşam’da protestocularla son çatışmalar esnasında siper alıyorlar (AP)
Lübnan askerleri Trablusşam’da protestocularla son çatışmalar esnasında siper alıyorlar (AP)
TT

Lübnan Trablusşam’daki gerginliğin mezhep çatışmasına dönüşmesinden korkuluyor

Lübnan askerleri Trablusşam’da protestocularla son çatışmalar esnasında siper alıyorlar (AP)
Lübnan askerleri Trablusşam’da protestocularla son çatışmalar esnasında siper alıyorlar (AP)

Lübnan'ın ikinci büyükşehri olan Trablusşam’da son zamanlarda Lübnan ordusu ile protestocular arasında meydana gelen şiddetli çatışmalar, şehrin güvenliği hususundaki korkuları arttırıyor. Bölgedeki siyasiler, bu bölgenin, daha önce Alevi/Nusayrilerin yoğunlukla yaşadığı Cebel Muhsin ile Sünnilerin çoğunlukla yaşadığı Bab el-Tıbane bölgeleri arasında yaşanan çatışmalarda olduğu gibi sokakları orduya karşı harekete geçirerek siyasi bir provokasyona alet edildiğini düşünüyorlar.
Trablusşam’da son gelişmeler, Suriye Esed rejimini destekleyen Nusayrilerin kontrol ettiği Cebel Muhsin bölgesinden başladı. Her ne kadar protestocular halk hareketinin kendiliğinden başladığını savunuyorlar. Sokak hareketleri dizel yakıt sıkıntısı sebebiyle bölgedeki jeneratörlerin kapatılmasının ardından başladı ve askeri güvenlik güçleriyle ile çatışmaya dönüştü. Bazı siyasi güçlerin protestolara katılımı da kafalarda soru işaretleri oluşturdu.
Cebel Muhsin bölgesi milletvekili Ali Derviş, Lübnan'ın tamamındaki elektrik krizi çerçevesinde kesilen elektriklerin yerine kullanılan jeneratörlere dizel yakıt bulunamamasının dünden önceki gün protestoların kıvılcımını ateşlediğini belirtti.  Ali Derviş, Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda, “Protesto hakkı meşrudur ve gereklidir. Vatandaş geçim krizi karşısında nefes alamaz hale geldi. Yaşamak için en basit geçim kaynaklarını arıyor. Ancak orduyla çatışmak, güvenlik güçlerine taş ve bomba atmak, bu protestoları orduya karşı yapılıyormuş gibi göstermek isteyen provokatörlerin ya da menfaatçilerin varlığı konusunda soru işaretleri oluşturuyor” dedi.
Lübnan ordusu dün Cebel Muhsin bölgesinde çıkan çatışmalarda, 10 askerin taş atılması sonucu, 5 askerin de el bombası atması sonucu yaralandığını duyurdu. Lübnan Kızıl Haçı ise 19 askerin uğradığı saldırıda yaralandığını aktardı.
Dün, Trablusşam şehri, askeri takviyeler getirilmesinin ardından gece saatlerinde çeşitli sokaklarda yoğun asker konuşlandırılmasına tanık oldu. Askerler durumu kontrol altına almak ve protestocular geri çekildikten sonra tüm yolları yeniden açmak için çalıştılar.
Bölgedeki yerel kaynaklar, Enerji Bakanlığı'nın ordunun da yardımıyla bölge sakinlerinin taleplerine yanıt verdiğini ve bölgede elektrik elde edebilmeleri için jeneratör sahiplerine dizel yakıt sağlamaya çalıştığını aktardı.
Derviş, bölgedeki partilerin Suriye’deki Esed rejimine yakın olduğu gerçeğinden hareketle yaşananların sadece Cebel Muhsin halkının taleplerine yönelik protestolarını yansıtmadığını, bunun ötesinde daha büyük bir anlamı olduğunu aktardı. Konunun sadece güvenlik önlemleriyle de çözülmeyeceğine işaret eden Ali Derviş, bölgedeki gençlerin yüzde 70’inden fazlasının işsiz olmasına, çalışanların çoğunun da temel ihtiyaçlarını karşılayamadığına, ortalama maaşların günlük 2 dolara tekabül ettiğine, temel geçim malzemelerinin pahalı olmasına ve özellikle son dönemdeki yakıt ve ilaç yetersizliğine dikkati çekti.
Cebel Muhsin ve Bab el-Tıbane arasında uzun yıllar süren mezhep çatışmalarına geri dönüleceği korkusuyla ilgili görüşlerini aktaran Derviş, şehir halkının o zamanlara geri dönmek istemediklerini düşündüğünü söyledi. Yıllar önceki çatışmaların bir düğmeye basılmış gibi sona erdirildiğini ve bunun, iki bölgenin insanlarında siyasi bir araç ve mesaj vesilesi olduklarını düşünmelerine sebep olduğunu aktardı.
Derviş, “Şehir halkı şu anda, günlük acıları üzerinde birleşiyorlar. Ancak halkın acısını ve ıstırabını istismar edebilecek kimseleri de görmezden gelmemek gerekiyor. En çok güvenebileceğimiz kimselerin, halkın güvenliğini sağlayan ordu ve güvenlik güçleri olduğunun bilincinde olmalıyız. Bunun yanı sıra şehir halkının maruz kaldığı yaşam şartlarının iyileştirilmesi adına reformlar yapılması da son derece önem arz ediyor” dedi.
Derviş’in açıklamaları bölgedeki çok sayıda protestocudan destek gördü. Zira Cebel Muhsin ve Bab el-Tıbane bölgelerinde uzun zamandır şehrin ihmal edildiğini ve ıstırap içinde olduğunu ifade eden sloganlar yükseliyor. Bab el-Tıbane halkı da, bölgeyi ikiye ayıran Suriye Caddesi yolunu keserek Cebel Muhsin halkının protestolarına destek veriyor ve onlarla dayanışma gösteriyor.



ABD Savunma Bakanı, ülkesinin ‘Lübnan'da diplomatik çözüme’ bağlılığını vurguladı

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, İsrailli yetkililerle daha önce yaptığı bir toplantıda (AP)
ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, İsrailli yetkililerle daha önce yaptığı bir toplantıda (AP)
TT

ABD Savunma Bakanı, ülkesinin ‘Lübnan'da diplomatik çözüme’ bağlılığını vurguladı

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, İsrailli yetkililerle daha önce yaptığı bir toplantıda (AP)
ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, İsrailli yetkililerle daha önce yaptığı bir toplantıda (AP)

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin dün (Cumartesi) İsrailli mevkidaşı Yisrael Katz ile yaptığı telefon görüşmesinde, ABD'nin ‘Lübnan'da diplomatik bir çözüme’ olan bağlılığını yineleyerek, ülkesinin Hizbullah'a karşı ‘kararlılıkla’ hareket etmeye devam edeceğini bildirdi.

Lübnanlı yetkililere göre bu açıklama, İsrail ile Hizbullah arasındaki savaşın kızıştığı ve İsrail ordusunun Beyrut'un yanı sıra güney ve doğu Lübnan'da gerçekleştirdiği saldırılarda onlarca kişinin öldüğü bir dönemde geldi.

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) Sözcüsü, Austin'in ‘ABD'nin Lübnan'da İsrailli ve Lübnanlı sivillerin sınırın her iki tarafındaki evlerine güvenli bir şekilde dönmelerini sağlayacak diplomatik bir çözüme olan bağlılığını yinelediğini’ söyledi.

Katz ise İsrail'in ‘kararlı bir şekilde hareket etmeye devam edeceğini’ vurguladı.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre Katz, İsrail'in kuzeyinde yaşayanların evlerine dönebilmeleri için ülkesinin ‘Hizbullah'ın terör altyapısını hedef alma ve terörist liderleri ortadan kaldırma’ konusundaki kararlılığını yineledi.

Gazze savaşı sırasında Hizbullah ve İsrail arasında bir yıl süren sınır ötesi bombardımanın ardından İsrail ordusu eylül ayı sonunda askeri operasyonlarının ağırlık merkezini Lübnan ile olan kuzey cephesine kaydırdığını duyurdu. O zamandan bu yana Beyrut'un güney banliyöleri, doğu ve güney Lübnan'daki Hizbullah kalelerini merkez alan yıkıcı bir hava saldırısı kampanyası başlattı ve ardından Güney Lübnan'da kara operasyonlarına başladığını bildirdi.

Lübnan Sağlık Bakanlığı'na göre Ekim 2023'ten bu yana Hizbullah ile İsrail arasındaki çatışmalar Lübnan'da en az 3 bin 650 kişinin ölümüne neden oldu.

Konuyla ilgili olarak Lloyd Austin, İsrail hükümetini Gazze Şeridi'ndeki vahim insani durumu iyileştirmek için harekete geçmeye devam etmeye çağırdı ve ABD'nin Amerikan vatandaşları da dahil olmak üzere tüm esirlerin serbest bırakılmasını sağlama konusundaki kararlılığını bir kez daha yineledi.

Bu açıklama, Washington'un geçen hafta İsrail'in Gazze Şeridi'ne insani yardım konusunda ABD yasalarını ihlal etmediğini açıklamasına rağmen, askeri yardımın bir kısmını askıya alma tehdidinden bir ay sonra geldi.

Birleşmiş Milletler (BM) ve diğer örgütler, özellikle İsrail'in cuma günü Filistin topraklarındaki mevcut savaşı tetikleyen 7 Ekim 2023 tarihli Hamas saldırısına karışan iki komutanı öldürdüğünü açıkladığı kuzey Gazze'de kötüleşen insani durumu kınıyor.

Pentagon'a göre Katz ile yapılan telefon görüşmesinde İsrail'in mevcut operasyonları da ele alındı ve Austin Washington'un ‘İsrail'in güvenliğine olan sarsılmaz bağlılığını’ yineledi.