Mel Gibson, Britney Spears'a yaşadığı çöküşün ardından "Tanrı'ya dönmesini" söylemiş

Spears'ın eski antrenörü, şarkıcının zihinsel çöküntü yaşadığı dönemde birçok ünlü ismin destek olmak için ona ulaştığını söyledi. (Fotoğraflar: AP)
Spears'ın eski antrenörü, şarkıcının zihinsel çöküntü yaşadığı dönemde birçok ünlü ismin destek olmak için ona ulaştığını söyledi. (Fotoğraflar: AP)
TT

Mel Gibson, Britney Spears'a yaşadığı çöküşün ardından "Tanrı'ya dönmesini" söylemiş

Spears'ın eski antrenörü, şarkıcının zihinsel çöküntü yaşadığı dönemde birçok ünlü ismin destek olmak için ona ulaştığını söyledi. (Fotoğraflar: AP)
Spears'ın eski antrenörü, şarkıcının zihinsel çöküntü yaşadığı dönemde birçok ünlü ismin destek olmak için ona ulaştığını söyledi. (Fotoğraflar: AP)

ABD'li ünlü popçu Britney Spears'ın 2008'de yaşadığı zihinsel çöküntünün ardından Mel Gibson'la görüştüğü ve Gibson'ın ona "Tanrı'ya dönmesini" ve "Hıristiyanlığın kendisini kurtarabileceğini" söylediği iddia edildi.
Spears'ın eskiden yakın arkadaşlarından biri olan Sean Philip, şarkıcının yaşadığı travmaya ve vasiliğine dair açıklamalarda bulundu. 
Müzisyenin daha önce antrenörlüğünü yapan Philip, zihinsel problemler yaşamasının ve bunların kamuoyuna yansımasının ardından birçok kişinin Spears'a destek vermek için ona ulaştığını söyledi. 
The Sun'a röportaj veren Philip şu ifadeleri kullandı:
"Mel Gibson'ın bu isimlerden biri olduğunu, ona Hıristiyanlığın onu kurtaracağını ve Tanrı'ya dönmesini söylediğini hatırlıyorum."
"Her şey fazlasıyla gerçeküstüydü."
Şarkıcının eski antrenörü Spears'ın o dönem çok fazla çalıştığını ve tükendiğini ifade ediyor. 
Spears'ın yaklaşık üç hafta önce vasiliğinin kaldırılması için açtığı davada verdiği ifade büyük yankı uyandırmıştı. Spears vasilik sürecinde istismara maruz kaldığını ve vasilerinin hapse girmesi gerektiğini söylemişti. Müzisyenin yaşadığı çöküntü nedeniyle serveti ve kişisel yaşamının idaresi mahkeme kararıyla babası Jamie Spears'a verilmişti. 
Spears kısa süre önce Instagram'da yaptığı paylaşımdaysa vasiliğin "hayallerini öldürdüğünü" söyledi. Şarkıcı paylaşımında babasını, kız kardeşini ve kendisini eleştirenleri hedef aldı. 
Ünlü şarkıcı vasilik kalkana kadar sahneye çıkmayacağını ve kız kardeşinin katıldığı törenlerde kendi şarkılarını seslendirmesinden hoşlanmadığını belirtti.

Spears ayrıca, "İhtiyacın olduğunda seni kimin görmezden geldiğini ve soru sormadan sana kimin yardım ettiğini asla unutma" ifadelerini kullandı.
Independent Türkçe, The Sun, Sputnik International
 



Bütün canlıların ölünce sönen tuhaf bir parıltı yaydığı tespit edildi

Fotoğraf: Pexels
Fotoğraf: Pexels
TT

Bütün canlıların ölünce sönen tuhaf bir parıltı yaydığı tespit edildi

Fotoğraf: Pexels
Fotoğraf: Pexels

Tıbbi teşhiste güçlü bir yeni aracın önünü açabilecek yeni bir araştırmaya göre, tüm canlı varlıkların canlılıkla bağlantılı olarak yaydığı tuhaf parıltı, öldüklerinde kayboluyor.

Yaşam formları, esasen metabolizmanın yaşamı sürdüren süreçleri beslediği karmaşık biyokimyasal laboratuarlardır.

Bu metabolizmanın yan ürünlerinden biri, reaktif oksijen türleri yani ROS adı verilen, yüksek oranda reaktif oksijen içeren bir grup molekül.

Kanada'daki Calgary Üniversitesi'nden araştırmacılar aşırı ROS üretiminin, oksidatif stres diye bilinen sürece yol açabileceğini ve bunun da vücuttaki kimyasallar arasında, parıltıyla bağlantılı elektron transfer süreçlerini tetiklediğini söylüyor.

The Journal of Physical Chemistry Letters'ta yayımlanan çalışma, farelerde ultra zayıf foton emisyonu (UPE) veya biyofoton emisyonu diye adlandırılan tuhaf parıltıyı belgeliyor.

Araştırmacılar canlı farelerin, yakın zamanda ölen farelere kıyasla kayda değer derecede daha yüksek yoğunlukta UPE yaydığını saptadı.

Buna karşılık bitkilerdeki UPE, sıcaklık değişiklikleri, yaralanma ve kimyasal işlemler gibi stres faktörlerine maruz kalma durumuna göre değişiklik gösteriyor.

Önceki çalışmalar, insan gözüyle görülemeyen son derece düşük yoğunluklu ışığın kendiliğinden salınmasıyla tanımlanan bu parıltının kaynağının ROS olabileceğini öne sürüyor.

200 ila 1000 nanometre aralığındaki spektrumda yer alan bu soluk ışık, tek hücreli organizmalar ve bakterilerden bitkilere, hayvanlara ve hatta insanlara kadar tüm yaşam formlarında gözlemleniyor.

Ancak ölüm ve stresin UPE üzerindeki etkisi hakkında pek bir şey bilinmiyor.

Son çalışma, canlı ve ölü hayvanlardaki bu parıltıyı karşılaştırırken, bitkilerde sıcaklık, yaralanma ve kimyasal işlemlerin UPE üzerindeki etkilerini görselleştirdi.

Bilim insanları, çevredeki ışığın etkisini ortadan kaldırmak için karanlık bölmeler geliştirerek bitki ve hayvanları özel kamera sistemleriyle görüntüledi.

Her iki grup da 37 derece vücut sıcaklığına sahip olmasına rağmen canlı farelerin güçlü bir ışık yaydığını, ötenazi uygulanan farelerden gelen soluk parıltınınsa neredeyse söndüğünü tespit ettiler.

Bilim insanları çalışmada, "Araştırmamız, canlı ve ölü farelerin UPE'si arasında önemli bir fark olduğunu ortaya koydu" diye belirtiyor.

Bitkilerde sıcaklık ve yaralanmalardaki artışın, UPE yoğunluğunda yükselmeye neden olduğunu gözlemledik.

Kimyasal işlemler de bitkilerin ışık yayma özelliklerini değiştirdi.

Araştırmacılar, bitkilerin yaralı bölgelerine lokal anestezik benzokain uygulandığında, test edilen bileşikler arasında en yüksek emisyonun görüldüğünü söylüyor.

Bulgular, UPE'nin hayvanlarda canlılığın ve bitkilerde stres tepkisinin hassas bir göstergesi olabileceğini ortaya koyuyor.

Bilim insanları bu çalışmanın gelecekteki araştırmalar ve klinik teşhisler için UPE görüntülemenin geliştirilmesine katkı sağlamasını umuyor. Araştırmacılar, "UPE görüntüleme, hayvanlarda canlılığın ve bitkilerin strese verdiği tepkilerin invazif olmayan, etiket gerektirmeyen bir şekilde görüntülenmesine olanak sağlıyor" ifadelerini kullanıyor.

Independent Türkçe