Biden’ın görüştüğü ilk Arap lideri Ürdün Kralı olacak

İki devletli çözüm, askeri ve ekonomik iş birliği ve Suriye’deki durum tartışma gündeminin başında yer alıyor

Ürdün Kralı 2. Abdullah (Reuters)
Ürdün Kralı 2. Abdullah (Reuters)
TT

Biden’ın görüştüğü ilk Arap lideri Ürdün Kralı olacak

Ürdün Kralı 2. Abdullah (Reuters)
Ürdün Kralı 2. Abdullah (Reuters)

Ürdün Kralı 2. Abdullah, ABD Başkanı Joe Biden’ın davetine binaen yarın (Pazartesi) Beyaz Saray’ı ziyaret edecek. Bu ziyaret, Biden’ın Ocak ayında göreve başlamasından bu yana bir Arap liderle gerçekleştirdiği ilk buluşma olacak. Ürdün Kralı’nın ziyareti, eski Başkan Donald Trump döneminde tanık olunan gerginliğin ardından ABD-Ürdün ilişkilerinin yeniden başlatılması açısından büyük önem teşkil ediyor.
Beyaz Saray Sözcüsü Jen Psaki’ye göre, söz konusu ziyaret, ABD’nin güvenlik ortağı ve müttefiki olan Ürdün ile arasındaki daimi stratejik ortaklığa ışık tutmayı amaçlıyor. Psaki “Bu ziyaret, Ortadoğu’nun karşı karşıya kaldığı birçok zorluğu tartışmak, Ürdün’ün bölgede barış ve istikrarı desteklemede öncü rolünün öne çıkarılmasının yanı sıra siyaset, güvenlik ve Ürdün’ün ekonomik fırsatları da dahil olmak üzere ekonomik konularda ikili işbirliğinin güçlendirilmesi için bir fırsat.” ifadelerini kullandı.
Ürdün’ün ABD ile ilişkileri, eski Başkan Donald Trump’ın kararları ve politikaları sebebiyle zarar görmüştü. Söz konusu kararlar arasında Aralık 2017’de Kudüs’ün İsrail’in başkenti olarak tanınması, İsrail ile Filistinliler arasında tek taraflı bir barış anlaşması önerilmesi, Trump’ın damadı Jared Kushner liderliğinde Yüzyılın Anlaşması’nın teşvik edilmesi ve Trump yönetiminin Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’na (UNRWA) sağlanan fonu iptal etmesi yer alıyordu. Kral 2. Abdullah, Netanyahu’nun Filistinlilerin Trump’ın barış planını reddetmesi durumunda Ürdün Vadisi’ni bir tarafını ilhak etme planlarını kesin bir dille reddetmişti.
Ürdün Kralı Trump’ın Kasım 2020’deki yenilgisi sayesinde rahat bir nefes aldı ve Joe Biden’ın başkanlık seçimlerini kazanmasının ardından rahatladı. Biden’ın senatör ve Senato Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı olması ve ardından Barack Obama’nın Başkan Yardımcısı olması ile Kral Abdullah ve Biden arasında 20 yıldan fazla bir süreden bu yana bir ilişki bulunuyor. Dolayısı ile Kral Abdullah’ın Biden’ın zaferinin ardından tebrik etmek için arayan ilk Arap lider olması şaşırtıcı olmadı. Bu telefon görüşmesinde Biden, iki devletli çözümü uygulamak için Ürdün ile birlikte çalışacağını belirmişti.
Ürdün Kralı’nın ABD ziyareti üç hafta sürecek ve yönetim yetkilileri, Kongre liderleri, Askeri Hizmetler Komitesi, Dış İlişkiler Komitesi üyeleri, Senato Ödenek Komitesi başkanları ve Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi üyeleri ile yapılan toplantıları kapsayacak.
Ziyaret, iki ülkenin 70 yılı aşkın ikili ilişkileri kutlamalarına denk gelirken, Kral 2. Abdullah’a eşi Kraliçe Rania ile Veliaht Prens 2. Hüseyin ve çok sayıda Ürdünlü yetkili eşlik edecek.
Kral 2. Abdullah, Washington ziyaretinden önce Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile bir araya gelerek, ABD yönetimini barış sürecini canlandırmaya ve Filistin alanında daha büyük bir rol oynamaya çalışan Hamas’a karşılık Filistin Yönetimi’ni desteklemesine ikna etmek için gerekli adımları görüştü.

-Öne çıkan konular
Ürdün Kralı’nın Washington’daki görüşmesindeki gündem konuları başında, Filistin konusu, Ürdün’ün iki devletli çözümü desteklemesve İsrail-Filistin çatışmasını sona erdirmedeki tarihi rolünün yeniden sağlanması yer alıyor. Görüşmede ayrıca Yüzyılın Anlaşması’ndan ve birkaç Arap ülkesiyle barış anlaşmalarının yapılması ve iki devletli çözüme karşı çıkan Naftali Bennett liderliğindeki yeni koalisyon hükümetinin kurulmasın ardından bölgenin tanık olduğu dönüşüm, değişim ve jeopolitik gerçeklerin dikkate alınması bekleniyor.
Analistler, Bennett’in Amman’a yaptığı sürpriz ziyaretin ardından İsrail ve Ürdün arasındaki yumuşama ve sakinliğinin yanı sıra Ürdün’e ilave 50 milyon metreküp su sağlama anlaşması ve Bennett’in Amman’ın Batı Şeria’ya olan ihracatını 160 milyon dolardan 700 milyon dolara çıkarmasını onaylamasına dikkat çekiyorlar. Analistler, bu anlaşmaları, çatışmanın çözülmesi müzakerelerinde Ürdün’ün daha ağır bir rolü olacağına yönelik iyiye işaret olarak değerlendirdi.
İsrail’de yeni bir hükümetin kurulmasıyla, ABD Başkanı’nın yönetimi büyük bir memnuniyetle karşılama ve eski Başbakan Binyamin Netanyahu’nun yılların gerilimlerini geçmişin sayfalarına koyma arzusuna sahip görünüyordu.
İsrail’in yeni Başbakanı Naftali Bennett, çatışmaların azaltılmasına yönelik bir yaklaşımı benimsiyor ve bu konuda İsrail Dışişleri Bakanı Yair Lapid de onunla aynı fikirde bulunuyor. Bennett Avrupalı ​​yetkililerle yaptığı görüşmelerde yeni hükümetin iki devletli çözümü desteklediğini ancak zamanlamanın şu an doğru olmadığını belirtti. Başbakan gelecekte barış olasılığını sağlayacak adımların atılması gerektiğini ve Filistinlilerin yaşamlarının iyileştirilmesi için ekonomik önlemler alınmasına yönelik bir gereklilik olduğunu düşünüyor. Ürdün ve Mısır, İsrail ile Hamas arasındaki hassas ateşkesi desteklemek, iki devletli çözüm fikrine ivme vererek daha fazla dikkat çekmek ve Kudüs’ün tarihi ve yasal statüsünü koruyan adil ve kapsamlı bir yol sunmak istiyor.
Biden yönetimi ise, İsrail’i iki devletli çözüm konusunda uzlaştırıcı adımlar atmaya teşvik etmeye ve tarafları nihai bir çözüme ulaşmak ve yapıcı diplomatik girişimlerin yolunu açmak için müzakerelere davet etmeye çalışacak.
Ürdün Kralı’nın Başkan Biden ile yapacağı görüşmelerinin, özellikle Başkan Biden’ın gelecek ay yeni İsrail Başbakanı Bennett ile planladığı görüşme sayesinde İsrail yönetimi iki devletli çözüme yönelik net adımlar atmaya yönlendireceğine inanılıyor. ABD’nin Ortadoğu’daki varlığını sınırlamaya yönelik hızlandırdığı adımların ışığında durum belirsiz görünüyor ve durum İsrail ile Filistinliler arasında yeni bir barış sürecini başlatmak ve desteklemek için hazır olmayabilir.
Ürdün Kralı’nın ziyareti, Ürdün içinde ve çevresinde bir dizi olayın ardından geliyor. Söz konusu olaylarda, bölgedeki istikrarın bir işareti niteliğinde Ürdün’ün imajını sarsan kraliyet ailesi içerisinde iniş çıkışlarla karşı karşıya kalındı. Kraliyet ailesi içindeki kargaşadan ardından, hem ABD hem Ürdün Krallığı’nın istikrarını ve Ürdün monarşisinin konumunun güçlendirilmesi konusunda kararlı görünüyor. Washington, Ürdün’deki istikrarsızlığın ABD ve İsrail’in bölgedeki çıkarlarına zarar verdiğine ve İran’ın bölge işlerine müdahale etme girişimlerine yol açtığına inanıyor.
Kral Abdullah’ın, Biden yönetimiyle görüşmek istediği başka konularda bulunuyor. Bunlardan en önemlisi ise ekonomik sıkıntılar, zira Ürdün kamu borcunun artması ile yoksulluk ve işsizlik oranında ciddi bir artış sebebiyle zorluk çekiyor ayrıca Ürdün hükümetine yönelik, yaşam koşullarının iyileştirilmesi, sosyal ve ekonomik çözümler sağlaması için baskı artıyor. Ürdün Caesar Yasası uyarınca, Ürdün ihracatının güney Suriye’ye girmesine izin verilmesi dahil olmak üzere, ABD yaptırımlarından özel bir muafiyet elde etmeyi istiyor.
Öte yandan Başkan Biden’ın, Ürdün’ün geniş kapsamlı siyasi ve ekonomik reformları benimsemesinin önemine ve Krallık’taki insan hakları sicilini ve ifade özgürlüğünü iyileştirmenin önemini vurgulaması kesin olarak görülüyor. İki ülke lideri arasındaki görüşme, özellikle Pentagon’un Afganistan ve Katar’daki askerlerini Ürdün askeri üslerine yeniden konuşlandırmayı planlamasının ardından güvenlik, istihbarat ve askeri iş birliğinin geliştirilemesine odaklanacak.
Washington’daki Birleşik Devletler Barış Enstitüsü’ne bağlı İsrail-Filistin Çatışma İdaresi Müdürü Lucy Kurtzer, söz konusu ziyaretin amacının ilişkileri geliştirmek ve Ürdün’ün bölgesel rolünü yeniden öne çıkarmak olduğunu, Ürdün Kralı’nın yönetimi İsrail-Filistin ihtilafına bir çözüm bulmaya yönlendirmeye çalıştığını ayrıca Gazze’yi yeniden inşa etmeyi ve Batı Şeria’daki altyapıyı onarmayı planladığını belirtti. Kurtzer “Ürdün, Doğu Kudüs’teki İslami ve Hristiyan kutsal mekanlarının koruyucusu olarak özel bir rol oynadı. Ürdün, özellikle de Filistinli ailelerin tahliyesi ve Mescid-i Aksa’ya yapılan baskının ardından Mescid-i Aksa ve İslami kutsal mekanların çevresinde nihai bir durum düzenlemeleri yapma konusunda devam eden zorluklarından endişe ediyor.” dedi. Kurtzer sözlerine şu ifadeleri de ekliyor:
“İsrail Yüksek Mahkemesi, Mayıs ayında çıkan savaşın ve son çatışmaların kıvılcımlarından biri olan Filistinli ailelerin Doğu Kudüs’ün Şeyh Cerrah mahallesinden tahliyelerine yönelik 2 Ağustos’ta bir duruşma yapacak. Tahliyeleri desteklemek ve sürdürmek için bir kararın yayınlanmasının, durdurulmuş İsrail-Filistin diplomasisine yönelik umut ışığını ortadan kaldırabilecek yeni şiddetin ortaya yol açacağı konusunda endişeler bulunuyor.”



Pasifik kıyısındaki ülkeler, Rusya açıklarında meydana gelen şiddetli depremin ardından tsunamiye karşı hazırlık yapıyor

Japonya'da tsunami dalgalarının vuracağı bölgeleri ve dalgaların yüksekliğini gösteren dev ekran (Reuters)
Japonya'da tsunami dalgalarının vuracağı bölgeleri ve dalgaların yüksekliğini gösteren dev ekran (Reuters)
TT

Pasifik kıyısındaki ülkeler, Rusya açıklarında meydana gelen şiddetli depremin ardından tsunamiye karşı hazırlık yapıyor

Japonya'da tsunami dalgalarının vuracağı bölgeleri ve dalgaların yüksekliğini gösteren dev ekran (Reuters)
Japonya'da tsunami dalgalarının vuracağı bölgeleri ve dalgaların yüksekliğini gösteren dev ekran (Reuters)

ABD’li ve Japon yetkililer, Rusya'nın Kamçatka Yarımadası açıklarında meydana gelen 8,8 büyüklüğündeki şiddetli depremin ardından, 3 metre yüksekliğe ulaşan yüksek dalgaların (tsunami) Pasifik Okyanusu'nun batısını, özellikle Japonya, Rusya ve Hawaii takımadalarının kıyılarını vurabileceği konusunda uyarıda bulundu.

Japonya'nın kuzeyindeki Hokkaido adasına bugün ulaşan ilk tsunami dalgalarının yüksekliği 30 santimetreye ulaştı. Japonya Yayın Kurumu (NHK), bu ilk dalgaların ardından başka tsunami dalgalarının da gelebileceği ve bunların çok daha yüksek olabileceği konusunda uyarıda bulundu. Japonya Meteoroloji Ajansı, takımadaların kuzey ve doğu kıyıları boyunca Osaka'nın güneyine kadar 3 metre yüksekliğinde dalgalar beklediğini açıkladı.

Japonya Meteoroloji Ajansı tarafından yapılan açıklamada, “Tsunami dalgaları bölgeyi tekrar tekrar vuracak. Uyarı kaldırılana kadar denize çıkmayın veya kıyıya yaklaşmayın” denildi.

Japonya'nın doğusundaki Fukuşima Nükleer Santrali’ni işleten Tokyo Elektrik Enerjisi Şirketi (TEPCO), 2011 yılında nükleer kaza geçiren bu tesisteki tüm çalışanların tsunami tehlikesi nedeniyle tahliye edildiğini duyurdu.

TEPCO Sözcüsü, “Tüm işçileri ve çalışanları tahliye ettik” diyerek, 2011 yılında tarihi bir deprem ve tsunami nedeniyle hasar gören ve şu anda sökülmekte olan nükleer santralde ‘herhangi bir anormallik gözlemlenmediğini’ vurguladı.

Honolulu Acil Durum Yönetim Kurumu dün, olası bir tsunami tehdidi nedeniyle Hawaii'deki bazı kıyı bölgelerinin tahliye edilmesi çağrısında bulundu. Honolulu Acil Durum Yönetim Kurumu X platformu üzerinden yaptığı paylaşımda, “Harekete geçin! Yıkıcı tsunami dalgaları bekleniyor” ifadelerini kullandı.

ABD Sahil Güvenlik Teşkilatı, Hawaii'deki tüm ticari limanların tahliye edilmesi ve gemi trafiğine kapatılması talimatını verdi.

ABD Tsunami Uyarı Merkezi de önümüzdeki üç saat içinde Rusya ve Japonya kıyılarında ‘tehlikeli tsunami dalgaları’ uyarısı yayınladı ve depremin büyüklüğünün 8,8 olduğunu açıkladı. ABD Tsunami Uyarı Merkezi, Alaska ve ABD'nin Pasifik adası Guam kıyılarının bazı kısımları ile Rusya ve Japonya kıyılarını ‘üç saat içinde’ tehdit edebilecek yüksek tsunami dalgaları riski konusunda uyardı. Merkez, tsunami uyarısının Kaliforniya, Oregon ve Washington'ın yanı sıra Britanya Kolumbiyası ve Alaska Yarımadası’nda da geçerli olduğunu bildirdi.

dfrgthy
Tehlikeli tsunami dalgaları (Arşiv)

Rusya'daki bölge valileri, ‘on yıllardır’ görülen en şiddetli depremin ardından can kaybı olmadığını bildirirken, tsunami uyarısının ardından Sahalin bölgesindeki küçük bir kasaba için tahliye emri verildi. Kamçatka Valisi Vladimir Solodov, Telegram'da yayınlanan bir videoda, “Bugünkü deprem ciddiydi, on yıllardır görülen en şiddetli depremdi” dedi. Solodov, ön bilgilere göre can kaybı olmadığını, ancak bir anaokulunun hasar gördüğünü belirtti. TASS haber ajansı, depremden sonra yaklaşık 2 bin 700 kişinin Kuril Adaları'ndaki güvenli bölgelere tahliye edildiğini bildirdi.

Sahalin Valisi Valery Limarenko, Telegram üzerinden yaptığı açıklamada, depremin ardından verilen tsunami uyarısı sonrasında Severo-Kurilsk adlı küçük kasaba için tahliye emri verildiğini ifade etti. Rusya'nın Kamçatka Yarımadası Acil Durumlar Bakanı Sergey Lebedev, depremin ardından bölgenin bazı yerlerinde üç ila dört metre yüksekliğinde bir tsunami kaydedildiğini bildirdi. Lebedev, sosyal medyada yayınlanan bir videoda, “Herkes dalgalardan uzak dursun” uyarısında bulundu.

Daha sonra Kamçatka Yarımadası yetkilileri, büyük depremin bir dizi yaralanmaya neden olduğunu açıkladı ve sakinlere kıyı bölgelerinden uzak durmalarını ve ‘hoparlörlerden yapılan duyuruları dinlemelerini’ istedi.

Rusya Bilimler Akademisi'nin Kamçatka'daki jeofizik şubesi, depremin 1952'den bu yana en şiddetli deprem olduğunu ve kıyı boyunca tehlikeli tsunami dalgalarına sebep olabileceğini söyledi. Kurum tarafından Telegram üzerinden yapılan açıklamada, “Bu olayın büyüklüğü göz önüne alındığında, 7,5 büyüklüğüne ulaşabilecek güçlü artçı sarsıntılar beklemeliyiz. 7,5 büyüklüğüne ulaşan büyük ve belirgin artçı sarsıntıların en az bir ay daha devam etmesi bekleniyor” denildi.

Filipinler Volkanoloji ve Sismoloji Enstitüsü, Pasifik Okyanusu'na bakan kıyı bölgelerinde bulunan plajlardan uzak durulmasını tavsiye etti. Bu bölgelerde bir metreden daha düşük tsunami dalgalarının görülmesi bekleniyor.

Endonezya Meteoroloji, İklim ve Jeofizik Kurumu da bugün öğleden sonra Endonezya'nın bazı bölgelerinde yarım metreden daha düşük tsunami dalgalarının görülebileceği uyarısında bulundu. Kurum yaptığı açıklamada, tsunami dalgalarının Papua bölgesi, Kuzey Maluku eyaleti ve Güney Sulawesi eyaletindeki bazı kıyı şehir ve kasabalarına ulaşabileceğini belirtti.

Meksika hükümeti bugün Sivil Savunma Kurumu’na, tsunami tehlikesi nedeniyle Pasifik Okyanusu'na bakan kıyı bölgelerinden halkı tahliye etme talimatı verdi. Meksika donanması yaptığı açıklamada, ülkenin batı kıyısı boyunca Baja California (kuzey) eyaletinden Chiapas (güney) eyaletine kadar uzanan ‘liman girişlerinde güçlü akıntılar’ beklediğini belirtti.

Peru da kıyılarının tsunami tehlikesiyle karşı karşıya olduğu konusunda uyarıda bulundu. Peru donanması, X platformundaki hesabında, deprem nedeniyle ‘Peru kıyıları boyunca tsunami uyarısı verildiğini’ bildirdi.

Ekvador yetkilileri de tsunami tehlikesi nedeniyle Galapagos takımadalarındaki plajların ‘ihtiyati olarak tahliye edilmesini’ emretti. Ekvador Ulusal Risk Önleme Kurumu yaptığı açıklamada, ana karadan bin kilometre uzaklıktaki takımadalarda ‘deniz faaliyetlerinin derhal durdurulması ve plajların, rıhtımların ve alçak bölgelerin önlem amaçlı tahliye edilmesi’ talimatı verdiğini duyurdu.

Çinli yetkililer bugün, ülkenin doğu kıyılarındaki birçok bölgede tsunami tehlikesi olduğu konusunda uyarıda bulundu. Çin Tsunami Uyarı Merkezi tarafından yapılan açıklamada, “Son uyarı ve analiz sonuçlarına göre merkez, depremin Çin'in bazı kıyı bölgelerinde hasara yol açması beklenen bir tsunamiye neden olduğu sonucuna varmıştır” denildi.