Paris Kulübü Sudan’ın dış borçlarını sildi

Hartum yönetimi 22 Devletin üye olduğu Paris Kulübü’nün Sudan’ın dış borçlarını silmesini, tarihi bir başarı olarak nitelendirdi

Sudan Maliye Bakanı İbrahim Borçların anapara ve faizini ödemeyi bırakacağız dedi.
Sudan Maliye Bakanı İbrahim Borçların anapara ve faizini ödemeyi bırakacağız dedi.
TT

Paris Kulübü Sudan’ın dış borçlarını sildi

Sudan Maliye Bakanı İbrahim Borçların anapara ve faizini ödemeyi bırakacağız dedi.
Sudan Maliye Bakanı İbrahim Borçların anapara ve faizini ödemeyi bırakacağız dedi.

Sudan Maliye Bakanı Cibril İbrahim, “Paris Kulübü” ülkelerinin Sudan’ın dış borçlarından bir kısmını iptal etmesini, Ağır Borç Yükü Altındaki Yoksul Ülkeler (HIPC) girişimine dahil olan bir ülke olarak Sudan'ın borçlarının tamamının iptal edilmesini sağlayacak ‘başarı’ noktasına ulaşma yolunda önemli bir adım olarak nitelendirdi. 
Bakan İbrahim, Hartum'da düzenlediği basın toplantısında, geçiş hükümetinin geçtiğimiz dönemde uluslararası kurumlara cevaben uyguladığı sert ekonomik uygulamaların, Sudan'ın ciddi ve ekonomik reform sürecine istekli olduğuna uluslararası toplumu ikna etmesine yol açtığını belirtti.
Sudanlı Bakan, 22 devletin oluşturduğu Paris Kulübü’nün, Sudan’ın 14,1 milyar dolarlık dış borcunu iptal ettiğini, kalan 9,5 milyar dolarlık borcunu ise 6 yıl ödemesiz 16 yıl olarak planladığını duyurdu.
Bakan, karara göre Sudan'ın anapara ve faiz ödemeyi durduracağını ve bu fonları başta temel hizmetler sektörünün gelişimi olmak üzere çeşitli kalkınma alanlarına yönlendireceğini de sözlerine ekledi.
Bakan İbrahim, karar noktasına ulaşmanın kolay bir mesele olmadığını, ancak Sudan ekonomisinin ilerlemesinin önünü açan büyük bir başarı olduğunu söyledi.
Geçiş hükümetinin kredi veren diğer ülkelerden Suudi Arabistan ve Kuveyt ile temas kurma niyetini açıklayan İbrahim, önümüzdeki dönemde iki ülke ile Sudan'ın 30 milyar dolarlık borçlarının yüzde 60'ının affedilmesi için görüşmelerde bulunacağını da belirtti.
Ülkedeki ekonomik durumun iyileştirilmesi ve küresel toplumla entegrasyonun, iç yetenekleri ve kaynakları harekete geçirmesi gerektiğini vurgulayan İbrahim, uluslararası finans kuruluşlarının kalkınma alanlarında finansman sağlamaya hazır olduğunu kaydetti.
İbrahim ayrıca, Sudan'ın dış borçlarını muaf tutmanın ve fonları ülkedeki diğer sektörleri desteklemeye yönlendirmenin döviz talebini azaltacağını ve Sudan parasının değerinin güçlenmesine katkıda bulunacağını söyledi.
Borçların geri ödenmesine ilişkin bu tür kararların, ülkenin zamana ihtiyaç duyan ekonomik koşullarına hemen yansımayacağını belirten Maliye Bakanı, ancak bunun büyük bir adım olduğunu ve ardından ekonomik toparlanmaya yardımcı olan diğer adımların gelmesine katkıda bulunacağını açıkladı.
Sudan Merkez Bankası Başkanı Muhammed Fatih Zeynelabidin, karar noktasına ulaşmanın Sudan'ın küresel bankacılık sistemine dönmesini ve normalleşmesini sağlayacağını ve büyük yabancı yatırımlar, hibe ve krediler için daha fazla fırsat yaratacağını ifade etti. 
Zeynelabidin açıklamasında, “Borç fonlarını kalkınma projelerine, sağlık ve eğitimde altyapı reformuna yönlendireceğiz” dedi.
Sudan Dışişleri Bakanlığı ise, Paris Kulübü üyelerinin kararını memnuniyetle karşıladığını belirterek, kararı, geçen Haziran ayında karar noktasına girmesinin ardından Sudan'ın borçlarının affedilmesine yönelik kapsamlı bir iyileşme çerçevesinde ilk adım olarak değerlendirdi. 
Bakanlık, bu adımın kapsamlı ulusal ekonomik reform sürecinin yolunu güçlendirdiğine ve yabancı yatırım için ortamı hazırladığına dikkati çekti.
Sudan, Paris Kulübü'nde kalan borcunun yüzde 100'e kadar affını sağlayacak ve Paris Kulübü üyelerinden ek finansal kaynakların alınmasını sağlayacak 2024 yılında bu sürecin tamamlanma noktasına ulaşmayı hedefliyor.
Yatırım ve Uluslararası İşbirliği Bakanı Hadi Muhammed İbrahim, Sudan'ın borçlarının muaf tutulmasının orta ve uzun vadede devlet bütçesi ve ödemeler dengesi üzerinde doğrudan bir etkisi olacağını vurguladı.
Sudan'ın uluslararası toplumla bütünleşmesinin, yaklaşık 50 milyar dolara ulaşan borcun büyük bir bölümünün affedilmesine yardımcı olduğunu belirten Yatırım Bakanı, ayrıca bu sayede kalkınmaya ve ulaşım, iletişim, elektrik ve diğer büyük geliştirme projeleri gibi altyapı alanlarında yeniden inşaya yönelik kredilerden yararlandığını söyledi. 
Maliye ve Ekonomik Planlama Bakanı Cibril İbrahim ve Sudan Merkez Bankası Başkanı Muhammed Fatih Zeynelabidin, 15 Temmuz'da Paris Kulübü ülkelerinin toplantılarına katılmıştı.
Paris Kulübü ülkeleri, Sudan hükümetinin devam eden ekonomik bozulmayı durdurmak için uyguladığı gerekli ekonomik reformlara ve bu reformların Sudan halkı üzerindeki ekonomik ve sosyal maliyetlerine övgüde bulunmuştu.
Paris Kulübü alacaklıları, tamamlanma noktasına ulaşıldığında kalan borçların yüzde 100'ünü iptal etme niyetlerini dile getirdiler.
1956’da kurulan Paris Kulübü’ne üye ülkeler arasında ABD, Almanya, Avustralya, Avusturya, Belçika, Birleşik Krallık, Brezilya, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Güney Kore, İrlanda, İspanya, İsrail, İsveç, İsviçre, İtalya, Japonya, Hollanda, Kanada, Norveç ve Rusya yer alıyor.
Paris Kulübü, borçlu ülkeler tarafından yaşanan ödeme zorluklarına koordine edilmiş ve sürdürülebilir çözüm bulmak amacıyla büyük kreditör ülkelerinin oluşturduğu uluslararası bir grup. Paris Kulübü, Arjantin ile kamu kredi kuruluşları arasındaki ilk müzakerenin Paris'te gerçekleştiği 1956'da kademeli olarak oluşturuldu. Paris Kulübü, üyelerinin kamu sektörünün garantisi altında borçlu ülkelerin hükümetleri ve özel sektörün taleplerini karşılanmakta.
Sudan’ın, Paris Kulübü dışında en fazla borcu olduğu ülkeler arasında Kuveyt, Suudi Arabistan, Çin, Hindistan ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) yer alıyor. Bu ülkelere toplam borcun 29,9 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor.



Suudi Arabistan’dan Suriye’ye ilk ham petrol hibe sevkiyatı ulaştı

Suudi Arabistan'ın Suriye enerji sektörüne yönelik hibe programının ilk sevkiyatı Banias limanına yanaştı. (SANA)
Suudi Arabistan'ın Suriye enerji sektörüne yönelik hibe programının ilk sevkiyatı Banias limanına yanaştı. (SANA)
TT

Suudi Arabistan’dan Suriye’ye ilk ham petrol hibe sevkiyatı ulaştı

Suudi Arabistan'ın Suriye enerji sektörüne yönelik hibe programının ilk sevkiyatı Banias limanına yanaştı. (SANA)
Suudi Arabistan'ın Suriye enerji sektörüne yönelik hibe programının ilk sevkiyatı Banias limanına yanaştı. (SANA)

Suudi Arabistan’ın Suriye enerji sektörüne yönelik hibe kapsamında gönderdiği ilk ham petrol sevkiyatı pazar günü Banias Limanı’na ulaştı. Yaklaşık 650 bin varil Suudi ham petrolü taşıyan tanker limana demirledi. Bu sevkiyat, toplam 1,65 milyon varil ham petrolden oluşan hibenin ilk bölümünü oluşturuyor.

Şarku’l Avsat’ın Suudi Arabistan Haber Ajansı SPA’dan aktardığı habere göre teslimat Suudi liderliğinin talimatları doğrultusunda gerçekleştirildi. Krallığın Suriye’yi destekleme konusundaki kararlılığını sürdürecek.

Hibe anlaşması, 11 Eylül’de Suudi Kalkınma Fonu ile Suriye Enerji Bakanlığı arasında imzalanmıştı. Suudi Enerji Bakanlığı’nın gözetiminde uygulanan hibe; Suriye rafinerilerinin işletme kapasitesini artırmayı, operasyonel verimliliği ve mali sürdürülebilirliği sağlamayı, ekonomik kalkınmayı güçlendirmeyi, ekonomik zorlukların aşılmasına katkı sunmayı ve hayati sektörlerin büyümesini teşvik etmeyi hedefliyor. Böylece ulusal ve uluslararası düzeyde Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ne destek verilmesi amaçlanıyor.

SPA, bu adımın Suudi Arabistan’ın Suriye halkının yaşam koşullarını iyileştirmeye yönelik süregelen çabalarının ve iki ülke arasındaki güçlü, tarihi bağların bir yansıması olduğunu vurguladı.


Trump, ekonomik baskıların ortasında Wall Street devlerini Beyaz Saray'da akşam yemeğine davet etti

Beyaz Saray yakınlarındaki Lafayette Meydanı'nda Andrew Jackson heykelinin kaidesinde çalışan işçiler (Reuters)
Beyaz Saray yakınlarındaki Lafayette Meydanı'nda Andrew Jackson heykelinin kaidesinde çalışan işçiler (Reuters)
TT

Trump, ekonomik baskıların ortasında Wall Street devlerini Beyaz Saray'da akşam yemeğine davet etti

Beyaz Saray yakınlarındaki Lafayette Meydanı'nda Andrew Jackson heykelinin kaidesinde çalışan işçiler (Reuters)
Beyaz Saray yakınlarındaki Lafayette Meydanı'nda Andrew Jackson heykelinin kaidesinde çalışan işçiler (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump, JP Morgan, BlackRock ve Goldman Sachs gibi büyük finans kurumlarının CEO'ları da dahil olmak üzere bir grup önde gelen Wall Street liderini dün Beyaz Saray'da özel bir akşam yemeğine davet etti.

Şarku’l Avsat’ın Financial Times'tan aktardığına göre bu hamle, yönetimin ekonomik performansı, özellikle de son seçimlerde önemli bir sorun olarak ortaya çıkan yaşam maliyeti konusunda artan baskı altında olduğu bir dönemde geldi.

sdefr
ABD Başkanı Donald Trump Oval Ofis'te konuşuyor. (Reuters)

Üst düzey katılım ve hassas zamanlama

Güvenilir kaynaklara göre, akşam yemeğine 12’den fazla üst düzey yönetici ve finans uzmanı katıldı. Bunlar arasında şu isimler yer aldı: JPMorgan CEO’su Jamie Dimon, BlackRock CEO’su Larry Fink, Goldman Sachs CEO’su David Solomon, Blackstone CEO’su Stephen Schwarzman, KKR’ın kurucu ortağı Henry Kravis, milyarder Bill Ackman (Pershing Square), Nasdaq CEO’su Adena Friedman, Intercontinental Exchange CEO’su Jeffrey Sprecher ve New York Borsası Başkanı Lynn Martin.

xfv
BlackRock CEO'su Larry Fink, Hong Kong'da düzenlenen Küresel Finans Liderleri Yatırım Zirvesi’ne katıldı. (Reuters)

Bu toplantı, Trump’ın şirket liderleriyle ilişkileri derinleştirme çabasını ve yönetiminin, Amerikan sermaye piyasalarını güçlendirmeyi ve ulusal güvenlik açısından kritik olan yerel tedarik zincirlerini yeniden inşa etmeyi hedefleyen girişimlerini vurguluyor. Bu girişimler, özellikle yerel üretimi genişletmeye ve kilit endüstrileri yeniden konumlandırmaya odaklanıyor.

Ülkenin en büyük bankası JPMorgan, 10 yıl sürecek 1,5 trilyon dolarlık bir yatırım programı açıkladı. Bu program, tedarik zinciri ve üretim, savunma ve uzay, enerji bağımsızlığı ve ileri teknolojiler gibi ABD’nin ulusal güvenliği ve ekonomik dayanıklılığı açısından kritik sektörleri hedefliyor. Bu plan kapsamında banka, özellikle ulusal güvenlik ve ekonomik dayanıklılık açısından stratejik öneme sahip Amerikan şirketlerine doğrudan hisse ve risk sermayesi yatırımları yoluyla 10 milyar dolara kadar yatırım yapacak.

rgt
JP Morgan CEO'su Jamie Dimon, Miami'deki Kaseya Center'da düzenlenen Amerikan İş Forumu'nda konuşma yapıyor. (Reuters)

Reuters'a göre, bir Beyaz Saray yetkilisi, Trump'ın finans liderleriyle görüştüğünü doğruladı, ancak davetli listesini teyit etmedi.

Wall Street ile yönetim arasındaki istikrarsız ilişki

Wall Street’in Trump yönetimiyle ilişkisi, kasım seçimlerinden sonra çalkantılı bir seyir izledi. Başlangıçta yöneticiler, özellikle rekabet ve düzenleyici konularda iş dünyasını destekleyen bir yaklaşım benimsenmesini beklerken, maliyet düşürme gibi adımların atılması bu erken iyimserliği azalttı. Trump’ın Fed Başkanı Jerome Powell’a yönelik eleştirileri de merkez bankasının bağımsızlığına bağlılığı konusunda şüpheler yarattı.

ty6
Goldman Sachs CEO'su David Solomon, Hong Kong'da düzenlenen Küresel Finans Liderleri Yatırım Zirvesi'nde konuşma yapıyor. (Reuters)

Ancak son dönemde endişeler yatıştı ve üst düzey bankacılar, Trump tarafından atanan düzenleyicilerin sektöre yönelik kuralları gevşetme yönündeki destekleyici açıklamalarından memnuniyet duydu. Bu gelişme, JPMorgan, Goldman Sachs ve Morgan Stanley’nin hisse fiyatlarının dün rekor seviyelere ulaşmasına katkıda bulundu.

Önemli yokluklar ve gergin ortam

Finans sektörünün tüm liderleri akşam yemeğine katılmadı:

- Citigroup CEO'su Jane Fraser, önceden planlanmış bir Asya gezisiyle çakışan programı nedeniyle özür diledi. Fraser'ın daha önce başkanla bir araya gelerek mortgage devleri Freddie Mac ve Fannie Mae'nin özelleştirilmesi planlarını görüştüğünü belirtmekte fayda var.

- Bank of America CEO'su Brian Moynihan akşam yemeğine davet edilmedi. Moynihan, geçmişte başkana bankacılık hizmetleri sunmayı reddettikleri iddiaları nedeniyle bu yılın başlarında Trump'ı kızdıran liderler arasındaydı.

Wall Street yöneticileri, özellikle Beyaz Saray'ın bazı büyük teknoloji gruplarına gümrük vergisi uygulamakla tehdit etmesinin yanı sıra, Paul Weiss hukuk firması ve büyük üniversiteler gibi grupları hedef almasının ardından, başkanı kamuoyunda eleştirmekten çekiniyorlar.

sd
New York Borsası (AP)

Yatırımcılar, bu üst düzey toplantıdan kaynaklanabilecek herhangi bir politika değişikliği veya düzenleyici değişiklikleri yakından takip edecekler. Örneğin, vergi politikaları, finansal düzenlemeler veya ticaret anlaşmalarındaki değişiklikler, belirli sektörlerin veya piyasanın genelinin performansını önemli ölçüde etkileyebilir. Bu görüşmelerin olası sonuçlarını anlayarak, yatırımcılar ortaya çıkan fırsatlardan yararlanmak veya olası riskleri azaltmak için kendilerini daha iyi konumlandırabilirler.

Aynı zamanda gözlemciler, Beyaz Saray'da düzenlenen üst düzey akşam yemeğini, finans sektörünün iktidar koridorlarında devam eden etkisinin bir kanıtı olarak görüyorlar. ABD ekonomisi hassas bir dengeyle karşı karşıya olduğundan, yönetim ekonomik gündemini şekillendirmek için bu şirket liderlerinin uzmanlığından ve görüşlerinden yararlanmaya çalışıyor.

Trump, yönetimi küresel ticaret ortaklarıyla gerilimleri ele alırken ve ekonomik büyümeyi artırmaya çalışırken, son aylarda iş dünyası liderleriyle özel toplantılar düzenledi. Yönetimin daha geniş ekonomik gündemi, yerli üretimi genişletmeye, kilit sektörleri yeniden ülkeye getirmeye ve özel sektör yatırımlarından yararlanarak ABD'nin ileri teknoloji üretimi ve enerji tedarik zincirlerinde konumunu güçlendirmeye odaklanıyor.


Küresel piyasalar sarsılıyor: ‘Yapay zekâ balonu’ korkusu Asya genelinde satış dalgasına neden oldu

Güney Kore'nin KOSPI endeksini gösteren bir ekran (AFP)
Güney Kore'nin KOSPI endeksini gösteren bir ekran (AFP)
TT

Küresel piyasalar sarsılıyor: ‘Yapay zekâ balonu’ korkusu Asya genelinde satış dalgasına neden oldu

Güney Kore'nin KOSPI endeksini gösteren bir ekran (AFP)
Güney Kore'nin KOSPI endeksini gösteren bir ekran (AFP)

Asya borsaları bugün keskin bir düşüş yaşadı. Wall Street'te teknoloji sektörlerinin öncülüğünde başlayan satış dalgası, yapay zekâ şirketlerinin aşırı değerlendiğine dair artan endişelerle daha da şiddetlendi.

Bu durum, yatırımcıların yapay zekâ yatırımlarının bir balon haline gelip gelmediğine dair heyecandan temkinli bir tutuma geçtiklerinin küresel bir göstergesi. Söz konusu düşüş, Wall Street yöneticilerinin zayıf piyasaların olası bir düzeltmeyle karşı karşıya olduğu konusunda uyarıda bulunduğu ABD'deki Standard & Poor's ve Nasdaq endekslerindeki düşüşün ardından geldi. Şarku’l Avsat’ın Financial Times'tan aktardığına göre yöneticiler, piyasaların ‘yüzde 10 veya yüzde 20 oranında yükseliştense, düzeltmeye uğrama olasılığının daha yüksek’ olduğunu belirttiler.

Fırtınanın merkezinde Asya teknoloji endeksleri

Yapay zekâ coşkusu sayesinde bu yıl güçlü bir performans gösteren Asya piyasaları en çok etkilenenler oldu. Bu yıl en iyi performans gösteren endekslerden biri olan Güney Kore'nin KOSPI endeksi, kayıplarını hafifçe azaltmadan önce yüzde 6,2 oranında keskin bir düşüş yaşarken, Japonya'nın Nikkei 225 endeksi işlemlerin başlangıcında yüzde 4,3 oranında düştü. Taipei'nin Taiex endeksi yüzde 2,4, Hong Kong'un Hang Seng endeksi yüzde 0,9 ve Çin’in CSI 300 endeksi ise yüzde 0,7 değer kaybetti. Bu daralma bugün ABD ve Avrupa piyasalarında daha fazla düşüş beklentisine yol açtı.

Çip üretimi devlerine doğrudan darbe

ABD'nin yapay zekâ ihtiyaçlarının ana tedarikçileri olan Asyalı çip üreticileri, en çok satılan hedefler arasındaydı. Yapay zekada kullanılan yüksek bant genişliğine sahip bellek çiplerinin en büyük üreticilerinden ikisi olan SK Hynix ve Samsung Electronics'in hisseleri sırasıyla yüzde 7 ve yüzde 6,1 değer kaybetti. Dünyanın en büyük çip üreticisi Taiwan Semiconductor Manufacturing Company (TSMC) de değerinin yüzde 3'ünü kaybetti. Analistler, bölgesel çip üreticileri ile ABD yapay zekâ start-up'ları arasında yapılan bir dizi anlaşmanın desteğiyle, Kuzey Asya'da yapay zekâ beklentilerinin son zamanlarda önemli ölçüde arttığını belirtiyor.

Borsa piyasalarındaki çalkantıya rağmen, tahvil ve döviz piyasaları bir miktar istikrar gösterdi. 10 yıllık ABD hazine tahvillerinin getirileri hafifçe düştü ve dolar, bir dizi para birimi ve Japon yeni karşısında hafif değer kaybetti.