Lübnanlı Maruni, Ortodoks ve Şii din adamlarından ortak uyarı

Lübnan Maruni Patriği Rai uyardı: “Lübnan rejime, anayasaya ve meşru kurumlara karşı bir darbeyle karşı karşıya”

Lübnan Katolik Doğu Kilisesi Maruni Patriği Beşara Butros er-Rai (NNA)
Lübnan Katolik Doğu Kilisesi Maruni Patriği Beşara Butros er-Rai (NNA)
TT

Lübnanlı Maruni, Ortodoks ve Şii din adamlarından ortak uyarı

Lübnan Katolik Doğu Kilisesi Maruni Patriği Beşara Butros er-Rai (NNA)
Lübnan Katolik Doğu Kilisesi Maruni Patriği Beşara Butros er-Rai (NNA)

Lübnan Katolik Doğu Kilisesi Maruni Patriği Beşara Butros er-Rai, 18 Temmuz’da ülkenin sıradan bir hükümet kriziyle değil, herkesin ortak çaba göstermesini gerektiren kapsamlı bir ulusal krizle ve sisteme, anayasaya ve meşru kurumlara karşı kapsamlı bir darbeyle karşı karşıya olduğunu söyledi. Rai, bu kriz ve darbenin, dengeyi yeniden tesis eden ve dost ülkelerin çabalarıyla karşılayan yeni bir siyasi gerçeklik yaratacak olan ulusal güçlerin dağılmasına neden olacağını belirtti.
Rai, tüm siyasi güçleri de ‘ulusal sorumluluk nedeniyle el ele vermeye, kendi aralarında istişare etmeye ve yaklaşan parlamento istişarelerinde mevcut zorluklara ayak uyduracak ve oluşumu hızlandırmak için iş birliği yapacak yeni kabineye başkanlık etmek üzere Sünni bir isim belirlemeye’ çağırdı. Geri çekilmenin değil, sorumluluk almanın zamanı olduğunu söyleyen Rai, “Ulusal sorumluluk nedeniyle, siyasi güçlerin çoğunluğunun zihnine ne yazık ki hâkim olan bencillik, çıkarlar ve dar seçim hesapları, daha yüksek ulusal çıkarlar pahasına aşılmalıdır” dedi.
Dimane’daki pazar ayini sırasında Maruni Patriği, “Devlet, yürütme yetkisi olmadan nasıl işliyor?” diye sordu. Beşara er-Rai, yaşanan ve yaşanmakta olan diyalog ve iş birliğinin ihmali ve yokluğunun, Lübnan ve Lübnanlıları çok yönlü sıkıntılarından kurtarmak amacıyla Lübnan için uluslararası bir konferans düzenleme fikrini güçlendirdiğini kaydetti. Rai, “Siyasi grup, halka ve ülkeye karşı en basit görevlerini yerine getiremediğini, devlet kurumlarını ve ulusal meşruiyetin bağımsızlığını koruyamadığını her gün kanıtlıyor” diyerek, sözlerinin devamında ise “Bu grup atık, elektrik, gıda, ilaç ve yakıt gibi basit günlük sorunları çözemedi, yolsuzlukla mücadele edemedi, yargının işini kolaylaştıramadı, bakanlık ve dairelerinin uygulamalarını kontrol edemedi, kaçakçılık geçitlerini kapatamadı. Bir hükümet kurarak kendini güçlendirmekten ve reformlar yapmak, sınırları çizmek, devlet seçeneklerine karar vermek ve tarafsızlığı benimsemek gibi önemli konuları ele almaktan aciz kaldı” ifadelerini kullandı.
Ortodoks Metropoliti de uyardı
Öte yandan Lübnan Ortodoks Metropoliti İlyas Avde, kaos ve çürüme baş göstermeden önce durumu ele almanın önemli olduğunu söyledi. Avde, yetkililere seslenerek “Eğer sorumluysan, hakikate ulaşmak için çalış ve münakaşalardan, kinden ve husumetten vazgeç. Çünkü bunlar kimseye fayda sağlamaz” dedi.
Avde, olumsuz kişisel duyguların baskınlığının işe yaramadığını ve bir ülke inşa etmediğini vurguladı. İstisnasız herkesin inatçılığı bırakması, diyalog ve yapıcı olumlu iletişimi benimsemesi ve fedakârlık yapması gerektiğini belirten İlyas Avde, “Halk aç, çocuklar sütsüz, hastalar ilaçsız, karanlık derin, sıcaklar kavurucu ve lira en dipte. Ve biz, ülkeyi bu cehennemden kurtaracak bir taviz görmedik” dedi. Avde ayrıca, “Ülkenin ve insanların kaderiyle çocukça şekilde oynamak ne diye?” şeklinde konuştu.
Şii Müftü’den ‘ateşkes’ çağrısı
Aynı şekilde Şii Caferi Müftüsü Ahmed Kablan, ‘siyasi ateşkes’ çağrısında bulunurken, “Buzların kırılması gerekiyor. Çünkü ülke, yalnızca siyasi güçlerin dayanışmasıyla ayakta durabilir, endişeleri dağıtabilir ve yeni aşamada anlaşmaya varabilir” dedi. Kablan, “Siyasi koşullar, herhangi bir konuda anlaşmadan önce her şeyde uzlaşmamızın gerekli olduğu bir noktaya ulaştı. Bu mazlum ülkenin ateşini söndürme umudunu tazeleyen ve yürekleri yıkayan bir hükümetle çıkacağız” ifadelerini kullandı.
Meclis’teki Kalkınma ve Kurtuluş Bloku’nun (Şii Emel hareketinin milletvekillerini de içeriyor) bir üyesi olan Milletvekili Muhammed Nasrallah, ‘patlamanın bir kader haline geldiği ve ondan kaçmanın mümkün olmadığı’ konusunda uyardı. Nasrallah, “Çok kötü bir yere gidiyoruz. Eğer siyasi performansla mezhepçilikten çıkamazsak, Lübnan’ı içinde bulunduğu durumdan çıkaramayız. Mezhep temelinde yeni bir hükümet kurmak istesek de aynı engellerle karşılaşacağız. Şimdiden bir sonraki seçimlere kadar bir hükümet kuramayabiliriz, bu yüzden uyanmalıyız” dedi.
Milletvekili Muhammed Nasrallah, hükümetin hızlı bir şekilde kurulmaması halinde Lübnan ve halkının karşılaşacağı büyük sonuçlar konusunda da uyarırken, bu durum seçimler için bir tehlike oluşturduğunu vurguladı. Nasrallah, “Hükümet kurulmazsa ve ekonomik durum bu şekilde bozulmaya devam ederse dolar hangi seviyelere yükselecek” şeklinde konuştu.



Guterres: Gazze'de yiyecek aramanın cezası "ölüm" olmamalı

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri António Guterres, Fransa'nın Nice kentinde (Reuters)
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri António Guterres, Fransa'nın Nice kentinde (Reuters)
TT

Guterres: Gazze'de yiyecek aramanın cezası "ölüm" olmamalı

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri António Guterres, Fransa'nın Nice kentinde (Reuters)
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri António Guterres, Fransa'nın Nice kentinde (Reuters)

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, dün yaptığı açıklamada, Gazze'de yiyecek aramanın cezasının “ölüm” olmaması gerektiğini vurgulayarak, bölgedeki “insanları öldürmeye” yol açan yeni insani yardım dağıtım sistemini kınadı.

Guterres, New York'ta gazetecilere yaptığı açıklamada, “İnsanlar sadece ailelerini ve kendilerini beslemeye çalıştıkları için öldürülüyor. Yiyecek aramak kesinlikle ölüm cezası olmamalıdır” dedi. Guterres, “Gazze İnsani Yardım Kuruluşu”nun yardım dağıtım operasyonlarının kaos ve kanla dolu olduğunu belirten AFP’nin haberine atıfta bulunmadı.

Guterres, “Gazze'de insani yardım dağıtımı sorunu çözülmelidir ve bu sorunu çözmek için gerekli kaynaklara ve deneyime sahibiz” ifadesini kullandı.

BM Genel Sekreteri, ABD'nin Gazze'de desteklediği yardım operasyonunu “doğası gereği güvensiz” olarak nitelendirerek, “Sefil sivilleri askeri bölgelere nakletmeyi amaçlayan herhangi bir operasyon, doğası gereği güvensizdir. Bu, insanları öldürmektir” şeklinde konuştu.

Resim  Gazze'deki gıda yardımı dağıtımına akın eden aç çocuklar (AFP)Gazze'deki gıda yardımı dağıtımına akın eden aç çocuklar (Arşiv-AFP)

Guterres, Birleşmiş Milletler'in öncülüğündeki insani yardım çabalarının “boğulmakta” olduğunu belirterek, yardım görevlilerinin kendilerinin de açlık çektiğini ve işgal gücü olarak İsrail'in yardımların Filistin'in tüm bölgelerine ulaştırılmasını kabul etmesi ve kolaylaştırması gerektiğini söyledi.

Guterres, “Gazze'de ateşkes için siyasi cesareti göstermenin zamanı geldi” diye vurguladı.

BM Genel Sekreteri, sektördeki muazzam ihtiyaçları karşılamak için insani yardım miktarında büyük bir artış talep etti.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) dün, Gazze'deki durumun felaket aşamasını aştığını ve son iki hafta içinde 500 kişinin gıda yardımı almaya çalışırken öldüğünü açıkladı.

Yardımlar, İsrail'in uluslararası baskı altında yaklaşık 3 ay süren Gazze ablukasını hafifletmesinin ardından, ABD destekli özel bir kuruluş olan “Gazze İnsani Yardım Vakfı” tarafından 4 noktada dağıtılıyor.

 Gazze Şeridi'nin orta kesiminde Gazze İnsani Yardım Vakfı tarafından dağıtılan gıda paketini taşıyan bir çocuk (AFP)Gazze Şeridi'nin orta kesiminde Gazze İnsani Yardım Vakfı tarafından dağıtılan gıda paketini taşıyan bir çocuk (AFP)

İsrail Dışişleri Bakanlığı, dün akşam, Genel Sekreteri Antonio Guterres'in Gazze'deki insani yardım dağıtım sistemini “insanları öldüren” olarak kınamasına yanıt olarak, Birleşmiş Milletler'i “Hamas ile özdeşleşmekle” suçladı.

İsrail Dışişleri Bakanlığı, “X” platformu üzerinden yaptığı açıklamada, “İsrail'i Birleşmiş Milletler'in başarısızlıkları ve (Hamas'ın) eylemleriyle suçlamak kasıtlı bir taktiktir” ifadesi yer aldı. Açıklamada, İsrail ve Washington'un desteklediği “Gazze İnsani Yardım Kuruluşu”nun “46 milyondan fazla öğün yemeği doğrudan Filistinli sivillere, (Hamas'a değil) dağıttığını” belirtildi. Buna rağmen, Birleşmiş Milletler bu çabayı engellemek için elinden geleni yapıyor. Bu, Birleşmiş Milletlerin, insani yardım faaliyetlerini baltalamaya çalışan Hamas ile aynı çizgide olduğunu gösteriyor" denildi.

Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığı habere göre Dışişleri Bakanlığı, İsrail ordusunun “asla sivilleri hedef almadığını” yineledi.

Gazze İnsani Yardım Kuruluşu sözcüsü, kuruluşun yardım dağıtım noktalarında veya yakınlarında herhangi bir ölüm vakası kaydedilmediğini söyledi. Sözcü, “Birleşmiş Milletler'in operasyonlarımızla ilgili yanlış bilgileri yaymaya devam etmesi üzücü” ifadesini kullandı.

Sözcü şöyle devam etti: “Sonuç olarak, yardımlarımız güvenli bir şekilde ulaşıyor. Birleşmiş Milletler ve diğer insani yardım kuruluşlarının bize katılarak, uzaktan tartışıp hakaretler savurmak yerine Gazze halkını beslemeye başlamasını memnuniyetle karşılarız.”

Gazze Vakfı, birlikte çalışmak üzere özel Amerikan güvenlik ve donanım şirketlerinden yardım alıyor. 26 Mayıs'ta Gazze'deki faaliyetlerine başlayan vakıf, bugüne kadar 48 milyondan fazla öğün dağıtıldığını açıkladı.

ABD Dışişleri Bakanlığı perşembe günü, kuruma 30 milyon dolarlık finansman sağlamayı kabul ettiğini açıkladı ve diğer ülkeleri de destek vermeye çağırdı.