Etiyopya, Nahda Barajı rezervuar dolumunda ikinci aşamayı tamamlarken, Mısır ve Sudan'a güvence verdi

İsrail baraj krizine dahil olduğu iddialarını yalanladı.

Etiyopya Başbakanı, Twitter hesabından Nahda Barajı'nın ikinci aşama dolum işleminin tamamlandığını duyurduğu fotoğraflar yayınladı.
Etiyopya Başbakanı, Twitter hesabından Nahda Barajı'nın ikinci aşama dolum işleminin tamamlandığını duyurduğu fotoğraflar yayınladı.
TT

Etiyopya, Nahda Barajı rezervuar dolumunda ikinci aşamayı tamamlarken, Mısır ve Sudan'a güvence verdi

Etiyopya Başbakanı, Twitter hesabından Nahda Barajı'nın ikinci aşama dolum işleminin tamamlandığını duyurduğu fotoğraflar yayınladı.
Etiyopya Başbakanı, Twitter hesabından Nahda Barajı'nın ikinci aşama dolum işleminin tamamlandığını duyurduğu fotoğraflar yayınladı.

Etiyopya, aşağı havza ülkeleri Mısır ve Sudan ile anlaşmazlıklara yol açan Nil Nehri üzerindeki Nahda (Rönesans) Barajı rezervuarının ikinci aşama dolum işleminin, planlanandan çok erken bir şekilde tamamlandığını duyurdu. Şarku’l Avsat’a konuşan uzmanlara göre, Addis Ababa sel taşkını ve barajı gerekli şekilde yükseltemediği için doldurma işlemini tamamlamak zorunda kaldı.
Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed, dün Twitter hesabından baraj rezervuar dolumunda ikinci aşamanın başarıyla tamamlandığını, "Büyük Rönesans Barajı'nın ikinci dolum aşaması tamamlandı. Etiyopya bu sayede güçlü olacak ve ilerleyecek” ifadeleriyle açıkladı.
 Etiyopya, geçen yıl Temmuz ayında 4,9 milyar metreküp kapasiteli ilk dolum aşamasını tamamlarken, bu yılki yağışlı mevsimde ikinci aşamayı doldurmak için 13,5 milyar metreküp suya daha ihtiyaç duyuyordu. Ancak Kahire Üniversitesi'nden Jeoloji ve Su Kaynakları Profesörü Dr. Abbas Şaraki yaptığı açıklamada, “Sel taşkını nedeniyle ikinci aşama dolum işlemi durdu. Etiyopya 30 metre yükseltme hedefi yerine 8 metrede durdu. Bu nedenle bu yıl 13,5 milyar metreküp yerine 3 milyar metreküp depolamakla yetindi. Toplam depolama alanı 8 milyar metreküp” dedi.
 Mısır eski Su Kaynakları ve Sulama Bakanı Dr. Muhammed Nasruddin Allam ise, Addis Ababa'nın ilan edilen orta koridoru yükseltme hedefine ulaşamadığını ve ayrıca 14 türbini hedeflerken ikiden fazla türbini yerleştiremediğini  belirtti. Allam ayrıca, sel baskını nedeniyle inşaat çalışmalarının durdurulmak zorunda kaldığına dikkati çekti. Etiyopya Başbakanı tarafından yayınlanan görüntüler, Rönesans Barajı'nın kapılarının açılmasının ardından akan suyu ve barajın ikinci aşama dolum sürecinin tamamlandığını gösterdi. Etiyopya, yaklaşık iki hafta önce Rönesans Barajı'nın ikinci aşama dolum işlemine başladığını Mısır ve Sudan'a resmi olarak bildirirken, iki aşağı havza ülkesi bu adımı İlkeler Bildirgesi’nin ve uluslararası yasalar ve normların açık ve ciddi bir ihlali olarak değerlendirdi. 
 
Su kıtlığı ve su güvenliği konusunda endişeler artıyor
2011 yılında inşasına başlanan barajın doldurulması işlemi, Nil sularına bağlı olan Mısır ve Sudan'da su kıtlığı ve su güvenliği konusunda endişeleri artırıyor. Etiyopya Su ve Sulama Bakanı Seleshi Bekele, devlet televizyonuna şu açıklamayı yaptı:
 "Aşağı havzadaki ülkelere, kendilerine hiçbir zarar gelmeyeceğini garanti ediyoruz. Aşağı havzadaki ülkelere Rönesans Barajı'ndaki suyun geçişi için bulunan iki delikten su akışı düzenli olarak devam edecek. Rönesans Barajı'nın ikinci aşama dolum işlemi başarıyla tamamlandı ve baraj bariyerinin en tepesinden su akışı sağlandı. Bu başarı Etiyopya'nın başarısını ve iki türbin aracılığıyla enerji üretme kabiliyetini temsil ediyor."
 Bu aşamaya gelebilmek için herkesin çaba gösterdiğine dikkati çeken Bekele, “Bundan sonraki aşamada barajdaki iki türbin aracılığıyla Rönesans Barajı'ndan enerji elde etmek için çalışacağız" dedi. BM Güvenlik Konseyi, geçen hafta Mısır ve Sudan'ın talebi üzerine Nahda Barajı krizini görüşmek üzere bir toplantı yaptı. Ancak şu ana kadar söz konusu oturumun ardından herhangi bir karar veya öneri yayınlanmadı. Afrika Birliği (AfB) liderliğinde yapılan görüşmelerde barajın doldurulması ve işletilmesi konusunda üçlü bir anlaşmaya varılamadı. Mısır ve Sudan anlaşmaya varılabilmesi için Addis Ababa’dan baraj rezervuarını doldurma sürecini durdurmasını istedi.
 Kahire Üniversitesi'nden Siyaset Bilimi Profesörü Hamdi Abdurrahman konuya ilişkin yaptığı açıklamada, "Birinci ve ikinci aşama dolum işlemlerinin tek taraflı olarak yapılması Mısır ve Sudan'a bir oldubitti dayatma politikası dayatmak anlamına geliyor" dedi. Öte yandan, İsrail'in Mısır'daki Büyükelçiliği, İsrail'in Rönesans Barajı anlaşmazlığına müdahil olduğu iddialarını reddederek, "İsrail’in ihtiyaçlarını karşılamaya yetecek kadar suyu var" dedi. İsrail Büyükelçiliği tarafından Twitter hesabından yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
 "İsrail, Mısır halkına ve Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi başkanlığındaki liderliğine en içten saygılarını sunuyor. İsrail hükümetinin Rönesans Barajı meselesine müdahil olduğuna dair bazı kanallarda ve basında yer alan son zamanlarda çıkan haberlerin asılsız ve gerçek dışı olduğu açık ve net bir şekilde teyit edildi. İsrail, ihtiyaçlarını karşılamak için yeterli suya sahip ve su teknolojisi alanındaki uzmanlığını ortaya koymaya ve Mısır ile ortak işbirliğini genişletmeye her zaman hazır.” 
 İsrail Büyükelçiliği, İsrail'in içme suyu için tarımsal arıtma yöntemleri ve deniz suyunun tuzdan arındırılması işlemlerini gerçekleştirdiğine ve böylece kendisine su sağlayan teknolojiye sahip olduğuna dikkati çekti. Ayrıca müzakerelerin üç ülke halkı için istikrar ve refah sağlayacak şekilde tamamlanmasını umduğunu ifade etti.



Gazze hastaneleri kapanma tehdidiyle karşı karşıya

Gazze Şeridi'ndeki İsrail saldırısında hayatını kaybeden yakınlarının cenazeleri başında yas tutan Filistinliler (Reuters)
Gazze Şeridi'ndeki İsrail saldırısında hayatını kaybeden yakınlarının cenazeleri başında yas tutan Filistinliler (Reuters)
TT

Gazze hastaneleri kapanma tehdidiyle karşı karşıya

Gazze Şeridi'ndeki İsrail saldırısında hayatını kaybeden yakınlarının cenazeleri başında yas tutan Filistinliler (Reuters)
Gazze Şeridi'ndeki İsrail saldırısında hayatını kaybeden yakınlarının cenazeleri başında yas tutan Filistinliler (Reuters)

Gazze Şeridi'ndeki Sivil Savunma Müdürlüğü, bu sabah İsrail'in Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerine düzenlediği saldırılar ve ağır topçu bombardımanında aralarında çocukların da bulunduğu 19 kişinin hayatını kaybettiğini bildirdi. Bu arada Gazze Şeridi'ndeki Sağlık Bakanlığı dün (Cuma) yaptığı açıklamada, yakıt yetersizliği nedeniyle 48 saat içinde tüm hastanelerin çalışmayı durduracağı ya da hizmetlerini azaltacağı uyarısında bulundu. Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre İsrail, bir yıldan uzun bir süredir savaş yürüttüğü Gazze Şeridi'ne yakıt girmesine izin vermiyor.

Sivil Savunma Müdürlüğü Sözcüsü Mahmud Basal AFP'ye yaptığı açıklamada, “İsrail'in gece yarısından sonra sabaha kadar Gazze Şeridi'ne düzenlediği bir dizi şiddetli hava saldırısında 19 vatandaş şehit oldu ve 40'tan fazla kişi de yaralandı” dedi.

Daha önce Filistin televizyonu, Gazze şehrinin doğusundaki ez-Zeytun mahallesinde bir evi hedef alan İsrail bombardımanında altı kişinin öldüğünü ve birkaç kişinin de yaralandığını bildirmişti.

Gazze Şeridi'ndeki Sağlık Bakanlığı, İsrail'in dün şafak vaktinden bu yana Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerine düzenlediği saldırılarda 38 kişinin öldüğünü açıkladı.

Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (UCM) perşembe günü İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, eski Savunma Bakanı Yoav Gallant ve Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları Komutanı Muhammed ed-Dayf hakkında, Hamas'ın 7 Ekim 2023'te İsrail yerleşimlerine eşi benzeri görülmemiş bir saldırı başlatmasından bu yana Gazze Şeridi'ndeki çatışmalarda insanlığa karşı suç ve savaş suçu işledikleri şüphesiyle yakalama kararı çıkarmasının ardından uluslararası tepkiler devam ediyor.

Gazze Şeridi'ndeki Sahra Hastaneleri Genel Müdürü Dr. Mervan el-Hams, “İşgalcilerin yakıt girişini engellemesi nedeniyle Gazze Şeridi'ndeki tüm hastanelerin 48 saat içinde çalışmayı durduracağı ya da hizmetlerini azaltacağı konusunda acil bir uyarıda bulunuyoruz” dedi.

Sivil Savunma Müdürlüğü, İsrail'in biri Gazze Şehri'nin doğusunda diğeri de şehrin güneyinde bulunan iki evi hedef alan saldırısında ölen on iki kişinin cesedine ulaşıldığını ve onlarca kişinin de yaralandığını duyurdu.

İsrail ordusu dün yaptığı açıklamada, 7 Ekim 2023'teki saldırıya karışan beş Hamas mensubunu öldürdüğünü bildirdi.

Filistinli tıbbi kaynaklara göre saldırıda onlarca kişi öldü ve yaralandı.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO), sekizi yoğun bakımda olmak üzere 80 hastanın ve Gazze Şeridi'nin kuzeyinde kısmen faaliyet gösteren iki hastaneden biri olan Kemal Advan Hastanesi'ndeki personelin durumuyla ilgili ‘ciddi endişelerini’ dile getirdi.

WHO Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus'a göre, hastane perşembe günü bir insansız hava aracı (İHA) saldırısının hedefi oldu. Söz konusu saldırı, bir elektrik jeneratörünün ve bir su deposunun tahrip olmasına yol açtı.

Kemal Advan Hastanesi Müdürü Hüsam Ebu Safiye AFP'ye yaptığı açıklamada, kurumunun dün yine İsrail hava saldırılarının hedefi olduğunu, bir doktor ve hastaların yaralandığını söyledi.

İsrail ordusu, Hamas savaşçılarının yeniden toparlanmasını önlemek amacıyla 6 Ekim'de Gazze Şeridi'nin kuzeyinde büyük bir kara operasyonu başlattı.

‘Masum çocuklar’

Bilal isimli Filistinli, kurbanların götürüldüğü el-Ehli Arap Hastanesi'nin salonlarından birinde şunları söyledi: “Tüm ailem öldürüldü. Aileden geriye bir tek ben kaldım. Adaletsizliği durdurun.”

AFP'ye konuşan bir başka adam ise hastane yatağında hareketsiz yatan bir çocuğun yanında otururken, “Orada masum çocuklar vardı (...) Onların suçu neydi?” diye sordu.

Birleşmiş Milletler’in (BM) güvenilir bulduğu Hamas yönetimindeki Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda şimdiye kadar çoğu sivil kadın ve çocuk olmak üzere en az 44 bin 56 kişi hayatını kaybetti.

AFP'nin İsrail'in resmi verilerinden aktardığına göre, Hamas'ın İsrail yerleşimlerine yönelik saldırısında çoğu sivil bin 206 kişi öldü.

Saldırı sırasında 251 kişi esir alınarak Gazze Şeridi'ne götürüldü. Bunlardan 97'si Gazze Şeridi'nde kaldı ve İsrail ordusu kalan esirlerden 34'ünün öldüğünü tahmin ediyor.

‘Tehlikeli bir emsal’

Savaşın başlamasından bir yıldan fazla bir süre sonra, UCM'nin perşembe günü aldığı karar İsrail'i çileden çıkardı.

Netanyahu perşembe akşamı yaptığı açıklamada, “Hiçbir bariz İsrail karşıtı karar bizi, özellikle de beni, ülkemizi savunmaya devam etmekten alıkoyamaz. Baskılara boyun eğmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.

Gallant kararı, ‘terörizmi teşvik eden tehlikeli bir emsal’ olarak değerlendirdi.

ABD Başkanı Joe Biden, ‘utanç verici’ olarak nitelendirdiği kararı kınadı. Macaristan Başbakanı Viktor Orban ise dün yaptığı açıklamada, Netanyahu'yu karara ‘meydan okuyarak’ Macaristan'ı ziyaret etmeye davet edeceğini söyledi.

Netanyahu, Orban'ın tutumunu memnuniyetle karşılayarak, bunun ‘ahlaki netliği’ yansıttığını söyledi.

Macaristan da dahil olmak üzere UCM'ye üye 124 ülke teorik olarak üç yetkiliyi kendi topraklarına girmeleri halinde gözaltına almakla yükümlü.

İngiliz hükümeti dün Netanyahu'nun yakalama kararı kapsamında gözaltına alınabileceğini ima etti.

İrlanda Başbakanı Simon Harris, ülkesini ziyaret etmesi halinde Netanyahu'yu gözaltına alacağını söyledi.

Harris, RTE devlet televizyonunda UCM üyesi olan İrlanda'nın Netanyahu'yu ülkeyi ziyaret etmesi halinde gözaltına alıp almayacağı sorusuna “Evet, kesinlikle” yanıtını verdi.

İtalya Başbakanı Giorgia Meloni dün yaptığı açıklamada, G7 dışişleri bakanlarının pazartesi ve salı günleri Roma yakınlarında bir araya geldiklerinde mahkemenin yakalama kararlarını görüşeceklerini duyurdu.

İran kararı, ‘Siyonist varlık için siyasi bir ölüm’ olarak değerlendirirken, Çin mahkemeyi ‘objektif ve adil bir duruş’ sergilemeye çağırdı.

Hamas mahkemenin kararını memnuniyetle karşılayarak, bunu ‘tarihi ve önemli’ bir adım olarak nitelendirdi.