Libya, 140 Mısırlı göçmeni geri gönderdi

Yasa dışı göçmenler Mısır’a özel uçakla getirildi.

Sınır dışı işlemleri Libyalı makamlarla koordineli bir şekilde gerçekleştirildi. (Libya İçişleri Bakanlığı Facebook resmi hesabı)
Sınır dışı işlemleri Libyalı makamlarla koordineli bir şekilde gerçekleştirildi. (Libya İçişleri Bakanlığı Facebook resmi hesabı)
TT

Libya, 140 Mısırlı göçmeni geri gönderdi

Sınır dışı işlemleri Libyalı makamlarla koordineli bir şekilde gerçekleştirildi. (Libya İçişleri Bakanlığı Facebook resmi hesabı)
Sınır dışı işlemleri Libyalı makamlarla koordineli bir şekilde gerçekleştirildi. (Libya İçişleri Bakanlığı Facebook resmi hesabı)

İbrahim Abdulmecid
Khire yönetimi, Libya'da yasa dışı göçmen olmaları sebebiyle gözaltına alınan  140 Mısır vatandaşını ülkeye geri getirdi. Trablus'taki Mısır Diplomatik Misyon Başkanı Büyükelçi Muhammed Servet Selim söz konusu göçmenlerin 17'sinin 18 yaş altında olduğunu açıkladı.
Libyalı makamlar, başta Libya’da çalışmak isteyen Mısırlılar olmak üzere ülke  topraklarına giren izinsiz göçmenleri tutuklamayı sürdürüyor. İnsan kaçakçılığı yürüten çeteler ise yasa dışı göçmenleri Libya'ya, bazen de Libya kıyılarından Avrupa’ya kaçımaya devam ediyor.

Krizin bayramdan önce sona erdirilmesi hedeflendi
Mısır Dışişleri Bakanlığı'nda Libya'da mahsur kalan Mısırlılarla ilgilenen özel bir birim bulunuyor. Mısır'ın Trablus Büyükelçisi, Dışişleri Bakanı Samih Şukri'nin Libya'da birden fazla merkezde tespit edilen tutuklamaların Kurban Bayramı öncesinde sonlandırılması talimatı verdiğini açıkladı.
Büyükelçiliğin gözaltına alınan Mısır vatandaşlarının kimlik tespitini tamamladığı bilgisi veren Büyükelçi Selim, söz konusu kişilerin birkaç farklı gözaltı merkezinde ziyaret edildiğini, bazılarının Trablus'a 550 km uzaklıkta olduğunu kaydetti. 18 Temmuz Pazar günü, özel bir uçakla ülkeye geri getirilmeden önce tıbbi bakım ve koronavirüs testlerinin uygulandığını söyledi.
Mısır Dışişleri Bakanlığı, 140 vatandaşın özel bir uçakla Kahire’ye getirilmesi sürecinin başta Yasadışı Göçle Mücadele Dairesi, İçişleri Bakanlığı ve Uluslararası Göç Örgütü (IOM) olmak üzere Libya makamları ile koordineli bir şekilde yürütüldüğünü açıkladı. Vatandaşlardan 76’sının yedi aydır batı Libya'daki Dirj şehrinde bulunan yasa dışı göçmen gözaltı merkezinde, 38’inin ülkenin kuzeybatısındaki Geryan şehrindeki Ebu Reşade gözaltı merkezinde, 3’ünün de üç aydır fabrika binalarında kurulan gözaltı merkezinde tutulduğu belirtildi.
Libya İçişleri Bakanlığı, Facebook hesabından yaptığı açıklamada, 140 Mısır vatandaşının gönüllü tehcir programı kapsamında Mitiga Uluslararası Havaalanı’ndan Mısır'a gönderildiğini bildirdi.
Mısır Dışişleri Bakanlığı, vatandaşlarına dikkatli olmaları ve yaşamlarını kaybetmelerine neden olabilecek yasa dışı suç şebekeleriyle iletişime geçmeme yönündeki çağrısını yineledi.
Mısır Büyükelçiliği de  ülkeye dönmelerinin ardından vatandaşların ekonomik ve sosyal açıdan rehabilitasyonlarını kolaylaştırmak için programlar düzenlenmesi amacıyla Birleşmiş Milletler (BM) kurumları ve IOM ile koordineli bir şekilde çalıştı.

Yasağa rağmen önüne geçilemiyor
Muammer Kaddafi rejiminin 2011 yılında devrilmesinden önce Libya'daki Mısırlı işçi sayısının yaklaşık 2 milyon olduğu tahmin ediliyor. Güvenlik durumunun kötüleşmesiyle birlikte bu sayı oldukça azaldı. Şubat 2015'te Mısır hükümeti, terör örgütü DEAŞ’ın Mısırlı Hıristiyan işçileri kaçırıp idam etmesi ardından vatandaşlarının Libya'ya seyahatini yasakladı. Mısırlı işçiler ise yasağa rağmen seyahat etmeye devam etti. Ancak şu an sayılarına dair resmi bir istatistik bulunmuyor.
Son iki yılda, özellikle de Batı Libya bölgesinde Mısırlı işçilerin kaçırıldığı olaylar arttı. 2020 Eylül'de Beni Velid şehri yakınlarında kaçırılan altı işçinin iadesi için devreye giren Mısır güvenlik yetkilileri, aynı yılın haziran ayında Batı Libya'da silahlı bir grup tarafından kaçırılan 23 işçiyi geri aldı. Dışişleri Bakanlığı, söz konusu dönemde  Libya'da bulunan Mısır vatandaşlarına kendileri ve ailelerinin güvenliği için dikkatli olmaları, gerilim ve çatışma alanlarından uzak durmaları çağrısında bulunmuştu.
Libyalı makamlar geçtiğimiz haziran ayında ülkedeki Mısır Büyükelçiliği ile hükümetteki ilgili makamlar arasında yürütülen koordinasyonun ardından, Trablus'taki Yasadışı Göçle Mücadele Müdürlüğü merkezinde gözaltına alınan 90 Mısırlıyı serbest bırakmıştı. Bundan günler önce de silahlı kuvvetler ve polisten oluşan bir Libya ortak gücü, Libya'nın güneybatısındaki Şuveyrif bölgesinde fidye amacıyla altı aydır bir çetenin elinde tutulan 13 Mısır vatandaşını kurtarmayı başarmıştı.

Mısırlı işçilerin geri getirilmesi
Mısır Başbakanı Mustafa Medbuli ile Libyalı mevkidaşı Abdulhamid Dibeybe geçtiğimiz nisan ayında Trablus’ta bir araya geldiler. Gündemde Mısırlı işçilerin resmi bir şekilde Libya’ya dönüşü dosyası vardı. Medbuli, Mısırlı işçilerin Libya’ya dönüşüne ilişkin prosedürleri belirlemek üzere çeşitli bakanlıkların temsilcilerinden oluşan bir komite kurulduğunu duyurmuştu.
Mısırlı işçilerin Libya'ya giriş prosedürlerini kolaylaştırmanın yollarını tartışmak üzere Libya Çalışma Bakanlığı ve Mısır İnsan Gücü Bakanlığı yetkilileri arasında geçtiğimiz mart ayında Kahire'de bir toplantı düzenlenmişti. Toplantıda, Libya'nın Mısır işgücü piyasasına olan ihtiyacının tespiti için bir veri tabanı sağlama ihtiyacı olduğu vurgulanmıştı.



Mısır, Sudan'ın birliğini korumak için ‘ortak savunma’ anlaşmasını öne sürdü

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, dün Kahire'de Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan ile bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, dün Kahire'de Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan ile bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
TT

Mısır, Sudan'ın birliğini korumak için ‘ortak savunma’ anlaşmasını öne sürdü

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, dün Kahire'de Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan ile bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, dün Kahire'de Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan ile bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Mısır, Sudan’daki krizle ilgili olarak ‘kırmızı çizgiler’ çizdiğini duyurdu ve bu çizgilerin aşılmasının ‘Mısır’ın ulusal güvenliğini tehdit edeceği’ uyarısında bulundu. Kahire yönetimi, iki ülke arasında imzalanan ortak savunma anlaşmasının kendisine tanıdığı tüm tedbirleri alma ihtimalini de gündeme getirdi. Uzmanlar, bu açıklamaları Sudan’da savaşın başlamasından bu yana Mısır’dan gelen ‘en sert söylem’ olarak değerlendirdi.

Mısır’ın bu tutumu, Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi’nin dün Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan’ı kabul etmesiyle eş zamanlı olarak açıklandı. Sisi, görüşmede ‘ülkesinin, Sudan halkının mevcut hassas süreci aşma çabalarına tam destek verdiğini’ ifade etti. Ayrıca ‘Sudan’ın birliği, egemenliği, güvenliği ve istikrarını destekleyen Mısır tutumunun değişmez ilkelerine’ vurgu yaparak, bu çerçevede mümkün olan her türlü çabanın gösterilmeye hazır olunduğunu belirtti. Açıklama, Mısır Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Muhammed eş-Şenavi tarafından yapıldı.

Mısır, Burhan’ın ziyareti sırasında ayrıca, ‘Sudan’da güvenlik, istikrar ve barışın sağlanmasına yönelik ABD Başkanı Donald Trump’ın vizyonuna tam destek verdiğini’ yineledi. Bu desteğin, ‘ABD yönetiminin dünyada barışı tesis etme, gerilimi artırmaktan kaçınma ve anlaşmazlıkları çözme yönündeki yaklaşımı’ kapsamında olduğu kaydedildi.

Ortak savunma anlaşmasının yürürlüğe girmesi

Kahire yönetimi, söz konusu ilkeleri teyit ederken Sudan krizinde ilk kez ‘kırmızı çizgiler’ belirlediğini açıkladı. Mısır, bu çizgilerin aşılmasına ‘Mısır’ın ulusal güvenliğini doğrudan ilgilendirdiği ve Sudan’ın ulusal güvenliğiyle yakından bağlantılı olduğu’ gerekçesiyle izin verilemeyeceğini vurguladı. Mısır’ın uyarıları arasında ‘Sudan’ın birliğinin ve toprak bütünlüğünün korunması, Sudan halkının imkân ve kaynaklarıyla oynanmaması ve Sudan topraklarının herhangi bir bölümünün ayrılmasına izin verilmemesi’ yer aldı.

Mısır Cumhurbaşkanlığı dün yaptığı açıklamada, ‘Sudan devlet kurumlarının korunmasının ve bu kurumlara zarar verilmesinin engellenmesinin de bir diğer kırmızı çizgi olduğunu’ bildirdi.

Açıklamada ayrıca, ‘uluslararası hukukun tanıdığı tüm tedbir ve önlemleri alma konusunda tam hakka sahip olunduğu’ ifade edilerek, bu kapsamda ‘iki ülke arasındaki ortak savunma anlaşmasının devreye sokulmasının da kırmızı çizgilerin ihlal edilmesini veya aşılmasını önlemeye yönelik seçenekler arasında bulunduğu’ kaydedildi.

a
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, dün Kahire'de Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan ile bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Mısır ile Sudan arasında Mart 2021’de, ‘eğitim, sınır güvenliğinin sağlanması ve ortak tehditlerle mücadele’ alanlarını kapsayan bir askeri iş birliği anlaşması imzalanmıştı. Bu anlaşmadan önce ise iki ülke, ‘dış tehditlere karşı’ 1976 yılında bir ortak savunma anlaşmasına taraf olmuştu.

Mısır Temsilciler Meclisi Savunma ve Ulusal Güvenlik Komisyonu üyesi Tümgeneral Yahya Kedvani, Mısır’ın ulusal güvenliğinin Sudan topraklarının birliğiyle doğrudan bağlantılı olduğunu belirterek, “Sudan’ı bölmeyi hedefleyen komploların varlığı, aşılmaması gereken kırmızı çizgilerin belirlenmesini zorunlu kılmaktadır” dedi.

Kedvani, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, ‘Sudan’ın birliği ve toprak bütünlüğünün korunmasına yönelik Mısır tutumunun sabit ve güçlü olduğunu, Kahire’nin Sudan devlet kurumlarını korumaya yönelik açıkladığı girişim ve söylemleri hayata geçirme kapasitesine sahip bulunduğunu’ ifade etti. Ortak savunma anlaşmasının gündeme getirilmesinin, ‘iki ülke arasında uluslararası meşruiyet ve daha önce imzalanmış anlaşmalar çerçevesinde ortak bir koordinasyonun bulunduğunu teyit etmeyi amaçladığını’ söyledi.

Mısır Cumhurbaşkanlığı tarafından dün yayımlanan açıklamada ise ‘Kahire’nin Sudan’da süregelen gerilimden derin endişe duyduğu’ belirtildi. Açıklamada, bu durumun ‘Sudanlı sivillere yönelik korkunç katliamlara ve insan haklarının en temel kurallarının açık ihlallerine yol açtığı’ vurgulandı. Mısır’ın, ‘Sudan’ın birliğine ve toprak bütünlüğüne zarar vereceği gerekçesiyle, herhangi bir paralel yapının kurulmasını veya tanınmasını kesin bir dille reddettiği’ kaydedildi.

Diğer yandan eski Mısır Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Salah Halime, ülkenin bölünmesine yönelik tehditlerle mücadelede Mısır-Sudan koordinasyonunun, Mısır, Sudan ve Arap dünyasının ulusal güvenliğini koruma çerçevesinde ele alındığını belirtti. Halime, iki ülkenin Kızıldeniz’e kıyısı olan devletleri bir araya getiren konseyin üyesi olduğuna işaret ederek, bu yapının temel rollerinin ‘savunma ve kalkınma’ olduğunu söyledi.

Halime, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Mısır’ın tutumunun Uluslararası Dörtlü girişimi ile Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın ABD ziyareti sırasında gündeme getirdiği inisiyatif kapsamında şekillendiğini ifade etti. Kahire’nin, ‘üç ay sürecek bir ateşkesle başlayacak, Hızlı Destek Kuvvetleri’nin (HDK) Sudan ordusuna entegre edilmesini ve Sudan askeri kurumunun bütünlüğünün korunmasını öngören bir yol haritasının uygulanmasını desteklediğini’ kaydetti.

Mısır Cumhurbaşkanlığı’nın açıklamasına göre Kahire, ‘insani bir ateşkese ulaşılması, bunun kalıcı bir ateşkese dönüşmesi ve Sudanlı sivillerin güvenliği ile korunmasını sağlamak amacıyla güvenli insani sığınaklar ve geçiş koridorları oluşturulması’ hedefiyle Uluslararası Dörtlü çerçevesinde çalışmayı sürdürme konusundaki kararlılığını yineledi. Bu sürecin, Sudan devlet kurumlarıyla tam koordinasyon içinde yürütüleceği belirtildi.

Suudi Arabistan, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve ABD’den oluşan Uluslararası Dörtlü, ağustos ayında sunduğu yol haritasında, ‘üç aylık insani ateşkesin ardından kalıcı bir ateşkesin sağlanmasını, siyasi sürecin başlatılmasını ve dokuz ay içinde bağımsız bir sivil hükümetin kurulmasını’ öngörmüştü.

sfg
New York'ta düzenlenen Uluslararası Dörtlü toplantısından (Mısır Dışişleri Bakanlığı)

Burhan’ın Mısır ziyareti, geçtiğimiz pazartesi günü Suudi Arabistan’a gerçekleştirdiği ziyaretin ardından geldi. Burhan, söz konusu ziyaretin sonunda, ‘Sudan’ın barışın sağlanması ve savaşın sona erdirilmesi yönündeki çabalarda ABD Başkanı Donald Trump, Dışişleri Bakanı Marco Rubio ve Özel Temsilci Massad Boulos ile birlikte çalışmaya istekli olduğunu’ ifade etmişti.

El-Ehram Siyasi ve Stratejik Araştırmalar Merkezi Afrika Programı Direktörü Emani et-Tavil ise ‘Mısır’ın Sudan dosyasında ilk kez kırmızı çizgiler koyduğunu, son tutumunun savaşın başlamasından bu yana en sert duruşu yansıttığını’ belirtti. Et-Tavil, bu yaklaşımın ‘Sudan’ın birliğinin korunması, savaşın durdurulması, paralel yapıların reddedilmesi ve devlet kurumlarının muhafazası’ konularında Suudi Arabistan ve ABD’nin tutumlarıyla örtüştüğünü söyledi.

Şarku’l Avsat’a konuşan et-Tavil, ‘Sudan’ın birliği konusunda güçlü tutumlar sergilenmesi noktasında Suudi Arabistan ile Mısır arasında bir uyum bulunduğunu, bunun da ateşkes ilanı ve insani ara verilmesine yönelik bir girişimin şekillendirilmekte olduğunu gösterdiğini’ ifade etti. Ancak et-Tavil, ‘birbirini kabul etmeyen Sudanlı taraflarla yürütülecek siyasi çözümlerin en karmaşık mesele olmaya devam ettiğini’ vurguladı.

Sumud İttifakı bünyesindeki siyasi ve sivil güçler, salı günü Kenya’nın başkenti Nairobi’de, Abdulvahid en-Nur liderliğindeki Sudan Kurtuluş Ordusu Hareketi ve Arap Sosyalist Baas Partisi ile Sudan’daki savaşı durdurmaya yönelik ortak bir ilkeler bildirgesine imza attı. Bu adım, savaşa karşı olan Sudanlı tarafların büyük bölümünü bir araya getiren ilk yakınlaşma olarak değerlendirildi.

Mısır Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü dün yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ile Burhan arasındaki görüşmelerde, ‘iki ülke arasındaki ilişkilerin, halkların bütünleşme ve karşılıklı kalkınma beklentilerini yansıtacak şekilde güçlendirilmesinin ele alındığını, ayrıca sahadaki gelişmelerin değerlendirildiğini’ bildirdi.


İsrailliler, Gazze Şeridi'nin yeniden işgalini talep ederek sınırı geçtiler

İsrail'de sağcı hareketlere mensup kişiler, Gazze Şeridi'nin yeniden işgalini talep etmek için Gazze'ye bakan bir tepede toplandı (AP)
İsrail'de sağcı hareketlere mensup kişiler, Gazze Şeridi'nin yeniden işgalini talep etmek için Gazze'ye bakan bir tepede toplandı (AP)
TT

İsrailliler, Gazze Şeridi'nin yeniden işgalini talep ederek sınırı geçtiler

İsrail'de sağcı hareketlere mensup kişiler, Gazze Şeridi'nin yeniden işgalini talep etmek için Gazze'ye bakan bir tepede toplandı (AP)
İsrail'de sağcı hareketlere mensup kişiler, Gazze Şeridi'nin yeniden işgalini talep etmek için Gazze'ye bakan bir tepede toplandı (AP)

İsrail ordusunun yasağına rağmen, dün birkaç İsrailli Gazze Şeridi'ne girdi ve eski bir yerleşim yerinde İsrail bayrağını dalgalandırarak harap olmuş Filistin topraklarının yeniden işgalini istedi.

Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığına göre İsrail sağ kanadıyla bağlantılı sosyal medya hesapları, açık bir alanda İsrail bayrağının etrafında toplanmış yaklaşık 20 erkek, kadın ve çocuğu gösteren bir fotoğraf paylaştı ve fotoğrafın Kfar Darom'da çekildiğini iddia etti.

Gazze Şeridi'nin merkezindeki bu eski kibbutz, diğer 20 yerleşim yeriyle birlikte, İsrail'in 2005'teki tek taraflı çekilmesi sırasında boşaltılmıştı.

O zamandan beri, İsrail sağının bir kesimi, Gazze'de İsrail yerleşimlerinin yeniden kurulmasını savunuyor. Bu çağrı, Gazze Şeridi'ndeki savaşı başlatan 7 Ekim 2023'teki Hamas saldırısından sonra daha da yoğunlaştı.

Bunun ardından, bazı İsrailli yetkililer de Filistinlilerin Gazze'den tahliye edilmesini ve bölge üzerindeki İsrail kontrolünün yeniden kurulmasını savundu.

rty65u7
Gazze'ye yerleşmeyi destekleyen İsrailliler, ordunun kendilerine Gazze Şeridi içinde Hanuka bayramını kutlama izni vermesini talep eden bir yürüyüşe katıldı (Reuters)

İsrail ordusu dün yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi'ne girenlerin "İsrail topraklarına geri gönderildiğini" duyurdu ve "onlarca" kişinin daha başka bir sınır kapısından sızmasının engellendiğini, ancak bazılarının güvenlik bariyerlerini aşmayı başardığını belirtti.

Açıklamada ayrıca, "savaş bölgesine herhangi bir giriş yasaktır, sivilleri tehlikeye atar ve bölgedeki askeri operasyonları aksatır" denildi.

Sınır kasabası Sderot'ta düzenlenen bir mitingde, yerleşim hareketinin önde gelen isimlerinden Daniella Weis, yaklaşık 100 destekçisine şöyle seslendi: “Allah'ın izniyle, bu bayrağın yükseltilmesi yeni bir dönemin başlangıcını işaret edecek; Gazze'ye geri döneceğimiz bir dönem.”

Şöyle devam etti: “Gazze, Endonezyalılar, Türkler, Mısırlılar veya başka herhangi bir ülke tarafından yönetilmeyecek. Gazze'yi yalnızca İsrail halkı yönetecek.” Bu sözleriyle, ateşkes anlaşması kapsamında Gazze Şeridi'ne konuşlandırılması beklenen uluslararası istikrar gücüne katılması muhtemel ülkeleri kastediyordu.

Geçtiğimiz hafta, Weis'in kurucu ortaklarından olduğu aşırı milliyetçi yerleşim hareketi "Nahala", bir mesajda, Gazze'de İsrail bayrağını dalgalandırmayı organize etme niyetini açıkladı. Bu girişim, aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, on diğer bakan ve Knesset'in yirmiden fazla üyesi tarafından destekleniyor.


Hamas, Miami görüşmelerinin İsrail'in "ihlallerine" son vermesini bekliyor

Gazze şehrinin Zeytun mahallesindeki yıkımdan, 27 Kasım 2025 (AP)
Gazze şehrinin Zeytun mahallesindeki yıkımdan, 27 Kasım 2025 (AP)
TT

Hamas, Miami görüşmelerinin İsrail'in "ihlallerine" son vermesini bekliyor

Gazze şehrinin Zeytun mahallesindeki yıkımdan, 27 Kasım 2025 (AP)
Gazze şehrinin Zeytun mahallesindeki yıkımdan, 27 Kasım 2025 (AP)

Hamas liderlerinden biri, Gazze ateşkesinin bir sonraki aşamasına geçmek için bugün Miami'de yapılması planlanan görüşmelerin, İsrail'in ateşkesi "ihlal etmesine" son vermesiyle sonuçlanması gerektiğini söyledi.

Hamas siyasi büro üyesi Basim Naim AFP'ye yaptığı açıklamada, "Halkımız, bu görüşmelerde bulunanların devam eden İsrail saldırganlığına son vermelerini, tüm ihlalleri ve aykırılıkları durdurmalarını ve işgalcileri Şarm el-Şeyh anlaşmasının gereklerine uymaya zorlamalarını bekliyor" ifadelerini kullandı.

Amerika Birleşik Devletleri, Florida'da bu görüşmelere ev sahipliği yapıyor. ABD Başkanı Donald Trump'ın özel temsilcisi Steve Wittkoff'un, ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasını ilerletmek amacıyla Katar, Mısır ve Türkiye'den üst düzey yetkililerle bir araya gelmesi bekleniyor.