Koronavirüsün geleceğine yönelik 3 senaryo

Koronavirüsün geleceğine yönelik 3 senaryo
TT

Koronavirüsün geleceğine yönelik 3 senaryo

Koronavirüsün geleceğine yönelik 3 senaryo

Hoşunuza gitsin veya gitmesin, uzmanlar şu anda Kovid-19 hastalığına neden SARS-CoV-2 koronavirüsünün ortadan kaldırılmasının mümkün olmadığını düşünüyorlar. Peki bu durum, son 18 aydır olduğu gibi Kovid-19’un gölgesi altında yaşamaya devam edeceğimiz gerektiği anlamına mı geliyor?
Alman haber ajansı DPA’ya göre, Bilim adamlarından oluşan bir ekip yakın zamanda, Nature dergisinde yayınlanan bir makalede bu soruyu ele aldılar. Ekip aşılarla gerçekleştirilen küresel çabalar sayesinde, gelecekteki duruma yönelik herhangi bir gerçekçi düşüncenin, salgının kontrol altına alınacağı yönünde olacağını belirttiler.
Bununla birlikte, ekibin makalelerinde belirttiğine göre, öngörülemeyen gelişmeler ve belirsizlikler yaşanmaya devam edebilir.
Ekip tarafından öne sürülen 3 senaryo arasından özellikle endişe veren bir tanesi bulunuyor. Bu senaryo, insanlığın salgını yeterince hızlı kontrol edememesini, gelecekte şiddetli hastalıklarla ve yüksek enfeksiyon oranları ile uğraşmaya devam edeceğini ve bu durumun da virüsün daha fazla gelişmesine yardımcı olabileceğini içeriyor. Ancak daha olası olan ikinci senaryo virüsün grip gibi mevsimsel bir hastalığa dönüşmesine dayanıyor. Bu durumun yaşanması durumunda ekip, laboratuvarlarda üretilen antikorlar gibi etkili tedavilerin hastalığın şiddetini, hastaneye yatış oranlarını ve ölüm oranlarını önemli ölçüde azaltabileceğini belirtti.
Ekip, bazılarının bakış açısına göre zararsız olarak görülebilen normal gribin, hala her yıl dünya çapında kaydedilen yüz binlerce ölümle bağlantılı olduğunu ve koronavirüs salgınının geleceğine yönelik nispeten eşdeğer olan çok büyük bir sağlık yükü oluşturduğunu belirtti.
Söz konusu senaryolar arasında en iyimser olan üçüncüsü ise, SARS-CoV-2 virüsünün soğuk algınlığı gibi hastalıklara neden olabilen koronavirüs ailesindeki diğer virüslere benzer şekilde daha az şiddetli semptomları olan bir hastalığa dönüşmesine dayanıyor. Ancak bilim insanları, SARS-CoV-2 virüsünün insanlara daha fazla uyum sağlaması-sebebiyle, daha az ve çok tehlikeli bir yol izleyip izlemeyeceğinin kesin olarak tahmin etmenin mümkün olmadığını defalarca belirtiyorlar.
Ekip ne olursa olsun, insanlar arasında daha geniş bir bağışıklık sağlanana kadar daha az şiddetli semptomları olan bir patojene dönüşme başlama şansının olmadığını söylüyor.
Bilim adamları, 1918’de dünyanın tanık olduğu pandemiye atıfta bulunarak, H1N1 hastalığına neden olan varyantların 1950’lere kadar salgınlara neden olmaya devam edebildiğini belirtiyorlar.
Aşı olanları ve iyileşenleri etkileyebilecek yeni SARS-CoV-2 varyantlarının ortaya çıkmasının hala bir tehlike oluşturduğuna dikkat çeken bilim adamlarına göre, dünya çapında aşı kampanyaları devam etmesine rağmen, salgının kontrolden çıkması ile daha fazla viral çeşitliliğin oluşması riskini yükselten birçok nokta bulunuyor ve bu tür gelişmelerin yeni mekanizmalar kullanarak tahmin edilmesi imkanına sahip olunması faydalı olacak.
Ekip tarafından belirtildiği üzere, şu ana kadar, birden fazla varyantta birbirinden bağımsız olarak nispeten sınırlı bir sayıda virüs mutasyonu ortaya çıktı. Bu durum virüsünün ardı ardına evrim geçirdiğini ancak muhtemelen sınırlı bir oranda kaldığını gösteriyor.
Alman virolog Christian Drosten de bu noktayı destekliyor. Drosten İsviçre merkezli elektronik dergisi Republic’e verdiği röportajda “Viroloji açısından, SARS-CoV-2 virüsünün bize şimdiye kadar gösterebildiğinden daha fazla mutasyonu olduğunu varsaymak için iyi nedenler var” ifadelerini kullandı ve söz konusu virüsün gelecekte soğuk algınlığına neden olan sıradan bir virüse dönüşmesini beklediğini de sözlerine ekledi.
Drosten, önümüzdeki 2 ila 4 yıl içerisinde bir geçiş aşamasının beklenmesi gerektiğini ve virüsün aşılama oranlarında oluşan farklılıklardan faydalanacağını söylüyor.



Asya başkentinde kedi ve köpek eti yasaklandı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Asya başkentinde kedi ve köpek eti yasaklandı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Cakarta, kuduzu kontrol altına almak ve tartışmalı et ticaretini düzenlemek için Endonezya'nın bugüne kadarki en kapsamlı önlemlerinden birini uygulamaya koyarak köpek, kedi ve yarasa etinin satış ve tüketimini yasakladı.

Vali Pramono Anung, yasağı 24 Kasım'da imzalayarak uygulamaya koydu ve Cakarta yetkilileri daha sonra yasağın yürürlüğe girdiğini doğruladı.

Yeni düzenleme, kuduz bulaştıran hayvanların (köpekler, kediler, maymunlar, yarasalar, misk kedileri ve benzeri türleri içeren bir kategori) gıda amaçlı satışını yasaklıyor ve tüm canlı hayvanları, karkasları ve çiğ veya işlenmiş ürünleri kapsıyor.

Anung, bu önlemin ekimde kendisine dilekçe sunan hayvan refahı aktivistlerine verdiği sözü yerine getirdiğini söyledi.

Antara News'a, "Hayvanseverleri kabul ettiğimde, onlara bir vali düzenlemesi yapma sözü verdim" diye konuştu ve onların savunuculuğunun kendisini hızlı adım atmaya yönelttiğini ekledi.

Jakarta Globe'a göre yasak, kademeli bir uygulama sistemi getiriyor.

İlk kez suç işleyenler yazılı uyarı alacak ve yanlarında bulunan tüm hayvanlar veya etlere, özellikle kuduz belirtileri görülen yerlerde, gözlem altına alınmak üzere el konacak.

rgty
Köpek eti meraklıları, Cakarta'daki bir lokantada yemek yiyor (AFP)

İkinci bir ihlal, hayvanlara tamamen el konmasına yol açıyor. Devam eden ihlaller, işletmelerin kapanmasına ve daha fazla uyumsuzluk, işletme ruhsatlarının kalıcı şekilde iptal edilmesine neden olabilir..

AFP'ye göre, aktif uygulama başlamadan önce 6 ay mühlet verilecek ancak düzenlemenin kendisi halihazırda yürürlükte.

Yetkililer, geçiş döneminin işletmelerin uyum sağlamasına ve yetkililerin izleme mekanizmaları hazırlamasına olanak sağlamayı amaçladığını söylüyor.

Endonezya, köpek veya kedi etinin hâlâ tüketim amacıyla satıldığı az sayıdaki ülkeden biri ancak kamuoyu muhalefeti arttı ve son yıllarda birçok belediye yerel yasaklar getirdi.

Köpekler ana akım İslami öğretiye göre kirli kabul ediliyor (Endonezya dünyanın en büyük Müslüman çoğunluğa sahip ülkesi) ve nadiren evcil hayvan olarak besleniyorlar. Ancak köpek eti hâlâ bazı bölgesel topluluklarda lezzetli bir yiyecek ve Asya'nın bazı bölgelerindeyse düşük maliyetli bir protein kaynağı olarak görülüyor.

Hayvan hakları grupları, Cakarta'nın bu adımını büyük bir atılım diye övdü. Dog Meat Free Indonesia (Köpek Etsiz Endonezya), AFP'ye yaptığı açıklamada, yeni politikanın "anayasanın tüm Endonezya halkını koruma ve adil ve medeni bir ulus olma maddesiyle uyumlu" olduğunu söyledi.

Kuduz, her yıl onlarca kişinin bu hastalıktan öldüğü Endonezya'da önemli bir halk sağlığı sorunu.

Dünya Sağlık Örgütü, takımadalar genelinde her yıl onlarca ölümün kuduza bağlı olduğunu belirtirken, sağlık bakanlığı yalnızca Ocak ve Mart 2025 arasında 25 ölüm vakası kaydetti.

Cakarta yönetimi, yeni düzenlemenin halk sağlığı önlemlerini güçlendirmek ve virüsün hayvan taşıma ve kesimi yoluyla yayılma olasılığını azaltmak için tasarlandığını belirtiyor.

Vali, resmi Instagram hesabından yaptığı açıklamada, "Umarım bu, Cakarta sakinlerinin sağlığının korunmasına ve iyileştirilmesine yardımcı olur" dedi.

Independent Türkçe


Cenaze düzenlemesi Çin'de köylüleri ayağa kaldırdı

(Yesterday Big Cat)
(Yesterday Big Cat)
TT

Cenaze düzenlemesi Çin'de köylüleri ayağa kaldırdı

(Yesterday Big Cat)
(Yesterday Big Cat)

Çin'in güneybatısındaki köylüler arasında, hükümetin cenaze uygulamalarına ilişkin düzenlemelerine karşı protestolar patlak verdi. Bu, bu tür protestolara neredeyse hiç tolerans gösterilmeyen bir ülkede son derece nadir görülen bir muhalefet ifadesi.

Pekin'e yaklaşık 2 bin km uzaklıktaki yoksul ve kırsal Guizhou eyaleti, yerel yönetimin zorunlu kremasyon politikasını yürürlüğe koymasının ardından hafta sonundan bu yana bir dizi nadir protestoya tanık oldu.

Protestoların salı günü de devam ettiği bildiriliyor. Hükümet, yakmanın toprak kaynaklarını korumak ve ""yeni ve daha sade bir cenaze anlayışını"nı teşvik etmek için gerekli olduğunu öne süren bir bildiriyle yanıt verdi.

Dün Yesterday Big Cat adlı X hesabı tarafından paylaşılan bir video derlemesinde, insanların hükümet yetkililerinin etrafında toplanıp nadir görülen bir muhalefet gösterisinde sloganlar attığı görülüyor. Bir köylünün "Komünist Parti ataların mezarlarını kazıyorsa, önce Şi Cinping'in atalarının mezarlarını kazın" diye bağırdığı duyuluyor.

Çin'de alışılmadık bir görüntü olan protestolar yerel medyada daha da az yer buluyor. Pekin'in protestolara yıllardır sansür ve baskıcı bir tutumla tepki veriyor.

The Guardian'ın haberine göre, China Dissent Monitor bu yıl ülkede 661 kırsal protesto kaydetti; bu sayı 2024'ün tamamına kıyasla yüzde 70'lik bir artışa denk geliyor.

Çin, toprağa gömme uygulamalarını aşamalı olarak kaldırmak için kapsamlı cenaze reformları uyguluyor ve halkı alternatif cenaze uygulamalarını, hatta denizde bırakmayı bile değerlendirmeye teşvik etti. Ancak bu düzenlemeler, geleneksel gömme işlemlerini kültürlerinin bir parçası olarak gören çoğunlukla kırsal kesimdeki toplulukların tepkisine yol açıyor.

Eyalette faaliyet gösteren yayın kuruluşu China Daily'nin resmi rakamlara dayanarak bildirdiğine göre, denize bırakma uygulaması giderek popülerlik kazanıyor ve 2024'te 194 bin 700 ekolojik gömme gerçekleştirildi; bu sayı, 2019'dakinden yaklaşık yüzde 67 daha fazla.

Geçen yıl Çin'in orta kesimindeki Hubei eyaletinde binlerce köylünün yerel cenaze reformlarının yürürlükten kaldırılmasını talep etmek için sokaklara çıktığı bildirilmişti.

Bu, Komünist Parti'nin "sıfır kovid" politikasına karşı pandeminin sonraki ilerleyen dönemlerinde yapılan eylemlerin ardından resmi bir politikaya karşı düzenlenen ikinci büyük toplu protesto dalgası olarak kayıtlara geçti.

2021'de Çinli yetkililer, oğlunun Guizhou'da geleneksel bir cenaze töreni düzenlemesinin ardından yaşlı bir kadının cesedini yakılmak üzere mezarından çıkarması nedeniyle büyük tepki görmüştü.

Pingtang ilçesinden bir köylü, ailesi tarafından gömüldükten kısa süre sonra annesinin cesedinin mezarından çıkarılıp bir cenaze evine gönderilmesinden büyük üzüntü duyduğunu söylemişti. South China Morning Post gazetesine göre, "Onu evden alsalar neyse ama neden gömdükten sonra mezarından çıkardılar?" diye konuşmuştu.

Independent Türkçe


One Piece ekibi müjdeyi verdi: Şimdiden takvime işaretleyin

22 yaşındaki Meksikalı aktör Iñaki Godoy, Who Killed Sara? (Quién Mató a Sara?) ve The Imperfects gibi yapımlardaki rolleriyle tanınıyor (Netflix)
22 yaşındaki Meksikalı aktör Iñaki Godoy, Who Killed Sara? (Quién Mató a Sara?) ve The Imperfects gibi yapımlardaki rolleriyle tanınıyor (Netflix)
TT

One Piece ekibi müjdeyi verdi: Şimdiden takvime işaretleyin

22 yaşındaki Meksikalı aktör Iñaki Godoy, Who Killed Sara? (Quién Mató a Sara?) ve The Imperfects gibi yapımlardaki rolleriyle tanınıyor (Netflix)
22 yaşındaki Meksikalı aktör Iñaki Godoy, Who Killed Sara? (Quién Mató a Sara?) ve The Imperfects gibi yapımlardaki rolleriyle tanınıyor (Netflix)

One Piece hayranları sonunda rahat bir nefes alabilir. İkinci sezon henüz ekranlara bile gelmeden üçüncüsü için çalışmalar başladı.

Netflix, üçüncü sezonun çekimlerinin Güney Afrika'da başladığını açıkladı. Yayın devi, ikinci sezonun 10 Mart 2026'da yayımlanacağını da duyurdu.

Yeni sezonda Hasır Şapka ekibinin çekirdek kadrosu yine yer alacak: Monkey D. Luffy (Iñaki Godoy), Zoro (Mackenyu), Nami (Emily Rudd), Usopp (Jacob Romero) ve Sanji (Taz Skylar).

Bridgerton yıldızı Charithra Chandran, DC projeleriyle tanınan Mikaela Hoover ve True Blood'dan Joe Manganiello yeni sezonda kadroya katılıyor.

Platform, Instagram'da ilk bölüm senaryosunun fotoğrafını paylaşarak çekimlerin başladığını duyurdu. Paylaşımda şu ifadeler yer aldı:

Üçüncü sezonun çekimleri başladı Hasır Şapkalar! Maceramız büyürken, ikinci sezon için 10 Mart'ı şimdiden takvimlerinize işaretleyin!

Hayranlar haber karşısında büyük sevinç yaşadı; iki sezon arasında uzun bir bekleyiş olmayacağı için sosyal medyada kutlamalar yapıldı.

Bir kullanıcı esprili bir dille, "Ahh evet! Bu kez üç yıl beklemek zorunda kalmayacağız" diye yazarken, bir diğeri "Neyse ki bu kez çekimler hemen başladı. Sezonlar arasında üç sene beklemek çok kötü olurdu" yorumunu yaptı.

Başka bir hayran da dileğini şöyle ifade etti: 

Umarım durmazlar ve her yıl kesintisiz yeni sezonlar çekmeye devam ederler.

Canlı çekim manga uyarlamasının ilk sezonu Ağustos 2023'te yayımlanmıştı. Bu da hayranların Hasır Şapka ekibine yeniden kavuşmak için neredeyse üç yıl beklediği anlamına geliyor.

Bazı izleyiciler ise habere duygusal tepkiler verdi: 

Ağlıyorum, çok teşekkür ederiz, harika bir iş çıkarıyorsunuz.

Eiichiro Oda'nın ünlü Japon mangasından uyarlanan One Piece, Monkey D. Luffy'nin efsanevi hazine One Piece'i bulup Korsanlar Kralı olma yolculuğunu anlatıyor.

One Piece'in ilk sezonu halen Netflix'te izlenebilir.

Independent Türkçe, Express, Mirror