Maymun çiçeği virüsü: ABD'de 200'ü aşkın kişi izleniyor

ABD'de yaklaşık 20 yıldır maymun çiçeği virüsü görülmüyordu. (Melina Mara / Washington Post)
ABD'de yaklaşık 20 yıldır maymun çiçeği virüsü görülmüyordu. (Melina Mara / Washington Post)
TT

Maymun çiçeği virüsü: ABD'de 200'ü aşkın kişi izleniyor

ABD'de yaklaşık 20 yıldır maymun çiçeği virüsü görülmüyordu. (Melina Mara / Washington Post)
ABD'de yaklaşık 20 yıldır maymun çiçeği virüsü görülmüyordu. (Melina Mara / Washington Post)

ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (Centers for Disease Control and Prevention - CDC) maymun çiçeği virüsüne yakalanan hastayla temaslı kişileri takibe aldı.
27 eyaletten 200'ü aşkın kişinin 30 Temmuz'a kadar izleneceği açıklandı.
New York Post'un aktardığına göre izlenen kişiler arasında henüz başka bir maymun çiçeği virüsü vakası tespit edilmedi.
CDC, takip edilen kişiler arasında hastanın yaklaşık 2 metre yakınında oturan veya uçuşlarda tuvaleti kullananların olduğunu bildirdi. Havayolu çalışanları ve hastanın bazı aile üyeleri de gözetim altına alındı.
Yetkililer, Atlanta-Dallas uçuşundaki yolcuların risk altında olmadığını sözlerine ekledi.  

Ne olmuştu?
Nijerya'nın Lagos kentinden ABD'nin Dallas kentine giden bir kişide maymun çiçeği virüsü tespit edilmişti. Hastanın 9 Temmuz'da Atlanta'ya indiği, daha sonra aynı gün Dallas'a geçtiği ve 15 Temmuz'da hastaneye gidince teşhis konduğu açıklanmıştı.
Maymun çiçeği, çiçek hastalığıyla aynı virüs ailesine mensup. Uzmanlar bunun şiddetinin ve enfeksiyon ihtimalinin, çiçek hastalığına göre daha düşük olduğunu söylüyor. Hastalık genellikle Afrika'nın orta ve batı kesimlerinde tropikal yağmur ormanlarını yakınında görülüyor.
Maymun çiçeği virüsünün semptomları arasında ateş, baş ağrısı, şişlik ve halsizlik var. Ateş düştüğündeyse genellikle yüzde başlayan ve daha sonra vücudun diğer bölgelerine yayılan ciltte döküntü meydana geliyor.
Vakaların çoğu hafif olsa da uzmanlar, maymun çiçeği virüsünün ölümcül olduğu konusunda uyarıyor.

Maymun B virüsünden farkı ne?
Öte yandan Çinli yetkililer 17 Temmuz’da yayımlanan bir raporda, Maymun B virüsü adlı nadir hastalığa yakalanan 53 yaşındaki bir veterinerin hayatını kaybettiğini açıklamıştı.
Peki adında maymun geçen iki hastalığın birbirinden farkları ne? ABD'deki Rutgers New Jersey Tıp Fakültesi'nde görev yapan David Cennimo, "Bunların ikisi, birbirinden tamamen farklı virüsler" dedi. Zira maymun çiçeği, Orthopoxvirus adlı virüs ailesinin bir üyesiyken, aymun b, herpes b virüsünün bir şekli.
Ancak iki hastalığın semptomları birbirine benziyor. Maymun B virüsünün belirtileri arasında ateş, titreme, kas ağrısı ve yorgunluk var. CDC verilerine göre, şimdiye kadar maymun b virüsüne yakalanan ve kayıtlara geçen 50 hastadan 21'i yaşamını yitirdi.
Independent Türkçe, New York Post, BBC, Health, Washington Post



Ünlü oyuncu sevilen komedide yıllar sonra kamera karşısında

45 yaşındaki Jason Segel (sağda), Shrinking'de Indiana Jones efsanesi Harrison Ford'la (solda) birlikte rol almaktan duyduğu mutluluğu her fırsatta dile getiriyor (Apple TV)
45 yaşındaki Jason Segel (sağda), Shrinking'de Indiana Jones efsanesi Harrison Ford'la (solda) birlikte rol almaktan duyduğu mutluluğu her fırsatta dile getiriyor (Apple TV)
TT

Ünlü oyuncu sevilen komedide yıllar sonra kamera karşısında

45 yaşındaki Jason Segel (sağda), Shrinking'de Indiana Jones efsanesi Harrison Ford'la (solda) birlikte rol almaktan duyduğu mutluluğu her fırsatta dile getiriyor (Apple TV)
45 yaşındaki Jason Segel (sağda), Shrinking'de Indiana Jones efsanesi Harrison Ford'la (solda) birlikte rol almaktan duyduğu mutluluğu her fırsatta dile getiriyor (Apple TV)

Michael J. Fox, Shrinking'le yıllar sonra yeniden kamera karşısına geçti.

Apple TV, Jason Segel ve Harrison Ford'un başrollerini paylaştığı Shrinking'in üçüncü sezon fragmanını yayımladı. Tanıtımda Fox, bir bekleme salonunda Ford'un hayat verdiği Dr. Paul Rhoades'la karşılaşıyor.

Fox, Paul'a "Ne için geldin?" diye soruyor. Paul da "Parkinson. Ya sen?" diye yanıt verince Fox şaka yapıyor: 

Sadece saç kestirmeye.

Ardından ikili kahkahalara boğuluyor.

Paul, ilk sezondan beri Parkinson hastası. Ancak hastalığıyla yüzleşmesi gerektiğini anlayana kadar bunu saklamaya çalışmıştı.

Dizi, Fox'un 2020'de emekli olmasından bu yana canlı çekim bir yapımda kamera önündeki ilk görünümü. 

Fox, 2024'te Entertainment Tonight'a yaptığı açıklamada, "Bana bir rol teklif edilirse ve bunu yapıp iyi vakit geçirirsem, harika. Kendi gerçekliğimi, zorluklarımı içine katabileceğim bir şey çıkarsa ve bunu nasıl yapacağımı çözebilirsem oyunculuğu yaparım" demişti.

Fox, Disney'in geçen ay gösterime giren rekortmen animasyon filmi Zootropolis 2'de (Zootopia 2) ise seslendirme yapmıştı.

Geleceğe Dönüş (Back to the Future) yıldızının, Apple TV'nin komedi ve dram türlerini harmanlayan dizisine konuk olacağı mayısta duyurulmuştu.

Shrinking, Segel'ın canlandırdığı yas içindeki terapist Jimmy'yi takip ediyor. Jimmy, danışanlarına aklından geçenleri olduğu gibi söyleyerek ve mesleki etik kuralları görmezden gelerek sınırları aşmaya başlıyor. Bunun sonucunda hem başkalarının hem de kendi hayatında değişimlere yol açıyor.

Shrinking'in üçüncü sezonu, ilk bölümüyle 28 Ocak'ta Apple TV'de başlayacak. Dizi, 8 Nisan 2026'ya kadar haftalık bölümlerle sürecek.

Independent Türkçe, Entertainment Weekly, Hollywood Reporter, Entertainment Tonight


İzlanda'da Noel arifesinde sıcaklık rekoru kırıldı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

İzlanda'da Noel arifesinde sıcaklık rekoru kırıldı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

İzlanda, doğudaki Seyðisfjörður kasabasında sıcaklıkların 19,8 santigrat derece'ye ulaşmasıyla, kayıtlara geçen en sıcak Noel Arifesini yaşadı. Bu, Kuzey Atlantik'teki ada ülkesi için aralık ayında eşi benzeri görülmemiş bir değer.

Meteoroloji yetkilileri, sıcaklığın 24 Aralık'ta yerel saatle 11.00'de kaydedildiğini ve 2019'da belirlenen önceki aralık ayı rekoru 19,7 santigrat dereceyi aştığını belirtti. İzlanda'da ortalama aralık ayı sıcaklıkları genellikle -1'le 4 santigrat derece arasında değişiyor.

İzlanda Meteoroloji Ofisi, alışılmadık derecede sıcak havanın, tropikal kökenli sıcak ve nemli havanın akışı, güçlü rüzgarlar ve fiyort bölgesindeki yerel arazi etkileriyle birleşmesinden kaynaklandığını söyledi.

Meteorolog Einar Sveinbjörnsson, Facebook'ta başka bir istasyonun 19 santigrat derecenin üzerinde sıcaklık kaydettiğini yazdı.

Bu, gerçeği yansıtmayan bir sıcaklık. Vestdalur'daki fiyordun kuzeyinde yer alan Seyðisfjörður'daki bir başka istasyon, bu akşamın büyük bir bölümünde çalıştı ve maksimum 19,4 derece sıcaklık ölçtü.

Seyðisfjörður'daki ölçüm, İzlanda'da resmi olarak kaydedilen en yüksek aralık ayı sıcaklığı olarak doğrulandı. Benzer şekilde yüksek bir sıcaklık olan 19,7 santigrat derece, Noel arifesinde doğudaki bir başka yerleşim yeri olan Bakkagerði'de de ölçüldü.

Bilim insanları, İzlanda hızla ısındıkça bu tür büyük sıcaklık artışlarının daha sık hale geldiğini söylüyor. Arktik bölge, küresel ortalamanın iki katından fazla ısınıyor ve İzlanda'da son yıllarda tekrar tekrar sıcaklık rekorları kırılıyor.

Bu yıl mayısta, ülkenin büyük bölümü rekor kıran sıcaklıklar yaşadı ve bazı bölgelerde normalin 3 ila 4 santigrat derece üzerinde sıcaklıklar görüldü. İzlanda'nın 20 yıldan fazla süredir çalışan otomatik hava istasyonlarının yüzde 94'ünde sıcaklık rekorları kırıldı ve Egilsstaðir havalimanında 26,6 santigrat dereceyle ulusal rekor kaydedildi.

Küresel ısınma İzlanda'da çevreyi değiştirmeye başladı bile. Bu yıl İzlanda'da ilk kez sivrisinek görüldü. Bilim insanları bu gelişmeyi, ülkeyi böcekler için daha elverişli hale getiren artan sıcaklıklarla ilişkilendiriyor. O zamana kadar İzlanda, Antarktika'yla birlikte, dünyada sivrisinek popülasyonu olmayan sadece iki yerden biriydi.

Ülke genelindeki buzullar da geri çekiliyor; uskumru gibi daha sıcak güney sularında bulunan balık türleriyse İzlanda denizlerinde giderek daha sık tespit ediliyor.

Meteorologlar, rekor kıran sıcaklıkların sıklığı ve yoğunluğunun, fosil yakıtlardan ve diğer insan faaliyetlerinden kaynaklanan sera gazı emisyonlarının yol açtığı uzun vadeli küresel ısınmayla tutarlı olduğunu vurguluyor.

Independent Türkçe


Uzmanlar anlattı: Yeni yıl kararlarını uygulamak için ne yapmalısınız?

Uzmanlar yeni yıl hedeflerini belirlerken gerçekçi davranmayı tavsiye ediyor (Pexels)
Uzmanlar yeni yıl hedeflerini belirlerken gerçekçi davranmayı tavsiye ediyor (Pexels)
TT

Uzmanlar anlattı: Yeni yıl kararlarını uygulamak için ne yapmalısınız?

Uzmanlar yeni yıl hedeflerini belirlerken gerçekçi davranmayı tavsiye ediyor (Pexels)
Uzmanlar yeni yıl hedeflerini belirlerken gerçekçi davranmayı tavsiye ediyor (Pexels)

Yeni bir yıla girerken pek çok kişi 1 Ocak'ı hedeflerine giden yolun başlangıç noktası olarak belirliyor.

Kilo vermek, para biriktirmek, egzersiz yapmak, daha çok kitap okumak gibi çeşit çeşit yeni yıl hedefleri bu günlerde epey heyecan yaratabiliyor.

Ancak çoğu kişi ocak ayının sonunu bile görmeden bu çabalarından vazgeçip diğer yılın son haftalarına kadar bir kenara bırakıyor. 

Elbette bu vazgeçişlerin türlü sebebi olsa da uzmanlar yeni yıl kararlarını uygulamak için ne yapılabileceğine veya başarısızlığa uğrayınca nasıl tepki verilebileceğine dair önerilerini paylaşıyor.

Londra Üniversitesi'nin pazarlama bölümünden Janina Steinmetz, Conversation için kaleme aldığı yazıda başarısızlıklara bizim ve çevremizdekilerin nasıl yaklaştığının önemli olduğuna dikkat çekiyor.

Steinmetz yeni yıl kararlarından, başarısızlıkları daha anlaşılır kılacak ve devam etme motivasyonunu koruyacak şekilde bahsetmek gerektiğini söylüyor.

Örneğin bu hedeflerin gerçekleştirilememesi zaman veya para eksikliğinden kaynaklıyor olabilir. 

Steinmetz'in 2023 tarihli bir araştırmasına göre zamandan çok para eksikliğine odaklanmak daha pozitif bir bakış sunabilir. 

Bu çalışmadaki katılımcılar bu iki sebepten biri nedeniyle başarısızlık yaşayan kişiler hakkında hikayeler okumuştu. Katılımcıların çoğu, başarısızlığı para eksikliğinden kaynaklanan kişinin ileride daha fazla özdenetime sahip olacağını ve hedeflerine ulaşmada daha güvenilir olacağını düşünmüştü.

Steinmetz şöyle açıklıyor:

Bu etki, para eksikliğinin çok kolay kontrol edilemeyen bir şey olarak görülmesinden kaynaklanıyor;  yani başarısızlık bu nedenle yaşandıysa, kişinin bu konuda yapabileceği çok az şey vardı.

Araştırmacı zaman konusundaysa pasif bir tutum sergilemeye karşı uyarıyor. 

Bu yıl ekimde yayımlanan bir çalışmada kişinin, "zaman sahibi olmak" yerine "zaman yaratmak"tan bahsederek kontrol duygusunu geri kazanabileceği gösterilmişti.

Steinmetz bu sayede kişinin yoğun programını yönetebileceğini söyleyerek ekliyor:

Örneğin egzersize zaman ayırmadığınızı söylerseniz bu, gelecekte isterseniz zaman ayırabileceğiniz anlamına gelir.

Araştırmacı ayrıca yapılan aktivitelerden keyif almanın da önemli olduğunu, pek çok kişinin fazla iddialı hedefler koyduğu için yeni yıl kararlarına sadık kalamadığını belirtiyor.

Eski bir pratisyen hekim olan özgüven koçu Dr. Claire Kaye de yeni yıl hedeflerinde gerçekçi davranmanın önemine dikkat çekiyor.

Genellikle belirsiz, gerçek dışı veya çok geniş kapsamlı oldukları için hedeflere ulaşılamadığını ifade ediyor.

Hedefleri "sabit bir noktadan ziyade yön ve deneyime odaklanarak" yazmayı öneren Kaye ekliyor:

Sadece neden kaçmak istediğinizi değil, neyi istediğinizi anladığınızda değişim çok daha sürdürülebilir hale gelir.

Örneğin zayıflama hedefinin "Vücudumda daha enerjik ve rahat hissetmek ve bana bu şekilde hissettirecek şeyleri anlamak istiyorum" şeklinde düşünülmesini öneriyor.

Psikolog Kimberley Wilson da "her zaman" veya "asla" gibi ifadelerden kaçınmak gerektiğini vurguluyor.

BBC'ye konuşan Wilson, insanların bir kere plana uymadığında bütün hedefi çöpe atabildiğini söylüyor.

Ancak bunun yerine kişinin kendini bu tür başarısızlıklara hazırlaması uzun vadeli fayda sağlayabilir. 

Wilson insanların planlarını, "en iyi hallerine" göre oluşturduğunu belirterek ekliyor:

Geç saatlere kadar ayakta kalmaya veya işte zor bir gün geçirmeye hazırlıklı değiller ve o noktada uygulamaya koyacak bir planları yok.

Bu türden günleri sürecin parçası olarak kabul etmek gerektiğini çünkü azim göstermenin, mükemmellikten daha önemli olduğunu söylüyor.

Uzmanlar böyle durumlarda başlamak için sonraki haftayı, ayı veya yılı beklemek yerine her yeni günü taze bir başlangıç saymayı öneriyor.

Independent Türkçe, Conversation, BBC, Journal of Marketing Research, European Journal of Social Psychology