Yeşil duygular, robotlar ve akıllı kartlar, bu yıl ki Hac'da öne çıkan gelişmeler

Hacıların duygulardaki yolculuğuna eşlik eden örnek projeler ve niteliksel girişimler

Kabede sterilizasyon ve su dağıtımı yapan robotlar. (SPA)
Kabede sterilizasyon ve su dağıtımı yapan robotlar. (SPA)
TT

Yeşil duygular, robotlar ve akıllı kartlar, bu yıl ki Hac'da öne çıkan gelişmeler

Kabede sterilizasyon ve su dağıtımı yapan robotlar. (SPA)
Kabede sterilizasyon ve su dağıtımı yapan robotlar. (SPA)

Bir hac mevsiminden diğerine hacılar her yıl Suudi Arabistan'ın hacıların ve ziyaretçilerin yolculuğunu kolaylaştırmak için hayata geçirdiği yeni hizmetlere ve teknolojilere tanık oluyorlar.
Bu istisnai yılda hac ziyareti, Vizyon 2030 çerçevesinde Rahman’ın misafirlerine hizmet programının hedeflerini gerçekleştirilmesi çerçevesinde birçok model projeye ve girişimlere tanık oldu.
Hacılar Mekke-i Mürekerreme’ye akın ederken, Mekke-i Mükerreme ve Kutsal yerlerin geliştirilmesi Kraliyet Komisyonu tarafından denetlenen eş-Şemsi’deki Güvenlik Kontrol Merkezi’nde temsil edilen son projelerle aynı randevuda buluştular. Bu Projede yollardaki kavşak noktalarının ve numaralı kapıların kontrolünü sağlayarak trafiği kolaylaştıran ve Mekke-i Mükerreme’ye gelenlerin bekleme sürelerini azaltan, yolları 6 kulvardan 16 kulvara çıkartmak suretiyle süreyi 45 dakikadan 7 dakikaya indiren akıllı bir sistem.
Diğer taraftan hacıların kutsal mekânlara yolculuğunda onlara görsel bir kimlik kartı eşlik ederken, kutsal mekânlar arasındaki hareketi kolaylıkla organize etmek ve mekânın koordinatlarını hacıların koordinatlarına bağlamak için (yeşil, kırmızı, mavi ve sarı) renkler ile ayırt edilen yollar yapıldı. Ayrıca Hac ve Umre Bakanlığı, engellilerin hac yapmalarını sağlamak da dahil olmak üzere çeşitli girişimler başlattı.
Kutsal mekanların Kraliyet Komisyonu'nun yürütme kolu olan Kadana Şirketi aracılığıyla hayata geçirilen ve kutsal yerlerdeki kamplarının lokasyonu konusunda yeni bir erişim oluşturan model kamp uygulaması da hacıların dikkatini çekti. Mina'da 3800 metrekarelik parçalı bir alanda özel sektörle ortaklaşa olarak çadır, mutfak, yemek ve tuvaletlerin bulunduğu bir proje hayata geçirildi. Bu proje kapsamında, yüksek standartları ve sürdürülebilirlik ile gelişimsel kimliği yapılan tuvaletlerin yanı sıra merkezi bir mutfak kurulmuştur.
Kraliyet Komisyonu ayrıca çevreyi güzelleştirme, araziyi ve doğayı aşırı tahribattan koruma bağlamında 260 ton organik ve katı atığı arıtma hedefiyle, Yeşil Suudi Arabistan Girişimi ile uyumlu ve özel sektörle ortaklaşa "Yeşil Duygular" girişimini başlattı.
Aynı şekilde tonlara ulaşan kullanılmış ihram parçalarından meydana gelen katı atıkların ayrıştırılarak yeni ürünlerin üretimine dönüştürülmesini hedefleyen ihram girişimi ile kutsal mekanlarda hacılar ve işçiler için 90 bin sterilizatör ve kişisel hijyen kiti dağıtmayı amaçlayan “Tahara” girişimi başlatıldı.
Tümü, hacıların ibadetlerini akıllı ritüel kartı da dahil olmak üzere entegre bir sistem üzerinden gerçekleştirmelerini kolaylaştırmayı amaçlayan uygulamalara ve elektronik programlara yapay zeka ile çalışan robotlarla, Nisk adı verilen hacı için akıllı bileklik projesi ve hacıları eğitmek ve yönlendirmek için akıllı cihazlar için uygulamalardan oluşuyor. Nemre Camii'nde Wi-Fi hizmetinin başlatılması, kutsal mekanların camilerinde interaktif ekranlar projesi ve fıkhi sorulara uzaktan cevap veren otomatik rehber” hizmeti, Vizyon 2030'a ayak uyduran elektronik hizmetler aracılığıyla farklılığı sağlamak için “Hizmetler Gözetim” girişimine ve “Al Tafvic” programına da katıldı.
Ayrıca Hac ve Umre Hayır Kurumu ile yapılan bir anlaşma ile Hac sırasında ilk kez “İsra el-Hac” sergileri gerçekleştirildi.
Proje kapsamında bu yılki hac mevsimi hacıların tercihleri ve ihtiyaçları doğrultusunda kutsal mekanlarda önceden paketlenmiş yemekler hacılara sunuldu. Gıda güvenliği için onaylanmış standartların uygulanmasıyla yüksek kalitede yakalanırken, depolama sürecinde de üst düzey gerekliliklere ve kontrollere tabi tutulmuştur.



"Esrarengiz" kehribarda 116 milyon yıllık tsunaminin izleri keşfedildi

Japonya'nın Minamisoma kıyılarına 2011'de tsunami dalgaları vurmuştu (AFP)
Japonya'nın Minamisoma kıyılarına 2011'de tsunami dalgaları vurmuştu (AFP)
TT

"Esrarengiz" kehribarda 116 milyon yıllık tsunaminin izleri keşfedildi

Japonya'nın Minamisoma kıyılarına 2011'de tsunami dalgaları vurmuştu (AFP)
Japonya'nın Minamisoma kıyılarına 2011'de tsunami dalgaları vurmuştu (AFP)

Rachel Clun 

Bilim insanları 116 milyon yıllık bir tsunaminin kanıtını bir kehribar içinde bulduklarını ve bunun muhtemelen bu doğa olayına dair en eski kayıt olduğunu düşünüyor.

Japonya'nın kuzeyindeki Hokkaido Adası'nda derin deniz tortularını inceleyen araştırmacılar Aya Kubota, Yusuke Takeda, Keewook Yi, Shin-ichi Sano ve Yasuhiro Iba, erken Kretase dönemine ait tortularda 114 ila 116 milyon yıl öncesine tarihlenen "olağanüstü zengin kehribar konsantrasyonları" keşfetti.

Nature'ın Scientific Reports'unda yayımlanan bulgulara ilişkin raporda araştırmacılar, kehribarın bir veya daha fazla tsunami tarafından okyanusa sürüklenerek havayla çok az temas etmiş olabileceğini öne sürüyor.

Fosilleşmiş ağaç reçinesi olan kehribar, nispeten hızlı kuruyan bir madde. Araştırmacılar, kehribarın havaya maruz kaldığında genellikle bir hafta gibi kısa bir sürede katılaştığını söylüyor.

Ancak araştırmacıların incelediği tortularda, "belirgin şekilde deforme olmuş" kehribar birikintileri bulundu. Bazıları reçinenin akan su tarafından değiştirildiğini gösteren, alev yapıları denen bir şekilde deforme olmuşken, diğerleri yumuşak reçinenin "akarak deniz tabanına kıvamlı bir şekilde yayıldığına" işaret eden düz kehribar şeritlere sahipti.
 

Araştırmacılar, eski okyanus tortularını inceleyerek tsunamiye dair olası kanıtlar buldu (Aya Kubota/Yusuke Takeda/Keewook Yi/Shin-ichi Sano/Yasuhiro Iba)Araştırmacılar, eski okyanus tortularını inceleyerek tsunamiye dair olası kanıtlar buldu (Aya Kubota/Yusuke Takeda/Keewook Yi/Shin-ichi Sano/Yasuhiro Iba)

Araştırmacılar, "Bu esrarengiz kehribarın derin deniz ortamında bulunmasının en muhtemel nedeni, büyük çaplı tsunamiler" diyor.

Bu reçine deformasyonlarının su altında meydana gelmesi, ormandan pelajik deniz tabanına doğrudan taşındıklarını ima ediyor. Karadan okyanusa bu kadar hızlı ve doğrudan bir taşıma, bir tsunamiyle tetiklenmiş olabilir.

Araştırmacılar, antik tortulardaki diğer kanıtların da bu teoriyi desteklediğini belirtiyor. Bunlar arasında, karadan gelen büyük miktarda bitki kalıntıları ve büyük dalgaların sürüklediği odun parçaları da vardı ve bunların çok az çürüme izi taşıması, açık okyanusa "hızla taşındıklarına" işaret ediyor.

Makalede, "Kiltaşındaki kütüklerin varlığı, çok sayıda odunun bulanık akıntılarla taşınmak yerine kopup sürüklenerek pelajik deniz tabanına battığını gösteriyor" ifadeleri kullanılıyor.

Bilim insanları açık okyanuslardaki diğer tortuların, büyük ölçekli eski tsunamiler veya benzer olaylar hakkında daha fazla kanıt sağlayabileceğini öne sürüyor.

Araştırmacılar, Holosen döneminden, yani yaklaşık 4 bin 200 yıl öncesinden daha eski bir tarihten kalma tsunami tortularının normalde tespit edilmediğini ve bunun da kısmen, yol açtıkları geniş çaplı yıkımdan geriye net belirtilerin kalmamasından kaynaklandığını söylüyor.

Independent Türkçe,independent.co.uk/news