Avustralya, önlemlere rağmen vaka sayılarında sıçramaya tanık oluyor

Avustralya, önlemlere rağmen vaka sayılarında sıçramaya tanık oluyor
TT

Avustralya, önlemlere rağmen vaka sayılarında sıçramaya tanık oluyor

Avustralya, önlemlere rağmen vaka sayılarında sıçramaya tanık oluyor

Avustralya’nın en büyük iki eyaleti, dün (Çarşamba) yeni tip koronavirüs (Kovid-19) vakalarında keskin bir artışa tanık oldu. Bu durum, ülke nüfusunun yarısından fazlası evde kalma emirlerine tabiyken, kapanma kısıtlamalarının kaldırılmasına yönelik umutlara darbe indirdi.
Reuters haber ajansının haberine göre, Avustralya’nın en kalabalık şehri olan Sidney’i de içeren Yeni Güney Galler eyaleti salı günü 78 vaka kaydederken, dün 110 yeni vaka kaydedildi.
Sidney ve çevresi, oldukça bulaşıcı olan Delta varyantı salgınını kontrol altına almak için yaklaşık 4 haftadır tam izolasyon önlemlerine tabi tutuluyor. Victoria eyaletinde salı günü vaka sayısı 9 iken, dün 22 yeni vaka kaydedildi. Bu, salgın dalgasının başlamasından bu yana en büyük artış oldu.
Yeni Güney Galler Eyalet Başbakanı Gladys Berejiklian, televizyonda yayınlanan basın toplantısında, “Birkaç hafta önce kapanma kısıtlamalarını uygulamamış olsaydık, bugün gördüğümüz 110 vaka şüphesiz binlerce olacaktı. Ancak daha ciddi bir şekilde çalışmamız gerekiyor ve elbette hepimiz hazırlıklı olmalıyız.” ifadelerini kullandı.
Koronavirüsü pandemisinin ortaya çıkmasından bir buçuk yıl sonra, yaklaşık 13 milyon Avustralyalı sert kapanma önlemlerine tabi tutulurken, bu durum yavaş aşılama programı nedeniyle popülaritesinin son bir yıldaki en düşük seviyesine düştüğü görülen federal hükümet üzerindeki baskıyı artırıyor. Ülkede nüfusun yüzde 11’inden biraz fazlası aşılandı. Avustralya, koronavirüs vakalarını diğer birçok gelişmiş ekonomiye kıyasla nispeten düşük bir oranda tutmayı başararak sadece 32 bin 100 vaka ve 915 can kaybı kaydetti.
 



ABD elçisi Tom Barrack Lübnan konusunda konuştu: Trump'ın sabrının da bir sınırı var

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
TT

ABD elçisi Tom Barrack Lübnan konusunda konuştu: Trump'ın sabrının da bir sınırı var

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Lübnan'da kendi ifadesiyle ‘Başkan Trump'ın sabrına bağlı’ sınırlı bir zaman dilimi olduğunu vurguladı.

Barrack, New York'ta düzenlediği ve Şarku’l Avsat'ın da davet edildiği basın toplantısında şunları söyledi: “Trump sabrıyla tanınsa da bu sabır sınırsız değil. Lübnan'ı çok seviyor ve belki de Dwight Eisenhower'dan bu yana hiçbir ABD başkanı bu sevgiyi göstermemiştir. Bu ülkeye yönelik samimi takdirlerini ifade etti. Ancak Lübnanlılar harekete geçmeli. Bu fırsatı değerlendirmek zorundalar. Aramızda bir etkileşim var, bu nedenle zaman zaman biraz hayal kırıklığına uğrasam da iyimserim.”

Hizbullah'ın silahları konusunda Barrack, kabine içinde ve üç başkan (Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Meclis Başkanı) arasında bir uzlaşmaya varılırsa ve Hizbullah ağır silahlarını yavaş yavaş bırakmayı kabul ederse bunun bir başlangıç olacağını söyledi. Barrack sözlerini şöyle sürdürdü: “Lübnan'da herkes hafif silahlar taşıyor ama burada söz konusu olan İsrail'i etkileyebilecek silahlar. Bu desteklenmesi gereken bir süreç ve Lübnan ordusunun silah toplama işini yapabilmesi için güçlendirilmesi gerekiyor. Sorun şu ki orduya bir süredir ödeme yapılmıyor ve bu da engellerden biri. Tüm bu unsurların aynı anda gerçekleşmesi gerekiyor. Lübnanlılar arasında büyük saygı gören Lübnan ordusunun silahların nasıl iade edileceği ve bir iç savaşa yol açmadan nasıl toplanacağı konusunda Hizbullah ile yumuşak bir müzakere yürütmesi için güçlendirilmesi lazım. Çünkü bu silahlar yeraltı garajlarında, mahzenlerde ve evlerin altında saklanıyor.”

Barrack, Lübnan hükümetinin Hizbullah'ın silahlarıyla ilgili olarak gecikmesinin sebebinin iç savaş korkusu olduğuna inanıyor.

ABD elçisi, Suriye ile İsrail arasındaki herhangi bir normalleşmenin doğal olarak Lübnan, İsrail, Irak ve nihayetinde İsrail arasında da normalleşmeyi gerektireceğini belirtti. Barrack, “Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, İsrail'in düşman olmadığını ve mevcut sorunlara çözüm bulmak için İsrail'le görüşmeye ve müzakereye açık olduğunu söylerken tutumunda netti. Bu süreç diğer komşu ülkelerde olduğu gibi kademeli adımlarla başlayacak” ifadelerini kullandı.

Barrack, “Başkan Trump'ın İran'ın bombalanmasına verdiği destek gibi attığı cesur adımlar kısa vadeli de olsa bir fırsatı temsil ediyor. Çünkü İran, Hamas, Hizbullah ve Husiler şu anda geçici bir geri çekilme durumunda. Geri kalan ülkelerin kendilerini yeniden tanımlama şansı var” dedi ve kararın kendilerine bağlı olduğunu vurguladı. Barrack, “Bu adımların zaten atılmakta olduğuna ve herkesin bu yönde ilerlemek için sorumlulukla hareket ettiğine inanıyorum” diyerek sözlerini noktaladı.