Bilim insanları ilk kez bir şempanze sürüsünün goril öldürdüğünü gözlemledi

Bilim insanları ilk kez bir şempanze sürüsünün goril öldürdüğünü gözlemledi
TT

Bilim insanları ilk kez bir şempanze sürüsünün goril öldürdüğünü gözlemledi

Bilim insanları ilk kez bir şempanze sürüsünün goril öldürdüğünü gözlemledi

Bilim insanları, yaban hayatında ilk kez şempanzelerin goril öldürdüğünü gözlemledi.
Almanya'daki Osnabrück Üniversitesi ve Max Planck Evrimsel Antropoloji Enstitüsü'nden araştırmacılar, çalışmayı Gabon'da şempanze ve gorillerin bir arada yaşadığı Loango Ulusal Parkı'nda düzenledi. 
Araştırmacılar 45 şempanzeyi grup oluşturma, sosyal ilişki kurma, komşu gruplarla iletişim kurma, avlanma davranışı ve araç gereç kullanımı gibi alanlara odaklanarak incelendi.
Osnabrück Üniversitesi'nden bilişsel psikoloji alanında çalışan Simone Pika, "Genelde her iki türün de ağaçlarda yemek toplarken birbirlerine barışçıl şekilde yaklaştığını gözlemledik" dedi.
Şempanzelerin bir grup oluşturarak gorillere ölümcül bir saldırı düzenlediği daha önce hiç görülmemişti. Ancak bu durum 2019'da yaşanan bir olayla değişti. 
Araştırmanın başyazarı Lara Southern, iki tür arasında gerçekleşenleri şöyle anlattı: 
"İlk başta şempanzelerin çığlık attıklarını duyduk ve birbirlerine komşu olarak yaşayan şempanze topluluklarının sıradan şekilde etkileşime geçtiğini düşündük. Fakat daha sonra gorillere has göğüs dövme seslerini duyunca, şempanzelerin 5 gorilden oluşan bir grupla karşı karşıya geldiğini fark ettik."
Yaklaşık 55 dakika süren olayda bilim insanları şempanzelerin kendi aralarında gruplar oluşturarak gorillere saldırdığını gözlemledi. 
İki gümüş sırtlı goril ve yetişkin dişi goriller kendilerini ve çocuklarını korumayı başarırken, şempanzeler iki goril yavrusunu annelerinden aldı ve öldürdü. 
Max Planck Evrimsel Antropoloji Enstitüsü'nden Tobias Deschner, "İncelemelerimiz, şempanzelerin burada bulunmasının gorillerin hayatını tehdit edebileceğine dair ilk kanıtı sağladı. Şimdi bu şaşırtıcı derecede saldırgan etkileşimleri neyin tetiklediğini araştırmak istiyoruz" dedi.
Araştırmacılar, bunun iki grup arasında yemek bulmak için yaşanan bir mücadeleyle ilgili olabileceğini ifade etti. 
Bilim insanları ayrıca iklim değişikliğinin etkileri nedeniyle ormandaki kaynakların daha seyrek hale gelmesinin de yaşananlar üzerinde etkisi olabileceğini belirtti. 
Independent Türkçe, Phys.org, Sky News



"Esrarengiz" kehribarda 116 milyon yıllık tsunaminin izleri keşfedildi

Japonya'nın Minamisoma kıyılarına 2011'de tsunami dalgaları vurmuştu (AFP)
Japonya'nın Minamisoma kıyılarına 2011'de tsunami dalgaları vurmuştu (AFP)
TT

"Esrarengiz" kehribarda 116 milyon yıllık tsunaminin izleri keşfedildi

Japonya'nın Minamisoma kıyılarına 2011'de tsunami dalgaları vurmuştu (AFP)
Japonya'nın Minamisoma kıyılarına 2011'de tsunami dalgaları vurmuştu (AFP)

Rachel Clun 

Bilim insanları 116 milyon yıllık bir tsunaminin kanıtını bir kehribar içinde bulduklarını ve bunun muhtemelen bu doğa olayına dair en eski kayıt olduğunu düşünüyor.

Japonya'nın kuzeyindeki Hokkaido Adası'nda derin deniz tortularını inceleyen araştırmacılar Aya Kubota, Yusuke Takeda, Keewook Yi, Shin-ichi Sano ve Yasuhiro Iba, erken Kretase dönemine ait tortularda 114 ila 116 milyon yıl öncesine tarihlenen "olağanüstü zengin kehribar konsantrasyonları" keşfetti.

Nature'ın Scientific Reports'unda yayımlanan bulgulara ilişkin raporda araştırmacılar, kehribarın bir veya daha fazla tsunami tarafından okyanusa sürüklenerek havayla çok az temas etmiş olabileceğini öne sürüyor.

Fosilleşmiş ağaç reçinesi olan kehribar, nispeten hızlı kuruyan bir madde. Araştırmacılar, kehribarın havaya maruz kaldığında genellikle bir hafta gibi kısa bir sürede katılaştığını söylüyor.

Ancak araştırmacıların incelediği tortularda, "belirgin şekilde deforme olmuş" kehribar birikintileri bulundu. Bazıları reçinenin akan su tarafından değiştirildiğini gösteren, alev yapıları denen bir şekilde deforme olmuşken, diğerleri yumuşak reçinenin "akarak deniz tabanına kıvamlı bir şekilde yayıldığına" işaret eden düz kehribar şeritlere sahipti.
 

Araştırmacılar, eski okyanus tortularını inceleyerek tsunamiye dair olası kanıtlar buldu (Aya Kubota/Yusuke Takeda/Keewook Yi/Shin-ichi Sano/Yasuhiro Iba)Araştırmacılar, eski okyanus tortularını inceleyerek tsunamiye dair olası kanıtlar buldu (Aya Kubota/Yusuke Takeda/Keewook Yi/Shin-ichi Sano/Yasuhiro Iba)

Araştırmacılar, "Bu esrarengiz kehribarın derin deniz ortamında bulunmasının en muhtemel nedeni, büyük çaplı tsunamiler" diyor.

Bu reçine deformasyonlarının su altında meydana gelmesi, ormandan pelajik deniz tabanına doğrudan taşındıklarını ima ediyor. Karadan okyanusa bu kadar hızlı ve doğrudan bir taşıma, bir tsunamiyle tetiklenmiş olabilir.

Araştırmacılar, antik tortulardaki diğer kanıtların da bu teoriyi desteklediğini belirtiyor. Bunlar arasında, karadan gelen büyük miktarda bitki kalıntıları ve büyük dalgaların sürüklediği odun parçaları da vardı ve bunların çok az çürüme izi taşıması, açık okyanusa "hızla taşındıklarına" işaret ediyor.

Makalede, "Kiltaşındaki kütüklerin varlığı, çok sayıda odunun bulanık akıntılarla taşınmak yerine kopup sürüklenerek pelajik deniz tabanına battığını gösteriyor" ifadeleri kullanılıyor.

Bilim insanları açık okyanuslardaki diğer tortuların, büyük ölçekli eski tsunamiler veya benzer olaylar hakkında daha fazla kanıt sağlayabileceğini öne sürüyor.

Araştırmacılar, Holosen döneminden, yani yaklaşık 4 bin 200 yıl öncesinden daha eski bir tarihten kalma tsunami tortularının normalde tespit edilmediğini ve bunun da kısmen, yol açtıkları geniş çaplı yıkımdan geriye net belirtilerin kalmamasından kaynaklandığını söylüyor.

Independent Türkçe,independent.co.uk/news