Gardiyanları esir alan mahkumlar, fidye olarak 20 tane pizza istedi

Özel timden ekipler, herhangi bir acil müdahale durumu için hapishanenin dışında hazır şekilde bekledi. (AFP)
Özel timden ekipler, herhangi bir acil müdahale durumu için hapishanenin dışında hazır şekilde bekledi. (AFP)
TT

Gardiyanları esir alan mahkumlar, fidye olarak 20 tane pizza istedi

Özel timden ekipler, herhangi bir acil müdahale durumu için hapishanenin dışında hazır şekilde bekledi. (AFP)
Özel timden ekipler, herhangi bir acil müdahale durumu için hapishanenin dışında hazır şekilde bekledi. (AFP)

İsveç'teki bir hapishanede iki mahkum, iki gardiyanı esir aldı ve fidye olarak pizza istedi.
Eskilstuna bölgesindeki Hallby Hapishanesi'nde çarşamba günü Haned Mahabed Abdullahi ve Isak Dewit, saat 12.30 civarında sadece gardiyanlara ayrılmış özel alana gizlice girerek iki kişiyi esir aldı. 
24 yaşındaki Abdullahi ve 30 yaşındaki Dewit, cinayetten hüküm giymişti. 
Başkent Stockholm'ün yaklaşık 110 kilometre uzağındaki hapishanede çalışan yetkililerden Torkel Omnell, yaşananları öğrenir öğrenmez hızlıca bir arabulucu gönderdiklerini söyledi. 
Yerel medyada yer alan haberlere göre üzerlerinde jilet taşıyan mahkumlar, esir aldıkları gardiyanları bırakmak için iki talepte bulundu.
Mahkumlar kaçabilmek için önce bir helikopter istedi. Fakat arabulucuyla görüşmelerinde helikopter alamayacaklarını fark eden mahkumlar, bunun yerine kendileri ve içerideki arkadaşları için 20 tane pizza getirilmesini talep etti.
Hapishane sözcüsü Stina Lyles, saat 16.30'da pizza siparişlerinin getirildiğini ve mahkumlara dağıtıldığını söyledi. 
Saat 21.30 civarında da mahkumlar gardiyanları serbest bıraktı.
Tüm olay yaklaşık 9 saat sürerken, iki mahkum da polis tarafından sorguya alındı.
Öte yandan Lyles, iki gardiyanın da "yaralanmadığını ve güvenlice ailelerine kavuştuğunu" söyleyerek, olayda herhangi bir can kaybı ya da maddi zarar yaşanmadığını ifade etti.
Independent Türkçe, France 24, Insider



ABD'deki en eski mezar taşının sırrı çözüldü

Bilim insanları, Amerika'daki en eski mezar taşının büyük ihtimalle Belçika'dan geldiğini düşünüyor (International Journal of Historical Archaeology)
Bilim insanları, Amerika'daki en eski mezar taşının büyük ihtimalle Belçika'dan geldiğini düşünüyor (International Journal of Historical Archaeology)
TT

ABD'deki en eski mezar taşının sırrı çözüldü

Bilim insanları, Amerika'daki en eski mezar taşının büyük ihtimalle Belçika'dan geldiğini düşünüyor (International Journal of Historical Archaeology)
Bilim insanları, Amerika'daki en eski mezar taşının büyük ihtimalle Belçika'dan geldiğini düşünüyor (International Journal of Historical Archaeology)

Amerika'daki kolonilerle bağlantılı ticaret rotalarına daha fazla ışık tutan yeni bir çalışma, ABD'de bilinen en eski mezar taşının İngiliz bir şövalyeye ait olduğunu ve muhtemelen Belçika'dan geldiğini ileri sürdü.

Arkeologlar, mezar taşının bir şövalyeye ait olduğunu ve 1627'de Amerika'daki ilk kalıcı İngiliz yerleşim yeri olan Virginia eyaletinin Jamestown kentine yerleştirildiğini biliyordu. Ancak siyah kireçtaşından yapılan levhanın Avrupa'nın tam olarak neresinden geldiği net değildi.

Yakın zamanda International Journal of Historical Archeology isimli akademik dergide yayımlanan çalışma, mezar taşının oyma ve kakmalarını inceleyerek kökeninin izini sürdü.

Bilim insanları, mezar taşında bir zamanlar muhtemelen bir kalkan, açılmış bir parşömen ve zırhlı bir adam tasvirinin pirinç kakmalarını barındıran, oyulmuş bir girinti olduğunu tespit etti.

Tarihi kayıtlar, 17. yüzyılda Jamestown'da, 1618'de Sör Thomas West ve Sör George Yeardley olmak üzere iki şövalyenin hayatını kaybettiğine işaret ediyor.

Sör Yeardley'nin üvey torunu, 1680'lerde kendisi için siyah kireçtaşındakiyle aynı yazıtlara sahip bir mezar taşı sipariş etmişti.

Araştırmacılar bu sebeple, 1627'den kalan mezar taşının Sör George Yeardley'ye ait olduğundan şüphelendi.

1588'de İngiltere, Southwark'ta doğan Sör Yeardley, Bermuda yakınlarında bir gemi kazasından sağ çıkarak 1610'da Jamestown'a gelmişti.

Sör Yeardley 1617'de İngiltere'ye döndüğünde, I. James onu şövalye ilan etmişti. Sör Yeardley, 1621'de Jamestown'a dönmüş ve 1627'de orada hayatını kaybetmişti.

Bilim insanları, mezar taşından parçalar inceledi ve birçoğu Kuzey Amerika'da olmayan küçük fosil mikroplar tespit etti. Araştırmacılar, mikrop fosillerinin günümüzde Belçika ve İrlanda'yı oluşturan bölgelerde birlikte bulunduğunu söyledi.  

Mezar taşının kaynağını daha da daraltarak, o dönemde bu tür kireçtaşlarının en yaygın kaynağı olduğu bilinen Belçika'yla sınırlandırdılar.

Bilim insanları "Bu nedenle, şövalyenin mezar taşı Avrupa'dan ithal edilmiş olmalı. Tarihi kanıt Belçika'ya işaret ediyor, oradan gemiyle Londra'ya ve Jamestown'a taşınmış" diye yazdı.

Mezar taşının Belçika'da taş ocağından çıkarılıp kesildiğini, Maas Nehri'nden Manş Denizi'ni geçerek Londra'ya taşındığını, burada oyulduğunu ve pirinç kakmaların yerleştirildiğini, sonrasında da Jamestown'a gönderildiğini tahmin ediyoruz.

Bulgular, koloni döneminde Avrupa ve Jamestown'ı birbirine bağlayan ticaret ağlarının kapsamını gösteriyor.

öıüaoçzd
Virginia'daki Jamestown kazı alanı (Marcus Key et al International Journal of Historical Archaeology)

Çalışmada, bu simsiyah taşların o dönemde Avrupa'da "en çok rağbet gören ve en pahalı" taşlar olduğu belirtiliyor.  

Araştırmacılar "Londra'da yaşadıktan sonra Virginia'ya gelen başarılı sömürgeciler, son İngiliz modalarından haberdar olur ve bunları kolonilerde taklit etmeye çalışırdı" dedi.

Bulgular, ilk Amerikan kolonilerinin en zorlu dönemlerinde bile bazı sömürgecilerin kendilerini anmak için ne kadar çaba sarf edebildiğini gösteriyor.

Independent Türkçe