Yemen hükümetinin ekonomik önlemleri başarılı olacak mı?

Yemen Merkez Bankası köklü reformlar gerçekleştirme ve bankaların performansını denetleme sözü verdi.

Aden'deki bir döviz bürosu. (AFP)
Aden'deki bir döviz bürosu. (AFP)
TT

Yemen hükümetinin ekonomik önlemleri başarılı olacak mı?

Aden'deki bir döviz bürosu. (AFP)
Aden'deki bir döviz bürosu. (AFP)

Yemen riyali birkaç gün önce yabancı para birimlerine karşı en düşük seviyesii görürken hükümetin kontrolü altındaki bölgelerde bir ABD doları 1007 riyale kadar yükseldi. Yemenliler, Husi milisleri tarafından dayatılan bankacılık uygulamalarının sona erdirmenin yanı sıra para biriminin hızlanan düşüşünü durdurmak için ekonomi üzerindeki kontrolü yeniden sağlama konusunda hükümete ve Merkez Bankası’na güveniyorlar. 
Yemenli gözlemciler, meşru hükümetin petrol ihracatını geliştirmeden, devletin kamu hazine kaynaklarını iyileştirmeden ve uluslararası ekonomik destek almadan ekonomik durumu yeniden kontrol edemeyeceği görüşündeler. Ayrıca hükümetin, özellikle başta güney valilikler olmak üzere kurtarılmış bölgelerde hükümet kurumları arasındaki mevcut siyasi anlaşmazlığın sona erdirmesi gerektiğini vurguluyorlar.
Ekonomistler hükümetin ve Aden'deki Merkez Bankası’nın, rezerv para arzı ve talebi dengeleyecek önlemler alma açısından zayıf performansını eleştiriyor. Ülkede Başbakan’ın bir dizi bakanla birlikte ülke dışında yaşaması ve güvenlik endişeleri ve Riyad Anlaşması'nın güvenlik ve askeri maddelerinin uygulanmaması nedeniyle Aden'e dönemedikleri için mevcut durumun gerçek nedenin güneydeki eyaletlerde hükümet bileşenleri arasındaki çatışmadan kaynaklandığını öne sürenler de var.
Aden Merkez Bankası görevleri tamamlama ve ekonomi üzerindeki rolünü uygun bir şekilde etkinleştirmede önemli adımlar atma sözü verdi. 
Yemen Enformasyon ve Bankacılık Kültürü Merkezi'nden yapılan açıklamaya göre Aden’deki Merkez Bankası uluslararası ortaklar tarafından sağlanan teknik destek programı kapsamında, uzmanların yardımıyla bazı eksiklikleri gidermek için reformlar yapacak. Ayrıca bunlara, ödeme sistemini etkinleştirmek için gerekenleri tamamlamanın yanı sıra daha yüksek bir yönetişim komitesinin ve uyum ile risk yönetimi departmanlar oluşturulmasını da kapsayan temel yapısal hamleler eşlik edecek. Bankaya göre tamamı profesyonel ve ileri düzeyde bankacılık ve idari kontrol görevlerini yürütecek olan sistemler, iç ve dış düzeyde temsil ettikleri önem doğrultusunda ön plana çıkacak.
Banka yaptığı açıklamada, Merkez Bankası'nın talimatlarına uymayan, faaliyetlerini denetlemek için veri ve kabiliyetine erişimini engelleyen bankalara karşı sıkı tedbirler almayı amaçladığını vurguladı. Bankaların denetimine ve bankacılık işlemlerine büyük özen gösterileceği sözü verdi. Aynı durumun borsa şirket ve kuruluşları için de geçerli olacağı belirtilen açıklamada söz konusu kurumların tüm yasal gerekliliklere uymakla yükümlü olacakları ve operasyonlarının gelişmiş denetim plan ve mekanizmalarına göre, Merkez Bankası'na yeni katılan çalışanlardan oluşan seçkin bir ekip tarafından inceleme ve denetime tabi olacağı kaydedildi. 
Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Şekib el-Hubeyşi, yerel para biriminin değerindeki son ciddi düşüşe ilişkin yaptığı açıklamada, bunun başta döviz piyasasında yasa dışı spekülasyon olmak üzere birbiriyle bağlantılı birçok nedenden kaynaklandığını söyledi. Hubeyşi, hükümetin net ve istikrarlı maliye politikaları benimsemesini engelleyen kriz koşulları ve ülkedeki istikrarsızlık nedeniyle, Merkez Bankası'nın uyguladığı para politikalarının başarıya ulaşmasının mümkün olmadığını vurguladı.
Hubeyşi’nin açıklamalarına göre petrol türevlerinin rastgele bir biçimde ithalatı, döviz üzerinde ani talep ve spekülasyon yaratması nedeniyle olumsuz bir rol oynuyor. Bu nedenle düzensiz bir döviz talebi oluşuyor.
Banka, defalarca akaryakıt ithalatına ilişkin kontrollerin olması gerektiği çağrısında bulunduğunu belirttiği açıklamasında Merkez Bankası’nın bu kontrolleri belirlemeye dahil edilmesinin ve uygulamaları izlemesini sağlamanın önemini vurguladı.
Banka, döviz arz ve talebini düzenlemek amacıyla aldığı son kararlarda Merkez Bankası'nda ödeme sistemleri geliştirme konusunda uzmanlaşmış uluslararası uzmanlar tarafından sunulan bir ulusal ödemeler komitesi kurma projesini onayladığını duyurdu. Ayrıca bileşenleri, uygulama yöntemleri ve çalışma mekanizmaları hakkında da yakın zamanda bir karar verileceği kaydedildi.
Hubeyşi, pazardaki bölünme ve meşru otoritenin kontrolü altındaki bölgelerdeki Yemen para birimi ile Husi milislerinin elindeki alanlardaki döviz kurundaki fark konusuna ilişkin yaptığı açıklamada, Yemen pazarının ve para biriminin tek olduğunu vurguladı. Hubeyşi, “Para basma ve şeklini ve değerini belirleme yetkisi yasal olarak sadece Yemen Merkez Bankası'na ve meşru hükümete aittir” ifadesini kullandı.
Bankanın yönetim kurulunun son zamanlarda söz konusu bölgelerde Yemen para biriminin fiyatlarındaki bozulmalar ile karşı karşıya kaldığına işaret eden Hubeyşi, piyasanın ve para biriminin birliğini ve tüm bölgelerdeki değerini korumak için fiyat bozulmalarını ortadan kaldırmak üzere ciddi bir iyileştirme politikası uygulama kararı aldığı kaydedildi.  
Yemen Bankası Başkan Yardımcısı, kamu çalışanlarının maaşlarının dağıtılması ve ödemelerinin düzensizliği konusunda yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“Maaşlar da dahil tüm devlet harcamalarının ödenmemesinden bankayı sorumlu tutmak doğru değil. Banka devletin genel gelirlerinden kendisine sağlananlar kadarını ödüyor. Bazı devlet gelir kurumlarının Merkez Bankası'na eşdeğerini sağlamaktan kaçınması durumunda gerekli devlet ödemelerinin yapılamaması doğal bir durum.”
Husi karşıtı güçler arasındaki siyasi farklılıkların şiddetlendirdiği zayıf ekonomik performansın yanı sıra Husi milislerin basılı para biriminin Merkez Bankası aracılığıyla yeni baskısının dolaşımını engellemesi de Yemen ekonomisinin çöküşüne katkıda bulundu. Ayrıca Husiler, ülke içindeki havalelere transfer ücretleri getirmenin yanı sıra hükümet kontrolündeki alanlardan sağlam (rezerv) para birimleri satın alınmasını ve grup yararına toplanmasını dayatıyor.
Yemen hükümeti Merkez Bankası’nı yıllar önce Aden'e taşımış olsa da bankaların çoğunun merkezlerinin Sana'da bulunması, darbecilerin kıskacı altında kalmasına ve grubun zor kullanarak kontrol ettiği paralel bir bankacılık sistemini dayatmasına olanak sağladı.
Yemen riyali, geçtiğimiz yıllarda Aden'de Merkez Bankası'nda bulunan Suudi Arabistan’ın milyar dolarlık mevduatının varlığı sayesinde kısmen değerini korudu. Ancak bu dövizin büyük bir kısmının temel emtia ithalatı lehine azalması, kaynaklar ve sıkı bir para politikasının olmaması son dönemde yaşanan bozulmaya katkıda bulundu.



"Gazze'nin Geleceği" Hamas ile Arap Birliği arasında tartışma yarattı

srail'in Gazze Şeridi'ndeki askeri operasyonları sırasında Nuseyrat ve Bureyc mülteci kamplarında yaşayanların tahliyesi (AP)
srail'in Gazze Şeridi'ndeki askeri operasyonları sırasında Nuseyrat ve Bureyc mülteci kamplarında yaşayanların tahliyesi (AP)
TT

"Gazze'nin Geleceği" Hamas ile Arap Birliği arasında tartışma yarattı

srail'in Gazze Şeridi'ndeki askeri operasyonları sırasında Nuseyrat ve Bureyc mülteci kamplarında yaşayanların tahliyesi (AP)
srail'in Gazze Şeridi'ndeki askeri operasyonları sırasında Nuseyrat ve Bureyc mülteci kamplarında yaşayanların tahliyesi (AP)

Savaşın bitmesinin ertesi günü hakkında Arap Birliği ile Hamas arasında Gazze Şeridi'nin geleceğine ilişkin bir anlaşmazlık patlak verdi. “Birlik’ten üst düzey bir yetkili ’Filistin halkının çıkarının (Hamas'ın) Şerit'teki sahneyi terk etmesini gerektirdiğini” düşünürken, hareket bunu şiddetle reddetti; iki eski diplomat ise Şarku’l Avsat'a “bunun ifadelerin ve açıklamaların yorumlanmasına ilişkin bir anlaşmazlık olduğunu ve Arap pozisyonunu ya da Gazze'nin geleceğine ilişkin devam eden müzakereleri etkileyecek şekilde genişlemeyeceğini” vurguladı.

Birkaç gün önce Arap Birliği Genel Sekreter Yardımcısı Büyükelçi Hüsam Zeki, Mısır'da yerel bir televizyon kanalında “Filistin'in çıkarları (Hamas'ın) sahneyi terk etmesini gerektiriyor” dedi.

Ancak Hamas sözcüsü Hazım Kasım dün bir açıklama yaparak, hareketin Zeki'nin açıklamalarına “şaşırdığını” söyledi ve “(Hamas) Gazze Şeridi'nin yönetimine ilişkin siyasi ve idari yaklaşımların formüle edilmesinde, özellikle Mısır'daki kardeşlerimizle yapılan çok sayıda diyalogda, ulusal uzlaşı hükümeti kurulmasının kabul edilmesi ve Mısır'ın (Toplumsal Destek Komitesi) önerisinin tamamen kabul edilmesi de dâhil olmak üzere azami esneklik göstermiştir” dedi.

Hamas sözcüsü, “hareketin, ulusal uzlaşı çerçevesinde ve işgal ya da ABD'nin her türlü müdahalesinden uzak bir şekilde, savaştan sonra Gazze Şeridi'ndeki durumla ilgili tüm kararlarının merkezine Filistin halkının üstün çıkarlarını koymaya devam edeceğini” vurguladı.

Arap Birliği'ni, “bu tutumu desteklemeye ve Arap ulusal güvenlik sistemini tehdit edecek herhangi bir projenin geçmesine izin vermemeye” çağırdı.

 Filistinli bir kadının, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el Balah'ta İsrail baskını sırasında akrabalarından birinin öldürülmesine tepkisi (Reuters)Filistinli bir kadının, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el Balah'ta İsrail baskını sırasında akrabalarından birinin öldürülmesine tepkisi (Reuters)

“Şarku’l Avsat” dün Arap Birliği ve Hamas'tan resmi yorum istedi, ancak yanıt alamadı.

Mısır'ın eski Birleşmiş Milletler Büyükelçisi Moataz Ahmedin, “Hamas'ın tepkisinin doğal olduğunu ve savaştan sonra Gazze'de yönetime tutunmayacağını, direniş hakkından vazgeçmeyeceğini defalarca ifade eden tutumuyla tutarlı olduğunu” söyledi ve “yönetime katılmamanın Gazze'yi terk etmek anlamına gelmediğini” ifade etti.

Ahmedin, Hamas'ın “Hüsam Zeki'nin açıklamasını Arap Birliği'nin İsrail-Amerikan planına ve talebine, yani hareketi ortadan kaldırmaya ve Gazze'deki varlığına son vermeye yönelik bir yanıt olarak anlamış olabileceğini” belirtti.

Ahmedin, “Donald Trump'ın gelişinden önce ateşkese varılan Arap ve hatta Amerikan önerisinin Hamas'ın Gazze'den çıkarılmasına atıfta bulunmadığını, sadece Gazze Şeridi'nde bir rolü olmamasından bahsettiğini, şimdi ise İsrail'in bunu değiştirmek istediğini ve Hamas'ın ortadan kaldırılmasını ve Gazze'deki varlığına son verilmesini talep ettiğini” vurguladı.

İsrail, ABD ve Avrupalı taraflar Hamas'ın Gazze Şeridi'nde gelecekte bir rolü olmayacağı konusunda ısrar ederken, Arap tarafların da desteklediği ateşkes anlaşması, İsrail ve ABD'nin sürekli uymama ya da uygulamama tehditleriyle karşı karşıya, bu da arabuluculara ateşkesin kalıcılığını destekleme konusunda çifte sorumluluk yüklüyor.

Daha önce Gazze'deki ateşkes müzakereleri hakkında bilgi sahibi olan Mısırlı bir kaynak, Kahire Haber Kanalı'na yaptığı açıklamada, “(Hamas'ın) üç aşamalı ateşkes anlaşmasına bağlılığını ve bir sonraki aşamada Şerit'in yönetimine katılmayacağını teyit ettiğini” belirterek, “Şerit'in rahatlatılması ve yeniden inşası sürecini denetleyecek geçici bir komite oluşturmak için Mısır’ın yoğun temasları olduğunu” bildirdi.

​​​​​​​Filistinliler, İsrail'in Gazze Şeridi'nin merkezinde yerlerinden edilmiş insanlara yönelik bir sığınağa hava saldırısı düzenlediği alanda yaralı bir adamı taşıyor (Reuters)Filistinliler, İsrail'in Gazze Şeridi'nin merkezinde yerlerinden edilmiş insanlara yönelik bir sığınağa hava saldırısı düzenlediği alanda yaralı bir adamı taşıyor (Reuters)

Hamas sözcüsü Abdüllatif el-Kanu daha önce Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada, hareketin Mısır ve Katar'daki arabuluculara Gazze Şeridi'nin yönetimine katılmadan herhangi bir öneriyi kabul etmeyeceğini söylediğini doğruladı.

Bu arada Mısır Dış İlişkiler Konseyi üyesi Büyükelçi Rakha Ahmed Hassan, “Hüsam Zeki'nin açıklaması talihsiz, çünkü Hamas'ın Gazze'den çıkması konusunda ortak bir Arap pozisyonu yok ve ortak pozisyon Hamas'ın yönetime katılmaması gerektiği yönünde” dedi.

Ahmed Hassan, “Herkes, bir buçuk yıldan uzun süredir mücadele eden bir harekete ‘Gazze'den derhal çıkın’ demenin ne mantıklı ne de gerçekçi olduğunu anlıyor: Bu nedenle Mısır, grupların onayı ile onların katılımı olmadan oluşturulan Toplumsal Destek Komitesi önerisini sundu” dedi. İsrail'in talep ettiği şeyin Hamas'ın Gazze'den çıkması olduğunu ve bunu ateşkes anlaşmasının uygulanmasını engellemek için bir bahane olarak kullandığını vurgulayan Hasan, “Hamas'ın sahneden çekilmesi, grupların hiçbir rolünün olmadığı birleşik bir Filistin devletinin kurulmasıyla kolaylıkla sağlanabilir” değerlendirmesinde bulundu.

Hassan, Hamas'ın tepkisinin “ateşkes anlaşmasında yer almayan bir konuyla ilgili olduğu için doğal olduğunu” vurgulayarak, sözlerini şöyle tamamladı: “Bu, ateşkesin uygulanmasına yönelik müzakereleri genişletmeyecek ya da etkilemeyecek bir Arap anlaşmazlığıdır.”