Çalışma: Pfizer aşısının iki dozu arasındaki sürenin artırılması, antikor düzeylerini artırıyor

Pfizer/BioNTech aşı dozları (Reuters)
Pfizer/BioNTech aşı dozları (Reuters)
TT

Çalışma: Pfizer aşısının iki dozu arasındaki sürenin artırılması, antikor düzeylerini artırıyor

Pfizer/BioNTech aşı dozları (Reuters)
Pfizer/BioNTech aşı dozları (Reuters)

İngiltere’de yapılan bir araştırmaya göre, Pfizer/BioNTech tarafından yeni tip koronavirüse (Kovid-19) karşı üretilen aşının iki dozu arasında daha uzun bir süre verilmesi, daha kısa bir süre verilmesine kıyasla daha yüksek bir antikor seviyesi sağlıyor.
Söz konusu çalışma, iki doz aşı korumada etkili olsa da, aşının ilk dozunun etkinliğini azaltan Delta varyantına karşı aşı stratejilerinin tasarlanmasına yardımcı olabilir.
Oxford Üniversitesi bünyesindeki araştırmacılar, “İki doz aşıdan sonra, nötralize edici antikor seviyeleri, daha kısa süreye kıyasla daha uzun süreden sonra iki kat daha yüksekti” dedi.
Nötralize edici antikorlar, koronavirüse karşı bağışıklık oluşturma rolünde önemli, ancak T hücreleri de rol oynadığı için tek başlarına hareket etmezler.
Çalışma, genel T hücresi seviyelerinin, ilk dozdan sonra 3-4 hafta ara verildiğinde, ikinci doz için daha uzun süre ara verilmesine kıyasla 1,6 kat daha düşük olduğunu buldu.
Bununla birlikte, uzun süreli bağışıklık belleğini destekleyen yardımcı T hücrelerinin oranı, iki doz arasında daha uzun aralık verildiğinde daha yüksekti.
İngiltere, geçen yıl Aralık ayındaaşı dozları arasındaki aralığı 12 haftaya çıkardı, ancak Pfizer, önerilen 3 haftalık aralığın değiştirilmesini destekleyen hiçbir kanıt bulunmadığı konusunda uyardı.
İngiltere bugün, uzun vadeli bağışıklık tepkilerini en üst düzeye çıkarırken, daha fazla insanın Delta varyantından korunması için iki aşı dozu arasında 8 haftalık bir ara verilmesini öneriyor.
Araştırmayı yürüten araştırmacı Susanna Donacci, gazetecilere verdiği demeçte, “8 haftanın doğru zaman olduğunu düşünüyorum” dedi.



Kült film yeniden çekiliyor: Altından kalkmak zor olacak

Christian Bale, oynadığı Patrick Bateman'ın fiziğine ulaşmak için aylarca egzersiz yapıp bronzlaşmış ve karakterin narsist doğasına uyum sağlamak için dişlerini kaplatmıştı (Starz Entertainment)
Christian Bale, oynadığı Patrick Bateman'ın fiziğine ulaşmak için aylarca egzersiz yapıp bronzlaşmış ve karakterin narsist doğasına uyum sağlamak için dişlerini kaplatmıştı (Starz Entertainment)
TT

Kült film yeniden çekiliyor: Altından kalkmak zor olacak

Christian Bale, oynadığı Patrick Bateman'ın fiziğine ulaşmak için aylarca egzersiz yapıp bronzlaşmış ve karakterin narsist doğasına uyum sağlamak için dişlerini kaplatmıştı (Starz Entertainment)
Christian Bale, oynadığı Patrick Bateman'ın fiziğine ulaşmak için aylarca egzersiz yapıp bronzlaşmış ve karakterin narsist doğasına uyum sağlamak için dişlerini kaplatmıştı (Starz Entertainment)

Mary Harron imzalı Amerikan Sapığı (American Psycho) 25. yılını kutlarken, kült yapımın ekibi, yönetmen Luca Guadagnino'nun yeni projeyle ilgili planlarını Hollywood Reporter'a değerlendirdi.

Amerikan Sapığı, 2000'de yazar Bret Easton Ellis'in çok satan romanından uyarlanmıştı. Christian Bale'in Patrick Bateman karakterine hayat verdiği film, 1980'lerin beyaz yakalı kültürüne sert bir hicivle yaklaşan, karanlık ve çarpıcı bir yapımdı. Lionsgate, geçtiğimiz haftalarda Guadagnino'nun, Scott Z. Burns'ün kaleme aldığı senaryoyla romanı yeniden uyarlayacağını duyurdu. Guadagnino, bu ay CinemaCon'da video aracılığıyla projeye dair ilk ipuçlarını da paylaştı.

Filmin oyuncularından Matt Ross, yeni proje fikrine temkinli yaklaştığını söyledi: 

Bir yandan yeniden çevrimler her zaman beni biraz üzer. Geçmişte bana da benzer teklifler geldi ama bu iş genellikle sadece ticari kaygıyla yapılmış gibi geliyor ve bu yüzden uzak duruyorum.

Lionsgate, Guadagnino'nun projesinin filmin değil, romanın yeni bir yorumu olacağını özellikle vurguluyor.

Ross, Guadagnino'yu "harika bir yönetmen" diye tanımlarken, romanın kaynak metin olması sayesinde projeye farklı bir yaklaşım getirilebileceğini düşünüyor. 

Shakespeare oyunlarının her kuşakta yeniden sahnelenmesi gibi bu işin de farklı yorumlara açık olduğunu kabul etmek gerek. Yine de bana göre hâlâ ticari bir hamle. Ama kitabı temel alması işin rengini biraz değiştiriyor. Yalnız işlerinin zor olduğunu söylemek lazım çünkü Christian Bale'in performansı gerçekten istisnaiydi.

2000 yapımı filmin yapımcılarından Chris Hanley ise Hollywood'da popüler yapımları yeniden yorumlamanın artık olağanlaştığını belirtiyor. 

Herkes bana dönüp 'Amerikan Sapığı'nı yeniden mi yapacaklar, ne kadar saçma' diyor. Ama ben öyle düşünmüyorum. Luca harika bir yönetmen, şimdiye kadar kötü bir filmi olmadı.

Beni Adınla Çağır (Call me By Your Name) ve Rekabet'in (Challengers) yönetmeni Guadagnino ise CinemaCon'daki video mesajında, 1991 tarihli Ellis romanının hayatında önemli bir yeri olduğunu belirtti. "Bu kitap benim için çok kıymetli. Beni derinden etkilemiş bir metin" diyen yönetmen, senaryonun da "son derece iyi ilerlediğini" ifade etti. Henüz oyuncu kadrosuna dair resmi bir açıklama yapılmazken, geçen yıl Austin Butler'ın başrol için düşünüldüğü yönünde söylentiler çıkmıştı.

Filmin casting direktörü Kerry Barden, Butler'ın Bateman'dan çok Jared Leto'nun canlandırdığı Paul Allen karakterine daha uygun olacağını düşünüyor: 

Austin kesinlikle çok yakışıklı ve biz Jared'ı da bu yüzden seçmiştik. Tabii Jared da çok iyi bir oyuncu ve Austin'in de derinliği var. Ama o tür güzelliğe herkes sahip değil.

Filmin yapımcılarından Alessandro Camon ise meslektaşlarıyla aynı fikirde. "İkonik bir filmi yeniden yapmak ya da böylesine unutulmaz bir karaktere hayat vermek her zaman büyük bir meydan okuma" diyen Camon şöyle devam ediyor: 

Ama oyuncular için de bu tarz işler heyecan verici olabilir. Elbette Laurence Olivier denince akla Hamlet gelir ama mesele onu geçmek değil kendi Hamlet'ini bulmak.

Independent Türkçe, Hollywood Reporter, CBR.com