Çin Devlet Başkanı Şi, Tibet Özerk Bölgesi’ni ziyaret etti

Tibet Özerk Bölgesi 30 yılın ardından ilk kez bir devlet başkanının ziyaretine tanık oldu. (AP)
Tibet Özerk Bölgesi 30 yılın ardından ilk kez bir devlet başkanının ziyaretine tanık oldu. (AP)
TT

Çin Devlet Başkanı Şi, Tibet Özerk Bölgesi’ni ziyaret etti

Tibet Özerk Bölgesi 30 yılın ardından ilk kez bir devlet başkanının ziyaretine tanık oldu. (AP)
Tibet Özerk Bölgesi 30 yılın ardından ilk kez bir devlet başkanının ziyaretine tanık oldu. (AP)

Blinken’ın Hindistan ziyaretinin gündeminde artan güvenlik endişeleri ve Yeni Delhi ile yaşanan gerilim var.
Devlet Başkanı Şi Cinping, ülkesinin Hindistan ile yaşanan çatışmalar ve ABD liderliğindeki uluslararası güçlerin Afganistan'dan çekilmesi sonucunda güvenlik konusunda gittikçe artan endişelerle karşı karşıya olduğu bir zamanda, başkanlık görevini devralmasından bu yana ilk kez Tibet Özerk Bölgesi’ni ziyaret etti.  Böylece söz konusu bölgeye 30 yıl aradan sonra ilk kez bir devlet başkanı ziyaret etmiş oldu.
Yeni Delhi'nin Afganistan'daki durumla ilgili endişelerinin artmasına paralel olarak ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken da göreve başladığından bu yana Hindistan’a ilk ziyaretini yapacak. Çin'in Hindistan sınırında bulunan Tibet, her iki taraf için de (Yeni Delhi ve Pekin) stratejik açıdan kritik bir öneme sahip. Geçtiğimiz yıl Çin ve Hindistan, Himalayalar'daki ihtilaflı sınırlarında onlarca yıldır yaşanan çatışmaların en tehlikelisine şahit olmuştu. Çıkan çatışmalar sonucunda iki taraftan ölümler meydana gelmişti. Çin Devlet Başkanı Şi, Tibet’i en son 2011 yılında, başkan yardımcısı sıfatıyla ziyaret etmişti. Pekin 1950 yılında “barışçıl kurtuluş” adını verdiği operasyon kapsamında Tibet’e asker göndermişti. Çin’in kaosa meyilli olan bölgede yoğun bir askeri varlığı bulunuyor.
Blinken çarşamba günü Yeni Delhi'de Hindistan Başbakanı Narendra Modi ve Dışişleri Bakanı Subrahmanyam Jaishankar ile görüşecek. Hindistan Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada, Blinken'in çarşamba günü Yeni Delhi'de yapacağı toplantılarda yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının etkilerinden kurtulma, Hint-Pasifik bölgesi, Afganistan ve Birleşmiş Milletler (BM) iş birliği" de dahil olmak üzere bir dizi konuları ele alacağını bildirdi. AFP’ye göre ABD Dışişleri Bakanlığı, Blinken'in Kuveyt’ten önce, çarşamba günü Yeni Delhi'de Hintli yetkililerle görüşeceğini kaydetti. Bu, Blinken’ın Hindistan’a yapacağı ilk ziyaret olacak.
Hindistan 1990’ların sonlarından bu yana her geçen gün ABD’ye biraz daha yakınlaştı. Zira dünyanın en büyük iki demokrasisi, Çin’in nüfuzunun artması karşısında savunmaları gereken ortak çıkarlara sahip. Savunma Bakanı Lloyd Austin de ilk yurt dışı gezisini Yeni Delhi'ye yapmıştı. Ancak Blinken'in seyahati, 1 milyar 400 milyona yakın nüfuslu ülkeyi kasıp kavuran Kovid-19 salgını nedeniyle ertelenmişti. Hindistan 11 Eylül 2001 saldırılarının ardından, ABD ve uluslararası alandan yapılan hamlelerle iktidara gelen Afgan hükümetinin en büyük destekçileri arasında yer alıyor.
ABD Başkanı Joe Biden, askerlerinin Afganistan’dan çıkması talimatını verdi. Böylece ABD tarihinin en uzun savaşını bitirmiş oldu. Biden, Taliban Hareketi’nin sahada elde ettiği hızlı kazanımlara dikkat çekerek bu savaşta herhangi bir şey elde edilemeyeceğini söylemişti. Taliban, 1996-2001 yılları arasında Afganistan’ı yönetirken Hindistan karşıtı aşırılık yanlılarını desteklemişti. Bu süre zarfında, 1999 yılında Taliban'ın kalesi Kandahar’a Hindistan’a ait bir yolcu uçağı kaçırılmıştı. Hindistan, 2001'den bu yana Afganistan'a yeni bir parlamento binasının yapılmasına yardımcı olmak da dahil olmak üzere 3 milyar dolar yardımda bulundu. Bu da Taliban’ın baş destekçisi olan, Hindistan’ın ezeli düşmanı Pakistan’ı kızdırdı.
Hindistan geçtiğimiz günlerde Kandahar'daki konsolosluğundan 50 diplomat ile çalışanları geri çekmişti. Ancak Hint yönetimi, konsolosluğun açık kalacağı ve çalışanların güvenlik durumu düzelir düzelmez geri döneceği konusunda ısrar ediyor.
ABD, Biden döneminde iklim değişikliği ve küresel sağlık başlıklarında Hindistan ile iş birliğini yoğunlaştırmaya çalışıyor. Nitekim mart ayında Hindistan’ın ABD, Japonya ve Avustralya'nın desteğiyle bir milyar doz Kovid-19 aşısı üretmesine izin veren bir anlaşmanın imzalandığı duyurulmuştu.
 



Rusya Ukrayna'ya geniş çaplı hava saldırıları başlattı

Rusya'nın Ukrayna'ya düzenlediği hava saldırıları sırasında insanlar bir metro istasyonuna sığınıyor (Reuters)
Rusya'nın Ukrayna'ya düzenlediği hava saldırıları sırasında insanlar bir metro istasyonuna sığınıyor (Reuters)
TT

Rusya Ukrayna'ya geniş çaplı hava saldırıları başlattı

Rusya'nın Ukrayna'ya düzenlediği hava saldırıları sırasında insanlar bir metro istasyonuna sığınıyor (Reuters)
Rusya'nın Ukrayna'ya düzenlediği hava saldırıları sırasında insanlar bir metro istasyonuna sığınıyor (Reuters)

Ukraynalı yetkililer, Rus ordusunun dün gece ve bugün Ukrayna'ya füzeler ve onlarca insansız hava aracı (İHA) kullanarak bir saldırısı dalgası başlattığını vurguladı.

Ukrayna Hava Kuvvetleri, engellenmesinin zor olduğu bilinen hipersonik Kinjal füzelerinden en az birinin Jitomir bölgesine doğru ateşlendiğini bildirdi.

Askeri analistler saldırının muhtemel hedefinin Ozerne hava üssü olduğunu belirtmekle birlikte bu resmi olarak teyit edilmemiştir.

Tehdit nedeniyle ülke genelinde kısa süreliğine hava saldırısı sirenleri çaldı ve Kiev sakinleri şehrin üzerinden geçen bir füzenin sesini duydu.

Rus yetkililer, Rusya'nın batısındaki Kursk kentinde Ukrayna'dan düzenlendiğini söyledikleri bir İHA saldırısında en az üç kişinin öldüğünü açıkladı.

Bölge valisi Alexander Khinstein Telegram üzerinden yaptığı açıklamada, saldırıda 6 kişinin yaralandığını belirterek, Ukrayna ordusunu 400 binden fazla kişinin yaşadığı kentte hedef gözeterek saldırı düzenlemekle suçladı.

Kursk, Rusya-Ukrayna sınırına 90 kilometreden biraz daha fazla bir mesafede yer alıyor. Ukrayna tarafından saldırıya ilişkin henüz bir açıklama gelmedi.

ABD Başkanı Donald Trump dün, bir süre dondurulan Ukrayna'ya savunma silahları sevkiyatının yeniden başladığını duyurdu ve Rus mevkidaşı Vladimir Putin'i sert bir dille eleştirdi.

Trump Beyaz Saray'da yaptığı açıklamada, "Putin'den bir sürü saçmalık duyuyoruz. Her zaman çok nazik davranıyor ama sonunda hiçbir anlamı kalmıyor" ifadelerini kullandı.