Ulusal Birlik hükümetinin son dönemde koronavirüs ile mücadele çerçevesinde tüm hava ve kara limanlarını kapatma kararı sonucunda çok sayıda Libyalı, Libya ve Tunus arasındaki Ras Cedir sınır kapısında toplandı.
Silvium Araştırma Kuruluşu Başkanı Cemal Şaluf, merhum Devlet Başkanı Muammer Kaddafi rejiminin devrilmesinden önceki dönmede bu geçişlerin koşullarını hatırlattı. Şaluf, “Milisler, direniş için maddi ve eğitim yardımı sağlamak istediğini iddia eden birçok millete mensup unsurların ülkeye girişini kolaylaştırdı. Elbette çok sayıda terörist, sınır ötesi suç şebekelerine mensup unsurlarla birlikte geçişlerdeki kuyrukların ön saflardaydı” dedi.
Bu geçişlerin başında Mısır ile olan Musaid ve es-Sallum, Sudan ile Uveynat, Çad ile es-Sara, Nijer ile es-Savm, Cezayir ile Tarat ve Tunus ile Vazzan ve Ras Cedir sınır kapıları yer alıyor.
Cemal Şaluf, “Halihazırda teorik olarak devlete ve onun güvenlik teşkilatlarına bağlı oldukları için bazı terör unsurları, bu kapılardan sızmaya devam etmektedir” dedi.
Şaluf, Çad ve Nijer ile güney geçişlerini ‘en tehlikeli geçişler’ olarak nitelendirdi. Silvium Araştırma Kuruluşu Başkanı, “Sudan ile geçişler, rejimin Darfurlu isyancı liderlerin Libya üzerinden Sudan’a dönmesinden korkması nedeniyle 2010 yılında kapatıldı. Çad ve Nijer ile olan iki geçişe gelince, kapalı olmalarına rağmen, yakındaki sınırların uzunluğu, genişliği ve onları çevreleyen dağlık doğa onları muhalif hareketler ve insan, silah, uyuşturucu ve çeşitli mal kaçakçılığı için önemli bir çıkış noktası haline getirdi” ifadelerini kullandı.
Sahel bölgesinde jeostratejik ve güvenlik araştırmaları uzmanı Şarkavi er-Rudani ise Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Tebu, Berberiler (Amazig) ve Tuareglerden oluşan Libya halkının kültürel bileşenlerinin güneybatıdaki konumlarına yakın sınır kapılarını yönetmedeki açık rolüne dikkat çekti. Rudani’ye göre bazı taraflar, yasadışı geçişlerin kapatıldığı dönemlerde bu coğrafi yakınlığı kasıtlı olarak sömürdü ve istismar etti. Bu suiistimaller, bileşenin kimliğinin büyümesi ve güvenlik yeteneklerinin zayıflaması bağlamında göz ardı edildi.
Tunus ve Cezayir ile olan sınır kapılarına ilişkin ise Faslı uzman, “Cezayir, Ulusal Birlik hükümetiyle anlaşarak, geçtiğimiz günlerde sızmayı önlemek için bir güvenlik düzenlemesi açıkladı. Tunus’a gelince, Libya ile olan geçişlerini sık sık kapatıyor. Bu durum, büyük ihtimalle terör olayları ya da terör hücrelerinin kendi bölgelerine sızması ile alakalıdır. Her iki tarafta da ortak bir kapatma söz konusudur” şeklinde konuştu.
“Tunus’taki ekonomik koşulların zorluğu, özellikle geçişleri ve sınırları güvence altına almak için lojistik gereksinimleri karşılama hususunda, güvenlik yaklaşımının etkinliğine gölge düşürdü” ifadelerini kullanan Rudani, Libya’da askeri ve güvenlik kurumlarının birleştirilmemesinin olumsuz etkisine işaret etti. Şarkavi er-Rudani, “Bu durum, sınır kapıları yakınındaki bir grup gri noktalar üzerinde belirli tarafların kontrolüyle sonuçlandı. Sonuç olarak ilişkiler ve çıkar dili, oradaki gerçek pasaport haline geldi. Bu da cezai olarak aranan unsurların veya terör listelerinin sızmasına kapı araladı” dedi.
Rudani, El-Kaide ve DEAŞ’ın Kuzey Afrika bölgesine güçlü bir şekilde geri dönüşü sonrasında, ilk önce Libya’yı ve oradan da komşu ülkeleri hedef alacağı hususunda uyardı. Uzman, bu örgütlerin bir ülkeye gelişlerinin, o ülkeye kara para aklama ve uyuşturucu ağlarının da geleceğini açık bir göstergesi olduğunu vurguladı.
Sınır kapılarının özellikle ekonomik düzeydeki olumlu etkileriyle ilgili olarak ise Libyalı ekonomist Süleyman eş-Şahumi, Cezayir ile ed-Dabdab geçişinin yanı sıra, Mısır ile Sallum, Tunus ile Ras Cedir geçişlerinin ‘bölge içi ticaret hareketi açısından önemli’ olduklarını söyledi.
Şahumi, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Birleşmiş Milletler Batı Asya Ekonomik ve Sosyal Komisyonu (ESCWA) tarafından yakın zamanda Libya ekonomisi üzerine yayınlanan bir çalışmaya dikkati çekti. Ekonomist, “Libya’da barış ve istikrarın sağlanması, 2025 yılına kadar yaklaşık 162 milyar dolarlık önemli kazanımlara çevrilebilir. Bunun büyük bir kısmı Libya’nın komşu ülkelerine, özellikle de Sudan için 23 milyar ve Tunus için 10 milyar karşısında, 100 milyardan fazla pay alması beklenen Mısır’a yansıyacaktır” şeklinde konuştu.
Süleyman eş-Şahumi, “Bu büyük kazanımların elde edilmesi; Libya ile komşu ülkeler arasında serbest bölgeler kurulmasına, sınır kapılarının geliştirilmesi, karşılıklı yatırımların ve yeniden yapılanma projelerinin varlığıyla insan yoğunluğundan faydalanmaya yönelik iddialı plan ve programlara uyarınca sıkı çalışmaya bağlıdır” değerlendirmesinde bulundu.
Şahumi ayrıca, “Sınır kapılarının verimli şekilde işletilmesi, bunlara yakın alanların geliştirilmesi ve yeniden inşası ortak ekonomik ve güvenlik faydalarının artmasına olanak tanıyacaktır” dedi.
Libya’nın can damarları olan sınır kapıları iyileştirilmeye ihtiyaç duyuyor
Uzmanlar, gelişimlerinin ‘terörizmi’ azaltacağına ve finansal kazanımlar sağlayacağına inanıyor.
Libya’nın can damarları olan sınır kapıları iyileştirilmeye ihtiyaç duyuyor
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة