Ürdün Kralı Abdullah, Washington ziyareti öncesinde Bennett ve Gantz ile görüştüğünü açıkladı

Kral 2. Abdullah ve beraberindeki heyet, Washington'da ABD Dışişleri Bakanı ile bir araya geldi (Reuters)
Kral 2. Abdullah ve beraberindeki heyet, Washington'da ABD Dışişleri Bakanı ile bir araya geldi (Reuters)
TT

Ürdün Kralı Abdullah, Washington ziyareti öncesinde Bennett ve Gantz ile görüştüğünü açıkladı

Kral 2. Abdullah ve beraberindeki heyet, Washington'da ABD Dışişleri Bakanı ile bir araya geldi (Reuters)
Kral 2. Abdullah ve beraberindeki heyet, Washington'da ABD Dışişleri Bakanı ile bir araya geldi (Reuters)

Ürdün Kralı 2. Abdullah, geçtiğimiz Cuma günü sona eren ABD ziyareti öncesinde İsrail Başbakanı Naftali Bennett ve Savunma Bakanı Benny Gantz ile görüştüğünü açıkladı.
Amman’da Kral’ın ülkeden ayrılmadan önce Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile görüştüğü duyurulurken İsrail Başbakanı Naftali Bennett ile görüşmesine ilişkin herhangi bir haber sızdırılmamıştı. Ancak böyle bir görüşmenin kaydedildiğini bildiren Kral 2. Abdullah, Washington’da gerçekleştirdiği ve dün CNN tarafından yayınlanan röportajında yeni İsrail hükümetinin iki devletli çözüm için en uygun hükümet olmayabileceğini belirtti. Filistinlileri ve İsraillileri yeniden diyaloğa davet edeceğini vurgulayan Kral 2. Abdullah, Filistinliler ve İsraillilerle gerçekleştirdiği son görüşme sonuçlarının umut verici olduğunu vurguladı. Gazze ile son savaşın farklı olduğunu da dikkat çeken Kral 2. Abdullah, İsrail Arapları ile Yahudiler arasında şehir ve köylerdeki çatışmaların ardından 1948'den bu yana ilk kez herkesin İsrail'de bir iç savaşın yaşandığını hissettiğini belirtti. Bunun bir ilerleyiş kaydedilmemesinin ve Filistinlilere umut verilmemesinin sonuçlarına dair bir farkındalık sağladığını da ekledi.
Eski Veliaht Prens Hamza bin Hüseyin ve eski Kraliyet Divanı Başkanı Basim Avadallah ile bağlantılı ‘fitne’ davasına da değinen Ürdün Kralı 2. Abdullah, insanların hayal kırıklıkları ve meşru korkularını istismar eden bir takım kişilikler olduğunu, kendi gündemleri ve emellerini ilerletmek için geçim yollarını iyileştirmeye çalıştıklarını vurguladı. Aynı zamanda “Üzücü olan ise, bu insanlardan birinin böyle bir şey yaparak hayal kırıklığına uğratan kardeşim olması” dedi. Bilgi toplayan güvenlik servislerinin ‘bazılarının kendi gündemlerini uygulamak için Hamza bin Hüseyin’in hırslarını kullanmaya çalıştıkları’ konusunda gerçek korkuların kaydedildiği bir aşamaya geldiklerini vurgulayan Ürdün Kralı, güvenlik servislerinin bu planı daha erken ve sessizce uygulamaya karar verdiğini belirtti. Ürdünlü yetkililer ile yapılan görüşmelerin gizlice kaydedilmesi ve görüntülerin sızdırılması gibi ‘sorumsuzca’ eylemler yaşanmasaydı bu konunun kamuoyunda tartışılmayacağını da ekledi.
Lübnan konusunda ise insanların krizden yakınışına odaklanmanın önceliğini vurgulayan Kral 2. Abdullah, Washington'da yaptığı görüşmelerin çoğunda dile getirildiği gibi kıtlığın yakın olduğunu, hastanelerin çalışmadığını hatırlattı. Söz konusu krizin haftalar içinde gerçekleşebilecek en kötü seviyeye ulaşacağı uyarısında bulunan Kral 2. Abdullah, uluslararası toplumun bu yönde sorumlulukları olduğunu ifade ederek “Ne kadar plan yaparsak yapalım hedeflerimize ulaşamayacağımızı, insanları hayal kırıklığına uğratacağımızı bilirken uluslararası toplum olarak bu konuda ne yapabiliriz? Dolayısıyla soru şu: Bölgeyi doğru yöne yönlendirecek şekilde planlar yapmak mümkün müdür?” vurgusunda bulundu.



Devrik Beşşar Esed rejiminin aralarında Atıf Necib'in de bulunduğu dört üst düzey yetkilisi yargıya sevk edildi

Eski İçişleri Bakanı Muhammed İbrahim Şaar, geçtiğimiz şubat ayında teslim oldu (Sosyal medyadaki bir videodan alınan ekran görüntüsü)
Eski İçişleri Bakanı Muhammed İbrahim Şaar, geçtiğimiz şubat ayında teslim oldu (Sosyal medyadaki bir videodan alınan ekran görüntüsü)
TT

Devrik Beşşar Esed rejiminin aralarında Atıf Necib'in de bulunduğu dört üst düzey yetkilisi yargıya sevk edildi

Eski İçişleri Bakanı Muhammed İbrahim Şaar, geçtiğimiz şubat ayında teslim oldu (Sosyal medyadaki bir videodan alınan ekran görüntüsü)
Eski İçişleri Bakanı Muhammed İbrahim Şaar, geçtiğimiz şubat ayında teslim oldu (Sosyal medyadaki bir videodan alınan ekran görüntüsü)

Suriye Başsavcısı Hasan et-Turba dün devrik Beşşar Esed rejiminin dört üst düzey yetkilisini, yasal işlemlerin başlatılması için soruşturma hakimine sevk ettiğini açıkladı.

Başsavcı Turba, Adalet Bakanlığı'nın resmi internet sitesinde yayınlanan ve resmi haber ajansı SANA tarafından aktarılan açıklamasında, Suriye halkına karşı suç işleyenlerin yargılanması ve geçiş dönemi adaletinin uygulanması için sürdürülen çabalar kapsamında, Dera'nın eski siyasi güvenlik şefi Atıf Necib aleyhine kamu davası açıldığını belirtti. 1960 yılında Lazkiye’nin Cable beldesinde doğan ve devrik Devlet Başkanı Beşşar Esed’in kuzeni olan Necib, Dera'daki çocuklara işkence etmekle suçlanıyor.

gbhyj
Sağcı Almanya için Alternatif Partisi’nin (CDU) üyesi Christian Blex ve eski Suriye Müftüsü Ahmed Bedreddin Hassun, Şam, 2018 (X platformu)

Necib ile birlikte 1949 yılında Halep'te doğan ve ‘varil rejiminin müftüsü’ olarak bilinen eski Suriye Müftüsü Ahmed Bedreddin Hassun, 1950 yılında Hafa'da doğan eski İçişleri Bakanı Muhammed Şaar ve 1940 yılında Cable'de doğan eski Hava İstihbarat Teşkilatı Başkanı İbrahim Huveyce de aynı kararla yargıya sevk edildi.

Açıklamada, savcılığın İçişleri Bakanlığı tarafından sunulan tutanakları ve belgeleri incelediği ve sanıkların soruşturma ve yasal işlemlerin başlatılması için yetkili soruşturma hakimine sevk edildiği belirtildi.

frgty

Açıklamada ayrıca mağdurlar ve aileleri ile bu ihlallere ilişkin tanıklık veya bilgi sahibi olanların, sahip oldukları bilgileri soruşturma dosyasına eklenmesi için paylaşmaları çağrısı yapıldı.

Başsavcı, sanıkların soruşturmanın başlatılması ve yasal işlemlerin usulüne uygun olarak yürütülmesi için yetkili soruşturma hakimine sevk edildiğini vurguladı.

Bu sebeple tüm mağdurlardan ve ailelerinden yahut bu ihlallerle ilgili tanıklıkları veya bilgileri olanlardan, sahip oldukları bilgileri paylaşmalarını isteyen Başsavcı, ilgili insan hakları ve insani yardım kuruluşlarını da gerçeğin ortaya çıkarılmasına katkıda bulunabilecek dosya ve belgeleri sunmaya çağırdı.

Başsavcı açıklamasının sonunda şu ifadelere yer verdi:

“Savcılık olarak adaleti sağlama konusundaki kararlılığımızı teyit ediyor ve mağdurların ve ailelerinin haklarını güvence altına almak amacıyla bu suçlara karışanları takip etmek ve hesap sormak için gerekli tüm çabayı göstereceğiz.”

Adalet Bakanlığı daha önce, Suriye halkına karşı suçlar ve ihlaller işledikleri gerekçesiyle tutuklanan bazı kişilerin dosyalarını ele almaya başladığını ve haklarında kamu davası açtığını duyurmuştu. Bu adım, Suriye hükümetinin hesap verebilirlik ilkesine bağlılığını, yargı sistemine olan güveni güçlendirmeyi ve insan haklarını korumayı teyit eder nitelikteydi.

Bakanlığın Telegram kanalı üzerinden yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Suriye hükümetinin ve Adalet Bakanlığı'nın adaleti en önemli hedeflerinden biri haline getirme çabaları kapsamında, bakanlık yargı reformu için uygun bir kurumsal zemin oluşturmaya çalışmış ve insan hakları ihlallerine karışan hakimleri görevden almak için kararlı adımlar attı.”

Bakanlık tüm zorluklara ve güçlüklere rağmen adaletin sağlanması için uygun koşulları oluşturmak amacıyla elinden gelen tüm çabayı gösterdi. Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ile koordineli bir adım olarak ve Ulusal Geçiş Dönemi Adalet Komisyonu'nun görev ve yetki alanına aykırı olmamak kaydıyla, Suriye halkına karşı suç ve ihlaller işledikleri gerekçesiyle tutuklanan bazı kişilerin dosyalarını ele almaya başladı.

Bakanlık, Başsavcının bu kişiler hakkında kamu davası açmaya başladığını ve Suriye yasalarına uygun olarak adil yargılamaların yapılmasını, tutukluların haklarının korunmasını, işlemlerin yasallığını ve hukukun üstünlüğü ilkesinin uygulanmasını sağlayacağını belirtti.

Bakanlık, bu adımların Suriye hükümetinin hesap verebilirlik yaklaşımına bağlılığını, yargı sistemine olan güveni güçlendirmeyi ve insan haklarını korumayı teyit ettiğini belirtti.