Eski Hizbullah milletvekilinin lüks düğünü Lübnan'da tepkiye neden oldu

Eski Hizbullah milletvekilinin lüks düğünü Lübnan'da tepkiye neden oldu
TT

Eski Hizbullah milletvekilinin lüks düğünü Lübnan'da tepkiye neden oldu

Eski Hizbullah milletvekilinin lüks düğünü Lübnan'da tepkiye neden oldu

Eski Hizbullah milletvekili Navar es-Sahili’nin kızının lüks düğünü Lübnan kamuoyunda tepkilere neden oldu. Sahili, kızının gösterişli düğününe yönelik eleştirilerin ardından Hizbullah’taki faaliyetlerini askıya aldı.
Eski Hizbullah milletvekili Navar es-Sahili, kızının lüks ve gösteriş gölgesinde kalan düğününe katılmasının ardından, parti liderliğinin kendisi hakkındaki kararını beklemeksizin 25 Temmuz’da Hizbullah’taki faaliyetlerini askıya aldığını duyurdu.
Sosyal medya organlarında eski milletvekilinin kızı Hala es-Sahili’nin Londra’da ikamet eden Lübnanlı iş adamı Firas el-Yafi ile evlendiğini gösteren fotoğraflar yayınlandı. Fotoğraflar, Lübnanlıların ekonomik ve finansal krizler içinde olduğu ve krizlerin her gün daha da derinleştirdiği bir dönemde, parti liderlerine karşı bir dizi eleştiri ve kampanyaya yol açtı. Navar es-Sahili, Twitter üzerinden yaptığı açıklamada, “Dün damadım tarafından düzenlenen, kızımın düğününe katıldım. Bunun, değerli halkımızı inciteceğini düşünmedim” ifadelerine yer verdi. Sahili, “Bu nedenle yaşananlardan dolayı ailemden ve sevdiklerimden özür dilerim. Aynı şekilde sevdiğim ve mensup olduğum partiyi kasıtsız olarak suiistimal ettiğim için özür dilerim” dedi. Milletvekili, “Parti liderliğinin kararını beklerken, tüm parti faaliyetlerimi askıya alıyorum ve ne olursa olsun bu karara uyacağım” şeklinde konuştu.
Cumartesi akşamı Hala es-Sahili, Londra’da ikamet eden, bankacılık ve finans sektöründe çalışan Lübnanlı Firas el-Yafi ile evlendi. Hala’nın, Sahili’nin ilk evliliğinden olan kızı olduğu ve İngiltere’de yaşadığı biliniyor.
Babası, evlilik töreninde kendisine eşlik etti ve Lübnan’ın düğün geleneklerine göre onu, eşine teslim etti.
Düğün törenindeki savurganlık sosyal medyada tartışmalara yol açtı. Bu durum da Sahili’nin özür dilemesine ve parti faaliyetlerini askıya almasına neden oldu.

 


Irak, DEAŞ’tan daha tehlikeli bir beka sorunundan nasıl kurtuldu?

ABD’nin Bağdat'taki Büyükelçiliği'nin bulunduğu Yeşil Bölge'ye giden yolda İran'la dayanışma gösterisine katılan Iraklı mollalar (AP)
ABD’nin Bağdat'taki Büyükelçiliği'nin bulunduğu Yeşil Bölge'ye giden yolda İran'la dayanışma gösterisine katılan Iraklı mollalar (AP)
TT

Irak, DEAŞ’tan daha tehlikeli bir beka sorunundan nasıl kurtuldu?

ABD’nin Bağdat'taki Büyükelçiliği'nin bulunduğu Yeşil Bölge'ye giden yolda İran'la dayanışma gösterisine katılan Iraklı mollalar (AP)
ABD’nin Bağdat'taki Büyükelçiliği'nin bulunduğu Yeşil Bölge'ye giden yolda İran'la dayanışma gösterisine katılan Iraklı mollalar (AP)

Şarku’l Avsat’a konuşan Bağdat'taki diplomatik kaynaklar, Iraklı yetkililerin İsrail-İran savaşına sürüklenmekten korktuğunu ve bunu ‘Irak için, ülkenin üçte birini işgal eden DEAŞ’ın oluşturduğu tehditten daha tehlikeli bir beka sorunu’ olarak gördüklerini açıkladı.

Kaynaklar, DEAŞ’ın Irak’ın bedeninden atılması gereken yabancı bir cisim olduğunu, özellikle de Bağdat'ın DEAŞ’la mücadelesinde uluslararası ve bölgesel destek gördüğünü, ancak savaşın Irak'ın birliğini tehdit ettiğini belirttiler.

Söz konusu ‘beka sorunu’ aşağıdaki maddelerle açıklanabilir:

* Savaşın patlak vermesiyle Bağdat, Azerbaycan ve diğer kanallar aracılığıyla İsrail'den, Irak topraklarından kendisine yönelik herhangi bir saldırıya ‘katı ve acı verici’ misilleme yapacağına dair mesajlar aldı. Mesajlarda, Iraklı yetkililer kendi topraklarından başlatılan saldırılardan sorumlu tutuluyordu.

* Washington, önceki tavsiyelerinden doğrudan uyardı ve İran yanlısı grupların düzenleyeceği saldırıların yol açabileceği ağır sonuçlara dikkati çekti.

hnjıo
Koordinasyon Çerçevesi destekçileri, Irak güvenlik güçlerinin ABD’nin Bağdat Büyükelçiliği'ne giden köprüyü kapatmak için kurduğu barikatın üzerine İran bayrağı dikiyorlar (AP)

* Iraklı yetkililer, ‘felaket senaryosu’ olarak nitelendirdikleri bir durumun yaşanmasından yani Irak'taki silahlı grupların İsrail'e saldırmasından ve İsrail'in de savaşın başında Lübnan'daki Hizbullah liderlerine veya İranlı generallere ve bilim adamlarına yaptığı gibi bir dizi suikast düzenlemesinden endişe duyuyorlardı.

* Kaynaklar, milislere ağır darbeler indirilmesinin Şii sokakları kızıştıracağını ve bu durumun dini otoriteyi sert bir tavır almaya iteceğini, bunun da krizin Şii-İsrail çatışmasına dönüşmesine yol açacağını belirtti.

* Bu senaryo, Irak'ın o dönemdeki Şii bileşeninin Irak'ı önlenebilir bir savaşa sürükleme sorumluluğunu üstleneceği endişelerini uyandırdı.

* Diğer bir tehlike ise Kürtlerin, Irak yönetiminin tek bir bileşeni temsil ediyormuş gibi davrandığını, ülkenin savaşlardan yorulduğunu ve bölgenin Bağdat'tan uzak durmayı tercih ettiğini, çünkü ona yaklaşmanın istenmeyen savaşlara sürüklediğini ilan etme olasılığı.

* Muhammed Şiya es-Sudani hükümeti kararlılık ve bilgelikle hareket etti. Farklı kesimlere göre ülkenin birliğini tehdit eden herhangi bir çatışmaya sürükleme girişimine müsamaha göstermeyeceğini bildirdi ve diğer yandan bölgesel ve uluslararası güçlerle, özellikle Amerika ile iletişim kanallarını açık tuttu.

cvfbghjuk
Iraklı milisler, geçtiğimiz ekim ayında Bağdat'ta İran'ın İsrail'e verdiği yanıtı kutlarken (Reuters)

* Iraklı yetkililer, İranlı yetkililerin milis grupları savaşa katılmaya teşvik etmek yerine sükuneti korumaya teşvik eden tutumundan yararlandı.

* Bir başka önemli faktör ise silahlı grupların, özellikle Lübnan'da Hizbullah'ın maruz kaldığı saldırılar ve İsrail’in İran’ın derinliklerinde gerçekleştirdiği nokta atışı saldırılar, İsrail'in kendisine düşman olan örgütler hakkında kesin bilgilere sahip olduğunu ve teknolojik üstünlüğü ve bu saldırılar sayesinde hedeflerine ulaşabildiğini gösterince savaşın kendi kapasitelerinin ötesinde olduğunu fark etmeleriydi.

* Kaynaklar, baskılara ve çabalara rağmen ‘devletin kontrolü dışındaki grupların’ üç saldırı hazırlığı yaptığını, ancak yetkililerin saldırıların gerçekleştirilmesinden önce bunları engellediğini belirtti.

Kaynaklar, İsrail'in savaşı İran topraklarına taşıması ve ABD’yi İran'ın nükleer tesislerini hedef almaya teşvik etmesi nedeniyle İran'ın derin bir yara aldığını tahmin ediyor. İran nükleer programıyla ilgili gerekli tavizleri vermezse yeni bir savaşın çıkması ihtimaller dahilinde.