Kazımi, Irak'taki ABD varlığını organize etmek için Washington'da

Irak Başbakanı Mustafa el-Kazımi, AP'ye konuşurken (AP)
Irak Başbakanı Mustafa el-Kazımi, AP'ye konuşurken (AP)
TT

Kazımi, Irak'taki ABD varlığını organize etmek için Washington'da

Irak Başbakanı Mustafa el-Kazımi, AP'ye konuşurken (AP)
Irak Başbakanı Mustafa el-Kazımi, AP'ye konuşurken (AP)

Irak Başbakanı Mustafa el-Kazımi, Hadi el-Amiri liderliğindeki “Fetih” koalisyonu ve Irak'taki Amerikan varlığını reddeden diğer partilerin yanı sıra İran'a yakın silahlı grupların yarattığı korkuları gidermeye çalışıyor. Kazımi'nin ziyareti öncesinde Washington'da konuşan Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin'in, açıklamaları Irak’taki parti liderleri tarafından benimsenmemiş ve kabul edilemez olarak nitelenmişti.
Washington ziyaretinden önce dün (Pazar) açıklamalarda bulunan Kazımi, Irak'taki Amerikan varlığı sorununu çözmeye çalışacaklarını söyledi. Kazımi, “Irak'ın bir Amerikan savaş varlığına ihtiyacı yok” dedi.
Bu açıklama, Pentagon'un Irak'taki Amerikan varlığının yeniden planlanmasına ilişkin açıklamalarıyla çelişiyor. New York Times da Irak'taki Amerikan varlığının devam edeceğini ancak bunun başka yollarla olacağını ileri sürdü. Diğer yöntemler iyi biliniyor, ancak Irak çevrelerinde tartışmalara neden oluyor. Kasım Süleymani ve Ebu Mehdi el-Mühendis'in öldürülmesinden üç gün sonra 6 Ocak 2020'de ABD güçlerini Irak'tan çıkarmak için oy kullanan Irak parlamentosu düzeyindeki halk güçlerinin bazıları Irak hükümetini bağlamayan tutumlarında ısrar etmekle, son iki yılda ülkede gelişen yeni koşulları dikkate almak arasındaki mesafenin ortasında durmaya çalışıyor. Bu yeni koşulların başında DEAŞ’ın büyüyen tehdidi yer alıyor. Bu nedenle Kazımi hükümetinin yaptıkları bağlamında kabul edilebilir bir yaklaşıma ulaşılmaya çalışıyor. Ancak Fetih Koalisyonu ve silahlı gruplar gibi İran yanlısı güçler, Kürtlerin ve Sünnilerin reddettiği parlamento kararını uygulamakta ısrar ediyor.
Özellikle silahlı grupların faaliyetlerinin artmasıyla birlikte, Kürtlerin ve Sünnilerin Irak'taki Amerikan varlığına bağlı konumları son iki yılda güçlendi. Bunun nedeni, son zamanlarda ABD'nin Anbar veya Selahaddin gibi ülkenin batı illerinde veya Kuzey Irak'ta Kürdistan bölgesinde, özellikle de ABD'nin bulunduğu Erbil Havaalanı ve Harir Askeri Üssü’nde füze ve insansız hava araçlarıyla saldırı düzenlenmesidir.
İsminin açıklanmaması kaydıyla Şarku'l Avsat'a konuşan bir Iraklı yetkili şu değerlendirmelerde bulundu: "Amerikalılar Irak'a yardım etmek istiyor, ancak bu yardımın yönteminin açıklığa kavuşması için asgari düzeyde bile olsa Iraklılar ile bir anlaşma talep ediyorlar. Amerikalılar Irak'ta gerçekten bir savaşın varlığını istemiyorlar, ancak sorun iki ülke arasında 2008'de imzalanan stratejik çerçeve anlaşması kapsamında Irak'ta kalacak Amerikalı eğitmenleri ve danışmanları kimin koruyacağında yatıyor. Washington’a göre, resmi Irak tarafı ABD’li askerlerin ve eğitmenlerin ülkelerinde kalmalarını istiyor, ancak silahlı grupların büyükelçilik de dahil olmak üzere Irak'taki ABD mevkilerine yaptıkları saldırılarda Irak hükümeti Amerikalıları korumaktan aciz kalıyor."
Ülkesindeki Amerikan varlığını uygun şekilde organize etmek isteyen Kazımi, bu bağlamda dün Washington'a gitmeden önce yaptığı açıklamada Irak'ta bir Amerikan savaş varlığı istemediğini duyurdu. Irak Başbakanı, Associated Press’e (AP) verdiği demeçte şunları söyledi: “Irak topraklarında herhangi bir yabancı savaş gücüne ihtiyaç yoktur, Irak güvenlik güçleri ve ordusu, Amerikan liderliğindeki koalisyon güçleri olmadan ülkeyi savunabilir. DEAŞ’e karşı savaş ve Irak güçlerinin hazır olması özel bir takvim gerektiriyor.”
Öte yandan Irak Başbakanlık Basın Ofisi tarafından dün (Pazar) yapılan açıklamada, “Bu ziyaret, Irak'ın ABD ile çeşitli alanlarda karşılıklı saygı ve ikili işbirliği temellerine dayalı yakın ilişkisini pekiştirme çabaları çerçevesinde gerçekleşti. Söz konusu ziyaret, iki ülke arasındaki güvenlik ilişkisini Irak'ın ulusal çıkarları temelinde düzenlemek için yapılan stratejik diyalog oturumları sırasında uzun süren yoğun çabalara tanık oldu” ifadeleri kullanıldı.
Diğer yandan Fetih Koalisyonu, Irak'taki Amerikan varlığını her ne ad altında olursa olsun reddettiğini açıkladı. Fetih Koalisyonu Milletvekili Muhammed el-Beldavi, konuya ilişkin yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Teröre destek veren bu varlığın devam etmesi, hizmet seviyesinin ve ekonominin bozulmasının yanı sıra Irak'ta daha fazla sorun yaratacaktır. Temsilciler Meclisi, Amerikan kuvvetlerinin Irak'tan çıkarılması gerektiğini vurguluyor.”



Devlete ve Hizbullah'a karşı artan kızgınlık

Lübnan'ın güneyindeki Mecdal kasabasına perşembe günü İsrail tarafından düzenlenen saldırının ardından kasabadan dumanlar yükseldi (AFP)
Lübnan'ın güneyindeki Mecdal kasabasına perşembe günü İsrail tarafından düzenlenen saldırının ardından kasabadan dumanlar yükseldi (AFP)
TT

Devlete ve Hizbullah'a karşı artan kızgınlık

Lübnan'ın güneyindeki Mecdal kasabasına perşembe günü İsrail tarafından düzenlenen saldırının ardından kasabadan dumanlar yükseldi (AFP)
Lübnan'ın güneyindeki Mecdal kasabasına perşembe günü İsrail tarafından düzenlenen saldırının ardından kasabadan dumanlar yükseldi (AFP)

Güney Lübnan'ın cephe hattındaki köylerinde düzenlenen protesto ve gösteriler, etkilenenlere tazminat ödenmesindeki gecikme nedeniyle devlete ve Hizbullah'a karşı halkın duyduğu öfkeyi yansıtıyor. Bu durum, birçok kişinin köylerini terk ederek köylerinin dışında yeni bir hayat kurmasına neden oldu.

Bu hamleler, evlerini ve mülklerini kaybettikten sonra hala yerinden edilme deneyimini yaşayan ve İsrail'in neredeyse her gün oraları hedef aldığını ve zamanla hasarın daha da artacağını bilerek henüz yeniden inşa tazminatı alamayan sınır kasabalarındaki sakinlerin trajik yaşamının başlamasından iki yıldan fazla bir süre sonra geliyor.

Bu bağlamda siyasi analist Ali el-Emin, Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, bu tür hareketlerin ortaya çıkmasının "normal olduğunu, çünkü köylerin neredeyse terk edildiğini" söylüyor. Emin, "Bu protestoların, halka sırt çevirenlere karşı yapıldığını ve protestocuların, onun (Hizbullah'ın) tutumlarının, meselenin ele alınmasına yönelik her türlü olasılığın ufkunu kapatmaya katkıda bulunduğuna inandıklarını" vurguluyor.


Şara: İsrail'e şiddeti ihraç etmeyeceğiz

Şara: İsrail'e şiddeti ihraç etmeyeceğiz
TT

Şara: İsrail'e şiddeti ihraç etmeyeceğiz

Şara: İsrail'e şiddeti ihraç etmeyeceğiz

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara, dün İsrail'in güney Suriye'de silahsızlandırılmış bölge kurulması talebini, ülkesini "tehlikeli bir duruma" sokacağı gerekçesiyle reddetti ve "(Biz) İsrail de dahil olmak üzere şiddet ihraç eden bir ülke olmakla ilgilenmiyoruz" dedi.

Eş-Şara, Doha Forumu'na katılımı sırasında verdiği röportajda, bu yılın başlarında Dürzi ve Alevilerin yaşadığı bölgelerde yaşanan kanlı çatışmalara atıfta bulunarak, "Sahilde ve Süveyda'da işlenen suçların faillerini yargılayacağız" sözü verdi.

Eski Cumhurbaşkanı Beşşar Esed'in devrilme yıldönümü arifesinde, El-Arabiya/El-Hadath kanalı, devrik cumhurbaşkanını, 2024 yılında gizemli bir şekilde öldürülen danışmanı Luna eş-Şibl ile bir arada olduğu video kayıtları yayınladı. Danışmanıyla birlikte yapılan "Esed kayıtları", güçlerinde savaşan Suriye askerleriyle alay etme, devrik cumhurbaşkanının Şam Guta'sına yönelttiği hakaretler (Guta'ya lanetler yağdırma) ve "Kaplan" lakaplı askeri komutan Süheyl el-Hasan ile Lübnan "Hizbullahı"nı eleştirme gibi ifadeler içeriyor.

Suriyeliler, sızdırılan ses kayıtlarının Esed'in, bir yıl önce muhalif grupların Şam'a girmesi ve rejiminin devrilmesiyle askeri olarak ilk kez düşüş yaşamasının ardından, destekçileri ve Suriye'de ve komşu ülkelerde onunla birlikte savaşanların gözünde ikinci kez düşüş yaşadığına işaret ettiğini düşünüyor.


Arapların kaygısı Gazzelilerin Refah üzerinden göç etmesinin önlenmesine odaklandı

Gazze Şehri'ndeki İslam Üniversitesi'nde yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)
Gazze Şehri'ndeki İslam Üniversitesi'nde yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)
TT

Arapların kaygısı Gazzelilerin Refah üzerinden göç etmesinin önlenmesine odaklandı

Gazze Şehri'ndeki İslam Üniversitesi'nde yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)
Gazze Şehri'ndeki İslam Üniversitesi'nde yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)

İsrail, ateşkes anlaşmasının ikinci aşaması beklentisiyle ve belirsiz bir durum ortasında, Gazze Şeridi'nde kontrolü altındaki bölgelerin geri kalanını tahrip etmeye devam ederken, Arap ve İslam ülkeleri Gazzelilerin Refah üzerinden yerinden edilme tehlikesine karşı önleyici tedbirler almakla meşgul.

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, dün Doha Forumu'nda yaptığı açıklamada, "Refah Sınır Kapısı, Filistinlilerin yerinden edilmesi için bir geçit olmayacak, sadece Gazze'ye insani ve tıbbi yardım ulaştırmak için kullanılacak" ifadelerini kullandı.

Filistin Toprakları Hükümet Faaliyetleri Koordinatörlüğü Ofisi, çarşamba günü yaptığı açıklamada, Refah sınır kapısının "önümüzdeki günlerde Kahire ile koordinasyon halinde yalnızca Gazze Şeridi sakinlerinin Mısır'a çıkışı için açılacağını" duyurdu.

Ayrıca Suudi Arabistan, Mısır, Ürdün, BAE, Endonezya, Pakistan, Türkiye ve Katar dışişleri bakanları cuma akşamı yaptıkları açıklamada, "Filistin halkını topraklarından çıkarmaya yönelik her türlü girişimi tamamen reddettiklerini" vurguladılar.