Faili meçhul suikastlar Irak’ta bir can daha aldı

Aktivist Fatıma el-Bahadli’nin ikinci oğlu da Basra’da öldürüldü

Faili meçhul suikastlar Irak’ta bir can daha aldı
TT

Faili meçhul suikastlar Irak’ta bir can daha aldı

Faili meçhul suikastlar Irak’ta bir can daha aldı

Irak’taki suikastlar aktivist Ali Kerim’in de canını aldı. İlk oğlu Ahmed Kerim’in Basra’nın güneyinde gizemli bir şekilde öldürülmesinden yaklaşık iki yıl sonra, sivil bir aktivist olan Fatıma el Bahadli ikinci oğlunu da kaybetti. Söz konusu olay, Irak Başbakanı Mustafa Kazımi’nin, Basra’da yapılan suikastların faillerinden bazısının tutuklandığını duyurmasından 10 gün sonra gerçekleşti.
Güvenlik yetkilileri, aktivist Ali Kerim’in cesedinin, kaybolmasının ardından saatler sonra Basra vilayetinin batısındaki ez Zübeyr semtinde bulunduğunu açıkladı.
Adli tıp raporunda Ali Kerim’in göğsüne 4 el ateş edilerek öldürüldüğü doğrulandı.
Fatıma el Bahadli uzun yıllardır insan haklarını savunma alanında, Firdevs Derneği Başkanı olarak faaliyet göstermekte. Aralık 2020’de başkent Dublin’de düzenlenen bir törende, İran merkezli Front Line Defenders adlı kuruluş tarafından insan hakları savunucusu olduğu için ödüllendirilmişti.
Dün öğleden sonra yüzlerce insan merhumu son yolculuğuna uğurladı. Cenaze esnasında aktivist Fatıma el-Bahadli’nin kalabalık arasında yürüdüğü ve oğlunun yasını tuttuğu görüntüler ortaya çıktı.
Öte yandan Irak yerel radyosu el-Mirbad, merhuma yakın kimselerden şu sözleri aktardı: “Merhumdan aynı anda 3 telefon sinyali alındı. Kendisiyle ilgili izlenen son sinyal ise Dernekler bölgesinden geldi ve ardından sinyal kayboldu.”
Genç adamın cesedinin bulunduğu bölgenin yasak petrol bölgesi olduğu belirtilirken, bu bölgeye herhangi birinin girmesinin mümkün olmadığı kaydedildi. Ayrıca bu durumun, failin herhangi biri olmadığını kanıtladığı anlamına geldiği belirtildi.
İki taraf arasındaki düşmanlık durumu göz önüne alındığında, sivil aktivistlerin hedef alınmasının arkasında genellikle güçlü silahlı grupların olduğuna işaret ediliyor.
Merhumun yakınları söz konusu olaydan, Basra’nın güvenliğini sağlamaması ile cinayet ve terör olayları gibi suçların yayılışını durdurma noktasında herhangi bir etkisinin olmamasının dolayı Yüksek Güvenlik Komitesi ve yetkili makamları sorumlu tutuyor.
Güvenlik yetkilileri olaya ilişkin herhangi bir açıklama yapmazken, Basra’daki İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Ofisi Yetkilisi Mehdi et Temimi, “Zubeyr karakolunda meydana gelen olaya ilişkin soruşturma açıldı. Şuana kadar hiç bir detay açıklanmadı” dedi. Temimi Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, olay hakkında herhangi bir ayrıntı vermeden şu ifadeleri kullandı:
“Güvenlik güçlerinin soruşturmasının sonucunu bekliyoruz. Ancak güvenlik güçlerinin yetkilerini kullanması, kontrolsüz silahları kontrol etmesi ve yasayı tam olarak uygulaması gerekiyor.”
Temimi açıklamasının devamında, “Suikast, aşiret çatışmaları ve kaosların durdurulması gibi konular olmak üzere, Basra’nın güvenlik tarafında daha fazla çalışılması gerekiyor” dedi.
Temimi ayrıca, “Basra’daki gösteriler günlük olarak yapılmaya devam ediyor. Genellikle iş fırsatları ve daha iyi hizmetler talep etmek için gösteriler düzenleniyor” dedi.
Yetkililer, bu ayın ortasında Basra’daki suikastların faillerinden bazılarının tutuklandığını ve ardından Hişam el Haşimi’nin katillerinin tutuklandığını duyurmasına rağmen, ölüm magandalarını durduramaması ve adalete teslim edememesi sebebiyle birçok eleştiri ve suçlamayla karşı karşıya kalıyor. Irak’taki suikastlar devam ederken, ülkedeki birçok kişi, yetkililerin kısa vadede bu suikastları durdurabileceği konusunda kendilerini hüsrana uğrattıklarını düşünüyor.
Öte yandan Basra’nın komşusu Zikar vilayetinde, Nasiriyye kentinden gelen habere göre, kentin güneyindeki Ur ilçesinde Pazar günü şafak vakti kimliği belirsiz silahlı kişilerin bir aktivistin evini, aracının altına bir cihaz yerleştirerek hedef aldığı belirtildi. Patlamanın araçta ve evin cephesinde ciddi hasara yol açtığı belirtildi.



Ben Gvir, Netanyahu'ya Lübnan'da savaşmaya devam etmesi ve Gazze'yi işgal etmesi çağrısında bulundu

İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu (solda) ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben Gvir (AP)
İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu (solda) ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben Gvir (AP)
TT

Ben Gvir, Netanyahu'ya Lübnan'da savaşmaya devam etmesi ve Gazze'yi işgal etmesi çağrısında bulundu

İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu (solda) ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben Gvir (AP)
İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu (solda) ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben Gvir (AP)

İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben Gvir, Başbakan Binyamin Netanyahu'ya, geçtiğimiz çarşamba günü yürürlüğe giren ateşkes anlaşmasına rağmen Lübnan'da savaşmaya devam etme çağrısında bulundu.

Şarku’l Avsat’ın Times of Israel gazetesinden aktardığına göre Ben Gvir, Lübnan Hizbullahı'nın ateşkesi "defalarca" ihlal ettiğini belirtti.

İsrailli bakan, ülkesinin yürüttüğü savaş hakkında şunları söyledi: "Durmamalıyız, özellikle burada, güneyde de."

Gvir şöyle deva etti: “On yıllardır barışı getirmek için tarihi bir fırsata sahibiz. Hamas hareketini çökertmek için tarihi bir fırsatımız var. Caydırıcılığı yeniden tesis etmek, Gazze Şeridi'ni yeniden işgal etmek ve İsrail'in düşmanlarının gönüllü göçünü teşvik etmek için elimizde tarihi bir fırsat var ve güneyde barışı sağlayacak olan da budur."

Ben Gvir'in değerlendirmeleri, Maliye Bakanı Bezalel Smotrich'in göçü teşvik ederek “Gazze Şeridi nüfusunun iki yıl içinde mevcut büyüklüğünün yarısına ineceği bir durum yaratmanın mümkün olduğunu” söylemesinden günler sonra geldi.

İki gün önce İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Lübnan'la ateşkesi eleştirerek, bunu "tarihi bir hata" olarak nitelendirdi.

Times of Israel gazetesi onun, yeni ateşkes anlaşmasının "sükûnet için sükûnet ilkesine bir dönüş" olduğunu söylediğini aktardı ve bunun eninde sonunda İsrail'i "Lübnan'a dönmeye" iteceğine inandığını belirtti.

Gazete, aşırı sağcı Ben Gvir'in anlaşmaya karşı çıkmasına rağmen, hükümetten çekileceğine dair bir imada bulunmadığına dikkat çekti.