Lübnan: Necib Mikati hükümeti kurmakla görevlendirildi

Mikati, parlamento istişarelerinde eski başbakanların ve Hizbullah’ın desteğini aldı. En büyük iki Hristiyan blok, Mikati’ye destek vermedi

Avn, 26 Temmuz’da istişareleri sırasında Mikati’yi kabul etti (NNA)
Avn, 26 Temmuz’da istişareleri sırasında Mikati’yi kabul etti (NNA)
TT

Lübnan: Necib Mikati hükümeti kurmakla görevlendirildi

Avn, 26 Temmuz’da istişareleri sırasında Mikati’yi kabul etti (NNA)
Avn, 26 Temmuz’da istişareleri sırasında Mikati’yi kabul etti (NNA)

Lübnan parlamentosunun çoğunluğu, 26 Temmuz’da 72 oyla eski Başbakan Necib Mikati’yi yeni hükümeti kurmakla görevlendirdi. Parlamentodaki en büyük iki Hristiyan milletvekili bloğu olan Özgür Yurtsever Hareket ve Lübnan Kuvvetleri, Mikati’nin ismini vermedi.
Parlamento üyelerinin çoğunluğu, Başbakan Hassan Diyab hükümetinin istifasından yaklaşık bir yıl sonra yeni hükümeti oluşturacak yeni bir başbakan belirlemek üzere 26 Temmuz’da Cumhuriyet Sarayı’ndaki bağlayıcı meclis istişarelerine katıldı. Büyükelçi Mustafa Edib ve eski Başbakan Saad Hariri başkanlığında hükümeti kurmak için sarf edilen ayrı çabalar, siyasi farklılıklar ve anlaşmazlıklar nedeniyle tökezlemişti.
İstişarelere katılan 116 milletvekilinin 73’ü Mikati lehine oy kullanırken, Hristiyan partiler Özgür Yurtsever Hareket ve Lübnan Kuvvetleri milletvekilleri başta olmak üzere 42 milletvekili çekimser kaldı. 1 vekil de Nevaf Selam için oy kullandı.
Mikati’nin görevlendirilmesi sonrasında Saad Hariri’nin belirttiğine göre Necib Mikati, ‘Hükümet Sarayı’nda (Beytul Vasat) üzerinde uzlaşı sağladıkları anayasal yolu’ takip edeceği bir hükümet kurmak için eski başbakanların da desteğini aldı. Hariri, ülkenin bir hükümete ihtiyacı varken küçük şeylerin önünde durmama çağrısında bulundu. Eski Başbakan Tammam Selam da ‘ülkede tanık olunan zor durumdan çıkış yolunun bulunacağı bir aşamayla karşılaşma’ yönündeki umudunu dile getirdi. Selam, “Her türlü engelden uzak kalarak, ayrıca her şeye ve çeşitli şekillerde hayata yansıyan stresli finansal koşulları ele almak ve acil çözümler bulmak için tüm siyasi güçlerden uzak kalarak Başbakan Mikati’nin uzmanlardan oluşa bir hükümet kurmasını temenni ediyoruz” dedi. Meclis Başkanı Yardımcısı Elie Ferzli, Mikati’nin kişisel kredisinin ve Hariri’nin onun ismini vermesinin ‘herhangi bir olası hükümeti gölgeleyen ulusal şemsiyeyi tamamlamak için ait olduğu bileşenin temsilcisi olarak’ Başbakan Mikati’nin adaylığı için yeni bir unsur eklediğini söyledi. Ferzli, “Necib Mikati’nin bugün ait olduğu bileşeni temsil eden unsurlar vardı, bu yüzden adı verildi” dedi.
Milletvekili Samir el-Cisr de (Sünni) Müstakbel Hareketi’nin Mikati’nin ismini vermesi sonrasında, “Bugün sorumluluk almak çok zor. Bu yüzden ‘ülkeyi ve Başbakan Mikati’yi Allah tayin ediyor’ dedik” ifadelerini kullandı.
Her ne kadar blok, daha önce Hariri’nin ismini vermemiş olsa da Direnişe Sadakat Bloğu’nun (Şii Hizbullah’ın parlamentodaki temsilcisi) Mikati’nin ismini vermesi dikkati çekici bir durum.
Bloğun başkanı Milletvekili Muhammed Raad, Diyab hükümetinin istifasından bu yana ülkede bir hükümetin kurulması gerektiğini vurguladı. Raad, “Çünkü krizlerle başa çıkmak, vatandaşların işlerini kolaylaştırmak, güvenlik ve kamu düzenini sağlamak için zorunlu geçiş ve gerekli giriştir” dedi. Yetkili, “Bugün hükümet kurma olasılığına işaret eden göstergelerin ortaya çıkmasıyla bloğun bu olasılığı desteklemesi ve teşvik etmesi çok doğal” diyerek, Mikati’nin ismini vermelerinin ‘hükümet kurma önceliğine olan bağlılıklarını yansıttığını” ifade etti.
Ulusal Blok da Mikati’nin ismini verirken, Milletvekili Tony Franciye, “Cumhurbaşkanı Avn’dan hükümetin kurulmasını kolaylaştırmasını istedik. Çünkü insanlar en küçük kurtuluş yoluna bile bağlı” dedi.
(Dürzi) İlerici Sosyalist Parti de Mikati’nin ismini verirken, Milletvekili Teymur Canbolad, bir an önce ekonomik ve toplumsal bir kurtuluş hükümetinin kurulması için tüm siyasi partilerin gerekli kolaylıkları sağlamak zorunda olduğunu belirtti. Aynı şekilde Bağımsız Merkez Bloğu Milletvekili Nicholas Nahas, “Işık gördüğümüz, mümkün olan bir aşamaya girdik. Hükümeti kuracağını umduğumuz görev için hepimiz bir araya gelmeliyiz” diyerek, Mikati’nin adını verdiklerini duyurdu.
Sosyal Ulusal Blok ise Necib Mikati’ye desteğini açıklarken, Dayanışma Bloğu milletvekillerinin tavırları da Mikati’yi destekleyen ve çekimser kalan olmak üzere ikiye bölündü.
Öğleden sonraki ikinci tur istişarelerinde, parlamentoda Lübnan Kuvvetleri milletvekilleri tarafından temsil edilen ‘Güçlü Cumhuriyet Bloğu’ kimsenin ismini vermedi. Milletvekil George Advan, bu durumu “Halka ve kendimize karşı dürüstüz. Bu çoğunluğun varlığıyla hiçbir şey olamaz” ifadeleriyle yorumladı. Advan, “Bu hükümete katılmayacağız, halkın bu çoğunluktan kurtulması için seçim zamanını yakınlaştırmaya çalışacağız” ifadelerini kullandı.
Bağımsız milletvekillerinin tavırları da Mikati’yi destekleyenler ve ismini vermeyi reddedenler olmak üzere ikiye bölündü. Milletvekili Eddy Demerciyan, Milletvekili Mişel Daher, Milletvekili Jean Taluziyan ve Milletvekili Abdussamed Mikati’yi desteklerken, milletvekilleri Usame Saad, Cemil es-Seyyid ve Şamil Rukoz kimsenin ismini vermedi.
Meclis Başkanı Nebih Berri başkanlığındaki Kalkınma ve Kurtuluş Bloğu da Necib Mikati’ye destek verirken, Milletvekili Enver Halil blok adına açıklama yaptı. Bu bağlamda Halil, “Zamanın ertelemeye tahammülü kalmadı. Kendisine hızlı bir oluşumda başarı dileyerek, Mikati’nin ismini verdik. Cumhurbaşkanı Avn’ın hükümeti kurmakla yetkili Başbakana yardımcı olmasını diliyoruz” ifadelerini kullandı.
Öte yandan Cumhurbaşkanı Mişel Avn’ı destekleyen Güçlü Lübnan Bloğu, Baabda Sarayı’ndaki bağlayıcı meclis istişarelerine katıldıktan sonra hükümet kurmak için kimsenin ismini desteklemediğini açıkladı. Blok Başkanı Milletvekili Cibran Basil, “Milletvekili Faysal Kerami aday olmadığı için bazı blokların Nevaf Selam’ı atamasını bekliyorduk, ama bu olmadı. Geriye tek ciddi adayın kalması ışığında eski Başbakan Necib Mikati’nin ismini desteklememe kararı aldık. Çünkü daha önce cesaret verici olmayan bir tecrübeye sahibiz” dedi. Basil, “Bundan sonraki aşamada hükümetin ihtiyaç duyduğu reform görevine destek olacağız” ifadelerini kullandı.
Ermeni Milletvekilleri Bloğu ise hükümete başkanlık etme hususunda kimseyi desteklememe kararı aldı.



‘Yeşil Refah’ ve ‘Yeni Gazze’... Gazze Şeridi'ni neler bekliyor?

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan çadırlar (AP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan çadırlar (AP)
TT

‘Yeşil Refah’ ve ‘Yeni Gazze’... Gazze Şeridi'ni neler bekliyor?

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan çadırlar (AP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan çadırlar (AP)

Son iki gündür Gazze Şeridi'ne ilişkin dosyada ‘Yeşil Refah’ ve ‘Yeni Gazze’ gibi yeni isimler öne çıkmaya başladı. Bu gelişme, ABD’nin arabuluculuğu ile Arap ve uluslararası desteğe rağmen İsrail ile Hamas arasındaki ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasına geçişin sekteye uğradığı bir dönemde yaşanıyor.

İsrail basınındaki haberlere göre hükümet, ABD’nin kararına boyun eğerek orduya Refah’ın doğusunda ‘Yeşil Refah’ adıyla yeni bir kent kurulmasına yönelik saha çalışmalarına başlaması için izin verdi. İlk hazırlıklar kapsamında ağır iş makinelerinin bölgeye sokularak molozların temizlenmesi ve arazinin düzenlenmesi planlanıyor.

İsrail’in geciktirme girişimleri

İsrail medyasında yer alan bilgilere göre Tel Aviv yönetimi, bu çalışmaların henüz geçiş yapılmamış olan anlaşmanın ikinci aşamasına dahil olduğu gerekçesiyle haftalarca süren bir geciktirme çabasına girişti. Ancak Washington’un artan baskıları sonucunda İsrail, planın bir sonraki etabına yönelik hazırlıkları başlatmak zorunda kaldı.

Bu çalışmalar; işgal altındaki topraklarda Refah’ın doğusunda bir insani bölge ve yeni bir kent inşasını içeriyor. Washington yönetimi, söz konusu adımla Filistinlilere ‘umut şehri’ modelini sunmayı ve ‘Hamas’ın kontrolündeki eski, yıkılmış ve karanlık Gazze’nin’ karşısına ‘yeni, modern ve gelişen bir Gazze’ örneği koymayı hedefliyor.

İsrail, planın ikinci aşamasında atılacak bu tür adımların Refah Sınır Kapısı’nın açılmasına yol açacağı, ayrıca Gazze Şeridi’nin başka bölgelerinden çekilmeyi ve yerlerine uluslararası güçlerin konuşlanmasını gerektireceği gerekçesiyle itiraz etti. Söz konusu ülkeler, İsrail’in taleplerini karşılamanın zorluğu ve bölgedeki işgal koşulları nedeniyle kuvvet göndermeyi reddetti.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Kanal 12 televizyonundan aktardığına göre, İsrail’in bu tutumu üzerine Washington yönetimi Tel Aviv’i süreci oyalamakla suçladı ve çok uluslu güce katılmaktan çekilen ülkelerin sorumluluğunu İsrail’e yükledi. Bu baskının ardından İsrail geri adım atarak yeni kentin inşasına başlanmasını kabul etti.

İsrail Kamu Yayın Kuruluşu KAN, İsrail’in ‘gelecek hafta bölgede geniş çaplı moloz temizliği başlatmak üzere ağır iş makinelerini Refah’a sokmaya hazırlandığını’ ve bunun ‘Hamas unsurlarından arındırılmış yeni insani bölgenin oluşturulması’ amacıyla yapıldığını bildirdi.

Silahlı milislerden destek

Habere göre İsrail ordusu, ‘İsrail’le koordineli çalışan silahlı milislere’ atılacak adımlar konusunda bilgi verdi. ABD planına göre bir sonraki aşama, ‘İsrail’in kısmen kontrol ettiği bölgelerde yabancı bir askeri gücün faaliyete geçmesini’ öngörüyor.

i24NEWS ise İsrail ordusunun Refah’ın doğusunda Filistinliler için ‘Yeşil Refah’ adıyla yeni bir kent kurulmasına yönelik geliştirme çalışmalarına fiilen başladığını bildirdi. Kanal, bölgede gelecek hafta kapsamı genişletilecek hazırlıkların sürdüğünü, bunların ‘moloz ve patlayıcı kalıntılarının temizlenmesini’ içerdiğini aktardı.

sdfrt
Gazze Şeridi'nin Refah kentindeki İsrail askerleri (Arşiv – Reuters)

Maariv gazetesinin haberine göre, Refah’ta faaliyet gösteren Yaser Ebu Şebab milisleri, söz konusu yeni kentin bulunduğu bölgede İsrail güçlerinin temsilcileriyle ve ayrıca İsrail’in güneyindeki Kiryat Gat’ta bulunan ABD komuta merkezi adına bölgede bulunan sivil temsilcilerle birlikte görülmeye başladı.

Kabinede itirazlar

Siyasi kaynaklar, İsrail’in bu adımına kabinenin büyük bölümündeki bakanların karşı çıktığını, hatta tepkinin öfkeye dönüştüğünü aktardı. Bakanların, İsrail’in ‘sarı hat üzerinde inşaat yaparak Gazze çevresindeki yerleşimleri tehlikeye atmaması gerektiğini’ savunduğu belirtildi. Bazı sağ görüşlü medya organları haberi ‘utanç’ başlığıyla duyurdu.

Başbakan Netanyahu ise kararını savunarak hazırlık çalışmalarının ‘tünellere büyük miktarda beton dökme ve geniş bölgeleri izole etme’ işlemlerini içerdiğini söyledi. Netanyahu, söz konusu adımların ‘Hamas’ın askeri altyapısını yok etme yönündeki İsrail çıkarlarına hizmet ettiğini’ ifade etti.

gthy
Başbakan Binyamin Netanyahu, Ocak 2025'te İsrail kabine toplantısına başkanlık ediyor. (DPA)

Netanyahu, uluslararası güce katılmaktan vazgeçen Arap ve İslam ülkelerinin tutumunun Katar ve Türkiye’nin çıkarlarına hizmet ettiğini savundu. Bu nedenle İsrail’in ABD yönetiminin taleplerine yanıt vermesi ve Washington’la çatışmaya girmemesi gerektiğini kaydetti.

Filistin Yönetimi ve Hamas’ın itirazları

Filistin Yönetimi, İsrail’in ‘Gazze’yi yeniden inşa’ başlığı altında yürüttüğü çalışmalara karşı çıkıyor. Yönetim, farklı düzeylerde yaptığı açıklamalarda bu dosyadaki rolünü korumakta kararlı olduğunu ve Arap planına desteğini sürdürdüğünü vurguluyor.

Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa, perşembe günü bir İtalyan heyetini kabul ederken yaptığı açıklamada, “Gazze Şeridi için bir yeniden imar ve toparlanma planımız var. Bu planın bir icra programı bulunuyor ve Arap ile İslam ülkeleri tarafından benimsendi. Uluslararası toplum da New York Bildirgesi aracılığıyla destek veriyor. Kardeş Mısır’la birlikte Kahire’de bir yeniden imar ve toparlanma konferansı düzenlemek için çalışıyoruz” dedi.

Hamas, söz konusu projeyi ‘İsrail’in ateşkes anlaşmasını açık biçimde ihlal etmesini gerekçelendirmeye yönelik yeni bir aldatmaca’ olarak nitelendirdi. Hareket, yayımladığı açıklamada, “İsrail’in anlaşmayı çiğnediğini ve günlük ihlallerle daha ilk aşamayı ortadan kaldırdığını” belirtti.

Geçtiğimiz salı günü konuya ilişkin bilgi veren Mısırlı bir kaynak, Gazze’nin erken toparlanması ve yeniden inşasına yönelik Kahire Konferansı’nın kasım ayı sonunda yapılmasının planlandığını ancak toplantının erteleneceğini söyledi. Kaynak, “Konferans ay sonunda düzenlenmeyecek; biraz gecikmesi muhtemel. Özellikle şu anda paralel bir çaba yürütülüyor. Görünen o ki ABD, Refah’la ilgili kendi özel girişimini planlıyor” değerlendirmesinde bulundu. Bu açıklama, İsrail’in kontrolündeki bölgelerde oluşturulması öngörülen ‘yeşil bölgeye’ işaret olarak yorumlandı.

Gazze İnsan Hakları Merkezi, ateşkesin başlamasından bu yana geçen 47 günde İsrail tarafından işlenen ihlallerde 350 Filistinlinin öldürüldüğünü açıkladı. Ölenler arasında 130 çocuk ve 54 kadın bulunuyor.

Merkez, aynı dönemde günlük ortalama 11’i aşan 535 ihlal kaydettiğini bildirerek ateşkesin yürürlüğe girdiği ilk andan itibaren ihlallerin sürdüğünü vurguladı.

Açıklamada, İsrail’in insani yardım girişlerini kısıtladığı, günde yalnızca 211 kamyonun geçişine izin verdiği, oysa 600 kamyona izin verildiği yönünde iddialarda bulunduğu aktarıldı. Ayrıca İsrail’in üzerinde mutabık kalınan çekilme haritasına uymadığı ve sivil bölgelere yönelik ateş kontrolünü sürdürerek zaman zaman bölgeye girdiği belirtildi.


İsrail’den Suriye'nin Beyt Cin kasabasına baskın: En az kişi 9 öldü

Golan Tepeleri'nde iki İsrail askeri (Arşiv fotoğrafı - Reuters)
Golan Tepeleri'nde iki İsrail askeri (Arşiv fotoğrafı - Reuters)
TT

İsrail’den Suriye'nin Beyt Cin kasabasına baskın: En az kişi 9 öldü

Golan Tepeleri'nde iki İsrail askeri (Arşiv fotoğrafı - Reuters)
Golan Tepeleri'nde iki İsrail askeri (Arşiv fotoğrafı - Reuters)

Suriye kaynakları, İsrail devriyesinin bölgeye girmesi sonrası çatışma çıktığını; hava saldırılarının ardından yoğun sivil göç yaşandığını bildirdi.

Suriye medyası, Şam’ın güneyindeki Beyt Cin kasabasına düzenlenen İsrail baskının  ve hava saldırısının ayrıntılarını açıkladı. Suriye kaynakları, saldırılarda en az 9 kişinin öldüğünü aktardı.

Suriye’nin “El-İhbariyye” kanalı, kasabanın İsrail savaş uçaklarının yoğun bombardımanına hedef olduğunu, çok sayıda ölü ve yaralı bulunduğunu bildirdi.

Açıklamalara göre olay, İsrail’e ait bir askeri devriyenin bölgeye kara yoluyla girmesi, sakinlerle çatışma yaşanması ve devriyenin geri çekilmesi sonrası hava saldırılarının başlamasıyla tırmandı. Bölge üzerinde İsrail uçaklarının yoğun şekilde uçtuğu belirtildi.

Saldırıların ardından Beyt Cin’de büyük bir sivil göç hareketi yaşandı; çok sayıda kişi çevre kasabalara yöneldi.


Washington milislere: Irak'ta yeriniz yok

Süleymaniye ilindeki Çamçemal yakınlarında füze saldırısının ardından Kormor gaz sahası (Reuters)
Süleymaniye ilindeki Çamçemal yakınlarında füze saldırısının ardından Kormor gaz sahası (Reuters)
TT

Washington milislere: Irak'ta yeriniz yok

Süleymaniye ilindeki Çamçemal yakınlarında füze saldırısının ardından Kormor gaz sahası (Reuters)
Süleymaniye ilindeki Çamçemal yakınlarında füze saldırısının ardından Kormor gaz sahası (Reuters)

aIrak'ın kuzeyindeki Süleymaniye'de bir doğalgaz sahasının insansız hava aracıyla (İHA) bombalanması öfkeli tepkilere yol açtı ve ABD'nin silahlı gruplara uyarıda bulunması ve hükümetin faillerin yakalanması için harekete geçmesiyle sonuçlandı.

Kürdistan Bölgesel Yönetimi'ne göre çarşamba akşamı Dana Gas tarafından işletilen Khor Mor gaz sahasını hedef alan bir İHA saldırısı, elektrik santrallerine gaz arzının tamamen kesilmesine neden oldu. ABD'nin Irak Özel Temsilcisi Mark Savaya, saldırıyı "düşmanca dış amaçlarla hareket eden yasadışı grupları" gerçekleştirmekle suçladı.

Savaya, Bağdat'ı "bu saldırının sorumlularını tespit etmeye ve adalete teslim etmeye" çağırdı ve "tam egemen bir Irak'ta bu tür silahlı gruplara yer olmadığını" vurguladı.

Kürdistan Bölgesi Başbakanı Mesrur ​​Barzani ise Washington'a "sivil altyapıyı korumak için gerekli savunma ekipmanını sağlama" çağrısında bulundu. Barzani, "Bu tür saldırıların faillerinin geçmişte olduğu gibi cezadan kaçmaması gerektiğini" vurguladı.

Saldırıyı henüz üstlenen olmadı ancak Irak yetkilileri dün saldırıyı araştırmak üzere bir komite kurulduğunu duyurdu ve askeri bir sözcü de saldırıda yer alanların "cezalandırılacağına" söz verdi.