Dünyada kaydedilen Kovid-19 vaka sayısı 200 milyona yaklaşıyor

WHO: Salgının gerçek bilançosu resmi rakamların iki veya üç katı olabilir

Malezya’da koronavirüs kurbanlarından birinin naaşını taşıyan bir görevli (Reuters)
Malezya’da koronavirüs kurbanlarından birinin naaşını taşıyan bir görevli (Reuters)
TT

Dünyada kaydedilen Kovid-19 vaka sayısı 200 milyona yaklaşıyor

Malezya’da koronavirüs kurbanlarından birinin naaşını taşıyan bir görevli (Reuters)
Malezya’da koronavirüs kurbanlarından birinin naaşını taşıyan bir görevli (Reuters)

Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) ile enfekte olan vaka sayısı küresel olarak 200 milyona yaklaşırken, virüse bağlı can kaybı sayısı 4 milyonu aştı.
Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) Çin ofisinin 2019 yılının Aralık ayında Kovid-19 hastalığının ortaya çıktığını duyurmasından bu yana virüs, dünyada genelinde 4 milyon 169 bin 966 kişinin hayatını kaybetmesine neden oldu.
Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığı verilere göre hastalığın ortaya çıkmasından bu yana 194 milyon 611 bin 850’den fazla kişi enfekte oldu. Enfekte olan kişilerin büyük birçoğu sağlığına kavuşurken, bazıları enfeksiyonun üzerinden haftalar veya aylar geçmesine rağmen semptomlar yaşamaya devam etti.
AFP’in paylaştığı veriler, tüm ülkelerdeki sağlık otoriteleri tarafından yayınlanan günlük raporlara dayanıyor ve istatistik kurumları tarafından sonradan yapılan incelemeleri ise içermiyor.
WHO, Kovid-19 ile doğrudan veya dolaylı olarak ilişkili olarak kaydedilen ölüm oranlarını dikkate alarak, salgın bilançosunun resmi olarak duyurulan bilançodan iki veya üç kat daha fazla olabileceğini düşünüyor.
Ülkelerin büyük bir çoğunluğunda Kovid-19 testlerinin yoğunlaşmasına rağmen, daha az şiddetli veya asemptomatik vakalardan büyük bir kısmı tespit edilemiyor.
Pazartesi günü dünya genelinde 541 bin 492 yeni vaka ve 7 bin 731 can kaybı kaydedildi.
Güncel verilere göre, günlük en fazla ölümün kaydedildiği ülkeler Endonezya (1487), Rusya (779) ve Brezilya (578) oldu. Johns Hopkins Üniversitesi verilerine göre, ABD ölüm (610 bin 952) ve vaka (34 milyon 533 bin 187) sayıları açısından salgından en çok etkilenen ülke oldu.
ABD’yi, 550 bin 502 bin ölüm ve 19 milyon 707 bin 662 vaka ile Brezilya, 421 bin 382 ölümle (31 milyon 440 bin 951 vakadan) Hindistan, 238 bin 595 ölümle (2 milyon 754 bin 438 vakadan) Meksika ve 195 bin 973 bin ölümle (2 milyon 105 bin 5 vakadan) Peru takip etti.
Salgından en çok etkilenen ülkeler arasında Peru, 100 bin kişi başına 594 ölümle nüfusa oranla en yüksek ölüm oranını kaydederken, onu Macaristan (311), Bosna (295), Çek Cumhuriyeti (284) ve Kuzey Makedonya (264) izledi.
Latin Amerika ve Karayipler salı günü saat 10.00’a kadar bir milyon 360 bin 29 ölüm (40 milyon 303 bin 274 vakadan) kaydederken, Avrupa bir milyon 196 bin 456 ölüm (57 milyon 651 bin 233 vakadan), Asya 650 bin 927 bin ölüm (43 milyon 870 bin 495 vakadan) kaydetti.
ABD ve Kanada birlikte 637 bin 503 ölüm (35 milyon 959 bin 821 vakadan), Afrika 165 bin 420 bin ölüm (6 milyon 509 bin 648 vakadan), Orta Doğu 158 bin 300 bin ölüm (10 milyon 239 bin 702 vakadan) ve Okyanusya bin 331 ölüm (77 bin 682 vakadan) kaydetti.
Bu bilanço, AFP ofisleri tarafından yetkili ulusal makamlardan toplanan bilgilere ve WHO tarafından yayınlanan verilere istinaden hazırlandı.
Ulusal otoriteler tarafından sayılarda yapılan değişiklikler veya vaka ve can kaybı sayılarının yayınlanmasındaki gecikmeler sebebiyle son 24 saatte kaydedilen veriler, bir önceki gün meydana gelen gerçek vaka ve can kayıpları sayıları ile örtüşmeyebilir.



Küba'dan ABD'ye yaptırım tepkisi: "Soykırım savunucusu"

Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
TT

Küba'dan ABD'ye yaptırım tepkisi: "Soykırım savunucusu"

Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)

Temmuz 2021'de Havana yönetimine karşı düzenlenen büyük protesto eylemlerinin yankıları sürüyor.

ABD, Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel'in de aralarında bulunduğu Kübalı yetkilileri insan haklarını ihlal ettikleri gerekçesiyle yaptırım listesine aldı. 

Karayipler'deki ada ülkesinin üst düzey yöneticilerine vize kısıtlamaları uygulanacağı da duyuruldu.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, X hesabından yaptığı açıklamada "Temmuz 2021'deki protestolara katılanların haksız bir şekilde gözaltına alınıp işkenceye tabi tutulmasından sorumlu olan ya da bu olaylarda suç ortaklığı yapan" yargı ve cezaevi çalışanlarının da vize kısıtlamalarıyla karşı karşıya kalacağını söyledi. 

54 yaşındaki siyasetçi şu ifadeleri kullandı:

ABD, Küba halkının insan hakları ve temel özgürlüklerini desteklemeyi ve gayri meşru, dikta rejimlerinin yarıküremizde hoş karşılanmadığını net bir şekilde ortaya koymayı sürdürecek.

Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel'le birlikte Küba Savunma Bakanı Álvaro López Miera ve İçişleri Bakanı Lázaro Álvarez Casas'ın da yaptırım listesine alınmasına Havana'dan tepki geldi. 

Dışişleri Bakanı Bruno Rodriguez de X'te açıklama yaparak ABD'nin Küba halkının ya da liderlerinin iradesini ipotek altına alamayacağını vurguladı. 

Küba Dışişleri Bakanlığı'nın ABD'den sorumlu yetkililerinden Johana Tablada ise Rubio'yu "soykırım ve toplu sınırdışı savunucusu" diye niteledi. 

Elektrik kesintileri yüzünden Havana'nın defalarca karanlığa gömülmesinin ardından 11-12 Temmuz 2021'de patlak veren protestolar, tüm dünyanın dikkatini çekmişti. 

Bir kişinin öldüğü eylemlerin bazılarında protestocular devlet binalarına ve kamu malına zarar vermiş, güvenlik görevlilerine ve mağazalara taş atarak saldırmıştı.

Batı medyası, eylemlerin herhangi bir muhalif örgüt tarafından organize edilmediğini bildirirken Küba yönetimi, onlarca yıldır süren ABD yaptırımları ve propagandasını sorumlu tutmuştu.

Yönetim destekçileri, yetkililerle birlikte tepki göstererek muhalif eylemleri bastırmaya çalışmıştı. 

Ekonomik kriz, gıda ve ilaç kıtlığına karşı başlayan gösterilerin ardından ABD merkezli İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün aktardığına göre en az 1400 kişi gözaltına alınırken, yaklaşık 700 kişi hapse atılmıştı. 

2022'de Kübalı savcılar, 790 civarında kişinin bu eylemlerle ilgili olarak soruşturulduğunu açıklamıştı.

Davaları takip eden 11J adlı hak örgütü, 554 kişinin protesto gösterileriyle ilgili olarak aldıkları cezayı çektiği bilgisini 2024 sonunda vermişti. Bunlardan bazıları Papa Francis'in talebiyle şartlı tahliyeden faydalandı. Halihazırda hapiste kalan eylemci sayısının 360'la 420 arasında olduğu tahmin ediliyor.  

Independent Türkçe, France 24, AFP, AP