Haziran ayında 104 bin 316 adet taşıtın trafiğe kaydı yapıldı

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Haziran ayında 104 bin 316 adet taşıtın trafiğe kaydı yapıldı

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Haziran ayında trafiğe kaydı yapılan taşıtların %49,8'ini otomobil, %30,2'sini motosiklet, %10,6'sını kamyonet, %5,9'unu traktör, %2,5'ini kamyon, %0,5'ini minibüs, %0,3'ünü otobüs ve %0,2'sini özel amaçlı taşıtlar oluşturdu.

Trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı bir önceki aya göre %35,7 arttı
Haziran ayında trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı bir önceki aya göre minibüste %104,0, özel amaçlı taşıtlarda %86,3, motosiklette %46,9, otomobilde %35,4, traktörde %31,1, otobüste %21,7, kamyonda %17,3 ve kamyonette %16,3 arttı.

Trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı geçen yılın aynı ayına göre %37,2 arttı
Haziran ayında geçen yılın aynı ayına göre trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı kamyonda %155,5, otomobilde %65,5, kamyonette %38,3, özel amaçlı taşıtlarda %37,2, traktörde %20,4, motosiklette %7,0 artarken otobüste %15,5 ve minibüste %1,2 azaldı.

Trafiğe kayıtlı toplam taşıt sayısı Haziran ayı sonu itibarıyla 24 milyon 729 bin 901 oldu
Haziran ayı sonu itibarıyla trafiğe kayıtlı taşıtların %54,3'ünü otomobil, %16,3'ünü kamyonet, %14,6'sını motosiklet, %8,1'ini traktör, %3,5'ini kamyon, %2,0'ını minibüs, %0,9'unu otobüs ve %0,3'ünü özel amaçlı taşıtlar oluşturdu.

Haziran ayında 842 bin 50 adet taşıtın devri yapıldı
Haziran ayında devri(1) yapılan taşıtların %68,3'ünü otomobil, %16,6'sını kamyonet, %7,3'ünü motosiklet, %2,9'unu traktör, %2,3'ünü kamyon, %1,9'unu minibüs, %0,5'ini otobüs ve %0,2'sini özel amaçlı taşıtlar oluşturdu.  
 
Haziran ayında 51 bin 893 adet otomobilin trafiğe kaydı yapıldı
Haziran ayında trafiğe kaydı yapılan otomobillerin %12,7'si Fiat, %12,7'si Renault, %10,6'sı Volkswagen, %6,4'ü Peugeot, %6,2'si Toyota, %6,2'si Hyundai, %5,4'ü Honda, %4,7'si Skoda, %4,4'ü Dacia, %3,8'i Mercedes-Benz, %3,7'si Opel, %3,7'si Kia, %2,9'u Citroen, %2,4'ü Ford, %2,4'ü Seat, %2,3'ü Audi, %2,2'si BMW, %1,9'u Nissan, %1,5'i Volvo, %0,8'i Suzuki ve %3,0'ı diğer markalardan oluştu. 
 
Ocak-Haziran döneminde 607 bin 289 adet taşıtın trafiğe kaydı yapıldı
Ocak-Haziran döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı %56,5 artarak 607 bin 289 adet olurken, trafikten kaydı silinen taşıt sayısı %13,1 azalarak 21 bin 155 adet oldu. Böylece Ocak-Haziran döneminde trafikteki toplam taşıt sayısında 586 bin 134 adet artış gerçekleşti.

Ocak-Haziran döneminde trafiğe kaydı yapılan otomobillerin %59,6'sı benzin yakıtlıdır
Ocak-Haziran döneminde trafiğe kaydı yapılan 343 bin 190 adet otomobilin %59,6'sı benzin, %27,0'ı dizel, %8,1'i elektrikli veya hibrit olup %5,3'ü LPG yakıtlıdır. Haziran ayı sonu itibarıyla trafiğe kayıtlı 13 milyon 440 bin 158 adet otomobilin ise %38,0'ı dizel, %36,2'si LPG, %25,0'ı benzin yakıtlı olup, %0,3'ü elektrikli veya hibrittir. Yakıt türü bilinmeyen(2) otomobillerin oranı ise %0,3'tür.

Ocak-Haziran döneminde en fazla 1401-1500 silindir hacimli otomobil kaydı yapıldı
Ocak-Haziran döneminde trafiğe kaydı yapılan 343 bin 190 adet otomobilin %31,3'ü 1401-1500, %25,9'u 1300 ve altı,  %19,6'sı 1301-1400, %15,9'u 1501-1600, %6,2'si 1601-2000, %0,7'si 2001 ve üstü motor silindir hacmine sahiptir.

Ocak-Haziran döneminde kaydı yapılan otomobillerin 137 bin 961'i beyaz renklidir
Ocak-Haziran döneminde trafiğe kaydı yapılan 343 bin 190 adet otomobilin %40,2'si beyaz, %28,3'ü gri, %10,5'i mavi, %7,8'i kırmızı, %6,7'si siyah, %2,1'i turuncu, %1,2'si kahverengi, %0,6'sı sarı, %0,4'ü yeşil renkli iken %2,2'si diğer renklerdedir.
 



Trump kabul etmez ama Çin'le ticaret savaşında gözünü ilk kırpan o oldu

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP
TT

Trump kabul etmez ama Çin'le ticaret savaşında gözünü ilk kırpan o oldu

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP

ABD Masters Turnuvası'nda golf izleme, bu oyunu bizzat oynama, masaları gezme ve Mar-a-Lago'da yemek yiyenleri selamlama arasında Donald Trump'ın Bertrand Russell'ı incelemek için çok az zaman bulduğunu tahmin etmek makul olur.

Bu üzücü çünkü Britanyalı filozofun 1922'de yayımlanan Çin Sorunu kitabını özümsemek, sadece bu pasajla bile ona ve Amerika'ya fayda sağlayabilir:

Çin ulusu dünyadaki en sabırlı ulus, yüzyılları diğer ulusların on yılları gördüğü gibi görüyor. Temelde yok edilemez ve beklemeye gücü yeter.

Mandarin dilinde Donald Trump'ın bile dikkatini çekebilecek bir başka kısa ifade de var: Birebir çevrildiğinde "Acı yemek" anlamına gelen "chi ku", şikayet etmeden acı çekmek manasında kullanılıyor.

Russell'ın gözlemlediği gibi, Çin'in kültürünü ve yaklaşımını böyle özdeyişler tanımlar. Bugün Pekin'in, ABD'nin dünyanın en kalabalık ülkesiyle ekonomik rekabetini çarpıcı bir şekilde tırmandırmasına karşı kullandığı stratejinin ardında onlar yatıyor.

ABD Başkanı halihazırda göz kırptı ya da göz kırpıyormuş gibi göründü. Cuma günü Çin, ABD'den ithal edilen mallara uygulanan vergiyi yüzde 84'ten yüzde 125'e çıkararak Trump'ın tarifelerine karşılık verdi. Hafta sonu ABD'nin akıllı telefonları, bilgisayarları ve diğer tüketici elektroniği ürünlerini kendi vergi artışlarından muaf tuttuğu açıklandı. Bu bir geri adım gibi görünüyordu.

ABD Ticaret Bakanı Howard Lutnick ise "Hayır" dedi. Bu ürünler belirli ülkelere uygulananların haricindeki vergilerle yakında karşılaşacaktı. Daha sonra Trump, bir sosyal medya paylaşımında bu ürünlere muafiyet tanınmadığını iddia ederek kararlı bir tavır sergiledi. Büyük harfler ortaya çıktı:

Tarifelere yönelik yürüteceğimiz ulusal güvenlik soruşturmalarında Yarı İletkenlere ve TÜM ELEKTRONİK TEDARİK ZİNCİRİNE bakıyoruz.

Yine de mevcut muafiyet, bir geri adım gibi görünüyordu.

Başkan Şi her zamanki gibi hiçbir şey söylemedi. Gelecek günlerde ve haftalarda daha fazlasını bekleyebiliriz: Bir tarafta kas gösterme ve bağırma, karşı cephede sakin metanet.

Bu, Çin'in sarsılmayacağı anlamına gelmiyor. Trump ve çevresinin hesaplarına göre Çin'in ABD'ye ihtiyacı var. Trump'ın sürekli atıfta bulunduğu bu devasa ticaret dengesizliği olmadan, Çin'in ihracatı için buna denk bir pazar yok. Şi ve çalışma arkadaşlarının, ülkelerinin hızla artan refahı, nüfusunu beslemesi ve aynı zamanda şişen orta sınıfın servetindeki artışı körüklemesi için ABD'ye bel bağladığını düşünüyorlar.

Ticaret söz konusu olduğunda, ABD-Çin mücadelesi yeni bir mesele değil. Hatta Trump ilk döneminde ikisi arasındaki eşitsizliğin üstesinden gelmeye çalıştı. Çin, dış ticareti teşvik etmeyi sürdürürken iç tüketimi ve kendi kendine yetmeyi artırma anlamına gelen "ikili dolaşım" veya "yeni kalkınma modeliyle" yanıt verdi.

Trump ikinci kez şansını deniyor. Ancak daha az odaklanmış bir şekilde, üç hedefi tek bir saldırıya dönüştürüyor: Federal geliri artırmak, Kanada ve Meksika gibi ülkeleri uyuşturucu tedariki gibi finansal olmayan nedenlerle cezalandırmak ve daha eşit bir ticaret dengesi sağlamak. Bu, üç danışman grubunu içeriyordu ve bir karmaşa reçetesi oluşturdu.

Aynı zamanda ekonomiyi siyasetle harmanlamaya çalıştı ve tarifeler söz konusu olduğunda ikisi birbiriyle kaynaşmıyor. Ekonomistlere her zaman tarifelerin kötü bir fikir olduğu, dayatılmaması ve bunlara cevap verilmemesi gerektiği öğretilir. Ancak Trump, Amerika'nın siyasi onayını aldığına ve çoğu Amerikalının kendisini destekleyeceğine inanıyor.

Trump bu hamlenin yaklaştığının sinyalini defalarca verdi. Çinliler hazırlık yapabilmiştir. Trump ilk salvoyu yaptığına göre, Amerika'nın üç hedefi vurmak için bir füze ateşlemeye çalışmasını izleyebilirler.

Trump, Çin'in ticaret fazlasına odaklanırken, ABD yönetiminin kendilerine önemli miktarda borçlu olmasından kaynaklanan kilit bir karta sahip olduklarının bilincindeki Çin, öncesinde Trump'ı ikinci bir devlet ziyaretine davet ederek muhtemelen eldeki tek kartını oynayan Birleşik Krallık'ın aksine, metanetini koruyup güvende kalabilir.

Çin, Amerikan dolarlarını doğrudan elden çıkarmasa da sertliğini başka yollarla ifade edebilir: ABD yatırımlarını yavaşlatarak, daha az yatırım yaparak ve sermayeyi başka yerlere yönlendirerek. Çin'in elindeki bir diğer güvence de üretimdeki küresel hakimiyetinin Amerika'nın finansal hizmetler ve yapay zekadaki hegemonyasıyla eşleşmesi. Dağınık ABD yaklaşımının artırdığı bölünmeden de faydalanabilirler. Avrupa, Pekin'e yaklaşmaya hazırlanma işaretlerini halihazırda gösteriyor.

Her iki süpergücün de canı yanacaktır, bunu yapmayacak kadar birbirlerine bağımlılar. Ancak ABD'nin yüksekten atmasını da bir zafer olasılığı gibi yorumlamak da bir hata olabilir. Bir uzlaşma sağlamak zorundalar. Bunun her iki lidere de itibar kaybettirmeden başarılması kritik önemde.

Trump ne söylerse söylesin ve Şi de ne söylemezse söylemesin, rekabetlerinin nereye varacağı neredeyse kesin.

Independent Türkçe