Yemen Parlamentosu, Nisan 2019’dan bu yana ilk kez Hadramut’ta oturum düzenleyecek

Yemen Parlamentosu Başkanı Sultan el-Berkani, dün (Salı) Seiyun'a geldi
Yemen Parlamentosu Başkanı Sultan el-Berkani, dün (Salı) Seiyun'a geldi
TT

Yemen Parlamentosu, Nisan 2019’dan bu yana ilk kez Hadramut’ta oturum düzenleyecek

Yemen Parlamentosu Başkanı Sultan el-Berkani, dün (Salı) Seiyun'a geldi
Yemen Parlamentosu Başkanı Sultan el-Berkani, dün (Salı) Seiyun'a geldi

Yemen Parlamentosu Başkanı Sultan el-Berkani, dün (Salı) Nisan 2019'da Hadramaut'daki Seiyun'da gerçekleştirilen oturumdan bu yana ilk kez yeniden oturum düzenlemek üzere Seiyun'a bir dizi milletvekili eşliğinde geldi. 2019 yılı, üyelerinin çoğunluğunun Husi milislerinin pençesinden kaçmayı başardığı yeni bir parlamentonun başkanlık seçimine tanık oldu.
Berkani'nin, Parlamento Başkanlığı üyeleriyle oturum yapmak üzere tekrar Seiyun'a gelmesiyle birlikte, Husi milisleri Marib'deki saldırılarını artırmaya ve El-Bayda'daki Şabva kentine doğru ilerlemeyi sürdürmeye devam etti. Husilerin bu adımları aynı zamanda Yemen riyalinin yabancı para birimleri karşısında süren değer kaybı ve mevcut hükümetin ortağı olan Güney Geçiş Konseyi (GGK) ile devam eden anlaşmazlık ile eş zamanlı geldi. Diğer yandan Yemen Başbakanı Muin Abdulmelik, güvenlik endişeleri ve Riyad Anlaşması’nın askeri ve güvenlik boyutunun uygulanmaması nedeniyle aylardır Aden'e dönemedi.
GGK liderleri geçici başkent Aden'de parlamento toplantılarının yapılmasını engelleyeceklerini belirtirken Yemen Parlamentosu Başkanlığı, daha önce Kurban Bayramı tatilinin ardından yeniden toplanma kararı almıştı.
Yemenliler, parlamentonun Seiyun'da veya diğer kurtarılmış şehirlerde oturumlarına geri dönmesi durumunda- hükümetin performansını iyileştirmek ve Husi darbesine karşı çıkan ulusal bileşenler arasındaki çatlağı sona erdirmek için gerçek çözümlere ulaşılabileceğini ve ülkeyi yeniden inşa edecek ve art arda yedi yıldır yangın yeri olan ülkede istikrarı sağlayacak reformlara imza atılabileceğini umuyor.
Yemen Merkez Bankası, dün Aden'de, Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Şekib el-Hubeyşi başkanlığında banka planının belirleyicilerini ve bankacılık sektörünü görüşmek üzere ticari ve İslami bankalarla bir toplantı yaptı. Resmi kaynakların aktardığına göre, Hubeyşi'nin bankacılık sektörünün gidişatını düzeltmek ve Merkez Bankası ile ticari ve İslami bankalar arasındaki ilişkiyi güçlendirmek amacıyla herkesi bu planın ve gerekliliklerinin başarısına katkıda bulunmaya çağırdı. Söz konusu kaynakların aktardığına göre Hubeyşi, denetim kurumunun ticari ve İslami bankalar için yayınladığı kesin hesapları ve Merkez Bankası'nın Aden'deki merkezinde akredite denetçiler tarafından tasdik edilen hesapları ibraz etme taahhüdünün gerekliliğini içeren genelgeye atıfta bulundu. Merkez Bankası Başkan Yardımcısına göre aynı zamanda, Merkez Bankası müfettişleri bu hesapların geçerliliğini doğrulayabilmenin yanı sıra ilgili tüm verileri görebilmeli ve bunlar üzerinde gerekli incelemeyi yapabilmeli.
Yemen riyali geçtiğimiz günlerde değer kaybında rekor seviyelere ulaştı. Bir ABD doları 1007 riyale kadar yükseldi. Bu durum emtia fiyatlarındaki artışa ve kurtarılan vilayetlerde nüfusun sıkıntılarının iki katına çıkmasına neden oldu.
Yemen'in resmi haber ajansı SABA’nın aktardığına göre, Merkez Bankası Başkan Yardımcısı, "Bir sonraki aşamadaki çalışma planı, banka hesaplarında kapsamlı denetimler yapılmasını ve prosedürlerin bütünlüğünü, yasallığını ve bankalar tarafından uyum standartlarının ne ölçüde uygulandığını denetlemeyi içerecek. İhlallerin kontrol edilmesi ve bankacılık sisteminin bütünlüğünün ve müşterilerin korunması için katı tedbirler alınacak.” açıklamalarında bulundu.
Saha düzeyinde, askeri medya, Yemen Ulusal Ordusu’nun, Marib'in batısındaki El-Müşecceh cephesinde Husi darbe milislerinin bir saldırısını püskürttüğünü bildirdi. Çatışmalar, saha liderleri de dahil olmak üzere 13'ten fazla milisin öldürülmesi ve düzinelerce kişinin yaralanmasıyla sonuçlandı.
Ordunun üçüncü askeri bölgesinden bir kaynak, “Husi milisleri, El-Müşecceh cephesindeki askeri bölgelere birkaç saat süren bir saldırı başlattı, ancak ulusal ordu ve direniş güçleri saldırıyı püskürtmeyi başardı. Ağır ekipman ve can kaybı veren milisler geri çekilmek zorunda kaldılar. Husi mevzilerine, toplanma alanlarına ve takviye güçlere yönelik yoğun bombardıman başlatılması üzerine milis safında onlarca ölüm ve yaralanma kaydedildi.” ifadelerini kullandı.
Bu saldırının püskürtülmesi, ulusal ordunun ve direniş güçlerinin, Marib'in kuzeybatısındaki El-Yaref bölgesindeki milisleri yenilgiye uğrattığını açıklamasının ertesi günü geldi. Yemen Silahlı Kuvvetleri Medya Merkezi’nin, askeri bir kaynağa dayandırdığı açıklamasına göre, ulusal ordu ve direniş güçleri, milislere can ve ekipman açısından ağır kayıplar verdirerek bölgedeki çeşitli noktalarda Husi milislerini yenmeyi başardı.
Husi milisleri, meşruiyetin en önemli kalesi olan petrol eyaletini kontrol altına almak umuduyla Marib'in batısında, kuzeybatı ve güneyinde şiddetli saldırılar düzenliyor ve BM'nin uluslararası destekli savaşı durdurma planını reddediyor.
Yemen krizinin siyasi bir çıkmaza girmesi, darbecilere karşı verilen mücadelede yedi yıl boyunca ilerleme kaydedilememesi ve darbe karşıtı güçler arasındaki anlaşmazlık üzerine siyasi ve halk sahnesinde, meşru saflarda radikal reformların hızlandırılmasına yönelik birçok çağrı yükseldi. Bu çağrılar, dünyanın en büyük insani krizini yaşayan ülkede darbenin ortadan kaldırılmasını ve istikrarın yeniden sağlanmasını amaçlıyor.



Hamas: Gazze, yardımların kısıtlanması ve yeniden inşanın engellenmesi yoluyla imha savaşına tabi tutuluyor

Hamaslı silahlı kişiler, Uluslararası Kızılhaç Komitesi üyeleri eşliğinde rehinelerin cesetlerini aramak üzere Gazze'nin doğusuna doğru yola çıktı (AP)
Hamaslı silahlı kişiler, Uluslararası Kızılhaç Komitesi üyeleri eşliğinde rehinelerin cesetlerini aramak üzere Gazze'nin doğusuna doğru yola çıktı (AP)
TT

Hamas: Gazze, yardımların kısıtlanması ve yeniden inşanın engellenmesi yoluyla imha savaşına tabi tutuluyor

Hamaslı silahlı kişiler, Uluslararası Kızılhaç Komitesi üyeleri eşliğinde rehinelerin cesetlerini aramak üzere Gazze'nin doğusuna doğru yola çıktı (AP)
Hamaslı silahlı kişiler, Uluslararası Kızılhaç Komitesi üyeleri eşliğinde rehinelerin cesetlerini aramak üzere Gazze'nin doğusuna doğru yola çıktı (AP)

Hamas Sözcüsü Hazım Kasım, bugün yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi'nin yardımların kısıtlanması, yeniden inşanın engellenmesi ve ateşkes ilanına rağmen ablukanın sürdürülmesi yoluyla imha savaşına tabi tutulduğunu açıkladı.

Kasım açıklamasında, "Gazze Şeridi'nde kış mevsiminin başlamasıyla birlikte daha da artan felaket, Arap Birliği'nin kurucu belgesi ve İslam Konferansı Örgütü'ne dayanarak net bir duruş sergilemesini gerektiriyor" ifadelerini kullandı.

Hamas dün yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi'ndeki insani durumun, yerinden edilmiş kişiler için kurulan çadırların yağmur nedeniyle sular altında kalması sonucu kötüleştiğini belirterek, ateşkes anlaşmasının garantör ülkelerini Şeride insani yardım ulaştırmak için acilen harekete geçmeye çağırdı.

Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) da bugün yaptığı açıklamada, yağışların Gazze'deki zaten zor olan durumu daha da kötüleştirdiğini, insanların sular altında kalan çadırlara sığındığını söyledi.

BM kuruluşu, Gazze'de yaşayan insanların kış şartlarıyla başa çıkabilmeleri için halihazırda bulundurduğu barınak malzemelerinin getirilmesine izin verilmesini istedi.


Dibeybe, Abdullah es-Senusi'yi serbest bırakmayı mı planlıyor?

Abdullah es-Senusi, hapishane hücresinin dışında kabilesinden bir heyetle görüşüyor, 26 Aralık 2024 (Suk el-Cuma ve Dört Mahalle Sosyal Konseyi)
Abdullah es-Senusi, hapishane hücresinin dışında kabilesinden bir heyetle görüşüyor, 26 Aralık 2024 (Suk el-Cuma ve Dört Mahalle Sosyal Konseyi)
TT

Dibeybe, Abdullah es-Senusi'yi serbest bırakmayı mı planlıyor?

Abdullah es-Senusi, hapishane hücresinin dışında kabilesinden bir heyetle görüşüyor, 26 Aralık 2024 (Suk el-Cuma ve Dört Mahalle Sosyal Konseyi)
Abdullah es-Senusi, hapishane hücresinin dışında kabilesinden bir heyetle görüşüyor, 26 Aralık 2024 (Suk el-Cuma ve Dört Mahalle Sosyal Konseyi)

Libya'da, Trablus'taki Ulusal Birlik Hükümeti’nin (UBH), merhum Devlet Başkanı Muammer Kaddafi'nin istihbarat şefi Abdullah es-Senusi'yi serbest bırakmak üzere olduğu yönünde söylentiler dolaşıyor.

Hükümet tarafından ne doğrulanmış ne de yalanlanmış olan bu söylentilere yanıt olarak, Ebu Selim hapishanesi kurbanlarının aileleri, ‘Senusi'nin adaletten kaçmasına olanak sağlamaya yönelik girişimler’ olarak nitelendirdikleri bu gelişmelere karşı uyarıda bulundu.

Geçiş Dönemi Adaleti Hareketi, Senusi'nin bir sonraki duruşmada mahkeme önüne çıkmasını engellemeyi amaçlayan çeşitli tarafların tekrarlanan girişimlerini şiddetle kınadığını ve kesinlikle reddettiğini açıkladı.

Kaddafi'nin istihbarat şefi ve eski rejimin en önde gelen isimlerinden biri olan 74 yaşındaki Senusi, 17 Şubat 2011 devrimi sırasında protestocuların bastırılmasıyla ilgili suçlamalarla yargılanıyor. Ayrıca, 1996 yılında yaklaşık bin 200 mahkûmun öldürüldüğü Trablus'taki Ebu Selim hapishanesi katliamı olarak bilinen olayla da yargılanıyor.

Abdulhamid Dibeybe liderliğindeki UBH’nin Senusi'yi yakında serbest bırakıp bırakmayacağına ilişkin olarak, hükümete yakın bir kaynak bu olasılığı reddetti. “Hükümet onu serbest bırakmak isteseydi, iktidara geldiğinden beri bunu yapardı” diyen kaynak, Senusi'nin önümüzdeki pazartesi günü (17 Kasım) duruşması olduğunu belirtti.

Kaynak dün Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, UBH Adalet Bakanlığı'nın daha önce sağlık gerekçesiyle eski rejimin bazı isimlerini serbest bıraktığını söyledi. Kaynak, Senusi'nin avukatının mahkemeye ‘müvekkilinin sağlık durumunun kötüleştiğini kanıtlayan deliller sunduğunu ve bu konunun Adalet Bakanlığı'nın karar vereceği bir konu olduğunu’ ifade etti.

Senusi, eylül ayı ortasında Trablus Temyiz Mahkemesi'nde görülen duruşmada kendini savundu ve ‘17 Şubat protestocularını’ öldürdüğü suçlamasını reddetti.

 Muammer Kaddafi'nin Halk Muhafızları'nın eski komutanı Mansur Dav (Facebook)Muammer Kaddafi'nin Halk Muhafızları'nın eski komutanı Mansur Dav (Facebook)

Mitiga Cezaevi yönetimi, Senusi'nin davası uzun süre ertelendikten sonra, kapalı devre bağlantı aracılığıyla mahkemeye çıkmasına izin verdi. Aynı şekilde, Kaddafi’nin özel muhafız biriminin başkanı Mansur Dav’ın da aynı yöntemle yargı önüne çıkmasına izin verildi.

‘Senusi'yi kaçırma girişimleri’ olarak nitelendirdiği bu durumu yorumlayan Geçiş Dönemi Adaleti Hareketi, Senusi'yi ‘Ebu Selim hapishanesi katliamının başlıca faillerinden biri’ olarak gördüğü için bu adımı reddettiğini vurguladı ve bu katliamı ‘çağdaş tarihin en iğrenç insanlık suçlarından biri’ olarak nitelendirdi.

 Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Başbakanı Abdulhamid Dibeybe, önceki bir toplantıda Senusi kabilesinden bir heyetle (UBH Başbakanı Abdulhamid Dibeybe'nin ofisi)Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Başbakanı Abdulhamid Dibeybe, önceki bir toplantıda Senusi kabilesinden bir heyetle (UBH Başbakanı Abdulhamid Dibeybe'nin ofisi)

Geçiş Dönemi Adaleti Hareketi, açıklamasında, kimi zaman sağlık nedeniyle tahliye kararlarının, kimi zaman da ulusal uzlaşı ve birlik söylemlerinin arkasına saklanan ‘şüpheli girişimlerden’ söz etti.

Hareket tarafından yapılan açıklamada, “Senusi'nin serbest bırakılması, mağdurların haklarının açık bir ihlali, devletin prestijine bir saldırı ve hukukun üstünlüğüne ve yargının kutsallığına bir saygısızlık olacaktır” denildi. Ayrıca, ‘vicdan yoksunu’ olarak nitelediği bazı tarafların cezasızlık ilkesini yerleştirmekte ısrar etmelerinin, adalet mekanizmasını çökertip kaosa kapı aralayacağını; insanların hakkını kendi eliyle alma eğilimini tetikleyerek ulusal güvenlik ve istikrarı tehdit edeceğini vurguladı.

Hareket, Libya’daki tüm yetkili makamları (Başkanlık Konseyi, Devlet Yüksek Konseyi (DYK), UBH, Yüksek Yargı Konseyi, Başsavcılık Ofisi, Adalet ve İçişleri bakanlıkları) ‘adaletin ertelenmesine veya onunla oynanmasına yol açabilecek herhangi bir girişimi engelleme yönündeki ulusal ve hukuki sorumluluklarını yerine getirmeye’ çağırdı.

16. kez ertelenen Senusi davası, Kaddafi rejiminin düşüşünden bu yana en uzun süren dava. Bunun nedeni kısmen, Senusi'nin eylül ayı başına kadar Abdurrauf Kara (Selefi eğilimli) liderliğindeki Rada silahlı grubunun kontrolü altında olan bir gözaltı merkezinde tutulması.

Hareket, ‘adaleti engelleyen, failleri koruyan ve kurbanların ailelerini haklarından mahrum bırakan herkesi sorumlu tutmak için Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) de dahil olmak üzere uluslararası mekanizmalara başvurmaktan çekinmeyeceğini’ vurguladı. Hareket, bunu ‘uluslararası insani hukuk ve cezasızlıkla mücadeleye ilişkin Birleşmiş Milletler (BM) kararlarının açık bir ihlali’ olarak görüyor.

Bu arada Başkent Trablus'ta Ebu Selim hapishanesi katliamının kurbanlarının aileleri, yüzlerce kurban için adalet ve intikam taleplerini yineleyerek korkunç olayın 29. yıldönümünü andı.

Ebu Selim hapishanesi kurbanlarından bir grubun yer aldığı bir pankart (Ebu Selim Hapishanesi Şehit Aileleri Derneği)Ebu Selim hapishanesi kurbanlarından bir grubun yer aldığı bir pankart (Ebu Selim Hapishanesi Şehit Aileleri Derneği)

29 yıl önce, başkent Trablus’un banliyölerinde bulunan Ebu Selim hapishanesinin hücrelerine, rejime bağlı özel kuvvetlerden bir grup baskın düzenlemişti. O dönem hapishanede bin 269 mahkûm bulunuyordu. Özel kuvvetler mahkûmların üzerine ateş açarak onları öldürdü. Bu olay, bugün hâlâ mahkemelerde ele alınan bir dava olarak sürüyor.

Ebu Selim hapishanesi kurbanlarının ailelerinin endişelerine yanıt olarak, UBH Adalet Bakanlığı'ndan bir yetkili, ‘hükümetin eski rejimin önemli isimlerini serbest bırakma niyetinde olduğuna dair dolaşan söylentiler’ hakkında yorum yapmayı reddetti. Ancak yetkili, ‘Senusi'nin iki gün içinde yargılanacağını söyledi.

Kurbanların ailelerini temsil eden Geçiş Dönemi Adaleti Hareketi, ‘Ebu Selim hapishanesinde akıtılan mazlum kanının, siyasi pazarlıkların konusu ya da kabile sadakatlerini satın alma aracı olamayacağını; bunun yetkililerin omuzlarındaki bir emanet olduğunu ve zaman aşımına uğramayacağını’ vurguladı.

UBH Adalet Bakanı Halime Abdurrahman, 2022 yılının sonunda Mansur Dav için sağlık gerekçesiyle tahliye kararı verdi; ancak Rada onun hapishaneden çıkmasına izin vermedi.

Senusi'nin mensup olduğu Magarha kabilesi her zaman, onun serbest bırakılmasının Libya’da ulusal uzlaşı sürecinin başarıya ulaşmasında büyük rol oynayacağını savunuyor. Bu görüş, Senusi’nin eski rejim yanlıları ve ona bağlı kabileler arasında hâlâ sahip olduğu güçlü ilişkilerle gerekçelendiriliyor.


Irak'ın güneyindeki aşiret içi çatışmada en az 8 kişi öldü

Bağdat'taki terörle mücadele birimi üyesi (Arşiv- AFP)
Bağdat'taki terörle mücadele birimi üyesi (Arşiv- AFP)
TT

Irak'ın güneyindeki aşiret içi çatışmada en az 8 kişi öldü

Bağdat'taki terörle mücadele birimi üyesi (Arşiv- AFP)
Bağdat'taki terörle mücadele birimi üyesi (Arşiv- AFP)

Bir polis yetkilisi, Irak'ın güneydoğusundaki Vasit ilinde bir kabilenin mensupları arasında, tarım arazisi yüzünden bugün çıkan çatışmada en az 8 kişinin öldüğünü, 9 kişinin de yaralandığını söyledi.

Kimliğinin açıklanmaması kaydıyla AFP’ye konuşan yetkili, çatışmanın yerel saatle 05:00’te Kut şehrinin yaklaşık 65 kilometre güneyindeki bir köyde Bedevi kabilesi mensupları arasında arazi anlaşmazlığı nedeniyle çıktığını" söyledi. Yetkili, "Bu olayda kabile mensuplarından 8 kişi öldü, 9 kişi de yaralandı" diyerek, çatışmada "hafif ve orta boy silahlar" kullanıldığını belirtti. Yetkili, güvenlik güçlerinin köyü kuşattığını, ancak "çatışmayı henüz kontrol altına alamadığını" vurguladı.

Yaklaşık 46 milyonluk nüfusa sahip Irak, onlarca yıl boyunca savaşlara, mezhepsel şiddete ve çatışmalara tanıklık etti. Bunlar arasında, 2003 yılında ABD öncülüğündeki işgal ve 2014-2017 yılları arasında ülkenin büyük bir bölümünün DEAŞ tarafından kontrol edilmesi de yer alıyor.

Nispeten istikrarlı bir ülke olmasına rağmen sık sık kabile çatışmalarıyla boğuşan ülkede, yıllar içinde hafif ve ağır silahlar yaygınlaştı.

O dönemde bir güvenlik kaynağının verdiği bilgiye göre, eylül ayında Bağdat'ta elektrik jeneratörlerine uygulanan tarife artışı nedeniyle iki kabile arasında çıkan kavgada, dördü güvenlik görevlisi olmak üzere altı kişi öldürüldü.