Libya İhvanı Tunus’un iç işlerine karıştığı iddialarını yalanladı

Libya’daki İhvan üyelerinin Nahda Hareketi’ni desteklemek için Libya-Tunus sınırına doğru gittiğine dair söylentiler dolaşırken Libya’dan Tunus’un iç işlerine müdahale edilmediği açıklaması geldi.

Libya Devlet Yüksek Konseyi (DYK) Başkanı Halid el-Mişri (DYK Basın Ofisi)
Libya Devlet Yüksek Konseyi (DYK) Başkanı Halid el-Mişri (DYK Basın Ofisi)
TT

Libya İhvanı Tunus’un iç işlerine karıştığı iddialarını yalanladı

Libya Devlet Yüksek Konseyi (DYK) Başkanı Halid el-Mişri (DYK Basın Ofisi)
Libya Devlet Yüksek Konseyi (DYK) Başkanı Halid el-Mişri (DYK Basın Ofisi)

Libya Devlet Yüksek Konseyi (DYK) Başkanı Halid el-Mişri’nin ‘Libya’daki Müslüman Kardeşler’in komşu ülkelerin iç işlerine müdahalesinin reddedildiği bir zamanda Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said’in iki gün önce aldığı kararlarla ilgili açıklamaları, ülkenin siyasi, medya ve sosyal çevrelerinde öfkeli tepkilere yol açtı.
Libya Müslüman Kardeşler (İhvan) Teşkilatı’nın siyasi kolu olan Adalet ve İnşa Partisi'nin önde gelen liderlerinden Mişri, Tunus'ta olup bitenler hakkında yorum yapmakta gecikmedi. Libya Ulusal Ordusu (LUO) lideri Halife Hafter'e işaret ederek 14 Şubat 2014'te Libya'da yaşananları ‘Hafter darbesi’ olarak niteleyen Mişri, 25 Temmuz’da Tunus’ta yaşananları da ‘Kays darbesi’ olarak nitelendirdi. Mişri’nin açıklamaları, Libyalı politikacılar ve gözlemciler tarafından ‘Tunus’un iç işlerine kabul edilemez bir müdahale’ olarak değerlendirilirken bu tür açıklamaların Tunus ile Libya ilişkilerine zarar verdiği vurgulandı.
İhvan üyelerinin Tunus sınırına doğru ilerlediklerine dair söylentilerin ardından dün bir basın toplantısı düzenleyen Libya Medya Vakfı eski Başkanı Muhammed Bayu, İhvan’ın Tunus’taki kriz hattına dahil edilmesine itiraz etti. Bayu açıklamasında, “(Yusuf) el-Karadavi ve başkanı olduğu Dünya Müslüman Alimler Birliği, (Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip) Erdoğan’ın partisi, DYK Başkanı Mişri ve (JCP’nin eski başkanı Muhammed) Savan bin kez açıklama yapsa bile Tunus, Müslüman Kardeşler yönetimine geri dönmeyecek ve Müslüman Kardeşler’in yönetimleri her yerde son bulacak. Vakit geçti ve artık onlar için bir teselli yok” ifadelerini kullandı.
El-Vasat Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Beşir Zabiyye ise Libya'daki bir yetkilinin Tunus Cumhurbaşkanı’nın aldığı kararları kınama veya yüceltme hakkı olmadığını savundu. Bunun komşu ve kardeş bir ülkenin iç işlerine müdahale anlamına geldiğine inanan Zabiyye, şu sıra Tunus'ta olan bitenleri yargılamak için henüz çok erken olduğundan Libya devleti adına ya Başkanlık Konseyi'nin ya da Dışişleri Bakanlığı aracılığıyla hükümetin açıklama yapabileceğini vurguladı. Facebook hesabından açıklamalarda bulunan Zabiyye, “Nasıl her fırsatta ülkenizin iç işlerine dışarıdan müdahaleyi reddettiğinizi duyuruyorsanız, başkalarının iç işlerine de karışmamalısınız” dedi.
Öte yandan Başkanlık Konseyi Üyesi Musa el-Koni, Tunus'taki gelişmelerle ilgili yorumda bulundu. Tunus'ta yaşananları ‘endişeyle’ takip ettiklerini ifade eden Koni, “Tüm tarafları diyalog diline başvurmaya çağırıyoruz” şeklinde konuştu. Başkanlık Konseyi tarafından Pazartesi günü yayınlanan bir açıklamasında Koni, “Kardeş ülke Tunus'ta yaşananların Libya için büyük önem taşıdığı, çünkü Tunus'un bölgedeki demokrasi için bir örnek ve önemli bir deneyim olduğu’ vurguladı.
Ancak Koni’nin açıklamasına karşı çıkanlar oldu. Özellikle ‘demokrasi deneyimi’ hakkında sözleri bir takım suçlamalara kapıyı araladı. Siyasi analist Mahmud el-Misrati, Koni’ye hitaben, “Sayın Koni, siz ve Başkanlık Konseyi’niz, bunu konuşacak kadar demokratik bir şekilde bu makama getirilmediniz. Sizi bu makama, bir deri bir kemik kalmış meşruiyet organları ve BM tarafından belirlenen kişiler getirdi. Bunun, BM Yaptırımlar Komitesi’nin  son raporunun ekinde yer aldığını biliyorsunuz.  Bu nedenle demokrasiden ancak, demokratik bir şekilde geldiğiniz zaman bahsetmeniz uygun olur” şeklinde konuştu.
Misrati, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Fikrinizi, kendi kişisel sayfanız aracılığıyla ifade edebilir ve Tunus için sadece iyi temennilerde bulunabilirsiniz. Dış politika ise bir bütün olarak Başkanlık Konseyi'nin yanı sıra Dışişleri Bakanlığı’nın sorumluluğundadır. Sizinle de istişare edildikten sonra açıklamada bulunulur.”
Şarku'l Avsat, konuya ilişkin Koni ile temas kurmaya çalışsa da sonuç alamadı.
Öte yandan ülkenin batısındaki bir güvenlik yetkilisi, İhvan üyelerinin Tunus'taki Nahda Hareketi'ni desteklemek için sınıra doğru ilerledikleri iddialarını yalanladı. Şarku’l Avsat’a konuşan yetkili, “Libya’nın batısında durum istikrarlı. Yerli ve yabancı bazı medya kuruluşlarının Libyalı herhangi bir tarafı Tunus'ta olan bitenlerle ilişkilendirdikleri haberleri reddediyoruz” dedi.



Filistin'den İsrail'in Mescid-i Aksa'yı havaya uçurma planları konusunda uyarı

Mescid-i Aksa (Reuters)
Mescid-i Aksa (Reuters)
TT

Filistin'den İsrail'in Mescid-i Aksa'yı havaya uçurma planları konusunda uyarı

Mescid-i Aksa (Reuters)
Mescid-i Aksa (Reuters)

Filistin Dışişleri Bakanlığı bugün, ‘Mescid-i Aksa'nın havaya uçurulması ve yerine tapınak (Süleyman Mabedi) inşa edilmesine ilişkin olarak Yahudi örgütlere ait platformlarda dolaşıma sokulan haberlerin tehlikesi’ konusunda uyarıda bulundu.

Şarku’l Avsat’ın Filistin resmi haber ajansı WAFA’dan aktardığına göre Dışişleri Bakanlığı, söz konusu planı, ‘işgal altındaki Kudüs'te bulunan kutsal mekanların hedef alınmasına yönelik sistematik bir kışkırtma’ olarak değerlendirdi. Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, “İsrail'in iktidardaki sağ kanadı, özellikle Gazze Şeridi'nde işlediği soykırım suçlarına ve tezahürlerine yönelik cılız uluslararası tepkiler ışığında yayılmacı ve ırkçı Yahudileştirme planlarını uygulayabileceğini düşünüyor” denildi.

Bakanlık, uluslararası toplumu ve yetkili Birleşmiş Milletler (BM) kurumlarını ‘bu kışkırtmayla ciddi bir şekilde ilgilenmeye, İsrail hükümetinin Filistin halkı üzerindeki tekeline son vermek için uluslararası hukukun dayattığı önlemleri almaya, İsrail’i uluslararası meşruiyet kararlarına ve soykırımı durdurmaya yönelik uluslararası mutabakata uymaya ve halkımızı koruyacak mekanizmaları sağlamaya zorlamaya’ çağırdı.

Diğer yandan İsrail makamları, Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa'nın Batı Şeria'nın Ramallah ve Nablus vilayetlerindeki bazı kasaba ve köyleri ziyaret etmesini engelledi.

Duvar ve Yerleşim Direniş Komisyonu’nun Facebook sayfası üzerinden yapılan paylaşımda, “İsrail işgal yetkilileri, önceden uyarıda bulunmaksızın, Başbakan Muhammed Mustafa'nın Nablus vilayetindeki Duma ve Kusra kasabalarını, Ramallah vilayetindeki Berka ve Deyr Dibvan kasabalarını ziyaret etmesini engelledi” denildi.

Paylaşımın devamında, “Bu keyfi adım, işgal makamları tarafından Filistin hükümetine karşı alınan bir dizi ırkçı tedbirin devamı niteliğinde olup, hükümet ile Filistin vatandaşları arasındaki güveni sarsmaya yönelik umutsuz bir girişimdir” ifadesi yer aldı.