Yolsuzlukla mücadele sözü veren Tunus Cumhurbaşkanı: Yağmalanan parayı geri alacağım

Kays Said, Cumhurbaşkanı olarak yemin ederken (Reuters)
Kays Said, Cumhurbaşkanı olarak yemin ederken (Reuters)
TT

Yolsuzlukla mücadele sözü veren Tunus Cumhurbaşkanı: Yağmalanan parayı geri alacağım

Kays Said, Cumhurbaşkanı olarak yemin ederken (Reuters)
Kays Said, Cumhurbaşkanı olarak yemin ederken (Reuters)

Seçim kampanyasındaki sloganı olan Tunus'ta yolsuzluk ve yağmacılarla mücadele kampanyasını yoğunlaştıran Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said, Çarşamba günü onlarca iş insanından önceki iktidar sırasında yağmalanan fonları iade etmelerini istedi. Nitekim 25 Temmuz’da parlamento çalışmalarını üç gün süreyle donduran Cumhurbaşkanı, Başbakan Hişam el-Meşişi’yi görevden alarak yürütme yetkisini bizzat üstlenmişti. Son yıllarda yapılan ‘kötü ekonomik seçimleri’ eleştiren Cumhurbaşkanı, yağmalanan parayı geri alma sözü verdi.
Devrimin ardından hükümette kurulan Yolsuzluğu Araştırma Komitesi tarafından hazırlanan rapora atıfta bulunan Cumhurbaşkanı Said, ‘kamu parasını yağmalayanları’ eleştirerek “Bu fonlar, 460 adet olarak isimlerle belgeli. Bu isimlerden alınması gereken meblağ ise 13 bin 500 dinar (yaklaşık 4 milyar euro). Halkın parası halka geri verilmelidir” ifadelerini kullandı. Aynı zamanda her iş insanının uzak bölgelerde kalkınma projeleri üstlenerek bunlardan 10 yıl sorumlu olması yönünde bir ‘cezai çözüm’ önerdi.
Vatandaşın satın alım gücünü göz önünde bulundurarak tüccarlardan gıda fiyatlarını düşürmelerini talep eden Cumhurbaşkanı Said, 2011 yılından bu yana devlet bütçesinin dövizle finanse edildiği ülkedeki nadir doğal kaynaklardan olan fosfat üretiminin yeniden başlatılması çağrısında bulundu. Aynı zamanda üretimin durdurulması dosyasında yolsuzluk şüphelerinin çevrelediği, ‘dokunulmazlıktan yararlanan milletvekillerine’ değindi.
ABD'li yetkililer ve Avrupa Birliği'nden (AB) bir heyet, ana siyasi partileri tüm şiddet senaryolarından kaçınmaya ve diyaloğa yöneltmek amacıyla Tunuslu yetkililer, siyasi parti liderleri, sendikalar ve insan hakları örgütleriyle istişareler yürütüyor.
Kaynakların bildirdiğine göre Avrupalı ​​ve ABD’li heyetler Tunuslu yetkilileri, muhalifleri ve hukukçuları anlaşmazlıkları barışçıl yollarla çözmeye, demokratik seçeneği desteklemeye, parlamento ve belediye meclisleri de dahil olmak üzere seçilmiş demokratik kurumların çalışmalarını en kısa zamanda yeniden başlatmaya çağırdı.
Bu yöndeki çağrıların işe yaradığı anlaşılıyor; nitekim bir kısmı Cumhurbaşkanı Said’i destekleyen, bir kısmı ise desteklemeyen bazı partilerin önümüzdeki Cumartesi günü devasa halk mitingleri düzenlemekten geri adım attıkları biliniyor.

Sabotaj iddiaları
Çeşitli taraflar, bazı ‘yoldan çıkmış’ grupların mitinglere sızacağı, ülkedeki durumu daha da kötüleştirmek amacıyla şiddet ve sabotaj eylemleri gerçekleştireceğinden korkuyor. Bir diğerleri ise rüşvet, yolsuzluk ve yurtdışına para kaçakçılığına karıştığından şüphelenilen, Zeynel Abidin Bin Ali döneminin en zengin ailelerine mensup bazı şahıslara sadık grupların sabotajda yer almış olabileceğinden korkuyor.
Cumhurbaşkanı Said, 2011 devrimi öncesinde yolsuzluk ve kaçakçılıkla suçlanan 450 üst düzey yetkilinin dosyasını gündeme getirmişti. Bu kişilerin en az 5 milyar dolar kaçakçılıkta bulunduğu tahmin ediliyor.
Diğer yandan Tunus'taki Temyiz Mahkemesi Sözcüsü Habib et-Tarhani, Başbakan'ın denetiminde bağımsız bir danışma organı olan Yolsuzlukla Mücadele Ulusal Kurulu (INLUCC) ve avukatlar eski başkanı Şevki et-Tabib hakkındaki çok sayıda şikayet nedeniyle soruşturma açıldığını duyurdu.
Bu şikayetlerin başında, INLUCC’nin ‘çıkar çatışması şüphelileri’ ile ilgili geçen yıl yayınladığı rapora ilişkin VIVAN şirketi tarafından sunulan şikayet bulunuyor. Söz konusu şüpheler, Ulusal Atık Yönetim Ajansı ile yaptığı kamu anlaşmalarından biriyle ilgili olarak eski Başbakan İlyas el-Fahfah aleyhindeydi.
Hakikat ve Haysiyet Komisyonu eski üyesi İbtihal Abdullatif’in Komisyon’un Tahkim ve Uzlaşı Kurulu Başkanı avukat ve parlamento vekili Halid el-Kirişi ve Devlet Mülkiyeti eski Bakanı avukat ve milletvekili Mebruk Kurşid aleyhindeki şikayetiyle ilgili soruşturma açılmasına da karar verildi. Aleyhlerindeki şikayetin uzlaşma dosyasında mali kaçakçılık, vergi kaçakçılığı ve evrakta sahtecilikle suçlanan büyük iş insanı el-Ezher Sata’nın faydalanacağı tahkim anlaşmasının imzalanması ve uzlaşma dosyasında dolandırıcılık şüphesi ile ilgili olduğu biliniyor.

Meşişi iddiaları yalanladı
Diğer yandan Başbakan Hişam el-Meşişi, İngiltere merkezli Middle East Eye sitesinde belirtildiği gibi kendisini, İçişleri Bakanlığı ve Hükümet Başkanlığı'ndan bir dizi üst düzey yetkiliyi istifaya ve sessiz kalmaya zorlamak amacıyla 25 Temmuz akşamı Kartaca Sarayı'nda saldırıya uğrayarak şiddete maruz kaldığı haberlerini yalanladı.
Tunus basınına konuşan Meşişi, “Bunlar doğru değil... Maalesef sınırı olmayan söylentiler durmayacak gibi görünüyor. Rabbim Tunus’u korusun. Ülkenin yeni aşamada daha iyi bir geleceğe açılacağına, herkesin son 10 yılda yaşananlardan gerekli derslerin çıkarılacağına eminim” ifadelerini kullandı.
Konuşma yasağı hakkındaki haberleri yalanlayan Meşişi, “Bana hiçbir şey yasaklanmadı. Bugün sadece ailesini önemseyen bir vatandaşım. Tunusluların seçtikleri yolda bir engel veya gerilim unsuru olmayı kabul etmeyeceğim. Ders çıkarmayanlara alet olmayacağım” vurgusunda bulundu.
Silah tehdidi altında istifa ettiği konusunda ise istifa beyanını evinde ‘huzur içinde’ ve yaptıklarına tamamen inançlı bir şekilde yazdığını doğruladı.
Meşişi’ye yakın olarak tanımlanan kaynaklardan alıntı yapan Middle East Eye, Meşişi’nin istifa etmeyi reddettiğinde özellikle de yüzünde ciddi yaralanmalara maruz kaldığını, bu nedenle halkın önüne çıkmadığını yazmıştı.

 


İsrail ordusu, Lübnan'daki "büyük bir silah tüccarının" ortadan kaldırıldığını duyurdu

İsrail'in geçen pazartesi günü Güney Lübnan'daki Nebatiye kentine düzenlediği hava saldırısının yol açtığı yıkımdan (AP)
İsrail'in geçen pazartesi günü Güney Lübnan'daki Nebatiye kentine düzenlediği hava saldırısının yol açtığı yıkımdan (AP)
TT

İsrail ordusu, Lübnan'daki "büyük bir silah tüccarının" ortadan kaldırıldığını duyurdu

İsrail'in geçen pazartesi günü Güney Lübnan'daki Nebatiye kentine düzenlediği hava saldırısının yol açtığı yıkımdan (AP)
İsrail'in geçen pazartesi günü Güney Lübnan'daki Nebatiye kentine düzenlediği hava saldırısının yol açtığı yıkımdan (AP)

İsrail ordusu bugün, bugün, Baalbek (doğu Lübnan) şehrine düzenlediği saldırıda, Suriye'de İsrail'e saldırı düzenlemeyi planlayan terörist hücrelerini Lübnan'dan yöneten büyük bir silah tüccarı ve tedarikçisi olan Hüseyin Seyfo Şerif adlı teröristi etkisiz hale getirdiğini duyurdu. İsrail ordusunun Arapça medya sözcüsü, "X" platformu aracılığıyla yaptığı açıklamada, "Teröristin faaliyetleri, İsrail ve Lübnan arasındaki mutabakatları ihlal etmektedir. Zira İsrail Savunma Kuvvetleri, İsrail Devleti'ne yönelik her türlü tehdidi ortadan kaldırmak için çalışmaya devam edecektir" dedi.

Baalbek şehrinde İsrail insansız hava aracının (İHA) dün akşam bir aracı hedef alması sonucu iki kişi hayatını kaybetti. Şarku’l Avsat’ın Lübnan'ın resmi Ulusal Haber Ajansı’ndan aktardığına göre İsrail İHA’sı Baalbek'in el-Asira semtinde bir aracı hedef alarak iki sivili öldürdü. Halk Sağlığı Bakanlığı'na bağlı Sağlık Acil Durum Operasyon Merkezi yaptığı açıklamada, "İsrailli düşmanın Baalbek şehrinde bir araca düzenlediği saldırıda ilk etapta iki şehit verildiğini" duyurdu.


İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda 24 saat içinde 99 Filistinli öldürüldü

Gazze'deki Şifa Hastanesi'nde İsrail hava saldırılarında hayatını kaybedenlerin cenazeleri (Reuters)
Gazze'deki Şifa Hastanesi'nde İsrail hava saldırılarında hayatını kaybedenlerin cenazeleri (Reuters)
TT

İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda 24 saat içinde 99 Filistinli öldürüldü

Gazze'deki Şifa Hastanesi'nde İsrail hava saldırılarında hayatını kaybedenlerin cenazeleri (Reuters)
Gazze'deki Şifa Hastanesi'nde İsrail hava saldırılarında hayatını kaybedenlerin cenazeleri (Reuters)

Filistin Haber Ajansı (WAFA), tıbbi kaynaklara dayandırdığı haberinde, İsrail güçlerinin son 24 saatte Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda 99 Filistinlinin hayatını kaybettiğini bildirdi. WAFA’nın haberine göre ölenlerden 77'si Gazze Şeridi'nin kuzeyinde hayatını kaybetti.

Hastanelere ulaşan ölü sayısı şöyle: "Şifa Hastanesi'nde 48, Ehli Arap (Baptist) Hastanesi'nde 20, Kudüs Hastanesi'nde 6, Saraya Hastanesi'nde 3, Avda Hastanesi'nde 3, Mescid-i Aksa Şehitleri Hastanesi'nde 1, Nasır Hastanesi'nde ise 18 ölü” bulunmakta.

Şarku’l Avsat’ın ulaştığı kaynaklar, İsrail'in Gazze Şeridi'nde çeşitli bölgeleri hedef aldığını, bunlar arasında yerinden edilmiş kişilerin çadırları, evleri ve konut kulelerinin yanı sıra sivillerin toplanma alanları ve yardım bekleyen insanların da bulunduğunu bildirdi.


İsrail'in çağrı cihazlarını patlatmasının üzerinden bir yıl geçti… Lübnanlılar iyileşme yolculuklarına devam ediyor

Çağrı cihazı patlamalarının kurbanlarından biri olan 27 yaşındaki Zeyneb Mustarah... Beyrut, 15 Eylül 2025 (Reuters)
Çağrı cihazı patlamalarının kurbanlarından biri olan 27 yaşındaki Zeyneb Mustarah... Beyrut, 15 Eylül 2025 (Reuters)
TT

İsrail'in çağrı cihazlarını patlatmasının üzerinden bir yıl geçti… Lübnanlılar iyileşme yolculuklarına devam ediyor

Çağrı cihazı patlamalarının kurbanlarından biri olan 27 yaşındaki Zeyneb Mustarah... Beyrut, 15 Eylül 2025 (Reuters)
Çağrı cihazı patlamalarının kurbanlarından biri olan 27 yaşındaki Zeyneb Mustarah... Beyrut, 15 Eylül 2025 (Reuters)

Zeyneb Mustarah, Beyrut'ta bir etkinlik planlama şirketi işletiyordu. Ancak geçen yıl İsrail'in Lübnan'da bubi tuzaklı çağrı cihazlarını patlatması sonucu yüzünden ve sağ elinden yaralandı. Zeyneb, eli ve gözlerinin sağlığına kavuşması için çok sayıda ameliyat geçirdi.

17 Eylül 2024'te, Hizbullah'ın üyeleri tarafından taşınan binlerce çağrı cihazı aynı anda patladı, bir gün sonra da diğer kablosuz cihazlar (telsizler) patladı.

Patlamalarda 39 kişi öldü ve 3 bin 400'den fazla kişi yaralandı. Yaralananlar arasında patlama anında cihazların yakınında bulunan ve İran destekli örgütün mensubu olmayan çocuklar ve siviller de vardı.

Şu anda 27 yaşında olan Zeyneb de yaralananlar arasındaydı.

Zeyneb, Reuters'a verdiği demeçte, evden çalışırken akrabalarından birine ait çağrı cihazının mesaj almış gibi bip sesi çıkardığını, ardından dokunmadan patladığını söyledi. Bilincini kaybetmemiş olsa da yüzünde ve elinde ağır yaralanmalar meydana geldi.

Şok edici bir saldırı

Zeyneb geçtiğimiz yıl 14 ameliyat geçirdi ve önünde halen yedi estetik ameliyatı var. Zeyneb, sağ el parmaklarını ve görme yetisinin yüzde 90'ını kaybetti.

Zeyneb, “Görme yetim sadece yüzde 10 olduğu için artık iç mimarlık okuyamam. Allah izin verirse, gelecek yıl kendime uygun üniversite bölümlerine bakacağız, böylece okula devam edebileceğim. Ama kesinlikle oturup hiçbir şey yapmadan durmayacağım” ifadelerini kullandı.

Çağrı cihazları ve telsizlerin patlaması, İsrail ile Hizbullah arasında yıkıcı bir savaşı tetikledi ve bu da Lübnan'ın geniş alanlarının tahrip olmasına yol açtı.

Patlamalardan iki ay sonra, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun sözcüsü, başbakanın saldırıya yeşil ışık yaktığını söyledi.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığına göre İsrail, Hizbullah tarafından satın alınan binlerce çağrı cihazının içine, küçük ama yüksek patlayıcılı fünyeler sakladı.

Bu cihazlar, Hizbullah mensupları tarafından taşınıyordu.

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk, patlamaları ‘şok edici’ olarak nitelendirerek, siviller üzerindeki etkisinin ‘kabul edilemez’ olduğunu vurguladı.

Volker Türk, cihazları kimin taşıdığını veya nerede bulunduğunu kesin olarak bilmeden binlerce kişiyi aynı anda hedef almanın, ‘uluslararası insan hakları hukukunu ihlal ettiğini’ bildirdi.

Yaralanan sağlık çalışanları

Hizbullah'ın er-Resulu’l A'zam Hastanesi'nin mühendislik ve tıbbi ekipman müdürü 34 yaşındaki Muhammed Nasıruddin, çağrı cihazları patladığı sırada kendi cihazını cebinde taşıyordu. Nasıruddin, bu cihazı, hastanede gerekli olan bakım işlerine erişimi kolaylaştırmak için kullandığını söyledi.

17 Eylül'de, oğlunun okulunun ilk günü olduğu için eşiyle telefonda konuştu. Birkaç dakika sonra, taşıdığı çağrı cihazı patladı.

Patlama sonucu sol gözünü ve sol el parmaklarını kaybetti, kafatasına şarapnel parçaları saplandı. İki hafta komada kaldı. Nasıruddin halen yüz ameliyatları geçiriyor.

Uyandığında, Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ın Beyrut'un güney banliyölerinde İsrail'in düzenlediği saldırılarda öldürüldüğünü öğrendi. Bu olay, Hizbullah ve destekçileri için bir dönüm noktası oldu.

Ancak Nasıruddin, oğlu onu bu halde görene kadar tek bir damla gözyaşı dökmedi.

O şöyle dedi: “Gözümü ve parmaklarımı kaybettim ama ağlamadım... Hissettiğim tek üzüntü, oğlumun babasının durumunun böyle olmasını nasıl kabullenebildiğiydi.”

Lübnan Meclisi Milletvekili ve göz cerrahı Elias Jradi, çağrı cihazı patlamalarının kurbanlarına onlarca ameliyat yaptı ve bazı vakaların ömür boyu tedavi gerektireceğini söyledi.

Reuters'a konuşan Jradi şu ifadeleri kullandı: “Çoğu bu yıl birkaç ameliyat daha geçirmeli. Çoğu ömür boyu takip gerektiriyor… Tedavinin belirli bir noktada sona ereceğini sanmıyorum; devam edecek. Her vaka insani bir vakaydı, özellikle de size ‘Bize ne oldu?’ diye soran çocuklar veya kadınlarla karşı karşıya kaldığımızda... Onlara cevap veremiyorsunuz.”