Eski Cezayir Başbakanı Nureddin Bedevi’nin yolsuzluk suçlamasıyla yargılanması bekleniyor

Eski Cezayir Başbakanı Nureddin Bedevi. (Reuters)
Eski Cezayir Başbakanı Nureddin Bedevi. (Reuters)
TT

Eski Cezayir Başbakanı Nureddin Bedevi’nin yolsuzluk suçlamasıyla yargılanması bekleniyor

Eski Cezayir Başbakanı Nureddin Bedevi. (Reuters)
Eski Cezayir Başbakanı Nureddin Bedevi. (Reuters)

Cezayir yargısının en üst mercii olan yargıtay, polis öncülüğünde yürütülen ön soruşturmaların tamamlanmasının ardından eski Başbakan Nureddin Bedevi hakkında, yolsuzlukları da kapsayan bir dosya teslim aldı. BM İşkence Özel Rapörtörü de İç Güvenlik Dairesi'ndeki sorgulamalar sırasında aktivistlere yönelik işkenceye ve kötü muameleye imza atıldığına ilişkin “ciddi” raporlar sundu.
Cezayir’de "üst düzey yetkililerin yolsuzluk dosyaları" ile ilgili yürütülen çalışmalar hakkında bilgi sahibi olan bir yargı kaynağı, Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada Bedevi'nin üç ay önce Konstantin'de (500 km doğuda) adli polis tarafından tarım arazisi, endüstriyel gayrimenkul ve yatırım projeleri ile ilgili sorgulandığını aktardı. Bedevi, 2010-2013 yılları arasında Konstantin Valisi iken bu arazileri veya yatırım projelerini yönetime yakın iş insanlarına ve müteahhitlere vermekle suçlanıyor.
Kaynak soruşturma kapsamında Bedevi'nin başkalarına çıkar sağlamak amacıyla nüfuzunu ve görevini kötüye kullanmanın yanı sıra hukuk dışı imtiyazlar sağlamak ve anlaşmalar yapmak ile suçlanabileceğini belirtti. Yargıtayın dosyayı teslim almasının Bedevi'nin yargılanmasının yakın olduğunun göstergesi olduğuna dikkat çekti.
Söz konusu kaynağa göre Bedevi'ye yakın isimler, eski başbakanın Cezayir'in doğusundaki en önemli bölgeden sorumlu olduğu sırada yatırım sektöründe "yatırım kanunu ve kamu ihale kanunu çerçevesinde" hareket ettiğini savunuyorlar. Bedevi'ye yakın isimler eski başbakanın devlete olan hizmetinde olduğu gibi diğer sorumluluklarda da vicdanının ve vatani görevinin gereği doğrultusunda hareket ettiğini savunuyorlar.
Bedevi, eski Cezayir Devlet Başkanı Abdülaziz Buteflika döneminin son başbakanıydı. Buteflika, 2013'ten bu yana sağlık açısından çalışamaz halde olmasına rağmen beşinci dönem için adaylığını açıklamış ancak sokağın öfkesi karşısında yenik düşmüş ve Nisan 2019'da istifa etmişti. Başta Ali Haddad ve Muhyiddin Tahkut olmak üzere geçen yıl ağır cezalardan hüküm giyen iş insanlarının ve yatırımcıların yer aldığı birçok davada Bedevi'nin de adı geçmişti. Bedevi’nin ismi, İçişleri Bakanı olarak görev yaptığı sırada “Arap Kültürünün Konstantin Başkenti” gösterisinde (2015) harcanan parayla ilgili olarak yürütülen soruşturmada da yer almıştı.
Başkent Cezayir'deki Sidi Muhammed Mahkemesi, kamuoyunda “Eski Cumhurbaşkanı Abdulaziz Buteflika’nın seçim kampanyasının finansmanında yolsuzluk" olarak bilinen davada iki eski başbakan, Ahmed Uyahya ve Abdulmalik Sellal’i sırasıyla 15 ve 12 yıl hapis cezalarına çarptırdı. Bunun yanı sıra çoğunluğu yargılama sırasında cumhurbaşkanlığı yetkililerinden, özellikle de cumhurbaşkanının kardeşi ve başdanışmanı Said Buteflika'dan (hapishanedeki) emir aldıklarını ifade eden birçok bakan ve vali de yönetime yakın iş insanlarına proje vermek suçlamasıyla Cezayir mahkemelerince ağır cezalara çarptırıldılar.

İşkence tartışması
Cezayir İnsan Haklarını Savunma Birliği'ndeki aktivistler, hükümetin, üniversite öğrencisi Velid Nakiş isimli eylemcinin İç Güvenlik Dairesi'ndeki sorgulanması sırasında işkence gördüğü iddialarına ilişkin "ciddi" olarak nitelendirdikleri raporlar aldıklarını bildirdiler. Söz konusu raporlar, Nakiş'in avukatları tarafından sunulan şikayetin ardından Birleşmiş Milletler (BM) İşkence Özel Raportörü tarafından bu ay yayınlandı. Nakiş'in avukatları, müvekkillerinin İç Güvenlik Dairesi'ndeki sorgulanması sırasında emniyet personeli r tarafından cinsel saldırıya uğradığını da ileri sürdüler.
Savcılık geçen şubat ayında, söz konusu suçlamalarla ilgili soruşturma açıldığını duyurdu. Ancak dosya, işkence suçlaması yöneltilen İç Güvenlik Dairesi Savunma Bakanlığı'na bağlı olduğu için kısa süre sonra askeri mahkemeye sevk edildi. Nakiş'in avukatları davanın üstünün örtüldüğünü iddia ediyor.
Aynı dönemde bir diğer aktivist de gözaltındayken elektrikle işkence gördüğünü duyurdu.
Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiserliği (OHCHR) bu ayın başında Cezayir’deki yetkililerden gözaltında işkence ve kötü muamele iddialarına yönelik hızlı, katı ve tarafsız soruşturmalar başlatmalarını talep etti. Ayrıca sadece görüşlerini bildirenler ve barışçıl toplanma hakkını kullananlara ilişkin soruşturmaların sonlandırılması çağrısı yapıldı.

Modern ordu adımı
Cezayir Genelkurmay Başkanı Korgeneral Said Şangariha dün düzenlenen bir askeri mezuniyet töreninde yaptığı konuşmada, "modern ve profesyonel bir ordu inşa etme" ihtiyacı olduğunu vurgulayarak tüm askeri personeli düşmanca planları başarısız kılmak için her olasılığa hazırlıklı" olmaya çağırdı.
Şangariha açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Yakın çevremizde ve uzak bölgelerde tanık olunan, zorluklar ve tehditler barındıran güvenlik koşulları, askeri personeller olarak gereken önemi vermemizi gerektiriyor. Cezayir'in güvenliğine ve istikrarına karşı gizli ve aleni olarak yürütülen tüm düşmanca planların başarısızlığa uğramasını sağlamak için her türlü olasılığa hazırlanmalıyız."



Hamas yanlısı bir araştırmacının özür tweeti, destekçileri arasında öfkeye yol açtı

Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı’nda İsrailli rehinelerin cesetlerini arayan İzzeddin el-Kassam Tugayları savaşçılarının yanında duran Filistinli bir çocuk, 1 Aralık 2025 (EPA)
Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı’nda İsrailli rehinelerin cesetlerini arayan İzzeddin el-Kassam Tugayları savaşçılarının yanında duran Filistinli bir çocuk, 1 Aralık 2025 (EPA)
TT

Hamas yanlısı bir araştırmacının özür tweeti, destekçileri arasında öfkeye yol açtı

Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı’nda İsrailli rehinelerin cesetlerini arayan İzzeddin el-Kassam Tugayları savaşçılarının yanında duran Filistinli bir çocuk, 1 Aralık 2025 (EPA)
Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı’nda İsrailli rehinelerin cesetlerini arayan İzzeddin el-Kassam Tugayları savaşçılarının yanında duran Filistinli bir çocuk, 1 Aralık 2025 (EPA)

Hamas yanlısı Filistinli bir araştırmacının, hareketin siyasi büro üyelerinden birinden kamuoyu önünde özür dilemesi, özellikle bu özrün söz konusu üyenin siyasi bir açıklamasına yöneltilen eleştirinin ardından gelmesi nedeniyle Hamas destekçileri arasında tepkiye yol açtı.

Katar’da yaşayan ve Hamas’a desteğiyle bilinen Filistinli siyasi araştırmacı Mahmud Hamid el-İle, salı akşamı X platformunda, hareketin yine Katar’da bulunan siyasi büro üyesi Muhammed Nazzal’dan özür diledi. El-İle, özrünü bir ay önce aynı platformda Nazzal’ın Hamas’ın silahları ve Gazze Şeridi’ndeki geleceğine ilişkin açıklamalarının ardından paylaştığı bir mesajda yer verdiği ifade nedeniyle yaptı.

Krizin kökeni, geçen yıl ekim ayında Reuters’ın yayımladığı bir habere dayanıyor. Haberde, Nazzal’a Hamas’ın Gazze Şeridi’nde silah bırakıp bırakmayacağı sorulduğunda verdiği yanıt aktarılmıştı. Nazzal, “Evet ya da hayır diyemem” ifadesini kullanmış, ardından “Silah meselesi genel bir ulusal konudur ve yalnızca Hamas’la ilgili değildir. Sahada silahlı gücü olan başka gruplar da var” demişti.

Bu açıklamalar Hamas içinde geniş çapta tepki çekti. Tepki gösterenler arasında, sözlerin muğlaklığı nedeniyle eleştiriler yönelten araştırmacı Mahmud el-İle de vardı. El-İle, açıklamaların hem siyasi büro üyesi tarafından yapılmış olmasına hem de hareketin farklı kademelerindeki, özellikle Gazze’de yaşayan veya aslen Gazze kökenli olan diğer yöneticilerin tutumlarıyla çelişmesine dikkat çekmişti.

Nazzal’ın sözlerine yönelik itirazların büyümesi üzerine Hamas bir açıklama yayımlayarak beyanların ‘bağlamından koparıldığını’ bildirdi.

Paylaşımına gelen tepkilerin ardından birkaç gün sonra eleştirisini silmek zorunda kalan el-İle, krizin bu noktada sona erdiğini düşünüyordu.

Özrün sebebi neydi?

Ancak özrün yayımlanması, bunun nedenine ilişkin yeni soru işaretleri doğurdu. Daha sonra X platformundaki bazı Hamas yanlısı kullanıcıların paylaşımlarına ve Katar’daki hareket kaynaklarının Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamalara göre, olayın arka planında Muhammed Nazzal’ın attığı adım bulunuyor. Buna göre Nazzal, uzun yıllardır ikamet ettiği Doha’da Katar resmi makamlarına Mahmud el-İle hakkında şikâyette bulunarak, kendisine hakarette bulunduğu ve manevi zarar verdiği iddiasını gündeme getirdi.

ghy
Katar'ın başkenti Doha'da İsrail’in hava saldırısı düzenlediği bina (Reuters)

Kaynaklardan birine göre, pek çok kişi, aralarında bazı üst düzey yöneticiler de olmak üzere, arabuluculuk yaparak anlaşmazlığı çözmeye çalıştı, ancak Nazzal, kendisine yönelik ifadeler nedeniyle X platformu üzerinden kamuoyuna açık bir özür yayınlanmasında ısrar etti. Bu şart yerine getirilince, Nazzal’ın başka bir talepte bulunmaması ve anlaşmazlığın kapanması üzerinde uzlaşıldı. Buna rağmen Nazzal’ın ‘maddi tazminat talebinde ısrar ettiği’ ifade edildi.

Hareketle ilişkili başka kaynaklar ise ‘Mahmud el-İle’nin özrünün krizi çözmek için yalnızca ilk adım olduğunu, sürece müdahil olan bazı kişilerin Nazzal’ın öfkesini yatıştırmak ve onu şikâyeti geri çekmeye ikna etmek amacıyla el-İle’yi bu yöne yönlendirdiğini’ aktardı.

Aktivistler arasında öfke

Hamas’ın içinden ve dışından birçok isim özür meselesine tepki gösterdi. Tepki verenler arasında Filistinli gazeteci Muna Havva da vardı. Havva, sosyal medya hesabında, “Filistin’deki özgürlük hareketlerinin tarihinde, ne yaşanırsa yaşansın, bir liderin kendi mensuplarından birini üçüncü bir tarafa ya da başka bir otoriteye şikâyet ettiği tek bir örnek dahi yoktur. Bu davranış ne ulusal örgütlerin ahlakıyla ne de kabile geleneklerinde kabul gören en basit sığınma kurallarıyla bağdaşır. Utanç verici, acı verici, üzücü” diye yazdı.

Havva bir başka paylaşımında ise şu ifadeleri kullandı: “İsrail’in bugünkü genişlemesi kadar tehlikeli bir dönem görülmedi; tarih de Gazze’de halkımızın yaşadığı kadar vahim bir katliama tanıklık etmedi. Bu felaketin ortasında, halkımızın önde gelen isimlerinden biri, bir gencin attığı bir tweet yüzünden onu başka bir devlete şikâyet ediyor; geçimini ve güvenliğini riske atıyor. ‘Direniş’in liderleri halkımızdan ateş altında direnmelerini isterken, tek bir eleştiri cümlesine dahi tahammül edemiyor.”

Ayrıca Hamas gibi gruplara verdiği destekle bilinen aktivist Cemil Mikdad da konuya ilişkin paylaşım yaptı. Mikdad, “Hamas’tan bir yönetici, Katar’da yaşayan bir Filistinliyi, hakkında Katar mahkemelerinde dava açtıktan sonra uzun bir özür metni yayımlamaya zorladı; üstelik yalnızca kendisini eleştirdiği bir önceki paylaşım yüzünden!” ifadesini kullandı. Mikdad sözlerini şöyle sürdürdü: “Harika gerçekten… Nereye geldik? Halk olarak eleştirme hakkına sahip olduğumuz ve bizi dinlemekle yükümlü olan liderlerimiz, şimdi Arap mahkemelerini bize karşı bir güç olarak kullanıyor. Bu da ne demek oluyor? Siz ne hale geldiniz böyle, cahiller?!”

Hamas’ın silahlı yapısının geleceği, hareketin üst düzey isimlerinin açıklamalarında uzun süredir farklılık gösteren bir başlık olarak öne çıkıyor. Hamas’ın yurt dışı sorumlusu Halid Meşal, geçtiğimiz cumartesi günü İstanbul’da düzenlenen bir panelde, “Hamas’ın ancak bir Filistin devleti kurulması hâlinde silah bırakabileceğini” söyledi.

Buna karşın, Meşal’in açıklamasından yalnızca bir gün sonra, Hamas yetkilisi Basim Naim AP’ye yaptığı değerlendirmede, hareketin kapsamlı bir güvenlik ve siyasi düzenlemenin parçası olmak kaydıyla ‘silahların depolanması ya da dondurulması gibi seçeneklerin görüşülmesine açık olduğunu’ belirtti.

Hamas’ın siyasi büro üyelerinden Husam Bedran ise salı günü yaptığı açıklamada, sürecin ikinci aşamaya geçmesinin ‘İsrail’in ihlalleri durdurmasına’ bağlı olduğunu ifade etti. Öte yandan Hamas’ın birçok lideri ve sözcüsü, aralarında Halil el-Hayye ve Hazım Kasım’ın da bulunduğu isimler, hareketin ikinci aşamaya geçmeye ‘hazır olduğunu’ vurgulayan açıklamalarını sürdürdü.


Amerika Birleşik Devletleri'nin Gazze'de yakın zamanda ikinci aşamanın yaşanacağına dair beklentileri

Filistinliler, dün Gazze şehrinde fırtınanın ardından sular altında kalan caddeden geçmek için bir aracın çektiği el arabasına biniyorlar (AP)
Filistinliler, dün Gazze şehrinde fırtınanın ardından sular altında kalan caddeden geçmek için bir aracın çektiği el arabasına biniyorlar (AP)
TT

Amerika Birleşik Devletleri'nin Gazze'de yakın zamanda ikinci aşamanın yaşanacağına dair beklentileri

Filistinliler, dün Gazze şehrinde fırtınanın ardından sular altında kalan caddeden geçmek için bir aracın çektiği el arabasına biniyorlar (AP)
Filistinliler, dün Gazze şehrinde fırtınanın ardından sular altında kalan caddeden geçmek için bir aracın çektiği el arabasına biniyorlar (AP)

ABD'nin Birleşmiş Milletler Büyükelçisi Mike Waltz dün Kudüs'te yaptığı açıklamada, Başkan Donald Trump'ın Gazze barış planının ikinci aşamasına ilişkin gelişmeler hakkında "yakında" duyurular beklediğini belirterek, Washington'un Hamas'ın yeniden yapılanmasına izin vermeyeceğini vurguladı.

Waltz, planın ana bileşenlerinin, hizmetleri yönetecek teknokrat bir Filistin yönetimi, ilgili tarafların maliyetleri karşılamasını sağlayacak bir finansman mekanizması ve son olarak uluslararası bir istikrar gücü olduğunu açıkladı.


İsrail, Gazze'ye gönderilecek yardımlar için Ürdün ile olan sınır kapısını yeniden açtı

Kral Hüseyin Köprüsü ile Ürdün arasındaki sınır geçişi (AFP)
Kral Hüseyin Köprüsü ile Ürdün arasındaki sınır geçişi (AFP)
TT

İsrail, Gazze'ye gönderilecek yardımlar için Ürdün ile olan sınır kapısını yeniden açtı

Kral Hüseyin Köprüsü ile Ürdün arasındaki sınır geçişi (AFP)
Kral Hüseyin Köprüsü ile Ürdün arasındaki sınır geçişi (AFP)

İsrail ve Filistinli yetkililer AFP'ye verdikleri demeçte, İsrail'in, Gazze'ye yardım taşıyan kamyonlar için Ürdün ile işgal altındaki Batı Şeria arasındaki Kral Hüseyin Köprüsü (Allenby Köprüsü) sınır kapısını, kapanmasından yaklaşık üç ay sonra dün yeniden açtığını söyledi.

İsrail, eylül ayında Ürdünlü bir sürücünün sınırda ateş açarak iki İsrail askerini öldürmesinin ardından sınır kapısını kapatmıştı. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre birkaç gün sonra, sınır kapısı bireysel geçişlere yeniden açıldı, ancak savaşın harap ettiği Gazze Şeridi'ne yönelik insani yardımlara kapalı kaldı.

İsrail hükümetinin Topraklardaki Hükümet Faaliyetleri Koordinatörlüğü (COGAT) sözcüsü, "Allenby Köprüsü sınır kapısı bugün açıldı ve kamyonlar Allenby Köprüsü'nden Gazze'ye geçiyor" dedi. Adının açıklanmasını istemeyen bir Filistinli yetkili de sınır kapısının yeniden açıldığını doğruladı.

Yetkilinin açıklamasına göre, salı günü çimento ve yapım malzemesi taşıyan 96 kamyonun geçişine izin verildi. Dün ise insani yardım taşıyan 20 kamyon bu sınır kapısından giriş yaparken, inşaat sektörü için kumun da bugün girişine izin verilmesi bekleniyor.

Sınır kapısının kapatılmasından bu yana Ürdünlü yetkililer, Batı Şeria'nın kuzeyindeki Şeyh Hüseyin sınır kapısından Gazze'ye yardım ulaştırabildiklerini söylüyor. Salı günü bir İsrailli yetkili, Ürdün'den Allenby Köprüsü sınır kapısından mal ve yardım transferinin yakında yeniden başlayacağını söyledi.

Yetkili şöyle devam etti: “Gazze Şeridi'ne giden tüm yardım kamyonları, kapsamlı bir güvenlik kontrolünden geçtikten sonra, refakat ve güvenlik eşliğinde seyahat edecek… Ürdünlü sürücüler ve kargolar için güvenlik kontrolü ve kimlik doğrulama prosedürleri sıkılaştırıldı. Geçişi güvence altına almak için özel güvenlik güçleri görevlendirildi.”

Ürdün Vadisi'ndeki sınır geçişi, Batı Şeria'dan Filistinlilerin İsrail topraklarına geçmeden ayrılmalarına olanak tanıyan tek geçiş noktasıdır.

İsrail, özel izinleri olmadığı sürece Filistinlilerin havaalanlarından geçmesine izin vermiyor.