Cezayir muhalefetinde hak ihlallerine tepki

İnsan hakları aktivistleri hükümeti salgının daha da kötüleşmesini önlemek için tutukluları serbest bırakmaya çağırdı.

Başkent Cezayir gösterilere sahne oldu. (AP)
Başkent Cezayir gösterilere sahne oldu. (AP)
TT

Cezayir muhalefetinde hak ihlallerine tepki

Başkent Cezayir gösterilere sahne oldu. (AP)
Başkent Cezayir gösterilere sahne oldu. (AP)

Cezayir'de muhalefetteki Kültür ve Demokrasi Mitingi Partisi, eylemcilerin sürekli bir biçimde tutuklanması ve yargılamaların aralıksız sürmesi nedeniyle vatandaşların anayasal haklarının tekrar tekrar ihlal edilmesini protesto etti. İnsan hakları örgütlerine göre hareketin tutuklularını temsil eden avukatlar, büyük baskı altındaki cezaevlerinde salgının daha da kötüleşmesini önlemek için tutukluların serbest bırakılmalarını talep etti.
Kültür ve Demokrasi Mitingi’nden dün yapılan açıklamada, iktidarın "Cezayirlilerin gerçek vatandaşlar gibi davranması ve bu hakkın kendilerinden alınmaması gerektiği" bildirildi. “Adaletsiz yasalar" ile vatandaşlara yapılan ihlaller kınandı.  İktidarın en güçlü siyasi muhalifi olan parti güvenlik güçlerinin siyasi aktivistleri tutuklamasına izin veren Ceza Kanunu'nun mükerrer 87’inci maddesine atıfta bulundu. İlgili maddenin barışçıl gösteriler gerçekleştiren, akredite bir partinin yahut derneğin saflarına katılan veya sadece fikrini beyan edenleri mahkum ettiği aktarıldı.
Söz konusu 87’inci maddede şu hüküm yer alıyor:
“Anayasal yollar dışında herhangi bir yolla iktidar kazanmaya, hükümet sistemini değiştirmeye veya buna teşvik etmeye, herhangi bir şekilde toprak bütünlüğüne zarar vermeye veya buna teşvik etmeye çalışmak terör eylemi olarak kabul edilir.”
İlgili maddeye göre tutuklanan herkes terör örgütlerine katılmış olarak kabul ediliyor. 87’inci maddede ayrıca “Devletin güvenliğini, milli birliğini, kurumların istikrarını ve normal işleyişini hedef alan her türlü eylem terör veya sabotaj olarak kabul edilir” ibaresi yer alıyor.
Yetkililer, bu maddenin yayınlandığı geçtiğimiz haziran ayından bu yana onlarca eylemciyi tutuklayarak hapse attı. Bazıları hükümetin "terör örgütü" olarak tanımladığı "Kabilya Bağımsızlık Hareketi" ve "Reşad" örgütüne mensuptu.
Reşad üyesi üç kişi "yanlış suçlamalara" maruz kaldıkları iddiasıyla durumu protesto etmek için hapishanelerde açlık grevine başladı.
Kültür ve Demokrasi Mitingi yaptığı açıklamada, "Keyfiliğin yasallaştırılması kaosun yayılmasının kapısını açıyor" ifadesi kullanıldı. Hükümetin, ülkenin ciddi bir sağlık kriziyle karşı karşıya olduğu, çok sayıda vatandaşın koronavirüsten etkilendiği ve yaşamını yitirdiği bir zamanda belediye seçimlerine hazırlanma konusundaki tutumu kınandı. Açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
"Devlet başkanı, yerel seçimlerin gidişatına dair Seçim Düzenleme Kurulu başkanıyla görüşmek dışında vatandaşlarla iletişim kurmanın bir yolunu bulamadı. Kültür ve Demokrasi Mitingi, bu tür tutumların insanları adaletsizlik ve yolsuzluk imajının halen hakim olduğu merkezi otoriteden uzaklaştırdığına inanıyor.”
Avukatlar ve politikacılar, suçlamalar sadece siyasi olduğu sürece salgının daha da kötüleşmemesi adına cezaevleri üzerindeki baskıyı hafifletmek için hareketin tutuklularının serbest bırakılması çağrısında bulundular.
Değişim ve Yükselme Partisi Başkanı Zübeyde Asul sosyal medya hesabından şunları paylaştı:
“Kovid-19’un tehlikeli yayılımı ve mutantların yol açtığı felaketler sebebiyle tüm düşünce suçlularının çok geç olmadan serbest bırakılması zaruri hale gelmiştir. Her acil durumun istisnai önlemleri vardır.”
Hareketin tutuklu sayısının 300’e ulaştığı biliniyor. Cumhurbaşkanı daha önce Kurban Bayramı vesilesiyle tutuklulardan bazılarını serbest bırakmıştı.
Hareketin avukatı Abdulgani Badi yetkililere hitaben şunları açıklamada bulundu:
“Zerre kadar ahlakınız ve onurunuz olsaydı mahkumları serbest bırakırdınız. Özellikle her gün can alan bu ölümcül salgının sürdüğü bu istisnai durumda insanları haksız yere ve siyasi konumları nedeniyle hapse attığınızı herkesten daha iyi biliyorsunuz. Çocukların dahi saçlarına aklar düşüren bütün bu vahşet sizde zerre kadar bir vicdan ve insanlık uyandırmadı. Ama tarihin mahkemesi, insanlığın başına gelen en büyük felaketlerden birinin ortasında şereften yoksun düşmanlar olduğunuza hüküm verecek.”



Avn, BM Güvenlik Konseyi heyetinden İsrail'e ateşkes ve geri çekilme anlaşmasını uygulaması için baskı yapmasını istedi

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)
TT

Avn, BM Güvenlik Konseyi heyetinden İsrail'e ateşkes ve geri çekilme anlaşmasını uygulaması için baskı yapmasını istedi

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)

Lübnan Cumhurbaşkanlığı, Cumhurbaşkanı Joseph Avn’ın bugün ülkede bulunan Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle bir araya geldiğini açıkladı. Görüşmede Avn, Lübnan ordusunun görevini tamamlaması için destek çağrısında bulunarak, İsrail’in Güney Lübnan’dan çekilmesi için baskı yapılmasını talep etti.

Cumhurbaşkanlığı, heyetin ‘uluslararası kararların uygulanması yoluyla Lübnan’da istikrarı destekleme ve ülkelerin Lübnan ordusuna yardım ederek birliklerini tamamlamaya ve silah tekelini sağlamaya hazır olduklarını’ belirttiğini duyurdu.

Açıklamada Avn’ın, Lübnan’ın uluslararası kararları uygulama taahhüdünü yinelediği ve “İsrail tarafını ateşkesi uygulamaya ve çekilmeye zorlamamız gerekiyor; bu konuda sizden destek bekliyoruz” ifadelerini kullandığı kaydedildi.

Geçen yıl kasım ayında, ABD arabuluculuğunda İsrail ile Hizbullah arasında bir ateşkes sağlanmıştı. Bu ateşkese rağmen, İsrail hâlâ Güney Lübnan’daki bazı noktalarda kontrolünü sürdürüyor ve ülkenin doğusu ile güneyine yönelik saldırılarını devam ettiriyor.


Ukrayna: Rusya ile taviz değil, gerçek barış peşindeyiz

Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
TT

Ukrayna: Rusya ile taviz değil, gerçek barış peşindeyiz

Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)

Ukrayna Dışişleri Bakanı Andriy Sibiga, dün Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'na (AGİT) yaptığı açıklamada, Ukrayna'nın Rusya ile "taviz değil, gerçek barış" istediğini söyledi.

Güvenlik ve insan haklarına odaklanan bir kuruluş olan AGİT, savaş sonrası Ukrayna'da rol oynamayı hedefliyor.

ABD Başkanı Donald Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile ABD elçileri arasında "oldukça iyi" olarak nitelendirdiği görüşmelerin ardından çarşamba günü yaptığı açıklamada, barış görüşmelerine giden yolun şu anda belirsiz olduğunu söyledi.

Sibiga, örgütün yıllık bakanlar kurulu toplantısından önce, "Münih'te gelecek nesillere ihanet edenlerin isimlerini hâlâ hatırlıyoruz" diyerek, "Bu bir daha asla olmamalı. İlkelerden taviz verilmemeli ve uzlaşmaya değil, gerçek barışa ihtiyacımız var" ifadelerini kullandı.

devfdr
Rus askerleri Kursk bölgesindeki Sudzha’da devriye geziyor (Arşiv- AP)

Bakan, görünüşe göre İngiltere, Fransa ve İtalya'nın Adolf Hitler'in o dönem Çekoslovakya olan toprakları ilhak etmesini kabul ettiği 1938 tarihli Nazi Almanyası anlaşmasına atıfta bulunuyordu. Bu anlaşma, tehditkâr bir güçle yüzleşmemenin işareti olarak yaygın olarak kullanılıyor.

Sibiga, ABD'ye barışı sağlama çabalarından dolayı teşekkür etti ve Ukrayna'nın "bu savaşı sona erdirmek için mümkün olan her fırsatı değerlendireceğine" söz verdi. "Avrupa geçmişte çok fazla adaletsiz barış anlaşması imzaladı. Hepsi yeni felaketlere yol açtı" diye ekledi.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy dün, ekibinin Amerika Birleşik Devletleri'ndeki toplantılara hazırlandığını ve Trump'ın temsilcileriyle diyaloğun devam edeceğini söyledi.

Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Rusya ve Avrupa ile Orta Asya'nın büyük bir bölümünü içeren 57 üye ülkeyi kapsayan Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT), Soğuk Savaş döneminde Doğu-Batı diyaloğu için kilit bir forum olarak ortaya çıktı.

Örgüt son yıllarda, Rusya'nın kilit kararların uygulanmasını engellemesi ve örgütü Batı kontrolü altında olmakla suçlamasıyla sık sık çıkmaza giriyor. Rusya, açıklamasında Ukrayna'nın AGİT gündemine "tamamen hakim olmasından" şikayet etti.


İsrail, Gazze'deki son rehinenin kalıntılarının iadesini görüşmek üzere Kahire'ye heyet gönderdi

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
TT

İsrail, Gazze'deki son rehinenin kalıntılarının iadesini görüşmek üzere Kahire'ye heyet gönderdi

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisi yaptığı açıklamada, askeri ve güvenlik servislerinden temsilcilerin de aralarında bulunduğu bir heyetin, Gazze Şeridi'nde tutulan son İsrailli rehinenin naaşının iadesini görüşmek üzere dün Mısır'ı ziyaret ettiğini duyurdu.

Ofis tarafından yapılan açıklamada, "Başbakan'ın talimatları doğrultusunda bir heyet Kahire'ye gitti... ve son rehine Ran Gvili'nin derhal iadesini sağlamak amacıyla arabulucularla görüşmelerde bulundu." ifadeleri yer aldı. Açıklamada, "Görüşme sonucunda, çabaların derhal yoğunlaştırılması konusunda mutabakata varıldı" ifadeleri kullanıldı.

frgt
Hamas'ın askeri kanadı Kassam Tugayları'na bağlı savaşçılar, Kızılhaç çalışanlarıyla birlikte, 1 Aralık 2025'te Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye mülteci kampının enkazı arasında İsrailli rehinelerin cesetlerini ararken nöbet tutuyor (EPA)

Ateşkes anlaşmasının 10 Ekim'de yürürlüğe girmesinden bu yana İsrail, Filistinli grupların teslimi geciktirdiği yönündeki suçlamalarına rağmen, 20 canlı rehineyi ve Gvili'ninki hariç tüm cesetleri aldı. Hamas, savaştan kalan devasa moloz yığınları nedeniyle cesetlerin kurtarılma sürecinin yavaş ilerlediğini savunuyor.