ABD: Moskova bizi Rus çalışanları diplomatik temsilciliklerden kovmaya zorluyor

ABD'nin Moskova Büyükelçiliği binası (AP)
ABD'nin Moskova Büyükelçiliği binası (AP)
TT

ABD: Moskova bizi Rus çalışanları diplomatik temsilciliklerden kovmaya zorluyor

ABD'nin Moskova Büyükelçiliği binası (AP)
ABD'nin Moskova Büyükelçiliği binası (AP)

ABD Dışişleri Bakanlığı dün (Cuma), Moskova'nın Rus çalışanları ABD’nin Rusya'daki diplomatik temsilciliklerinden kovmaya zorladığını belirterek, kovulmalarının Rusya’daki ABD diplomatik eylemlerini etkileyeceği konusunda uyardı.
Fransız haber ajansı AFP’de yer alan habere göre, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, “Rusya hükümeti Ağustos ayından bu yana ABD'nin Rus veya üçüncü ülke personelini güvenlik hizmetlerimiz dışında çalıştırmasını, görevlendirmesini, kullanmasını veya atamasını engelliyor" dedi.
Blinken, sonuç olarak Moskova'daki ABD Büyükelçiliği ile Vladivostok ve Yekaterinburg kentlerindeki ABD konsolosluklarında çalışan 182 Rus çalışanı ve bir dizi taşeron işçisinin kovulacağını bildirdi.
ABD’li Bakan ayrıca, “Bu üzücü önlemlerin personelimizin güvenliği de dahil olmak üzere Rusya'daki ABD diplomatik temsilciliklerinin eylemleri ve ayrıca Rus hükümeti ile diplomatik alışverişlerimiz üzerinde önemli bir etkisi olacak" dedi.
Washington, Nisan ayında Moskova'yı ABD seçimlerine müdahale etmek ve siber saldırıların arkasında olmakla suçlayarak Rusya'ya bir dizi ek yaptırım uyguladı.
Bu çerçevede, 10 Rus diplomat ABD'den sınır dışı edildi ve ABD bankalarına Rus borçlarını satın alma konusunda kısıtlamalar getirildi. 
Rusya ise 10 ABD’li diplomatı sınır dışı ederek karşılık verdi ve Washington tarafından finanse edilen fonlara ve sivil toplum kuruluşlarına tehditler yöneltti. Ayrıca Joe Biden yönetiminin bazı üyelerinin topraklarına girmesini engelledi.
Bakan Blinken açıklamasında, "Rusya hü
kümetinin bizi hizmetlerimizi ve operasyonlarımızı azaltmaya zorlamasından dolayı üzgünüz. Ancak ABD, Rusya ile istikrarlı ve öngörülebilir bir ilişki sürdürme taahhüdünü yerine getirecektir" dedi.



Küba'dan ABD'ye yaptırım tepkisi: "Soykırım savunucusu"

Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
TT

Küba'dan ABD'ye yaptırım tepkisi: "Soykırım savunucusu"

Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)

Temmuz 2021'de Havana yönetimine karşı düzenlenen büyük protesto eylemlerinin yankıları sürüyor.

ABD, Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel'in de aralarında bulunduğu Kübalı yetkilileri insan haklarını ihlal ettikleri gerekçesiyle yaptırım listesine aldı. 

Karayipler'deki ada ülkesinin üst düzey yöneticilerine vize kısıtlamaları uygulanacağı da duyuruldu.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, X hesabından yaptığı açıklamada "Temmuz 2021'deki protestolara katılanların haksız bir şekilde gözaltına alınıp işkenceye tabi tutulmasından sorumlu olan ya da bu olaylarda suç ortaklığı yapan" yargı ve cezaevi çalışanlarının da vize kısıtlamalarıyla karşı karşıya kalacağını söyledi. 

54 yaşındaki siyasetçi şu ifadeleri kullandı:

ABD, Küba halkının insan hakları ve temel özgürlüklerini desteklemeyi ve gayri meşru, dikta rejimlerinin yarıküremizde hoş karşılanmadığını net bir şekilde ortaya koymayı sürdürecek.

Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel'le birlikte Küba Savunma Bakanı Álvaro López Miera ve İçişleri Bakanı Lázaro Álvarez Casas'ın da yaptırım listesine alınmasına Havana'dan tepki geldi. 

Dışişleri Bakanı Bruno Rodriguez de X'te açıklama yaparak ABD'nin Küba halkının ya da liderlerinin iradesini ipotek altına alamayacağını vurguladı. 

Küba Dışişleri Bakanlığı'nın ABD'den sorumlu yetkililerinden Johana Tablada ise Rubio'yu "soykırım ve toplu sınırdışı savunucusu" diye niteledi. 

Elektrik kesintileri yüzünden Havana'nın defalarca karanlığa gömülmesinin ardından 11-12 Temmuz 2021'de patlak veren protestolar, tüm dünyanın dikkatini çekmişti. 

Bir kişinin öldüğü eylemlerin bazılarında protestocular devlet binalarına ve kamu malına zarar vermiş, güvenlik görevlilerine ve mağazalara taş atarak saldırmıştı.

Batı medyası, eylemlerin herhangi bir muhalif örgüt tarafından organize edilmediğini bildirirken Küba yönetimi, onlarca yıldır süren ABD yaptırımları ve propagandasını sorumlu tutmuştu.

Yönetim destekçileri, yetkililerle birlikte tepki göstererek muhalif eylemleri bastırmaya çalışmıştı. 

Ekonomik kriz, gıda ve ilaç kıtlığına karşı başlayan gösterilerin ardından ABD merkezli İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün aktardığına göre en az 1400 kişi gözaltına alınırken, yaklaşık 700 kişi hapse atılmıştı. 

2022'de Kübalı savcılar, 790 civarında kişinin bu eylemlerle ilgili olarak soruşturulduğunu açıklamıştı.

Davaları takip eden 11J adlı hak örgütü, 554 kişinin protesto gösterileriyle ilgili olarak aldıkları cezayı çektiği bilgisini 2024 sonunda vermişti. Bunlardan bazıları Papa Francis'in talebiyle şartlı tahliyeden faydalandı. Halihazırda hapiste kalan eylemci sayısının 360'la 420 arasında olduğu tahmin ediliyor.  

Independent Türkçe, France 24, AFP, AP