Billie Eilish: Justin Bieber bana çok yardımcı oldu

Justin Bieber'la yakın arkadaş olan Billie Eilish daha önce Bieber'a takıntılı olduğunu ve bu nedenle az kalsın terapiye gideceğini söylemişti (Instagram/Justin Bieber)
Justin Bieber'la yakın arkadaş olan Billie Eilish daha önce Bieber'a takıntılı olduğunu ve bu nedenle az kalsın terapiye gideceğini söylemişti (Instagram/Justin Bieber)
TT

Billie Eilish: Justin Bieber bana çok yardımcı oldu

Justin Bieber'la yakın arkadaş olan Billie Eilish daha önce Bieber'a takıntılı olduğunu ve bu nedenle az kalsın terapiye gideceğini söylemişti (Instagram/Justin Bieber)
Justin Bieber'la yakın arkadaş olan Billie Eilish daha önce Bieber'a takıntılı olduğunu ve bu nedenle az kalsın terapiye gideceğini söylemişti (Instagram/Justin Bieber)

ABD'li genç müzisyen Billie Eilish, Kanadalı pop yıldızı Justin Bieber'la nasıl bir ilişkisi olduğuna dair konuştu. 
The Morning Mash Up programına katılan ve yeni albümüne yönelik soruları cevaplayan 19 yaşındaki şarkıcı, müzik endüstrisini keşfetmeye devam ederken 27 yaşındaki Bieber'ın kendisine çok destek olduğunu söyledi.
People'ın haberine göre Eilish, Bieber'la bir gün stüdyoya girip ortak çalışma yapıp yapmayacaklarına dair soruya güldü ve "O gelmiş geçmiş en tatlı bebek" diye cevap verdi. 
Eilish sözlerini şöyle sürdürdü:
"Onu çok seviyorum. İyi arkadaşlarımdan biri. Şöhretle baş etmek gibi konularda bana çok desteği oldu. Bazen beni arayıp söylediklerimin duyulduğunu ve benzer şeyleri yaşayan başkalarının da olduğunu hissettirecek şeyler söyler. Onun gibi birine sahip olmak gerçeten çok hoş."
Bieber da geçen yıl Eilish'i koruma sorumluluğu hissettiğini söylemişti. Kanadalı pop yıldızı şu ifadeleri kullanmıştı:
"Bırakalım da yapmak istediklerini yapsın ve bana ihtiyacı olursa onun için burada olacağım. Onu sadece korumak istiyorum. Kaybetmesini istemiyorum. Yaşadıklarımı onun da yaşamasını istemiyorum."
Eilish yakın zamanda sosyal medya yorumlarının kendisini olumsuz etkilediğini ve bu nedenle artık onları okumayı bıraktığını söylemişti. Genç şarkıcı, sosyal medya kullanıcılarının vücudu hakkında çok sert yorumlarda bulunduğuna değinmişti. 
Independent Türkçe, People, LA Times



Ağızdaki bakteri miktarı ne kadar mutlu olduğumuzu gösteriyor

New York Üniversitesi'nden araştırmacılar, depresyonla ağızdaki bakteri çeşitliliğinin azalması arasında bir ilişki bulduklarını söylüyor. Araştırmacılar 15 binden fazla yetişkinin verilerini inceledi (AFP)
New York Üniversitesi'nden araştırmacılar, depresyonla ağızdaki bakteri çeşitliliğinin azalması arasında bir ilişki bulduklarını söylüyor. Araştırmacılar 15 binden fazla yetişkinin verilerini inceledi (AFP)
TT

Ağızdaki bakteri miktarı ne kadar mutlu olduğumuzu gösteriyor

New York Üniversitesi'nden araştırmacılar, depresyonla ağızdaki bakteri çeşitliliğinin azalması arasında bir ilişki bulduklarını söylüyor. Araştırmacılar 15 binden fazla yetişkinin verilerini inceledi (AFP)
New York Üniversitesi'nden araştırmacılar, depresyonla ağızdaki bakteri çeşitliliğinin azalması arasında bir ilişki bulduklarını söylüyor. Araştırmacılar 15 binden fazla yetişkinin verilerini inceledi (AFP)

Yeni bir araştırmaya göre depresyon, ağızda bulunan bakterilerin çeşitliliğinin azlığıyla bağlantılı olabilir.

Siz bu haberi okurken ağzınızda 500 milyar ila 1 trilyon bakteri bulunuyor. Bağırsak mikrobiyomundan sonra ağız, insan vücudundaki en büyük ikinci mikroorganizma topluluğunu barındırıyor.

New York Üniversitesi'ndeki (NYU) araştırmacılar, bu mikropların yapısının depresyonun teşhis ve tedavisinde işe yarayabileceğini söylüyor. Yeni çalışmada, ağızda mikropların çeşitliliğinin azalmasının ruh sağlığıyla ilişkili olduğunu buldular.

NYU Rory Meyers Hemşirelik Okulu'nda araştırmadan sorumlu dekan yardımcısı Dr. Bei Wu, "Ağız mikrobiyomunun, iltihaplanma veya bağışıklık sistemindeki değişiklikler yoluyla depresif semptomları etkilemesi mümkün. Tersine, depresyon beslenme alışkanlıkları, kötü ağız hijyeni, sigara ve alkol kullanımının artması veya ilaç kullanımı gibi değişikliklere yol açabilir ve bunların tümü ağız mikrobiyomunu değiştirebilir" dedi.

Bu ilişkinin hangi yönde işlediğini ve altında yatan mekanizmaları anlamak için daha fazla araştırmaya ihtiyacımız var.

Wu, bu hafta BMC Oral Health adlı akademik dergide yayımlanan çalışmanın kıdemli yazarı.

Bu sonuçlara ulaşmak için yazarlar, ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri'nin Ulusal Sağlık ve Beslenme İnceleme Anketi'nden elde edilen verileri inceledi. 2009'la 2012 arasında 15 binden fazla yetişkinden toplanan anket verilerini kullanarak depresyon belirtilerini tükürük örnekleriyle karşılaştırdılar.

Ayrıca, tükürükteki mikropları tanımlamak ve ağız mikrobiyomunun çeşitliliğini ölçmek için gen dizileme kullandılar. Böylece, mikrobiyal çeşitliliği daha az olan kişilerin depresyon belirtileri gösterme ihtimalinin daha yüksek olduğunu keşfettiler.

Ek analizler, sigara içme, alkol tüketimi ve diş bakımı gibi alışkanlıkların ağız mikrobiyomuyla depresyon arasındaki ilişkiyi etkilediğini ortaya koydu. Bunların tümü ağızdaki bakteri yapısını değiştirebiliyor.

Antidepresanlar ve diğer psikotropik ilaçların, tükürük miktarını azaltan ve ağız mikro ortamını değiştiren yan etkileri olduğunu belirttiler.

"Dolayısıyla ilaçlar sadece depresif semptomları hafifletmekle kalmıyor, aynı zamanda ağız sağlığı üzerinde düzenleyici bir etkiye de sahip" dediler.

cdsfvgh
Önceki araştırmalar, ağız mikrobiyomuyla genel sağlık arasında bağlantı olduğunu göstermişti. İçki içme ve diş bakımı gibi alışkanlıklar ağızdaki bakteri yapısını değiştirebiliyor (AFP)

Yine de ağızdaki mikropların çeşitliliğinin depresyonu etkileyip etkilemediği, depresyonun ağız mikrobiyomunda değişikliklere yol açıp açmadığı veya simbiyotik bir ilişki olup olmadığı hâlâ belirsiz.

Araştırmacılar, yakın zamanda yapılan bir çalışmanın depresyonla bağırsaktaki bakteri çeşitliliği arasında olası bir bağlantı bulduğunu belirtti. Ayrıca giderek artan sayıda araştırmanın ağız mikrobiyomuyla genel sağlık arasında bağlantı olduğunu gösterdiğini eklediler. Bunun nedeninin iltihaplanma ve bağışıklık sistemindeki bozukluklar olduğu düşünülüyor.

Araştırmacılar, bu bulguların konunun daha iyi anlaşılmasına yardımcı olacağını umuyorlar. 2021'de, tahmini 21 milyon yetişkinin geçen yıl en az bir kez majör depresif nöbet yaşadığı tahmin ediliyor.

Wu, "Ağız mikrobiyomuyla depresyon arasındaki ilişkinin daha iyi anlaşılması, sadece depresyonun altında yatan mekanizmaları öğrenmemize yardımcı olmakla kalmayıp, duygudurum bozuklukları için yeni biyolojik işaretler veya tedaviler geliştirilmesine de katkıda bulunabilir" dedi.

Independent Türkçe