Tunus Cumhurbaşkanı’nın aldığı kararlar Nahda içerisinde benzeri görülmemiş bir krizi ateşliyor

Nahda destekçilerinin Cumhurbaşkanı Said'in kararlarını reddederek içeri girmekle tehdit etmeleri ardından parlamento girişini koruyan bir tank (AP)
Nahda destekçilerinin Cumhurbaşkanı Said'in kararlarını reddederek içeri girmekle tehdit etmeleri ardından parlamento girişini koruyan bir tank (AP)
TT

Tunus Cumhurbaşkanı’nın aldığı kararlar Nahda içerisinde benzeri görülmemiş bir krizi ateşliyor

Nahda destekçilerinin Cumhurbaşkanı Said'in kararlarını reddederek içeri girmekle tehdit etmeleri ardından parlamento girişini koruyan bir tank (AP)
Nahda destekçilerinin Cumhurbaşkanı Said'in kararlarını reddederek içeri girmekle tehdit etmeleri ardından parlamento girişini koruyan bir tank (AP)

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in geçtiğimiz Pazar günü başta Başbakan Hişam el-Meşişi hükümetini görevden alma ve parlamento çalışmalarını askıya alma yönünde aldığı kararlar, Raşid Gannuşi liderliğindeki Nahda Hareketi içinde eşi benzeri görülmemiş siyasi krizlere yol açtı. Nitekim dün Gannuşi'nin koruması da dahil olmak üzere dört Nahda partisi üyesi hakkında parlamento önünde şiddet eylemleri gerçekleştirmeye teşebbüs suçlamasından soruşturma açıldı.
İtalyan, Fransız ve Arap medyasındaki açıklamalarında Cumhurbaşkanı aldığı kararlardan geri adım atmadığı taktirde ‘sokağı harekete geçirmeye’ ve ‘yaygın halk protestoları düzenlemeye’ işaret eden Nahda lideri ve Meclis Başkanı Raşid Gannuşi’nin ve Nahda Hareketi’nin performansına yönelik eleştiriler ve istifalar sürüyor. 
Gannuşi bu açıklamalarında Batı başkentlerini 2011 yılında Tunus ve Libya'da yaşanan güvenlik kargaşasının sebebiyet verdiği gibi ‘Tunus'ta yayılacak kaos ve şiddetin komşu ülkelere yansıyacağı, Avrupa'ya yasadışı göçmen akışına yol açacağı konusunda uyardı.
Nitekim dün partisi liderleri ve aktivistlerinden yeniden birçok eleştiri kaydedildi. Hareketin çeşitli hükümetlerdeki 10 yıllık liderliği, kadroları ve bakanlarının yaptığı siyasi hatalardan partinin sorumlu olduğu ifade edildi.
Nahda liderliğindeki medya sorumlusu Halil el-Barumi, Nahda Hareketi’nin geçtiğimiz Pazar günü kaydedilen protestolarda halkın verdiği mesajı anlamayışını protesto etmek için hareketin yürütme kurulu üyeliğinden medya ofisi başkanlığından istifa ettiğini açıkladı. Gençlerden oluşan gruplar, genel merkezine baskın düzenlediği partiyi Ocak 2011 devriminin vaat ettiği istihdam, kalkınma, ekonomik ve sosyal reformları gerçekleştiremeyen politikacılarla ve yolsuzluk lobileriyle işbirliği yapmakla suçlamıştı.
Nahda liderliğinin izlediği politikaları sert bir şekilde eleştiren Nahda Hareketi Yürütme Ofisi üyesi Muhammed el-Kumani de hareketi son zamanlarda kaydedilen protestolarda gençliğin çağrılarına kulak vermeye çağırdı. Gannuşi’nin eski ofis müdürü Lütfi Zeytun ise geçtiğimiz yıllardaki reform ve değişim yolunun başarısızlığından Nahda liderliğini sorumlu tutarak hareketi sokak seferberliği senaryosu ve devlet kurumlarına karşı isyan girişimi konusunda uyardı.
Raşid Gannuşi ve kendisine yakın isimlere yönelik sert eleştiriler de kaydedildi. Bazıları ise Kays Said yanlılarının paralel gösterilerle karşılık verebileceği, ordu ve güvenlik güçlerinin ise güç kullanarak dahil olacağı protesto ve miting çağrılarıyla sokaktaki tansiyonun yükselmesi ve seferberlik senaryosuna ülkeyi dahil etmemeleri konusunda bu isimleri uyardı. Bu eleştirilere dahil olan eski parlamenter ve bakan Samir Dilu, daha önce Gannuşi'yi hareketin liderliğinden çekilmeye, bu yıl düzenlenecek 11. ulusal konferansa katılmamaya çağıran bir dilekçe listesine öncülük etmişti. Samir Dilu, eski haliyle parlamentonun ‘demokrasiye, demokratik geçiş ve reforma bağımlı hale geldiği’ değerlendirmesinde bulundu.
Diğer yandan farklı partilerden siyasi liderler, geçtiğimiz Pazar günü ‘barışçıl yollarla’ açıklanan ‘darbe kararlarına karşı ulusal cephe’ oluşturulması çağrısında bulundu. Bu ‘ulusal cephe’ katılımcıları arasında, 2005 yılında Zeynel Abidin Bin Ali yönetimine karşı çıkıldığı 18 Ekim cephesi deneyimine benzer şekilde laik, liberal ve İslamcı partilerden sendikacı ve politikacıların da olduğu bildirildi.
Eski bakan ve Nahda’nın en güçlü rakibi Muhammed Abbu, Nahda kadrolarını Kays Said’in aldığı ‘olağanüstü önlemleri’ eleştirmeye bir son vermeye çağırdı. Aynı zamanda anayasayı askıya almadığı, parlamentoyu feshetmediği, öfkeli halk kitlelerinin Nahda Partisi genel merkezine yönelik saldırılarını sürdürmelerini önleyen geçici tedbirler aldığı için Said’e teşekkür etmelerini istedi.
Cumhurbaşkanı Said'e yakınlığı ile bilinen Muhammed Abbu, Said’in açıkladığı önlemleri desteklediğini, ancak ‘anayasanın askıya alınmasına’ karşı olduğunu açıkladı. Cumhurbaşkanı’ndan bu yönde çağrıda bulunanları dinlememesini isteyen Abbu, aynı zamanda anayasanın 80. maddesinde belirtilen sürelerin uzatılmaması uyarısında bulunarak zira bu tehlikeli konuda uluslararası toplumun Tunus'u izlediğini vurguladı.
ABD, Batı ve Arap ülkeleri dışişleri bakanları ve bazı büyükelçiler, son üç gün içerisinde Cumhurbaşkanı Kays Said, danışmanları ve Dışişleri Bakanı Osman el-Cerendi ile telefonda veya doğrudan görüşmelerde bulundu. Bu görüşmelerin ardından en kısa sürede demokratik kurumların işleyişinin yeniden başlatılacağı duyuruldu.



Suriye'nin Humus kentindeki camide meydana gelen patlamada beş kişi hayatını kaybetti

Suriyeli izciler Şam'ın eski kent bölgesindeki bir sokakta yürüyor (AFP)
Suriyeli izciler Şam'ın eski kent bölgesindeki bir sokakta yürüyor (AFP)
TT

Suriye'nin Humus kentindeki camide meydana gelen patlamada beş kişi hayatını kaybetti

Suriyeli izciler Şam'ın eski kent bölgesindeki bir sokakta yürüyor (AFP)
Suriyeli izciler Şam'ın eski kent bölgesindeki bir sokakta yürüyor (AFP)

Reuters'ın haberine göre, yerel bir yetkili, Suriye'nin Humus vilayetindeki Alevi mahallesinde bulunan bir camide bugün meydana gelen patlamada beş kişinin öldüğünü ve 20 kişinin yaralandığını açıkladı.

Devlet medyası, güvenlik güçlerinin bölgeyi kordon altına aldığını ve soruşturma başlattığını bildirdi.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre yerel yetkililer, patlamanın intihar saldırısı veya bölgeye yerleştirilen patlayıcılar nedeniyle meydana gelmiş olabileceğini söyledi.


Mısır ve Türkiye'deki toplantılar... Gazze anlaşmasının önündeki engelleri kaldırma çabaları

Gazze Şeridi'nin orta kesiminde bulunan Nuseyrat Mülteci Kampı’ndaki barınaklar arasında yürüyen Filistinliler (AFP)
Gazze Şeridi'nin orta kesiminde bulunan Nuseyrat Mülteci Kampı’ndaki barınaklar arasında yürüyen Filistinliler (AFP)
TT

Mısır ve Türkiye'deki toplantılar... Gazze anlaşmasının önündeki engelleri kaldırma çabaları

Gazze Şeridi'nin orta kesiminde bulunan Nuseyrat Mülteci Kampı’ndaki barınaklar arasında yürüyen Filistinliler (AFP)
Gazze Şeridi'nin orta kesiminde bulunan Nuseyrat Mülteci Kampı’ndaki barınaklar arasında yürüyen Filistinliler (AFP)

Gazze Şeridi’nde halen tıkanmış durumda olan ateşkes anlaşmasını ilerletmek amacıyla arabulucuların temasları sürüyor. Kahire ve Ankara, anlaşma maddelerinin uygulanmasına ilişkin iki ayrı toplantıya ev sahipliği yaptı. Bu görüşmeler, yaklaşık bir hafta önce ABD’nin Miami kentinde yeni bir ilerleme sağlanması amacıyla yapılan kapsamlı toplantının ardından gerçekleştirildi.

Mısır ve Türkiye’de yapılan bu yeni toplantıların, Şarku’l Avsat’a konuşan uzmanlara göre, tıkanan anlaşmanın önündeki engelleri aşmaya yönelik girişimler niteliği taşıdığı belirtildi. Uzmanlar, İsrail’in ABD baskısı altında anlaşmanın ikinci aşamasına geçmeye itiraz etmeyebileceğini, ancak çekilmeler ve benzeri konulara ilişkin müzakereleri uzatarak uygulama sürecini aksatabileceğini vurguladı.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun ofisinden yapılan açıklamada, “Başbakanın talimatıyla, Esirler ve Kayıplar Koordinatörü Gal Hirsch, ordu, iç istihbarat teşkilatı Şin-Bet ve Mossad yetkililerinden oluşan bir heyetin başında Kahire’ye gitti” denildi.

İsrail heyeti, üst düzey yetkililer ve arabulucu ülkelerin temsilcileriyle bir araya geldi. Görüşmelerde, Ran Gvili’nin cesedinin geri alınmasına yönelik çabalar ve bu sürecin ayrıntıları ele alındı.

Filistinli gruplar, 10 Ekim’de başlayan ateşkesin ilk aşamasından bu yana 20 İsrailli esiri sağ olarak, 27’sinin de cesedini teslim etti. Ran Gvili’nin cesedi ise henüz bulunamadı. Hamas, Gazze’deki büyük yıkım nedeniyle aramaların zaman alacağını belirtirken, İsrail anlaşmanın ikinci aşamasını başlatmaya yönelik müzakereleri, söz konusu cesedin teslim edilmesine bağlamış durumda.

Bu gelişmelerle eş zamanlı olarak Hamas, yaptığı açıklamada, Halil el-Hayye başkanlığındaki bir heyetin Ankara’da Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile görüştüğünü duyurdu. Açıklamada, söz konusu görüşmede ‘Gazze Şeridi’nde savaşı sona erdiren anlaşmanın uygulanma süreci ile sahadaki gelişmelerin’ ele alındığı ifade edildi.

Heyet, Gazze Şeridi’nde ‘İsrail’in süregelen hedef alma eylemleri ve tekrarlanan ihlallerine’ karşı uyarıda bulunarak, bunların ‘anlaşmanın ikinci aşamasına geçişi engellemeyi ve mevcut mutabakatları boşa çıkarmayı amaçladığını’ ifade etti.

Söz konusu iki temas, yaklaşık bir hafta önce ABD’nin Miami kentinde ateşkes anlaşmasının arabulucularını bir araya getiren toplantının ardından gerçekleşti. Toplantı sonrası yayımlanan ortak açıklamada, anlaşmanın uygulanmasına yönelik yolların ele alındığı bildirilmişti.

El-Ahram Siyasi ve Stratejik Araştırmalar Merkezi’nde İsrail uzmanı olan Dr. Said Ukkaşe, Kahire ve Ankara’daki görüşmelerin, anlaşmanın uygulanmasını hızlandırmak, engelleri somut biçimde aşmak ve Washington’u İsrail üzerinde baskıyı artırarak tıkanan ikinci aşamaya geçmeye zorlamak açısından kritik bir zamanda yapıldığını söyledi. Ukkaşe, son kalan ceset meselesinin ise Hamas ve İsrail’in karşılıklı kazanım elde etmeye çalıştığı bir oyuna benzediğini dile getirdi.

Ukkaşe’ye göre, kulislerde dile getirildiği üzere Hamas cesedin yerini biliyor, ancak arabulucuların ve zaman baskısının etkisiyle ikinci aşamaya girerken elinde bir pazarlık unsuru tutmak istediği için teslim etmiyor. İsrail ise bundan yararlanarak, çekilmelerle bağlantılı yeni taahhütler üstlenmeden ilk aşamayı sürdürmeye devam ediyor.

Filistinli siyasi analist Abdulmehdi Mutava ise bu toplantılarda, özellikle cesedin ciddi bir engel oluşturması nedeniyle mevcut boşlukların nasıl kapatılacağının ele alındığını belirtti. Mutava, Hamas’ın Türkiye’deki temaslarının silahsızlanma düzenlemeleri ve uluslararası güçlerin sahaya girişi gibi konulara odaklandığını, Ankara’nın bu süreçte rol üstlenmeyi ve Washington ile ilişkilerini güçlendirmeyi hedeflediğini ifade etti.

r
Gazze Şeridi'nin orta kesiminde bulunan Nuseyrat Mülteci Kampı’ndaki yıkılmış evlerin genel görünümü (AFP)

İsrail, anlaşmayı zorlaştıran tutumlarını sürdürmeye devam ediyor. İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, ülkesinin ‘Gazze Şeridi’nden asla çekilmeyeceğini’ söyledi. Şarku’l Avsat’ın Ynet internet sitesinden aktardığına göre Katz, yerleşimleri korumak amacıyla Gazze Şeridi içinde bir güvenlik kuşağı oluşturulacağını belirterek, Hamas’ın silah bırakması gerektiğini, aksi takdirde ‘İsrail’in bu görevi bizzat üstleneceğini’ ifade etti.

Öte yandan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, salı akşamı Refah’ta patlayıcı infilakı sonucu bir İsrail subayının yaralanmasından Hamas’ı sorumlu tutmaya çalıştı ve ekim ayında yürürlüğe giren ateşkes anlaşmasının ihlal edildiğini öne sürdü. Hamas ise patlamanın İsrail’in tamamen kontrolü altındaki bir bölgede meydana geldiğini, olayın ‘savaş kalıntılarından’ kaynaklanmış olabileceğini belirtti.

Netanyahu’nun Hamas’a yönelik suçlamaları, ABD’de Başkan Donald Trump ile yapması beklenen görüşmeden birkaç gün önce geldi. İsrail basınında yer alan haberlere göre Netanyahu, Trump’ı İsrail ile Hamas’ın kontrol alanları arasında kalıcı sınır olarak sarı hattın kabul edilmesine ikna etmeyi hedefliyor. Bu durumun, Gazze Şeridi’nin yüzde 58’inin İsrail tarafından işgal edilmesi anlamına geleceği ifade ediliyor.

Ukkaşe, İsrail’in Trump ile yapılacak görüşmenin ardından ikinci aşamaya geçilmesine karşı çıkmadığını açıklayabileceğini, ancak bunun teorik düzeyde kalacağını belirterek, uygulamada müzakere takvimini ve maddelerin hayata geçirilmesini uzatacağını, bu süreçte belirleyici unsurun ABD baskısı olacağını söyledi.

Mutava ise İsrail’in engelleyici tutumunu sürdüreceğini, Trump’ın da tüm sorunların tek seferde çözülemeyeceğinin farkında olduğunu dile getirdi. Mutava’ya göre, devam eden toplantılar engelleri aşamalı olarak çözmeyi amaçlıyor ve Trump, anlaşmanın çökmediğini göstermek için ikinci aşamanın gelecek ocak ayında başlatılmasını istiyor.


İsrail ordusu Gazze'de iki Filistinliyi öldürdü

 Gazze'nin Beyt Lahya kentinin kuzeydoğusundaki Yeşil Hat içinde İsrail ordusu tarafından gerçekleştirilen patlamaların ardından duman yükseliyor (AFP)
Gazze'nin Beyt Lahya kentinin kuzeydoğusundaki Yeşil Hat içinde İsrail ordusu tarafından gerçekleştirilen patlamaların ardından duman yükseliyor (AFP)
TT

İsrail ordusu Gazze'de iki Filistinliyi öldürdü

 Gazze'nin Beyt Lahya kentinin kuzeydoğusundaki Yeşil Hat içinde İsrail ordusu tarafından gerçekleştirilen patlamaların ardından duman yükseliyor (AFP)
Gazze'nin Beyt Lahya kentinin kuzeydoğusundaki Yeşil Hat içinde İsrail ordusu tarafından gerçekleştirilen patlamaların ardından duman yükseliyor (AFP)

İsrail ordusu bugün Gazze Şeridi'nde iki Filistinliyi öldürdüğünü açıkladı.

İsrail ordusu, iki "teröristin" Gazze'nin güneyindeki "sarı hat"ı geçerek İsrail güçlerine yaklaştığını belirtti.

Açıklamada, iki adamın "acil bir tehdit" oluşturduğu ve kimliklerinin tespit edilmesinin ardından "etkisiz hale getirildiği" belirtildi.

İsrail güçleri, Filistinli Hamas grubuyla 10 Ekim'de yürürlüğe giren ateşkesin ardından Gazze Şeridi'ndeki sarı hattın gerisine çekildi.

Beton bloklar ve sarı işaretlerle belirlenen hat, Gazze Şeridi'nde yeni bir toprak bölünmesini temsil ediyor ve kıyı şeridine doğru 1,5 ila 6,5 ​​kilometre uzanıyor. Böylece İsrail, Gazze'nin alanının yarısından biraz fazlasını kontrol ediyor.

İsrail Genelkurmay Başkanı Eyyal Zamir, geçtiğimiz günlerde Sarı Hat’ı Gazze Şeridi ile yeni sınır olarak ilan etti.

Ateşkese rağmen, Gazze'de ara sıra yaşanan olaylar can kayıplarına yol açmaya devam ederken, İsrail ordusu da Hamas liderlerini ve merkezlerini hedef almayı sürdürüyor.