İsrail, Gazze Şeridi'ne yönelik kısıtlamaları hafifletiyor

Gazze Şeridi açıklarında izin verilen balıkçılık alanı genişletiliyor. (AFP)
Gazze Şeridi açıklarında izin verilen balıkçılık alanı genişletiliyor. (AFP)
TT

İsrail, Gazze Şeridi'ne yönelik kısıtlamaları hafifletiyor

Gazze Şeridi açıklarında izin verilen balıkçılık alanı genişletiliyor. (AFP)
Gazze Şeridi açıklarında izin verilen balıkçılık alanı genişletiliyor. (AFP)

İsrail’de Gazze Şeridi’nin güvenlik durumunu değerlendirmek için yapılan bir oturumun ardından, cuma sabahı itibariyle bölgede kısıtlamaları gevşetme kararı alındı. Karar kapsamında Gazze Şeridi açıklarında izin verilen balıkçılık bölgesinin 6 deniz milinden 12 mile genişletilmesi de alındı. Söz konusu gelişme, Gazze Şeridi'den fırlatılan yanan balonlara cevap olarak bölgenin bombalanmasının ardından geldi.
İsrail Güvenlik Bakanlığı’na bağlı, Filistin Topraklarında Hükümet Faaliyetlerinin Koordinasyonu Merkezi’nden yapılan açıklamada, “Güvenlik durumuna bağlı olarak, Gazze Şeridi'ndeki balıkçılık bölgesi cuma sabahından başlayarak mevcut 6 deniz miline ilaveten 6 deniz mili  daha genişletilecek” denildi.
Açıklamada ayrıca pazar gününden itibaren Gazze'de uluslararası toplum tarafından yürütülen gıda, su, ilaç ve balıkçılık alanlarındaki projeler için ekipman ve mal ithalatının yanı sıra İsrail'den Gazze Şeridi'ne elektrik ve tarım araçlarının getirilmesi mümkün olacak. Metalik atıkları Gazze Şeridi’nden İsrail'e ihraç etmek de mümkün olacak.
Kısıtlamaların gevşetilmesi ayrıca geçen mayıs ayında patlak veren çatışmadan bu yana Erez Geçidi'nde bırakılan 29 özel aracın Gazze Şeridi’ne girişi de kapsıyor.
İsrail'in Arapça yayın yapan “Kan” kanalı, Filistinlilerin Gazze Şeridi'nden Allenby Köprüsü geçişini kullanarak geçişine de onaylanmış standartlara uygun olarak izin verilmesine karar verildiğini aktardı.
İsrail, kısıtlamaların gevşetilmesine dair uygulamaları, birkaç gün önce Hamas'ın Gazze Şeridi'nden İsrail yerleşimlerine doğru yangın çıkaran balonlar fırlatması nedeniyle durdurmuş, sonra yeniden yürürlüğe koydu. İsrail, balon saldırılarının hemen ardından, pazar günü Gazze'ye hava saldırıları düzenleyerek karşılık verdi. Diğer yaptırımların yanı sıra balıkçılık alanı da daralttı. İsrail, Hamas'ın yangın çıkaran balonlar fırlatarak İsrail hükümetini Katar hibe fonlarının Gazze Şeridi’ne girmesine izin vermeye zorlamak için daha fazla baskı yapmak istediğine inanıyor. Ancak İsrail baskılara boyun eğmek yerine yeni bir denklem dayatarak baskıyı hafifletti. Tel Aviv, Gazze Şeridi'ndeki balıkçılara denizi açmanın veya kapatmanın iki taraf arasındaki gerilimin düzeyine bağlı olduğunu duyurdu.
İsrail'den yapılan açıklamada söz konusu yeni konjonktürün bölgedeki güvenlik durumunun istikrarına bağlı olduğu vurgulandı.
İsrail Başbakanı Naftali Bennett perşembe günü yaptığı açıklamada Tel Aviv'in Gazze Şeridi'nden İsrail topraklarına fırlatılan herhangi bir yangın balonuna yanıt vermeye devam edeceği tehdidinde bulundu.
Bennett, Gazze sınırındaki yerleşim konseylerinin başkanlarıyla yaptığı görüşmede şu ifadeleri kullandı:
“Şahsım ve İsrail adına büyük önem taşıyorsunuz. Gazze'nin çevresine ve güneydeki kasabalara mümkün olduğunca fazla güvence ve uzun vadeli sakinlik sağlamak için çalışıyoruz. Elimizde iyi fırsatlar var. Burada kalıp yurdumuzu koruduğunuz için teşekkür ederim.”
Bennett, Gazze Şeridi'ne mümkün olduğu kadar çok insani yardım sağlanmasını desteklediğini ancak her şeyi bir anda durdurabileceğini ve Filistinli grupların bunun bilincinde hareket etmesi gerektiğini de sözlerine ekledi.
Bennett, İsrail'in bir yandan hiziplere saldırmaya, diğer yandan da Gazze'yi geliştirmeye devam edeceğini açıkça belirtti. Bennett'in Gazze Şeridi'ne bitişik yerleşimleri ziyareti, başbakan seviyesinde bölgeye yapılan ilk temas olarak kayıtlara geçti. 
Katar elçisi Muhammed el-Emadi, İsrail'in yeni uygulamalarıyla eş zamanlı olarak Hamas'a bir mesaj göndererek yangın çıkaran balonların fırlatılmasının Katar'ın Gazze Şeridi'ne verdiği hibenin yenilenmesini tehdit ettiğini bildirdi. Hibenin geçişini hızlandırmak için tam bir ateşkese ihtiyaçları olduğunu aktardı. Katar’ın bu yönelimi nedeniyle Hamas yanan balon eylemlerini bıraktı. Yapılan değerlendirmeler Tel Aviv’in İsrailli mahkumlar ve Batı Şeria'daki kayıp kişilerle ilgili bir anlaşma olmaksızın Gazze Şeridi'ndeki sükunetin karşı karşıya kaldığı zorlukların gölgesinde Katar hibesinin Gazze Şeridi’ne gelmesinin ancak geçici bir çözüm olacağı yönünde. İsrail, ateşkes müzakerelerinde ilerleme sağlanması için Gazze Şeridi'ndeki askerlerinin iade edilmesini şart koşmuştu. Aynı şekilde Gazze'nin yeniden inşası için de aynı şartı öne sürmüştü. Ancak Hamas bunu reddetmiş ve iki başlıkta ayrı ayrı görüşmeler yürütmeye hazır olduğunu duyurmuştu. Ateşkes ve askerin iadesi konularının birbirinden ayrı konular olduğunu ve birlikte değerlendirilemeyeceğini bildirmişti.
Mısır, bu tür bir uzlaşının kapsamlı bir ateşkes anlaşmasını ileriye taşıyacağı görüşünde. Bu nedenle takas anlaşmasının uygulanması için baskı yapıyor.
Gazze Şeridi'nde dört İsrailli esir bulunuyor. 2014 yazında çıkan savaşta Hamas tarafından esir alınan askerler Shaul Aron ve Hadar Goldin (İsrail bu iki ismin öldürüldüğünü iddia ediyor. Hamas ise durumları hakkında bilgi vermiyor), Abraham Mengistu ve Hişam Bedevi el-Seyyid. Mengistu ve Hişam Bedevi İsrail vatandaşlığına sahipken Mengistu, Etiyopya, Hişam Bedevi ise Arap asıllı. Söz konusu kimeler, Gazze savaşından sonra farklı zamanlarda kendi istekleriyle Gazze Şeridi’ne girdiler.
Buna karşılık, İsrail hapishanelerinde 5 binin üzerinde Filistinli mahkum bulunuyor.



Refah tünellerinin sırrı: Hamas unsurları 8 ay yeraltında nasıl hayatta kaldı?

TT

Refah tünellerinin sırrı: Hamas unsurları 8 ay yeraltında nasıl hayatta kaldı?

Refah tünellerinin sırrı: Hamas unsurları 8 ay yeraltında nasıl hayatta kaldı?

İsrail ordusunun, Gazze Şeridi’nin güneyindeki Refah kentindeki tünellerde Kassam Tugayları’na bağlı unsurları öldürdüğüne ve esir aldığına dair ardı ardına yaptığı açıklamalar, bu kişilerin kim olduklarına ve özellikle Mayıs 2024’te İsrail’in kenti işgal etmeye başlamasından, ardından operasyonu genişleterek tam kontrol sağlamasından sonra, tünellerde nasıl bu kadar uzun süre gizlenebildiklerine ilişkin pek çok soruyu beraberinde getirdi.

Bir aydan uzun bir süre boyunca, bu unsurların tünellerden silahsız ve can güvenliklerini sağlayacak bir yöntemle çıkarılmasına yönelik temaslar yürütülüyordu. Bu girişimler, İsrailli subay Hadar Goldin’in naaşının 9 Kasım’da teslim edilmesini hızlandırdı. Ancak İsrail, dosyayı Türkiye ile birlikte takip eden ABD ile yapılan sözlü mutabakatları daha sonra ihlal ederek bu kişilere güvenli çıkış izni tanımadı.

Günler ilerledikçe İsrail, söz konusu unsurları tünellerden veya sığınaklarından çıktıkları anda hava saldırılarıyla ya da doğrudan takip ederek öldürmeye veya esir almaya başladı. Bu durum, Refah’ın doğusundaki Ceninah Mahallesi’nde tünellerin son kalan ceplerinin tamamen kuşatılmasıyla daha da yoğunlaştı.

Tünellerde ve pusu bölgelerinde 8 ay

Şarku’l Avsat’a  konuşan Hamas içindeki sahaya yakın kaynaklar, “Bu direnişçilerin, savaşın büyük kısmını, İsrail ordusunun kentte konuşlanmasına ve çok sayıda tünele girmesine rağmen, çoğu zaman tünellerin içinde geçirdiklerini” söyledi. Kaynaklara göre tüneller, İsrail’in tüm ayrıntılarını hâlâ çözemediği bir yapıda inşa edilmişti.

Aynı kaynaklar, Kasım 2023’teki ilk 7 günlük ateşkes sırasında söz konusu savaşçıların yer üstüne çıktığını, çatışmalar yeniden başlayınca tekrar tünellere döndüğünü aktardı. Bu süreçte zaman zaman yer üstünde hareket ettikleri, pusu noktaları arasında geçiş yaptıkları, ardından yeniden tünellere çekildikleri belirtildi. Komutanlarıyla temas, Ocak 2024’te varılan ikinci ateşkese kadar sürdü. Bu ateşkes 18 Mart’a kadar devam etti.

Kaynaklardan biri, çatışmaların yeniden başlaması öncesinde, İsrail ordusunun Refah’ta konuşlanmasına rağmen bazı savaşçıların yer üstüne çıkarak Han Yunus’a ulaştığını, burada komutanlarıyla buluştuğunu ve bazılarıyla birlikte Şubat 2024’te İsrailli esir Avraham Mengistu’nun teslim sürecine katıldığını söyledi. Mengistu, 2014 savaşından beri Gazze’de tutuluyordu.

Savaş yeniden başlayıp diplomatik girişimler sonuçsuz kaldıktan sonra Kassam unsurları tüneller aracılığıyla tekrar Refah’a döndü ve yer üstündeki pusu bölgelerine geri yerleşti.

rth
İsrailli rehine Avraham Mengistu, Hamas ile İsrail arasında geçen Şubat ayında Refah'ta imzalanan esir değişim anlaşması kapsamında teslim platformunda görülüyor (Reuters)

Mart ayı sonunda itibaren bu kişiler, Ağustos ayına kadar komutanlıklarıyla irtibat hâlinde kaldı. Bu süre zarfında İsrail’in Refah’ı tamamen kontrol altına aldığı yönündeki açıklamalarına rağmen, İsrail güçlerine kayıplar verdiren bir dizi saldırı gerçekleştirdiler.

Bu dönemde Kassam Tugayları “Cehennem Kapıları” adını verdiği operasyonlar dizisini başlattı. Askeri araçların, tuzaklanmış evlerin ve tünel çıkışlarının patlatıldığı saldırılarda yaklaşık 6 İsrail askerinin öldürüldüğü açıklandı. Bu saldırılardan birinde Kassam unsurlarının bir İsrail askerini esir almaya çalıştığı belirtildi.

Hamas, o dönem yürütülen ateşkes müzakerelerinde, Refah Taburu’nun hâlâ sahada aktif olduğuna dair bir mesaj vermeyi hedefliyordu. Buna karşın İsrail’in askeri kaynakları, taburun tümüyle dağıtıldığını savunuyordu.

Doğrulanabilen bilgilere göre, Kassam komutanlarıyla birlikte Refah’ta bulunan savaşçılar yer altı tünellerinde ve yer üstündeki pusu noktalarında toplamda 8 aydan fazla süre geçirdi.

Yiyecek ve suya nasıl ulaştılar?

Ateşkesin ardından İsrail ordusunun kontrolündeki bölgede sıkışan bu savaşçıların iaşesiyle ilgili soruları yanıtlayan saha kaynakları, tünellerde belirli miktarda yiyecek ve suyun önceden stoklanmış olduğunu aktardı.

Kaynaklardan biri, geçmişte benzer şekilde erzakın tükendiği bir savaş deneyimine atıfla, savaşçıların muhtemelen İsrail askerlerinin daha önce kullandığı evlerde bıraktığı yiyeceklerden ya da hasar görmemiş Filistinli evlerindeki malzemelerden faydalanmış olabileceğini söyledi. Sosyal medyada aylar önce paylaşılan, “ev sahiplerinden aldıkları yiyecekler için helallik isteyen Hamas ve İslami Cihad mensuplarının bıraktığı notlar” buna örnek gösterildi.

Kaynaklar, Kassam’ın elit birliklerinin görevleriyle yer altındaki destek gruplarının görevlerinin birbirinden farklı olduğuna da dikkat çekti. Bazılarının lojistik ve ikmal, bazılarının pusu operasyonları yürüttüğü, bazılarının ise farklı gruplar arasında geçiş yaparak doğrudan saha komutanlığı ile temas kurduğu belirtildi.

Öne çıkan komutanlar

İsrail medyasının öldürülmelerinin ardından fotoğraflarını yayımladığı kişiler arasında, Refah’ın doğu tabur komutanı Muhammed el-Bavab, yardımcısı ve aynı zamanda eniştesi İsmail Ebu Lebde, ayrıca elit birlik komutanı Tufik Salim bulunuyor.

Kaynaklara göre Ebu Lebde, Avraham Mengistu’nun teslim edilmesi sürecinde Kızılhaç ekibiyle doğrudan temas kuran isimdi. Bavab ise süreci uzaktan takip etti.

Her iki isim de 2014 savaşında İsrailli subay Hadar Goldin’in kaçırılması operasyonunu yöneten kişiler olarak biliniyor.

df
Kızılhaç araçları, Hadar Goldin'in cenazesini geçtiğimiz kasım ayında Gazze Şeridi'nde taşıyor (Reuters)

İsrail’in öldürdüğü isimler arasında ayrıca, Hamas Siyasi Büro üyesi Gazi Hamad’ın oğlu Abdullah Hamad da bulunuyor. Abdullah Hamad’ın müzakere heyetinin üyesi olduğu, savaş öncesinde Hamas yönetimine bağlı Rubat Askerî Koleji’nden mezun olduğu ve eğitimci olarak görev yaptığı aktarıldı. Abdullah Hamad, kuzeni Ahmed Said Hamad ile birlikte, tünelde Kassam komutanları ve diğer savaşçılarla aynı noktada öldürüldü.

Kaynaklar, Gazi Hamad’ın kardeşi Said Hamad’ın ise 7 Ekim saldırısına katılan damatlarının öldürülmesinin ardından üç kızını İsrail bombardımanında kaybettiğini belirtti.


İsrail, Hamas tarafından teslim edilen kalıntı örneklerini aldı

Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
TT

İsrail, Hamas tarafından teslim edilen kalıntı örneklerini aldı

Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisi bugün, İsrail’in Hamas tarafından Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracılığıyla teslim edilen kalıntı örneklerini teslim aldığını duyurdu. Örneklerin adli tıp laboratuvarına gönderilmesi planlanıyor.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığına göre bir Hamas lideri, hareketin bugün Gazze Şeridi'nde kalan iki cesetten birini teslim edeceğini açıklamıştı.

İsrailli rehine Ran Gvili ve Taylandlı rehine Sudthisak Rinthalak'ın cesetleri halen Gazze'de bulunuyor.

Bu gelişme, İsrail güçlerinin bugün Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’nda bir Filistinliyi öldürmesi ve Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerinde evlerin yıkılması ve bombardımanların devam etmesi ile birlikte gerçekleşti.

Filistin resmi haber ajansı WAFA, ‘işgal güçlerinin kuzeydeki Cibaliye Mülteci Kampı’na yoğun hava saldırıları düzenlediğini ve kuzey Gazze’de bazı konut binalarını yıktığını’ bildirdi. Ayrıca İsrail’e ait insansız hava araçları (İHA) et-Tuffah mahallesindeki es-Senafur kavşağı yakınlarında Filistinlilerin evlerine bombalar attı ve eşzamanlı olarak yoğun ateş açıldı.


Sudan'dan Rusya'ya cazip teklif: ABD ve AB kızabilir

Ordunun başındaki General Abdülfettah Burhan, Sudan'ı fiili olarak yönetiyor (AP)
Ordunun başındaki General Abdülfettah Burhan, Sudan'ı fiili olarak yönetiyor (AP)
TT

Sudan'dan Rusya'ya cazip teklif: ABD ve AB kızabilir

Ordunun başındaki General Abdülfettah Burhan, Sudan'ı fiili olarak yönetiyor (AP)
Ordunun başındaki General Abdülfettah Burhan, Sudan'ı fiili olarak yönetiyor (AP)

Orduyla paramiliter Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasındaki çatışmaların sürdüğü Sudan'daki askeri yönetim, Rusya'yla daha yakın ilişkiler kurmak istiyor.

Wall Street Journal'ın (WSJ) Sudanlı yetkililere dayandırdığı habere göre, Moskova'ya Afrika'daki ilk deniz üssünü kurması teklif edildi.

Ekimde iletilen teklifin, Rusya'nın 25 yıl boyunca 300 askerini ve 4 savaş gemisini barındırabileceği bir üssü içerdiği aktarıldı.

Port Sudan ya da Kızıldeniz kıyısındaki bir başka yerde yapılabileceği bildirilen üs, bölgedeki kritik ticaret yollarına yakın olacak.

Küresel ticaretin yüzde 12'si, Avrupa-Asya alışverişinde önemli bir yere sahip olan Süveyş Kanalı üzerinden gerçekleşiyor.

WSJ, bunun Çin ve Rusya'yı kıtadaki limanlardan uzak tutmaya çalışan ABD için endişe verici bir gelişme olacağını vurguladı. 

Bu iki ülkenin Afrika'daki limanların kontrolü sayesinde buralarda savaş gemilerini tamir edip yeni silahlarla donatabileceği ve kritik denizyollarını kapatabileceği belirtildi.

Çin de denizaşırı ilk deniz üssünü 2017'de Cibuti'de kurmuştu. Kızıldeniz'i Aden Körfezi'ne bağlayan Babülmendep Boğazı'ndaki üs, bir uçak gemisinin demirleyebileceği kadar büyük.

ABD'nin Afrika'daki en büyük üssü Camp Lemonnier, Çin'inkinden yalnızca 10 kilometre uzaklıkta.

ABD'nin ayrıca Somali'de birlikleri var. 

Kremlin'in, Afrika'nın en büyük üçüncü altın üretici Sudan'dan madencilik konusunda imtiyazlar alabileceği de Amerikan gazetesinin haberinde ifade edildi. 

Sudanlı yetkililer tüm bunlar karşılığında hava savunma sistemleri gibi silahları ucuza almak istiyor.

WSJ, Sudan ordusundan bir yetkilinin, bu anlaşmanın AB ve ABD'yle aralarında sorun yaratabileceğinin farkında olduklarını söylediğini aktardı.

Bu hamlenin Moskova'yı kıtada yeniden güçlendirebileceği de haberde vurgulandı.

Paralı asker şirketi Wagner'in kurucusu Yevgeni Prigojin'in 2023'teki ölümünün ardından Rusya'nın Afrika planları sekteye uğradı.

Rusya Savunma Bakanlığı'na bağlı Afrika Kolordusu, Wagner'in operasyonlarını devralsa da kıtadaki yerini doldurmakta zorlandığı bildiriliyor.

General Abdülfettah Burhan'la işbirliği yapan General Muhammed Hamdan Dagalo, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin soykırımla suçladığı Ömer el Beşir'i 2019'da devirmişti. 

Ülkeyi sivil yönetime döndürme ve 100 bin kişilik paramiliter kuvvet HDK'yi ordu bünyesine dahil etme süreci nedeniyle iki general anlaşmazlığa düşmüş, 2023'te yeniden iç savaş patlak vermişti. 

Yeniden başlayan çatışmaların başlarında Moskova, Dagalo'ya bağlı HDK'yi destekliyordu. 

Başkent Hartum'dan HDK güçlerinin atılmasındaysa Ukrayna rol oynamıştı. 

WSJ, Rusların desteğini yetersiz bulan HDK'nin Kiev'e yanaştığını ve bunun üzerine Moskova'nın da Burhan'a bağlı orduyla ittifak kurduğunu aktarıyor.

Amerikan gazetesinin haberinde İran, Mısır ve Türkiye'nin Sudan ordusuna drone sağladığı da öne sürüldü.

Tahran'dan gelen deniz üssü kurma önerisinin, ABD ve İsrail'in tepkisiyle karşılaşmaktan korkan Hartum yönetimi tarafından geçen sene reddedildiği bildirildi. 

Diğer yandan ABD ve BM, Birleşik Arap Emirlikleri'ni (BAE) HDK'yi silahlandırmakla suçluyor. BAE ise bu iddiaları reddediyor.

Independent Türkçe, WSJ, AP