CDC uyardı: Delta varyantı, su çiçeği kadar kolay yayılıyor

Massachusetts'te maske takan insanlar (Reuters)
Massachusetts'te maske takan insanlar (Reuters)
TT

CDC uyardı: Delta varyantı, su çiçeği kadar kolay yayılıyor

Massachusetts'te maske takan insanlar (Reuters)
Massachusetts'te maske takan insanlar (Reuters)

ABD’nin geneline yayılan koronavirüsün ‘delta’ varyantının, daha ciddi bir hastalığa neden olduğu görülüyor. ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi’nden (CDC) yayınlana bir belgeye göre bu varyant, su çiçeği kadar kolay yayılıyor.
Belge, tam aşılı kişilerin delta varyantını aşısız kişilerle aynı oranda yayabileceğini ortaya koydu. CDC Direktörü Rochelle Walensky, ilk olarak Washington Post tarafından yayınlanan belgenin doğruluğunu onayladı.
CNN’e konuşan Walensky, “Kızamık ve su çiçeği gibi bildiğimiz en bulaşıcı hastalıklardan biri olduğu için insanların sorunun ciddiyetini anlamaları gerektiği kanaatindeyim” dedi.
CDC’nin, yakın zamanda Walensky’nin tam olarak aşılanmış kişiler için rehberliği değiştirme konusundaki tartışmalı kararını destekleyecek veriler yayınlaması bekleniyor.
Yetkili, geçtiğimiz Salı günü CDC’nin ‘aşıları tam olan kişilerin virüsün bulaşma oranının yüksek olduğu kapalı mekanlarda maske takmalarını tavsiye ettiğini’ bildirdi.
Ayrıca Walensky, okullardaki herkesin (öğrenciler, personel ve ziyaretçiler) her zaman maske takması gerektiğini vurguladı.
Rochelle Walensky, CNN’e yaptığı açıklamada “Bu durumu kontrol etmek için ihtiyaç duyduğumuz önlemler radikal ve serttir” diyerek, raporda yer alan verilerin kendisini şaşırtmadığını ifade etti.
CDC belgeleri, delta varyantının su çiçeği gibi bulaştığını ve enfekte olan her kişinin ortalama olarak sekiz veya dokuz kişiyi enfekte ettiğini gösteriyor. Önceki bulaşma oranı soğuk algınlığına benzerdi ve enfekte olan her kişi virüsü ortalama olarak iki kişiye bulaştırıyordu.
Aşılı insanların yine de enfekte olması halinde vücutları, aşısız insanlarla aynı miktarda virüs taşıyor. Bu da başkalarına virüs bulaştırma olasılıklarının aşısız insanlar kadar olduğu anlamına geliyor.
Belgeleri inceleyen Emory Aşı Merkezi’nden Dr. Walter Orenstein, “Sonuç olarak, diğer değişkenlerin aksine, aşılanmış ve enfekte olmuş kişiler, virüsü aşılanmamış ve aynı zamanda enfekte olmuş kişilere benzer seviyelerde bulaştırabilir” dedi. Ancak belge, aşılanmış kişilerin daha güvenli olduğunu belirtiyor.
Belge, aşıların ciddi hastalıkların yüzde 90’ından fazlasını önlediğini belirtiyor. Ancak enfeksiyon veya bulaşmayı önlemede daha az etkili olabilirler. Bu, aşıya rağmen virüsün topluma daha fazla nüfuz etmesi ve daha fazla yayılması anlamına geliyor.
Aynı şekilde aşıların ciddi hastalık veya ölüm riskini on kat, enfeksiyon riskini üç kat azalttığı ortaya kondu.
Belge ayrıca, delta varyantının daha şiddetli hastalığa neden olduğunu gösteren üç rapora da atıfta bulunuyor.
CDC belgesi, ‘savaşın değiştiğini kabul etmeyi’ önerirken, aşı olmayı ve maske takmayı tavsiye ediyor.



Mavi köpekbalıklarının bukalemun gibi renk değiştirdiği keşfedildi

Fotoğraf: Wikimedia Commons
Fotoğraf: Wikimedia Commons
TT

Mavi köpekbalıklarının bukalemun gibi renk değiştirdiği keşfedildi

Fotoğraf: Wikimedia Commons
Fotoğraf: Wikimedia Commons

Yeni bir araştırmaya göre mavi köpekbalığının derisindeki benzersiz yapılar, bukalemun gibi renk değiştirebileceğine işaret ediyor.

Bu hafta Anvers'te düzenlenen Society for Experimental Biology konferansında sunulan çalışma, mavi köpekbalığının (Prionace glauca) derisindeki renkleri üreten küçük nano yapıları ortaya çıkardı. Köpekbalığının renginin sırrı, deriyi zırh gibi kaplayan pulların, dermal dentiküller diye bilinen pulpa boşluklarında saklı.

Çalışmada yer alan araştırmacılardan Viktoriia Kamska, "Mavi, hayvanlar alemindeki en nadir renklerden biri ve hayvanlar bunu üretmek için evrim boyunca çeşit çeşit benzersiz strateji geliştirdi. Bu da bu süreçleri bilhassa büyüleyici kılıyor" diyor.

Pulpa boşlukları içindeki guanin molekülü kristalleri, mavi reflektör görevi görüyor. Buna ek olarak melanin pigmenti içeren hücre bileşenleri diğer dalga boylarını emerek köpekbalığının karakteristik rengini üretiyor.

Dr. Kamska, "Bu bileşenler, aynalarla dolu torbaları ve siyah emicilerle dolu torbaları anımsatan şekilde ayrı hücrelerde toplanıyor ancak yakın ilişki içinde durarak birlikte çalışabiliyorlar" diye açıklıyor.

Melanin, belirli kalınlık ve aralıklara sahip guanin kristalleriyle işbirliği yaparak köpekbalığının derisindeki renk doygunluğunu artırıyor.

Bir diğer araştırmacı Mason Dean "Bu malzemeler bir araya getirilince, renk üretme ve değiştirmeyi sağlayan güçlü bir yetenek de ortaya çıkıyor" diyor.

Büyüleyici olan şey, kristalleri içeren hücrelerdeki küçük değişiklikleri gözlemleyerek bunların tüm organizmanın rengini nasıl etkilediğini görüp modelleyebilmemiz.

xsdfrgt
Mavi köpekbalığının dermal dentikülleri (Viktoriia Kamska)

Araştırma, renk üreten küçük yapıların biçimini, işlevini ve mimarisini tanımlayan gelişmiş görüntüleme teknikleri sayesinde mümkün oldu.

Dr. Dean "Rengi organizma düzeyinde, metre ve santimetre ölçeğinde incelemeye başladık ancak yapısal renk nanometre düzeyinde elde edildiğinden, bir dizi farklı yaklaşım kullanmamız gerekti" diyor.

Araştırmacılar daha sonra küçük deri yapılarındaki hangi yapısal parametrelerin, gözlemlenen görünümü üretmekten sorumlu olduğunu doğrulamak için bilgisayar simülasyonları kullandı.

Bu renk değişimi mekanizmasının, guanin kristal aralığını etkileyecek çevresel faktörler tarafından da yönlendirilebileceğini gösterdiler.

Dr. Dean, "Bu şekilde nem veya su basıncı değişiklikleri gibi basit bir şeyden kaynaklanan çok ince ölçekteki değişiklikler, vücut rengini değiştirebilir ve bu da hayvanın nasıl kamufle olacağını şekillendirir" ifadelerini kullanıyor.

Örneğin köpekbalığı daha derine yüzdüğünde, deriye daha fazla basınç uygulanması sonucu guanin kristallleri birbirine doğru itiliyor ve köpekbalığının rengi koyulaşarak çevresine daha iyi uyum sağlıyor.

Bu küçük yapıların davranış mekanizması köpekbalığının deri rengini de değiştiriyor olabilir. Dr. Dean şöyle diyor: 

Böylesine çok işlevli bir yapısal tasarım (yüksek hızlı hidrodinamik ve kamufle edici optik özellikleri birleştiren bir deniz canlısı yüzeyi) bildiğimiz kadarıyla daha önce görülmedi.

Independent Türkçe