Tunus'ta İslamcılara yakın olmakla suçlanan tartışmalı yargıç ev hapsine alındı

İnsan hakları grupları yargıç Akrimi'yi muhaliflere yönelik suikastla ilgili dosyaları gizlemekle suçluyor.

Tunuslu Yargıç Beşir el-Akrimi
Tunuslu Yargıç Beşir el-Akrimi
TT

Tunus'ta İslamcılara yakın olmakla suçlanan tartışmalı yargıç ev hapsine alındı

Tunuslu Yargıç Beşir el-Akrimi
Tunuslu Yargıç Beşir el-Akrimi

Tunus Mosaique Radyosu tarafından bugün (Cumartesi) yapılan açıklamada, Tunus güvenlik güçlerinin tartışmalı Tunuslu Yargıç Beşir el-Akrimi’yi ev hapsine aldığı bildirildi.
Tunus'taki insan hakları grupları, Yargıç Beşir El-Akrimi'yi İslamcılara yakın olmakla ve devrimden sonra laik muhaliflerin öldürülmesiyle ilgili iki dosya da dahil olmak üzere terörle ilgili dosyaları göz ardı etmekle suçluyor.
Akrimi'nin ev hapsine alınması, Pazar günü parlamentoyu askıya alan ve Başbakanı görevden alan Cumhurbaşkanı Kays Said'in tüm sektörlerde yaygın yolsuzlukla mücadele için amansız bir kampanya yürütme sözü vermesinin ardından geldi.
Tunus'taki avukatlar ve aktivistler, Akrimi'nin, hükümetin devrilmesiyle sonuçlanan şiddetli protestoların yaşandığı 2013'te Şükri Belid ve Muhammed el-Berahimi'ye suikast düzenlenmesi de dahil olmak üzere önemli dosyaları örtbas ettiğini öne sürüyorlar.
Ayrıca Akrimi’yi Nahda Hareketi Partisi ile bağları olmakla ve bu dosyaların yönetiminde parti liderleriyle işbirliği yapmakla suçluyorlar. Ancak Nahda Partisi, suçlamaları kesin bir şekilde reddederek, yargıçla herhangi bir bağlantısı olduğunu veya bu dosyalara müdahale ettiğini inkar ediyor.
Cumhurbaşkanı Said, geçici bir başbakan atamak ve acil durum önlemlerini sona erdirmek için bir yol haritası sağlamak da dahil olmak üzere, eleştirmenlerin Tunusluları güvence altına almak için gerekli olduğunu söylediği adımları henüz uygulamadı.
Cumhurbaşkanı dünkü açıklamasında bir diktatöre dönüşmeyeceğine dair söz verdi. Tunus Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre Said, "Anayasal metinleri çok iyi biliyorum ve onlara saygı duyuyorum. Onları inceledim. Bunca zaman sonra bazılarının dediği gibi diktatör olmayacağım” dedi.
2011 ayaklanmasından bu yana demokratik bir sisteme tanık olan Tunus'ta hak ve özgürlüklere ilişkin endişeler, Tunus Parlamentosu’ndaki bağımsız milletvekili Yasin el-Ayari'nin tutuklanması ve Pazartesi günü gerçekleşen bir gösteri sırasında Said'i protesto edenlere yönelik şiddet eylemlerine başvurdukları için soruşturma açılacağının açıklanmasının ardından  arttı. 
Tunus’ta askeri yargı, Ayari'nin ordunun itibarını zedeleme suçlamasıyla üç yıl önce verilen bir mahkeme kararıyla hapse atıldığını belirtti. Cumhurbaşkanı Said, Pazar günü milletvekillerinin dokunulmazlıklarını kaldırarak onları tutuklanmaya ve haklarında herhangi bir suçlamayla karşı karşıya kalma durumunda savunmasız bıraktı.



İsrail, Gazze’deki kafeyi 230 kiloluk bombalarla vurdu

İsrail ordusu, Filistinlilerin sıkça kullandığı deniz kenarındaki kafeyi harabeye çevirdi (AFP)
İsrail ordusu, Filistinlilerin sıkça kullandığı deniz kenarındaki kafeyi harabeye çevirdi (AFP)
TT

İsrail, Gazze’deki kafeyi 230 kiloluk bombalarla vurdu

İsrail ordusu, Filistinlilerin sıkça kullandığı deniz kenarındaki kafeyi harabeye çevirdi (AFP)
İsrail ordusu, Filistinlilerin sıkça kullandığı deniz kenarındaki kafeyi harabeye çevirdi (AFP)

İsrail, Gazze’de internete erişim sağlayan kafeye düzenlediği saldırıda 230 kilogramlık bombalar kullandı.

Guardian’ın haberinde, İsrail ordusunun pazartesi günü düzenlediği saldırıda Amerikan yapımı MK-82 bombalarından kullandığı yazılıyor. Bu bombalar büyük bir krater oluşturuyor ve şarapnelin geniş bir alana yayılmasına yol açıyor.

El Beka adlı kafeye yapılan saldırıda en az 41 Filistinli öldürülmüş, 75 kişi yaralanmıştı. Hayatını kaybedenler arasında 4, 12 ve 14 yaşlarındaki çocuklar da vardı.

Gazetenin bombanın parçalarına dair elde ettiği fotoğrafları inceleyen uzmanlar, sivillerin böyle bir mühimmatla kasten vurulmasının savaş suçu teşkil edebileceğine dikkat çekiyor.

Kopenhag Üniversitesi'nde uluslararası hukuk alanında çalışan Marc Schack şunları söylüyor:

Bu tür bir mühimmatın kullanımını gerekçelendirmek neredeyse imkansız. Eğer 20, 30, 40 ya da daha fazla sivil kayıptan bahsediyorsanız, bu genellikle çok büyük öneme sahip bir hedef olmalıdır. Afganistan ve Irak'taki koalisyon güçleri açısından çok üst düzey bir hedef için kabul edilen rakam 30'dan az sivilin öldürülmesiydi, o zaman da istisnai koşullar söz konusuydu.

Diğer yandan saldırının ardından İsrail Savunma Kuvvetleri’nden (IDF) yapılan açıklamada “asla sivillerin hedef alınmadığı” ileri sürüldü. Ayrıca saldırıdan önce sivil kaybın azaltılması için adımlar atıldığı savunuldu. Analistler, İsrail ordusunun drone’larla kafe etrafındaki sivilleri görmesine rağmen saldırı düzenlediğini söylüyor.

Filistinli bir aile tarafından 40 yıl önce kurulan kafe, hızlı internet bağlantısıyla öğrenciler, gazeteciler ve uzaktan çalışanların sık uğradığı bir mekandı.

İsrail ordusu Gazze’yi her gün bombalarken bölgede ateşkes sağlanması için yürütülen çalışmalar da hızlandı.

İsrail medyasındaki haberlerde, Başbakan Binyamin Netanyahu’nun 7 Temmuz’da yapacağı ABD ziyareti öncesinde ateşkes anlaşmasının imzalanmasının hedeflendiği yazılıyor.

Ayrıca ABD Başkanı Donald Trump’ın İsrail tarafından kabul edildiğini savunduğu 60 günlük ateşkes teklifine Hamas’ın da sıcak baktığı ileri sürülüyor. Anlaşmaya dair detaylar resmi kanallardan paylaşılmadı. Ancak haberlerde Hamas’tan kalan 50 rehinenin tamamını serbest bırakmasının isteneceği aktarılıyor.

Hamas’ın buna yanıtını cuma akşamına kadar arabuluculara sunması bekleniyor. Filistinli örgütün, Gazze’ye yardım girişine izin verilmesi ve İsrail ordusunun bölgedeki işgalini sonlandırması taleplerinden geri adım atmayacağı belirtiliyor. Anlaşma kapsamında IDF’nin Gazze’deki bazı bölgelerden çekilebileceği savunuluyor.

Independent Türkçe, Guardian, Times of Israel, Haaretz