İngiltere, cilt renginin oksimetrelerin doğruluğu üzerindeki etkisine yönelik uyarıda bulundu

Oksimetre kullanan bir kişi (Arşiv-AFP)
Oksimetre kullanan bir kişi (Arşiv-AFP)
TT

İngiltere, cilt renginin oksimetrelerin doğruluğu üzerindeki etkisine yönelik uyarıda bulundu

Oksimetre kullanan bir kişi (Arşiv-AFP)
Oksimetre kullanan bir kişi (Arşiv-AFP)

Ulusal Sağlık Hizmeti (NHS) dün (Cumartesi), yeni tip koronavirüse (Kovid-19) yakalanan hastaların evde kandaki oksijen seviyelerini izlemek için kullanılan oksimetre cihazlarının, koyu tenli insanlarda yanlış sonuçlar verebileceğine yönelik uyarıda bulundu.
Fransız haber ajansı AFP’nin aktardığına göre, yapılan bu uyarı, virüs semptomları geliştirme riski taşıyan ve oksijen seviyeleri belirli bir düzeyin altına düşmesi halinde hastaneye yatırılmaları gereken birçok kişinin kanındaki oksijen seviyelerini kontrol etmek için kullanılan nabız oksimetrelerine yönelik geldi.

Bu hizmet, NHS tarafından virüs belirtileri olanlara ve 65 yaş üstü veya klinik olarak virüse karşı risk altında olan kişilere veriliyor.
NHS yaptığı açıklamada, “Koyu tenli kişilerde nabız oksimetresinin daha az oranla doğru sonuç verme ihtimali olabileceğine yönelik raporlar bulunuyor. Zira cihaz kandaki oksijen seviyesini olduğundan daha yüksek olarak okuyabilir.” ifadelerine yer verdi.

Parmağa takılan cihazlar, kandaki oksijen seviyesini ölçmek için kişinin cildine ışık göndererek çalışıyor. NHS’nin internet sitesinde Kovid-19 hastaları için güncellenen kılavuzlar, kişinin koyu bir tene sahip olması veya siyahi olması durumunda doğru sonuç verme oranının daha az olduğuna yönelik bazı raporlar olduğunu, kandaki oksijenin daha yüksek çıkabileceği konusunda uyarıda bulunuyor.
Açıklamada, kandaki oksijen oranının düşüp düşmediğini görmek için düzenli olarak kontrol etmenin önemine vurgu yapılıyor.

NHS’ye bağlı Sağlık ve Etnisite İzleme Direktörü Habib Naqvi, sorun yaşayanların siyahiler ve çeşitli Asya topluluklarından olduğunu belirtti. Siyahi Afrikalılar ve Bengalliler başta olmak üzere etnik azınlık üyeleri, İngiltere’de virüse bağlı olarak kaydedilen en yüksek ölüm oranlarından birine sahipler.
Birleşik Krallık’ta Kovid-19’a bağlı olarak hayatını kaybedenlerin sayısı, dünya genelinde kaydedilen en yüksek oranlardan biri olarak 129 bin 949 kişiye ulaştı.



İsrail kararı sonrası 6 Avrupa ülkesi Eurovision’dan çekildi

Ülkesini temsil eden İsrailli şarkıcı Eden Golan, 10 Mayıs 2024'te İsveç'in Malmö kentinde düzenlenen 2024 Eurovision Şarkı Yarışması finali öncesi provalar sırasında sahnede (Reuters)
Ülkesini temsil eden İsrailli şarkıcı Eden Golan, 10 Mayıs 2024'te İsveç'in Malmö kentinde düzenlenen 2024 Eurovision Şarkı Yarışması finali öncesi provalar sırasında sahnede (Reuters)
TT

İsrail kararı sonrası 6 Avrupa ülkesi Eurovision’dan çekildi

Ülkesini temsil eden İsrailli şarkıcı Eden Golan, 10 Mayıs 2024'te İsveç'in Malmö kentinde düzenlenen 2024 Eurovision Şarkı Yarışması finali öncesi provalar sırasında sahnede (Reuters)
Ülkesini temsil eden İsrailli şarkıcı Eden Golan, 10 Mayıs 2024'te İsveç'in Malmö kentinde düzenlenen 2024 Eurovision Şarkı Yarışması finali öncesi provalar sırasında sahnede (Reuters)

Avrupa Yayın Birliği’nin (EBU) toplantısında Slovenya, İspanya, Karadağ, Hollanda, Türkiye, Cezayir ve İzlanda; İsrail’in Eurovision Şarkı Yarışması’na katılımı için gizli oylama yapılmasını talep etti. Talep reddedildi.

Red kararının ardından İzlanda, İrlanda, İspanya, Hollanda, Belçika ve Slovenya, bu yıl Viyana’da düzenlenecek Eurovision Şarkı Yarışması’na katılmama kararı aldı.

İspanya, daha önce İsrail’in Gazze’deki saldırıları nedeniyle Eurovision’dan çıkarılması için EBU’ya resmi başvuru yapmış, yarışmanın siyasi tarafsızlık ilkesinin korunması gerektiğini savunmuştu. Hollanda da benzer şekilde, İsrail’in yarışmada yer alması halinde çekileceğini açıklamıştı.

EBU, oylama taleplerini reddederek İsrail’in yarışmaya katılacağını duyurdu. Kararın ardından boykot açıklamaları peş peşe geldi.

İspanya ve Hollanda, İsrail’in katılımına onay verilmesi üzerine yarışmaya katılmayacaklarını bildirdi. İki ülke de Gazze’deki savaşın yarattığı insani tablo ve oylama uygulamalarına ilişkin tartışmaları gerekçe göstermişti.

Hollandalı yayın kuruluşu Avrotros, “Mevcut koşullar altında yarışmaya katılmak kamu değerlerimizle bağdaşmamaktadır” açıklamasında bulundu. İspanyol yayın kuruluşu RTVE ise yönetim kurulu kararının gereği olarak yarışmadan çekildiklerini ve 2026 finallerini yayınlamayacaklarını duyurdu.

İrlanda, Slovenya ve İzlanda da EBU’nun İsrail kararının ardından yarışmadan çekileceğini açıklayan ülkeler arasında yer aldı. Bu üç ülke de kararı resmileştirerek yarışmadan ayrıldı.

Independent Türkçe


Asya'nın El Chapo'su 16 yıl hapis cezasına çarptırıldı

(Avustralya Federal Polisi/Arşiv)
(Avustralya Federal Polisi/Arşiv)
TT

Asya'nın El Chapo'su 16 yıl hapis cezasına çarptırıldı

(Avustralya Federal Polisi/Arşiv)
(Avustralya Federal Polisi/Arşiv)

Avustralya'da bir mahkeme, uluslararası bir uyuşturucu kaçakçılığı örgütünün elebaşı Tse Chi Lop'u 16 yıl hapis cezasına çarptırdı.

Bir zamanlar Meksikalı uyuşturucu baronları Pablo Escobar ve Joaquin "El Chapo" Guzman'a benzetilen 62 yaşındaki Kanadalı suç örgütü lideri Tse, Avustralya'dan gelen bir Interpol ihbarı üzerine 2021'de Amsterdam'da tutuklanmıştı.

Ticari miktarda metamfetamini Avustralya'ya sokmak amacıyla komplo kurmakla suçlanıyordu.

Tse, perşembe günü Melbourne'daki bir mahkeme salonunda, 2012-2013'te ülkeye yüksek miktarda yasadışı uyuşturucu sokmak amacıyla komplo kurmaktan yargıç tarafından cezalandırılırken, kalın çerçeveli siyah gözlükleri ve mavi gömleğiyle başı öne eğik halde oturuyordu.

10 yıl sonra şartlı tahliye hakkı kazanacak.

Bu hüküm, bu tür suçlar için genellikle verilen müebbet hapis cezasının epey altında.

Yargıç Peter Rozen, cezanın eski Avustralya Başsavcısı Michaelia Cash'le Hollanda yetkilileri arasındaki  "alışılmadık" bir anlaşmanın ardından belirlendiğini söyledi. Bu anlaşmada Canberra, Tse'nin ülkeye iade edilmesinin ardından Avustralya'da uygulanan azami cezayı almayacağına söz vermişti.

u
Avustralya polisinin yayımladığı fotoğrafta, 22 Aralık 2022'de Hollanda'dan iade edilen Tse Chi Lop, Melbourne Havalimanı'nda polis eşliğinde götürülüyor (Avustralya Federal Polisi/Arşiv)

Komiser Krissy Barrett yaptığı açıklamada, "Bu soruşturma, Avustralya Federal Polisi'nin uzun kolunun dünyanın dört bir yanındaki suçlulara ulaşabileceğini gösteriyor" dedi.

Yargılamanın büyük bir kısmının kapalı kapılar ardında yürütüldüğü dava, üç yıl süren müzakerelerin ardından sonuçlandı.

Mahkemenin perşembe günü kamuoyuna açılmasıyla Tse'nin, savcılarla yapılan görüşmelerin ardından uyuşturucu komplosuyla ilgili yasal suçlamaları kabul ettiği ortaya çıktı.

Çin doğumlu Tse, Asya-Pasifik bölgesinde metamfetamin dağıtımını domine ettiği öne sürülen ve The Company diye de bilinen geniş çaplı uluslararası uyuşturucu kaçakçılığı örgütü Sam Gor'un lideriydi.

2019'da Reuters, Kantonca'da 3 Numaralı Kardeş anlamına gelen Sam Gor olarak da bilinen Tse'yi "Asya'nın El Chapo'su" diye tanımlamıştı.

Taylandlı kick boksçular tarafından korunduğu söyleniyordu.

Tse'nin örgütünün, Doğu Asya'daki Japonya'dan Güney Pasifik'teki Yeni Zelanda'ya kadar en az bir düzine ülkeye uyuşturucu taşıyarak yılda 13 milyar sterlinin (yaklaşık 739 milyar TL ) üzerinde gelir elde ettiği tahmin ediliyordu.

Tse'nin bir keresinde Çin'in Makao kentinde tek bir kumar seansında yaklaşık 5,2 milyon sterlin (yaklaşık 295 milyon TL) harcadığı bildirilmişti.

Polis, örgütün zirve döneminde Avustralya'ya uyuşturucu sokan en büyük metamfetamin kaçakçısı olduğunu belirtiyor.

Tse, 22 Ocak 2021'de Tayvan'dan Kanada'ya geçiş yaparken Hollanda'daki Schiphol Havalimanı'nda yakalanmıştı.

Uyuşturucu kaçakçılığından yargılanmak üzere Aralık 2022'de Avustralya'ya iade edilmişti.

Independent Türkçe


Sosyal medyaya ara vermek ruh sağlığına iyi geliyor mu?

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Sosyal medyaya ara vermek ruh sağlığına iyi geliyor mu?

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Yeni bir araştırma, sosyal medyadan kısa süre uzak kalmanın bile ruh sağlığını iyileştirmeye yetebileceğini öne sürüyor.

Jama Network adlı akademik dergide yayımlanan makaleye göre bilim insanları, sadece bir haftalık detoks yapmanın gençler arasında anksiyete, depresyon ve uyku problemlerinde kayda değer bir azalma sağladığını ortaya koydu.

Harvard Üniversitesi'nden araştırmacılar, 18 ila 24 yaşındaki 295 genç yetişkinin ruh sağlığını üç hafta boyunca değerlendirdi. Katılımcılar ilk iki hafta boyunca sosyal medyayı kullandı ancak üçüncü haftada hepsi 7 günlük ara verdi.

Çarpıcı bulgular, detoksun anksiyete semptomlarını yüzde 16, depresyonu yaklaşık yüzde 25 ve uyku sorunlarını yüzde 14 azalttığını gösterdi. Çalışmanın başında daha şiddetli depresif semptomlar gösterenlerde daha da belirgin değişiklikler kaydedildi.

Ancak araştırmacılar, sosyal medyaya ara vermenin yalnızlık oranlarını etkilemediğini ve haftalar arasında "önemli" bir değişiklik bulunmadığını belirtti.

Boston'daki Harvard Tıp Fakültesi'nde psikiyatri doçenti ve çalışmanın ortak yazarı Dr. John Torous, The New York Times'a, sosyal medyayı azaltmanın "başvurulacak ilk yöntem ya da tek çözüm" olarak görülmemesi gerektiğini söyledi.

"Bir ruh sağlığı sorunuyla mücadele ediyorsanız ve halihazırda tedavi görüyorsanız, sosyal medyayı azaltmak kendinizi daha iyi hissetmenize yardımcı olup olmadığını görmek için denemeye değer olabilir" diye tavsiyede bulundu ancak sonuçların herkes için bir garanti olarak görülmemesi konusunda uyardı.

Torous ayrıca şunları ekledi:

Ortalamalar cesaret verici ancak kesinlikle tabloyu bütünüyle göstermiyor,  fark çok büyüktü.

Bu çalışma, Pensilvanya Üniversitesi'nde yapılan bir araştırmanın, ergenlik öncesi dönemde akıllı telefon sahibi olmanın ve düzenli kullanmanın depresyon ve obezite de dahil bir dizi zihinsel ve fiziksel sağlık sorunuyla bağlantılı olabileceğini ortaya koymasının ardından geldi.

Çalışma, 12 yaşında akıllı telefon sahibi olan çocukların obezite, yetersiz uyku ve depresyon sorunları geliştirme ihtimalinin daha yüksek olduğunu göstermişti. Sonuçlar, bir çocuk akıllı telefonu ne kadar erken edinirse, bu alanlardaki sağlık sonuçlarının o kadar kötü olduğuna işaret etmişti.

Başyazar Dr. Ran Barzilay. "Bulgularımız, akıllı telefonları ergen sağlığında önemli bir faktör olarak görmemiz, bir çocuğa telefon verme kararına temkinli yaklaşmamız ve yaşamlarıyla sağlıkları üzerindeki olası etkilerini göz önünde bulundurmamız gerektiğini gösteriyor" demişti.

Ancak Dr. Torous gibi o da akıllı telefonları çocukların ruh sağlığı için tamamen kötü olarak görmememiz konusunda uyarmıştı.

Birçok ergen için akıllı telefonlar, sosyal bağları güçlendirerek, öğrenmeyi destekleyerek ve kişisel gelişimi teşvik eden bilgi ve kaynaklara erişim sağlayarak yapıcı bir rol oynayabilir. Benzer şekilde, bazı aileler akıllı telefonu güvenlik veya iletişim için bir gereklilik olarak görebilir.

Independent Türkçe